KÜLTÜR SANAT - 29 Ekim 2024 Salı 16:46

İZKİTAP hafta sonu on binleri ağırladı

A
A
A
İZKİTAP hafta sonu on binleri ağırladı

İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı’na İzmirli okurlar büyük ilgi gösterdi. Gazeteci, yazar ve siyasetçi Altan Öymen, Amerikalı yazar Adam Fawer, şair ve yazar Şükrü Erbaş, gazeteci, yazar Saygı Öztürk, akademisyen-yazar Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara gibi birbirinden değerli isimler söyleşi ve imza etkinlikleri ile kitapseverlerle buluştu.



İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliğiyle “Sinema ve Edebiyat” temasıyla düzenlenen İZKİTAP - 4. İzmir Kitap Fuarı, 3 Kasım’a kadar kitapseverleri ağırlamaya devam edecek. İZKİTAP, ilk hafta sonunda birbirinden değerli isimleri ağırlarken on binlerce kitapseverin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski genel başkanlarından gazeteci, yazar, Altan Öymen, “Kuşaklar Arası” adlı kitabı hakkında bir söyleşi ve imza etkinliği gerçekleştirdi. Öymen, “İzmir’de olmak her zaman çok güzel, İzmir kendi tarihinin de bir sonucu olarak hep hareketli bir şehirdir. İzmir sağduyulu insanların yoğun olduğu bir şehirdir. Gazetecilik yaptığım dönemlerde her ay birkaç defa gelirdim İzmir’e. Tarihini bildiğim ve çok sık geldiğim için buraya geldiğimde nostaljik duygular yaşıyorum. Hele ki İzmir’de böyle kültürel bir etkinlikte, bir kitap fuarında okuyucu ile buluşmak muhteşem bir şey” derken söyleşisinde de gazeteci, siyasetçi ve yazar olarak tarihi tanıklıklarından hatıralarına kadar birçok konuda deneyimlerini aktardı.



Türkiye’de kitaplarım çok sevildi


ABD’li roman yazarı Adam Fawer, Algan Sezgintüredi moderatörlüğünde son yazdığı kitabı “Mobius” hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Fawer, “Son 20 yıldır California ve New York’ da start-up çalışmalarında bulundum. İnsanın hayatını mahveden bir şey. Bu yüzden iyi bir hikaye anlatmak için iyi bir sahne olduğunu düşündüm. Türkiye’de kitaplarım çok sevildi, Farklı bir dilde ve kültürde bu kadar karşılık bulmasından çok mutluyum. Kitaplarımı yazarken bir fikirle başlıyorum. Örneğin, pişmanlık, sorgulamak gibi kavramlardan yola çıkıyorum. Onun üzerine zaman makinesi icat eden bir girişimde bütün hikayeyi oturtmaya karar verdim. Ardından çok geniş çaplı bilimsel araştırmalar yaptım. Amacım bir bilim kurgu konusunu gerçek hayata nasıl uyarlayabilirim konusunu çok çalıştım. Sonrasında karakterleri oluşturdum. Çünkü iyi bir kurmaca tamamen karakterlere dayanır” dedi.



Fawer’ın hayranları, söyleşiye büyük ilgi gösterirken kitaplarını imzalatmak için uzun sıralar oluşturdu.


Bir edebiyat metni kaç kişi tarafından okunursa o kadar yeniden yazılır


Okurlarıyla söyleşide bir araya gelen Şükrü Erbaş, “Yazdığım şiirlerde sadece benim dediğim duygu, anlam, ses, vurgu vesaire sadece bununla yetinirseniz şiir size hiçbir şey söylememiştir. Şiir, size bir şey söylediği için siz o şiiri, ancak ve ancak kendi sesinizle okursunuz, okumalısınız. Kendi sesinizle okuyun, hiçbir şairin sesiyle okumayın. Siz o şiirden başka anlam oluşturmak istiyorsanız kendi sesiniz, vurgulamalarınız, tonlamanızla okuyun. Sizin öfkeniz, acınız karışmalı oraya.Bir edebiyat metni kaç kişi tarafından okunursa o kadar yeniden yazılır” dedi.



Erbaş, kendi anlamını 50 yıldır oluşturmaya çalışan biri olduğunu belirterek, fuar hakkında görüşlerini de “Bu tarz etkinlikler daha sık yapılmalı, bu etkinlikler bir gelenek olmalı çoğalarak, yoğunlaşarak büyümeli. Bizim birbirimize çok ihtiyacımız var, en azından elimizde böyle kentlerimiz, bu kentlerde yaşayan böyle güzel insanlar var. Bu etkinliğe başka yerlerden gelen insanlar var. Onun için burada yapılan en küçücük bir şey başkalarının hayatına olağanüstü bir büyü ve güç olarak yansıyor. Bunu da çok güzel yapıyorsunuz. Teşekkür ederim” diyerek dile getirdi.



Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken Akademiklink adlı Youtube kanalı ile tanınan akademisyen, yazar Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara da “Kalk Çalış Başarısız Ol! Hayatta Sana Anlatılmayan Gerçekler" kitabı ile ilgili söyleşide okuyucuları ile buluştu.



İZKİTAP hafta sonu on binleri ağırladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.