KÜLTÜR SANAT - 05 Aralık 2024 Perşembe 12:52

İzmir’de sağlık ve turizm fuarı kapılarını açtı

A
A
A
İzmir’de sağlık ve turizm fuarı kapılarını açtı

18. TTI İzmir Turizm Fuarı ve 2. Sağlık Turizmi Fuarı, yerli ve yabancı turizm temsilcilerini Fuar İzmir’de buluştururken, sektörde yeni iş birliklerine ve sürdürülebilir projelere zemin hazırlıyor.



İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TÜRSAB iş birliğiyle düzenlenen “18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi” ile İZFAŞ tarafından organize edilen “TTI Health 2. Sağlık Turizmi Fuarı” bugün kapılarını açtı. Fuar İzmir B Hol Etkinlik Alanı’nda gerçekleşen açılış töreni, turizm sektöründen birçok yerli ve yabancı katılımcıyı bir araya getirdi.



“Turist sayısının önümüzdeki dönemde artmasını bekliyoruz”


Seyahat endüstrisinin bir destinasyonun kalkınması için en önemli faktörlerden biri olduğunu belirten İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, “Dünya genelinde her geçen gün seyahat eden kişi sayısı artıyor. 2024 yılının ilk 7 ayında Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü’nün verilerine göre 790 milyon kişi seyahat etti. 2023 yılında seyahat ve turizm endüstrisi küresel gelire 18 trilyon dolar ile yüzde 9’luk bir katkı yaptı. İstihdam katkısına da baktığınızda 27 milyon yeni iş imkanı sağladığını görüyoruz. İzmir’e bakacak olursak kentimize 2024’ün ilk 7 ayında 913 bin civarında yabancı turist geldi. Ziyaretçi sayısı geçen yıla aynı oranda yüzde 14 oranında arttı. Bu rakamın yürütmekte olduğumuz çalışmaların da katkısıyla önümüzdeki dönemde artmasını bekliyoruz” dedi.



“Ziyaretçi standa değil insana gelmektedir”


Fuarlara katılımcı çekmenin en önemli unsurunun insan olduğunu belirterek destinasyon pazarlaması yapan özellikle belediyelere ve ticaret odalarına tavsiyelerde bulunan Türkiye Seyahat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Eker, “Profesyonel yöneticilerin sık sık değiştiğini görüyoruz. Ekipler, tam tur operatörlerini, seyahat acentelerini tanışmaya başladığı anda değiştiriliyor. Bu değişiklikler destinasyon tanıtımlarının tekrar başa dönmesini sağlamakta ve kaynaklarımız boşa harcanmaktadır. Unutmayın ki ziyaretçi standa değil insana gelmektedir. Şehrimizin önemli turizmcileri de fuar stant süresince stantlarımızda yer alması da çok önem taşımaktadır. Diğer bir tavsiyem de fuar öncesi randevu hazırlığıdır. Fuardan maksimum verim alan katılımcılar fuar esnası tüm görüşmelerini önceden planlayanlar hedef kitlelerini önceden fuara davet edenlerdir. Bu planlamanın da yapılmasını önemle tavsiye ederim” diye belirtti.



“Fuarlarımızın iyi geçmesini temenni ediyorum”


Fuarın pek çok yeni iş imkanına zemin hazırladığını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zafer Levent, “Turizm artık pek çok alanı kaplayan dev bir sektöre dönüşmüş durumdadır. Günümüzde ise dünyamızı hızla etkisi altına alan teknolojik gelişmeler, iklim krizi gibi önemli faktörler turizm sektörünün bir kez daha kendisini yenilemesini gerekli kılmaktadır. Bugün burada turizme destekleriyle arasında bulunan kamu kurumları ve belediyelerin yanı sıra tüm bu gelişmelere uyum sağlayabildiği için var olan ve ayakta kalabilen seyahat acenteleri, tur operatörleri, konaklama tesisleri, hava yolları turizm taşımacıları seyahat teknolojileri ve yazılımlarıyla ilgili birçok kuruluşla birlikteyiz. Bu bir araya geliş yeni tartışmalara, eski birliktelikleri güçlendirmeye, ticareti artırmaya katkısı olduğu kadar sektörün kendini güncellemesi içinde önemli bir adım. Bu anlamda teknolojiyi turizmin farklı alanlarına entegre ederek yeni iş modelleri geliştirme, sektördeki mevcut sorunlara alternatif yaklaşımlar getirme ve sürdürülebilirlik odaklı projeler tasarlama imkanı oluşturmayı da öncelik olarak belirleyen fuarlarımızın iyi geçmesini temenni ediyorum” diye konuştu.



“Kendi adalarımıza seyahat etmeliyiz”


“Farklı adalara farklı ülkelere değil kendi adamımız olan kendi ülkemiz olan ayni dili ayni dili ve ayni para birimini paylaştığımız Kuzey Kıbrıs’ın olduğunu bilerek hareket etmemiz gerekiyor” diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, “Turizm sektörünün yelpazesine baktığımız zaman ne kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomisine olan katkısının ve bütçe açığının yüzde 60’ların üzerindedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 10 bin yılı aşkın tarihi zenginliği ve doğal güzelliklerinin yanı sıra bütün destinasyonlardan Kuzey Kıbrıs’a gelip de alternatif turizm modelleri içerisinde aramış oldukları her ne olursa olsun bütün alternatif turizm modellerini de içinde barındıran bir yer. Yıllar öncesinde Kapalı Maraş olarak adlandırdığımız 50 yıllık geçmişi olan Maraş’ın ziyarete ve ziyaretçilere açık olarak ve özellikle alternatif turizm modelleri arasında Maraş’ı görmek için bile gelip ziyaretçi sayısının da oldukça yüksek olduğunu da vurgulamak isterim. Yine gastronomide baktığımız zaman gastronomi turizmi ve birçok lezzeti de kendi içinde barındıran bir turizm sektöründen bahsediyoruz. İnşaat sektörünün artarak devam ettiği bu süre içerisinde yatırımcıların çok hızlı bir şekilde dönüşü olduğuna olan inançlarından dolayı yatırımlarını da artarak birden fazla konutun alınması ve doğru bir yatırımın olduğunu da burada sizlerle paylaşabilirim. Hızlı geri dönüşümü sayesinde doğru bir yatırımın da olacağını sizlerle açıkçası paylaşmak istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni burada ben sizlere sabaha kadar anlatabilirim ama her zaman söylediğim bir şey var Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anlatmakla değil yaşamakla anlarsınız” ifadelerini kullandı.



İzmir’de sağlık ve turizm fuarı kapılarını açtı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çinli baba ve oğlunun “Sanatla Büyümek” sergisi sanatseverlerle buluştu Çinli ressam Ali Leigong ve oğlu Said Chuanyi Lei’nin eserlerinin yer aldığı “Sanatla Büyümek” adlı sergi, Milli Saraylar Resim Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu. 56 yıllık eserlerini sergileyen Ali Leigong, “Bu bugüne kadar yapılmış olan ilk baba oğul sergisi” dedi. Çin’in Hui Müslüman topluluğundan olan ressam Ali Leigong ve oğlu Said Chuanyi Lei’nin eserlerinin yer aldığı “Sanatla Büyümek” sergisi, Milli Saraylar Resim Müzesi Hüseyin Zekai Paşa Sergi Salonu’nda sanatseverlerin beğenisine sunuldu. 1967-2023 yılları arasında üretilmiş eserlerin yer aldığı sergi, Çin İslam Minyatür Ekolü’nün öncüsü Ali Leigong’un İslam unsurlarını Çin minyatür sanatına kazandırdığı çalışmalar ile bu üslubu sürdüren oğlu Said Chuanyi Lei’nin özgün yorumlarını bir araya getirdi. Kendi yazdığı şiirleri de ziyaretçiler sunuldu Sergide ipek ve xuan kâğıdı (pirinç kağıdı) gibi özel malzemeler üzerine çalışılmış eserler, Çin ve Türk minyatürleri, Çin kaligrafisi, Klasik Gongbi ve Xieyi (Sumi-e) tekniklerinden örnekler sergilendi. Sanatçıların daha önce sergilenmemiş eserleri ve Said Chuanyi Lei’nin çocukluk dönemine ait çalışmaları da ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Ali Leigong’un “Yüce Gökçe” adlı 550x150 santimetre ebatlarındaki büyük boyutlu eseri ve Said Chuanyi Lei’nin kedi temalı eserleri serginin öne çıkan parçaları arasında yer aldı. Sergide manatçı Ali Leigong’un kendi yazdığı şiirler de ziyaretçilere sunuldu. “Bugüne kadarki ilk baba-oğul sergisi” 56 yıllık eserlerini sergileyen Ali Leigong, “Bu bugüne kadar yapılmış olan ilk baba oğul sergisi. Bu yüzden öncelikle Milli Saraylar Başkanlığı’na, sonra bu sergide emeği geçen herkese ve bugün açılışımıza gelen herkese teşekkür ederiz. Türkiye’ye ilk 2008 yılında geldim. Sonra her geldiğimde sık sık sergilere katıldım. İlk geldiğim anda Türkiye’ye aşık oldum. Tarihi, insanları ve coğrafyayı çok seviyorum. Bu sergiden sonra Türkiye konulu eserler çalışmaya başladım. Daha önce de baba-oğul sergilerimiz oldu fakat bu sergi bizim hayatımızda bir dönüm noktası sayılabilir. Daha önceki sergilerimiz bu sergiye hazırlık gibi deneysel sergilerdi. Fakat bu sergimiz mükemmel ve her şey istediğimiz gibi oldu. Bu yüzden çok duygulandık” diye konuştu. “Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de olan bir sergi” Leigong’un kendisi gibi sanatçı olan oğlu Said Chuanyi Lei ise, “Bu mekan Dolmabahçe Sarayı içinde Mili Saraylar Resim Müzesi. Burası bütün dünya ziyaretçileri için açık. Çin’den gelen Müslüman sanatçılar olarak bizlerin hem geleneksel Çin sanatını hem de Çin-İslam sanatını sergileyebilme imkanımız oldu. Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de olan bir sergi. Çünkü benim 5 yaşından 13 yaşıma kadar olan çizimlerim de var. Aslında bu yüzden de organizasyon olarak düzenlemesi çok zor bir organizasyon. Fakat kısa zamanda sergi için özel eserler seçebildik” dedi. Sergi 13-26 Ocak tarihleri arasında ziyaret edilebilecek Sergi süresince belirli günlerde düzenlenecek etkinliklerle ziyaretçiler, sanatçıların canlı performanslarını izleyebilecek ve Sumi-e tekniğini deneyimleme şansı bulacak. Ayrıca çocuklar için özel sanat atölyeleri de sergi programında yer alıyor. “Sanatla Büyümek” sergisi, 13-26 Ocak tarihleri arasında Milli Saraylar Resim Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.