GÜNDEM - 06 Aralık 2024 Cuma 11:25

İK yönetiminin geleceği Ege Bölgesi’nde tartışıldı

A
A
A
İK yönetiminin geleceği Ege Bölgesi’nde tartışıldı

KOSGEB İzmir Müdürlüğü tarafından Avrupa İşletmeler Ağı EBIC-EGE Projesi kapsamında, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ile Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) iş birliğiyle gerçekleşen "İK Kavramının Dönüşümü: İnsan Kaynaklarından İnsan ve Kültüre Geçiş" başlıklı çalıştay, Ege Bölgesi iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Originnovation moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlik, Design Thinking (Tasarım Odaklı Düşünme) yöntemiyle, organizasyonlarda insan ve kültür odaklı bir dönüşüm için çözüm önerileri geliştirdi.


Çalıştayda, üye şirket yöneticileri ve üye şirketlerinin İK yöneticileri, geleceğin iş dünyasında başarılı olmalarına yardımcı olacak en son İK trendleri, değişen İK dinamikleri, yetenek yönetiminin geleceği ve İK’da dijitalleşme konularında deneyim ve bilgi paylaşımında bulundular. "Ege Bölgesinin Dirençli İK Yönetimini Nasıl Tasarlayabiliriz?" sorusuna birlikte cevap arama fırsatı bulunan etkinlikte, çoklu kriz ortamlarında organizasyonların daha esnek, dirençli ve çevik yapılar oluşturması gerektiğine vurgu yapıldı. Tasarım Odaklı Düşünme yönteminin ele alındığı etkinlikte, insan kaynağı departmanlarının, insan ve kültür departmanlarına evrildiği günümüzde stratejik bir liderlik rolü üstlenmesi gerektiği belirtildi.



“Çalışan bağlılığının düşük olması şirketlere ciddi maliyetler doğuruyor”


KOSGEB İl Müdürü Levent Arslan, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu’nun katılım gösterdiği ve açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, çalışanların artık yalnızca birer iş gücü değil, aynı zamanda anlam ve aidiyet arayışında bireyler olduğunu hatırlatarak, “Özellikle Z kuşağı, iş yerlerinden değer odaklı bir yaklaşım ve esneklik bekliyor. Ekonomik olarak, çalışan bağlılığının düşük olması şirketlere ciddi maliyetler doğuruyor. Teknolojik gelişmeler ise yapay zekâ ve otomasyonun iş süreçlerini dönüştürmesiyle, insan dokunuşunun daha fazla önem kazandığı bir çalışma ortamını zorunlu kılıyor. Geleneksel insan kaynakları yaklaşımları, bireyleri standart süreçlere uydurmaya çalışırken, bu yeni dönemde bireysel farklılıkları ve kültürel katkıları göz ardı etmek, artık sürdürülebilir değil” dedi.


"İnsan ve Kültür" anlayışına geçiş için şirketlerin stratejik adımlar atması gerektiğine dikkat çeken Yelkenbiçer, “Öncelikle, liderlik anlayışının dönüştürülmesi şart. Liderler, yalnızca yöneten değil, aynı zamanda ilham veren ve destekleyen bir rol üstlenmelidir. Organizasyonel yapı, hiyerarşiden ziyade iş birliğine dayalı bir modelle yeniden tasarlanmalıdır. Çalışan deneyimini artırmak adına esnek çalışma modelleri, kişiselleştirilmiş kariyer gelişim programları ve anlamlı geri bildirim kültürü hayata geçirilmelidir” diye konuştu.


EGİAD olarak genç istihdamını ve "Ev Genci" olarak da ifade edilen NEET Gençler sorununa çözüm üretilmesini önceliklendirdiklerini belirten Yelkenbiçer, "EGİAD olarak hazırladığımız NEET Gençler Araştırma Raporu’nda politika önerilerinden birisini iş dünyasında gençlerin ihtiyaçlarına odaklanılması ve yeni yaklaşımlar geliştirilmesi oluşturuyor. Bu öneriyi hayata geçirebilmek için, İzmir’deki öncü sektörlerin insan kaynakları yöneticilerine yönelik eğitim programları düzenlenmesi projesi de raporumuzda yer alıyor. Düzenlediğimiz bu etkinlikle NEET Gençler Araştırma Raporu’muzdaki önerileri de hayata geçirmeye başlamış bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.



“İnsan kaynakları politikalarının gözden geçirilmesi bir zorunluluk”


Etkinliğin paydaşı ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise yaptığı konuşmada; insan kaynaklarından insan ve kültüre geçişin, günümüz iş dünyasında çalışanların ve işletmelerin başarısının anahtarı haline geldiğini vurguladı. İnsana yakışır işlerin desteklenmesi, değerli hisseden çalışanlar ve kapsayıcı bir iş kültürü oluşturmanın önemine dikkat çeken Zorlu, teknolojinin fırsatlarını insan merkezli bir yaklaşımla değerlendirmenin işletmelere hem ekonomik hem de sosyal değer katacağını belirtti. Yeni nesil çalışma düzeninin KOBİ’lerin gelişiminde kritik bir rol oynadığını ifade eden Zorlu, çalışanların iş ortamının kültürüyle motive olduğunu, bu nedenle insan kaynakları politikalarının gözden geçirilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu söyledi. Zorlu,“Çalışan ihtiyaçlarına çözüm bulan ve insana odaklanan politikalar geliştirmek, iş dünyasının geleceği için bir rehber niteliğindedir” diye konuştu.


KOSGEB İzmir Müdürü Dr. Levent Arslan da, Avrupa İşletmeler Ağı (Enterprise Europe Network) EBIC-EGE projesi kapsamında düzenledikleri dijital dönüşüm liderliği eğitimlerinde, dönüşüm süreçlerinin başarısı için insan kaynağının buna niyetli olmasının kritik bir unsur olduğunu vurguladı. Arslan, bu nedenle projede yer alan "dirençlilik" başlığını insan ve kültür perspektifinden ele alarak bir etkinlikte değerlendirmeyi tercih ettiklerini belirtti.


Etkinlikte, İK yönetiminde dijitalleşme, yetenek yönetiminin geleceği ve Ege Bölgesi’nin dirençli İK yapısının tasarımı gibi başlıklar tartışıldı. Özellikle şu konular öne çıktı: Kültürel dönüşüm: Organizasyonların vizyon ve misyonuna uygun şekilde insan ve kültür odaklı bir yapıya dönüşmesi. Eğitim ve gelişim programları: Çalışan deneyimini iyileştiren inovatif çözümler geliştirilmesi. Dayanıklılık ve çeviklik: Çoklu kriz ortamlarına adaptasyon ve sürdürülebilirlik için yeni çalışma modelleri.


Çalıştay sürecinde, katılımcılara hem bilgi alışverişi yapma hem de yeni iş birlikleri kurma fırsatı buldular. Bölgedeki KOBİ’ler, sanayiciler ve iş dünyası temsilcileri, küresel işbirlikleri için yenilikçi çözümler geliştirme konusunda fikir alışverişinde bulundu.


Originnovation yürütücülüğünde gerçekleşen Tasarım Odaklı Düşünme eğitimi ve çalıştayı, katılımcıların insan ve kültür odaklı bir dönüşüm sürecine dair somut adımlar atmalarını sağladı. Çalıştayın, Ege Bölgesi’nde İK yönetiminde dönüşüm oluşturacak güçlü bir etki bırakması bekleniyor.



İK yönetiminin geleceği Ege Bölgesi’nde tartışıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Silikon Vadisi Destekli Eğitim Programı, İYTE’de geleceğin girişimcilerini şekillendiriyor İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), Silikon Vadisi’nin önde gelen kurumlarından World Innovations Network (WIN) iş birliğiyle, genç girişimcileri küresel arenaya hazırlayan özel bir eğitim programına ev sahipliği yapıyor. Program, katılımcılarına iş fikri geliştirmeden yatırımcı sunumuna kadar kapsamlı bir eğitim deneyimi sunarak, Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine önemli katkılar sağlıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin teknoloji merkezi Silikon Vadisi’nden doğan World Innovations Network (WIN), Türkiye’deki girişimcilik potansiyelini harekete geçirmek için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ile iş birliği yaparak önemli bir adım attı. WIN, UC Berkeley Üniversitesi’ndeki AMENA Girişimcilik ve Kalkınma Merkezi ortaklığıyla geliştirdiği uluslararası Yenilik ve Girişimcilik Geliştirme Programı’nı, İYTE çatısı altında üçüncü kez başarıyla tamamladı. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) doğrultusunda odaklanan bu program, Türkiye’deki genç girişimcilere küresel arenada rekabet edebilme imkanı sunuyor. Programın temel amacı, genç girişimcileri destekleyerek hem Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkıda bulunmak hem de küresel sorunlara sürdürülebilir çözümler üretilmesine öncülük etmek. 2023 yaz döneminde çevrimiçi olarak başlayan eğitim serüveni, 2024 yaz ve güz dönemlerinde de devam etti. İYTE öğrencilerinin ağırlıkta olduğu katılımcılar, bu süreçte iş fikirlerinin tohumlarını ekip, iş planlarını olgunlaştırdılar. Program, katılımcılarına, iş modeli oluşturma, müşteri ihtiyaçlarını analiz etme, pazar araştırması yapma ve etkili sunum teknikleri konusunda detaylı bir eğitim verdi. Mentorlar eşliğinde çalışan ekipler, yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirirken, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun çözümler üretmeye odaklandılar. Üç eğitim programının koordinatörlüğünü üstlenen İYTE Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tuğkan Tuğlular, programın başarısının ardındaki en önemli etkenlerden birinin, Silikon Vadisi’nin deneyimli girişimcilerinden alınan mentorluk desteği olduğunu vurguladı. Bu mentorluk, katılımcıların iş fikirlerini şekillendirirken, karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı oluyor. Mentorlar, sadece bilgi aktarımı yapmakla kalmayıp, aynı zamanda katılımcılara ilham vererek, onların girişimcilik ruhunu daha da güçlendiriyor. Eğitim programının final etkinliği, katılımcıların iş planlarını jüri karşısında sunmalarıyla taçlandı. Bu etkinlik, katılımcılara potansiyel yatırımcılarla ve sektörün önde gelen isimleriyle tanışma imkanı sundu. Bu sayede, iş fikirlerini daha da geliştirme ve yatırım alma potansiyellerini artırma fırsatı yakaladılar. WIN TR ve İYTE iş birliğiyle hayata geçirilen bu program, Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini canlandırmayı hedeflerken, yerel yeteneklerin küresel inovasyon ağlarına entegre olmasını sağlıyor. Ayrıca, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda topluma değer katacak projeler üretilmesine de öncülük ediyor. Sertifika töreninde, Prof. Dr. Tuğkan Tuğlular, programa verdikleri destekten dolayı Softin Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Ural, Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veysi Kubba, İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, Cota Capital Yönetim Kurulu Başkanı Bobby Yazdani ve WIN Yönetim Kurulu Başkanı Farzad Naimi’ye içtenlikle teşekkürlerini sundu. Bu teşekkür, programın başarısında emeği geçen herkesin kıymetini vurgularken, aynı zamanda gelecekteki işbirliklerinin de temellerini oluşturuyor.
Bursa İki tekerlekliler Hollanda’da ilk sıraya yerleşti, Fas ve Irak’ta hızlandı Türkiye’nin geçen yıl iki tekerli kara taşıtları ihracatında Hollanda 21,7 milyon dolarla ilk sıraya yerleşirken, oransal olarak Fas ve Irak en fazla ihracat artışı yakalanan ülkeler oldu. Edinilen bilgiye göre, Türkiye, 2024’te120 ülkeye iki tekerlekli (bisiklet, motorlu bisiklet ve motosiklet) taşıt sattı. Önceki yıla göre ihracat 86 milyon dolardan 76 milyon dolara gerilese de bazı ülkelere yönelik artışlar dikkati çekti. Türkiye, geçen yıl 28 ülkeye 100 bin doların üzerinde, 9 ülkeye 1 milyon doların üzerinde ve Hollanda, Finlandiya ve Almanya’ya ise 10 milyon doların üzerinde ihracat gerekleştirdi. İtalya, Almanya, Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinde azalma yaşanırken Hollanda’ya ihracat 17,5 milyon dolardan yüzde 24 artışla 21,7 milyon dolara çıktı. 2023’te en fazla ihracat yapılan ülkeler sıralamasında birinci olan Finlandiya’ya ihracat, 19,7 milyon dolardan yüzde 2,8 azalmayla geçen yıl 19,1 milyon dolara düştü. Buna göre, Finlandiya ikinciliğe gerilerken Hollanda, 21,7 milyon dolarla Türkiye’nin en fazla iki tekerlekli taşıt ihraç ettiği ülkeler arasında ilk sıraya yerleşti. Miktar olarak en fazla ihracat artışının yaşandığı diğer ülke Romanya oldu. Geçen yıl bu ülkeye ihracat 3 milyon 746 bin dolardan yüzde 68,7 artışla 6 milyon 320 bin dolara çıktı. Oransal açıdan değerlendirildiğinde ise en fazla ihracat artışı Fas ve Irak’a yönelik oldu. Fas’a 437 bin dolarlık ürün satıldı ve yüzde 455’lik bir artış yakalandı. Irak’a ihracat ise 103 bin dolardan yaklaşık 400 bin dolara ulaştı ve yüzde 286,8’lik bir yükselişe imza atıldı. Türk ihracatçıları, bazı noktalarda daralan satışlarını yeni pazarlara yönelik yaptıkları girişimlerle artırmaya çalıştı.