MAGAZİN - 09 Eylül 2024 Pazartesi 10:07

Kültürpark’ta coşku Can Gox ve Sakiler ile devam etti

A
A
A
Kültürpark’ta coşku Can Gox ve Sakiler ile devam etti

93. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) onuncu gününde de konserler, gösteriler ve etkinlikler ile ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşattı. Kültürpark’ta Çim Konserleri Sahnesi’nde Sakiler grubu yer alırken, Alternatif Sahne’de ise finali Can Gox yaptı.


93. İzmir Enternasyonal Fuarı bu yıl da birbirinden ünlü isimleri ziyaretçileriyle buluşturmaya devam ediyor. Fuarın onuncu gününde Kültürpark’ta Çim Konserleri Sahnesi’nin konuğu Sakiler grubu olurken, Alternatif Sahne’de ise Can Gox vardı. “Aşığın Kaderi” şarkısı ile sahneye çıkan Sakiler grubu yediden yetmişe binlerce İzmirliyi coşturdu.



Gox: İzmir benim canımdır


Can Gox, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın dünya tarihinde az görünen bir etkinlik olduğunu belirterek, “Bu fuarın amacı hepimizi bir araya getirebilmek. Bir araya gelip hiçbir kaygımız olmadan kenetleniyoruz. Çocukken başka şehirlerden fuara geleceğiz diye otobüslere heyecanla binerdik. İzmir benim canımdır. Başkanımıza, etkinlikte çalışan tüm personele, sponsorlara bu sene için teşekkür ediyoruz” dedi.



Kültürpark’ta coşku Can Gox ve Sakiler ile devam etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’ndaki merkez 2024 yılında da öğrencilerin vazgeçilmez adresi oldu Kuşadası Belediyesi ile Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı (KEGEV) iş birliğinde 2020 yılında açılan Sevil-Yaşar Altaş Eğitim ve Kültür Merkezi (SEYAKMER) Dijital ve Materyal Çocuk Kütüphanesi, son 3 yıldır olduğu gibi 2024’te de Kuşadalı çocukların gözdesi oldu. Düzenlediği eğitici ve öğretici atölye çalışmalarının yanı sıra ev sahipliği yaptığı etkinliklerle öğrencilerin kendilerini geliştirmesine katkı sunan SEYAKMER’i geçtiğimiz sene 8 bin 901 çocuk ziyaret etti. Kuşadası Belediyesi’nin Başkan Ömer Günel’in girişimiyle kültür ve eğitim alanında yaptığı en önemli yatırımlardan biri olan SEYAKMER, sunduğu konforlu ders çalışma ortamı ve düzenlediği eğitici ve öğretici atölyelerle, 2024 yılında da öğrencilerin vazgeçilmez adresi oldu. Geçen sene boyunca 76 etkinliğe ev sahipliği yapan, üye sayısını 2 bin 866’ya, basılı kitap sayısını da 10 bin 41’e yükselten SEYAKMER, geride kalan yılda 8 bin 901 öğrenciyi ağırladı. Kurulduğu günden bu yana bünyesinde bulundurduğu 35 farklı kategorideki 25 binin üzerinde dijital yayınla öğrencilerin doğru bilgiye kısa süre içerisinde ulaşmasını sağlayan SEYAKMER, kentin eğitim hayatına önemli katkı sundu. Okullarla koordineli bir şekilde çalışan SEYAKMER’de öğrenciler, ‘yaparak-yaşayarak öğreniyorum etkinlikleri’ kapsamında gerçekleştirilen keçe, punch ve seramik gibi atölye çalışmaları aracılığıyla 2024 yılında el becerilerini de geliştirme fırsatı buldu. Kapılarını açtığı günden bu yana çocuklara kitap okuma sevgisi kazandırmak amacıyla çalışan SEYAKMER, ayrıca yıl boyunca birbirinden değerli çocuk kitabı yazarlarını da konuk ederek öğrencilerin erken yaşta edebiyata ilgi duymalarını sağladı. SEYAKMER, sahip olduğu mobil uygulama aracılığıyla basılı kitap dışında Kuşadası’nda ikamet eden ve kente turizm amaçlı gelen çocuklar için 35 binin üzerinde dijital kitap ve yayına ulaşma olanağı sunuyor. Okuyucular tarafından IOS ve Android marketlerden ücretsiz olarak indirilerek aktif hale gelen uygulama, Kuşadası’nda ikamet edenlere süresiz kullanma olanağı veriyor. Şehir dışından gelen misafir kullanıcılar ise Kuşadası sınırları dışına çıktıktan sonra 7 gün daha hizmetten yararlanabiliyor.
İstanbul Metrobüs durağındaki ‘Empati Parkuru’ ile görme engellilere farkındalık 7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’na özel Beylikdüzü Belediye metrobüs durağına ‘Empati Parkuru’ kuruldu. Görme engellilerin normal hayatta yaşadıkları zorluklara farkındalık oluşturmak için düzenlenen etkinlikte; parkuru denemek isteyenler göz bandı yardımıyla yürümeye çalıştı. Parkuru bitiren 77 yaşındaki Zeki Yücesan, “Yürümeye çalışırken sadece karanlık bir dünya hissettim” dedi. Görme sağlığının önemine dikkat çekmek için Medicana International İstanbul Hastanesi, Beylikdüzü Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi Engelsiz Yaşam Masası iş birliği ile Beylikdüzü Belediye metrobüs durağında, Empati Parkuru kuruldu. Vatandaşlar, parkuru göz bandı ve bastonla deneyimledi. Katılımcılar daha sonra empati kutusuyla, görmeden kutunun içindeki Galata Kulesi, araba gibi objeleri tanımaya çalıştı. Son olarak karanlıkta bardağa su doldurup içme etkinliği de yapıldı. Böylece görme engellilerin günlük hayatta yaşadığı zorluklar yansıtılmaya çalışıldı. “Türkiye’de 1-1 buçuk milyon civarında görme engelli var” Amaçlarının empati oluşturmak olduğunu belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Göz Bölümü’nden Doç. Dr. Sait Alim, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 45-50 milyon civarında görme engelli var. Ülkemizde ise tam bir istatistik olmamakla birlikte 1-1 buçuk milyon civarında görme engelli olduğu düşünülmekte. Ancak görme engellilerin yüzde 60’ı tedavi edilebilir hastalıklardan kaynaklı görme kaybı yaşamaktadır" dedi. “Ne kadar erken teşhis olursa tedavi etmek de o kadar kolay olur” Doç. Dr. Sait Alim, “Gelişmekte olan ülkelerde daha çok katarakt ve glokom göz tansiyonu dediğimiz diyabete bağlı göz hastalıklardan dolayı körlük oluşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise yaşa bağlı sarı nokta hastalığında ve erken doğanlarda oluşabilmektedir. Çocuklarımız 3 aylıkken ve okul öncesinde mutlaka muayene ettirilmelidir. Ne kadar erken teşhis olursa tedavi etmek de o kadar kolay olur. Diğer bireylerde ise özellikle 40 yaştan sonra ailede özellikle göz tansiyonu, glokom öyküsü varsa bunların da senelik olarak taranması gerekmektedir. Ayrıca yaşa bağlı katarakt da özellikle gelişmekte olan ülkelerde körlük nedenidir. Bu yüzden vatandaşlarımız, özellikle 50 yaştan sonra katarakt için rutin kontrollerini yaptırmalılar. Dolayısıyla erken teşhis, erken tedavi körlüğü de engelleyebilmektedir” şeklinde konuştu. “Dünyada bir ilkti” Eğitmen Ahmet Çekirdekçi ise şunları söyledi: “Bazı yerlerde görüyoruz, görme engelli yürüme yerlerinin önüne araç park ediliyor. Herhangi bir duba konuluyor. Biz de buradaki yürüyüş yolumuzla kişilere farkındalık oluşturmak istedik. Empati duygularını artırarak bir daha böyle bir şey yapmamalarını, yapılmamasını sağlamalarını istiyoruz. Ayrıca bizim, görme engelliler için ‘Hayata Dokunuyorum İnovatif’ atölyemiz var. Orada 18’e yakın objemiz var. Bu objelerimizle görme engelli vatandaşlarımızın Anıtkabir, Ayasofya Camii, Galata Kulesi gibi yerlerin nasıl bir şey olduğunu bilmediklerinden, onların dokunma duyuları çok geliştiğinden dolayı elle dokunarak bu yapıların nasıl bir yapı olduğunu öğrenmelerini sağlıyoruz. Bu, dünyada bir ilkti. Şimdi Avrupa ülkelerinde de yapılıyormuş. Bu objelerimizi de buraya getirdik. Vatandaşlarımızın gözlerine bant takıyoruz. Böylece görme engellilerin ne yaşadığını anlıyorlar. Görme engelli vatandaşlarımızın yemek yerken çektiği zorlukları anlamaları için de etkinliğimiz var. Gözleri kapalıyken pet şişeden bardağa su dolduruyorlar.” “Burada daha da çok farkındalık kazandım” Parkura katılan 77 yaşındaki Zeki Yücesan, “Görme engellilerin çok zor şartlarda yaşadığını hissettim. Onlara çok yardımcı olmamız gerektiğini daha da çok düşündüm. Burada daha da çok farkındalık kazandım. Bu hizmetlerinden dolayı hastane ve belediyeyi de kutluyorum. Gözlerim kapalı, bastonla yürümeye çalışırken sadece karanlık bir dünya hissettim” dedi.
Antalya Muratpaşa’nın turunçları kadınların emeğiyle reçele dönüşüyor Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin parklara ve kaldırımlara diktiği turunç ağaçları, kadın kooperatiflerinin emeğiyle Antalya’nın tescilli lezzeti turunç reçeline dönüştü. Hazırlanan reçeller, belediyenin aşevi aracılığıyla ihtiyaç sahibi evlere ulaştırıldı. Yaklaşık 10 yıl önce Muratpaşa Belediyesi, Ermenek Mahallesi’nde 12 dönümlük alanda turunç fidanı üretimine başladı. Antalya genelinde yapılan taramalarla en iyi meyveler belirlendi ve bu meyvelerden alınan tohumlarla 2015 yılında ilk fidanlar yetiştirildi. Bugün, belediyenin diktiği 20 bini aşkın turunç ağacı, sokaklardan parklara kadar her yerde meyve veriyor. 2021’de ilk meyvelerini veren ağaçlar, Muratpaşa sakinlerinin yanı sıra kadın kooperatiflerini de harekete geçirdi. Kadınlar, belediyenin parklarından toplanan turunçları büyük bir özenle işleyerek reçel haline getirdi. Toplanan yüzlerce kasa turunç önce yıkandı, ardından kabukları rendelenip ince dilimler halinde doğrandı. Kabukların beyaz kısımları titizlikle temizlendikten sonra acılığını gidermek için bir hafta boyunca suda bekletildi ve her gün suyu değiştirildi. İpe dizilerek şekillendirilen turunç kabukları, kaynatılıp şeker ve limon suyuyla kıvam alması sağlanarak reçele dönüştürüldü. Kadın kooperatiflerinin yoğun mesaisiyle hazırlanan turunç reçelleri, belediyenin aşevine teslim edildi. Aşevi, her gün sıcak yemek ulaştırdığı evlere turunç reçellerini de ulaştırarak dayanışma ve emeği sofralara taşıdı.