GÜNDEM - 26 Ağustos 2024 Pazartesi 14:25

Başkan Tugay: “İşbirliğine hazırız”

A
A
A
Başkan Tugay: “İşbirliğine hazırız”

İzmir Körfezi’ndeki balık ölümlerine ilişkin basın açıklamasında bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Yıllar içerisinde derelere, körfeze evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar atılmış. Hepimiz, İzmir’in tüm yaşayanları, sanayi kuruluşları atık atıyor. İşin son noktasına gelinmiş. Körfezin temizlenmesi ve korunması için hepimizin ortak çaba içerisinde olması gerekiyor. Sorunumuz ağır ve birlikte çalışmak dışında seçeneğimiz yok" dedi.


İzmir’de Bayraklı sahilinde geçtiğimiz günlerde balık ölümleri yaşanmış ve kent genelinde ağır bir koku hakim olmuştu. Balık ölümlerinin sebebine yönelik çalışmalar devam ederken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Egemenlik Evi’nde konuyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Körfezin sularının sığ, çamurların fazla olduğu alanlarda ve yüzeyde renk değişiminin olduğunu belirten Başkan Tugay, bu olayın arkasından toplu balık ölümlerinin ve yoğun bir kötü kokunun yayıldığını aktardı. Başkan Tugay, konuyla ilgili çalışmaların da başta İZSU, Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve bilim insanlarının değerlendirmelerinin alınmasıyla yürütüldüğünü ifade etti.



"1965 yılından beri körfez kirleniyor"


Körfez kirliliği ile yüzleşmek gerektiğine dikkat çeken Tugay, körfezin ağır bir durumda olduğunu ve 1965 yılından beri Körfezin kirlendiğini söyledi. Bu kirliliğin yeni olmadığını aktaran Tugay, şunları kaydetti: “Yıllar içerisinde derelere, körfeze; evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar atılmış. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak ya da sistemin aşırı yüklenmesi sonrasında körfeze olan deşarjlar sebebiyle Bayraklı sahilinde metrelerde çamur birikimi oldu. Bu birikimin bir kısmı dolgu yapılarak çözülmeye çalışılmış. Çok uzun yıllardır körfeze hepimiz, İzmir’in tüm yaşayanları, sanayi kuruluşları atık atıyor. İşin son noktasına gelinmiş. Hepimizin ortak çaba içerisinde olması gerekiyor. Yaşadığımız renk değişikliği ve balık ölümlerinden sorumlu olan şey bir bitki organizma türünün çoğalmasıyla ortaya çıktı. Bizim kanaatimiz bu yönde. Yeni bir alg türü ve alg patlaması geçen yıl gerçekleşti. Bu sene ikincisini yaşıyoruz. Normalde bizim türlerimiz değil. Bunlar daha sonradan türemiş. Muhtemelen taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve körfezde baskın oluyorlar."



“Birlikte çalışmak dışında seçeneğimiz yok”


İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2000 yılından beri Körfez’i incelediğini ifade eden Tugay, TÜBİTAK’ın gemisinin gelerek 68 tane farklı noktadan 3 ayda bir yüzeyden ve derinden farklı seviyelerde örnekler aldığını söyledi. Bilimsel verilere bakıldığında herhangi bir yoruma neden olmayacak objektifte problemin ne olduğunu gördüklerini vurgulayan Tugay, “Bu sorunu ben her türlü siyasetin üzerinde görüyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, İzmir’i çok seven ve saygısı olan biri olarak çok üzüldüğüm bu çevre felaketinden sonra ne yapmam gerektiğini düşündüğümde tüm siyasi kimliklerimden sıyrılmam ve işbirliği yapmam gerektiğini düşünüyorum. Aynı tavrı öncelikle İzmir’de ve Türkiye’de olan tüm kişi ve kurumlardan bekliyorum. Sorunumuz ağır ve birlikte çalışmak dışında seçeneğimiz yok. Bu sözler herhangi bir siyasi zemine çekilmesin” diye belirtti.



“Limana gelen yük gemileri körfezin ağır kirlenmesine yol açıyor”


Körfezi kirleten etmenleri aktaran Tugay, “Arıtma sistemimiz var. Sonuçta İZSU’nun Sasalı Arıtma Tesisi, Narlıdere Arıtma Tesisi, Bakanlık tarafından sürekli kontrol edilen tesislerimizdir. Bizim elimizdeki bilgilere göre, bu tesislerden kaynaklanan anormal durum yok. Ben göreve geldikten sonra bir anormallik yaşamadık. Ağırlıklı olarak yağmurlarla birlikte sisteme yükleme oluyordu. Ancak yağmur da yağmadı. Geçen yıllara baktığımız zaman dönem dönem artıma ile ilgili sorunlar yaşıyoruz. İkinci görünen ağır sorun ise dereler. Yağışlı dönemlerde artmakla birlikte yılın tüm aylarında dereler yoluyla evsel ve endüstriyel bazı atıkların körfeze aktığını biliyoruz. Üçüncü gördüğümüz şey ise körfezde limanımız ve tersanemiz var. Bunlar da Körfez’i kirleten yapılar arasında. Bunlar özel tesisler ancak limana gelen yük gemileri körfezin ağır kirlenmesine yol açıyor. Sistemde bir eksilik var. Uzak ülkelerden bize gelen yük gemileri, bulundukları limandan gemi tabanına su alıyorlar. Bu suyu Körfeze geldiklerinde boşaltıyorlar. Geçen yıl gördüğümüz alg türü bu gemiler yoluyla körfeze taşındı. Bunlar bilim insanlarının söylediği şeyler. Aslında normalde bu tür başka limanlardan alınan suların geldiği limanlardan rastgele boşaltılmaması için arıtma tesisinin olması lazım. Geminin o tesise deşarj yapması sonra körfeze gelmesi lazım. Bu aslında zorunluluk ama bizim böyle bir tesisimiz yok. Bu tesisi yapma sorumluluğu limanındır” cümlelerini aktardı.


Büyükşehir’in yetki ve sorumluluk alanlarının kısıtlı olduğunu ifade eden Başkan Cemil Tugay, şu sözlere yer verdi: “2000 yılında yapılan kanun ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sularda birinci derecede sorumlu Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ikinci sorumluluk ise Tarım ve Orman Bakanlığı ve üçüncü derece sorumluluk da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıdır. Belediyelere ve diğer kurumlara fiziki imkanları ve yetkileri açısından bir icraat yetkisi verilmiş değildir. Bunu bir bahane olarak veya sorumluluğu yıkma olarak söylemiyorum ancak yönetmeliğin bu olduğunu herkesin bilmesi lazım. Bu sebeple İZSU Körfez konusunda icracı olamıyor. İZSU ekipleri olayın başından beri acil durum ilanı ile bu soruna müdahale etmemiş olsalar da aslında yetkileri yok. İç körfezde milyonlarca ton çamur birikmiş. Bu çamuru almak istesek Büyükşehir’in sadece 50 bin metreküpe kadar temizlik yapma yetkisi var. Daha fazlası için bakanlık izni gerekiyor. Körfez’de proje yapma yetkisi de tamamen bakanlığa ait. Sanayi atıklarını arıtan tesislerin yaşadığı problemlerle ilgili yine tüm yetki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında. Biz gözlem dışında yetki sahibi değiliz.”



“Gediz Nehri körfezi kirletiyor”


Gediz Nehri’nin Körfez’i kirlettiğini söyleyen Tugay, “Kaynağından itibaren ne yazık ki Uşak’ta Manisa’da ve İzmir’de farklı dönemsel olarak atıkları körfezin ağzına boşaltıyor. Biz kirliliğe müdahale için sudaki oksijenin canlı yaşamını sürdüremeyeceğini saptadığımız ve oksijeni arttırmak için suyu havalandırma amaçlı çalışmalar yaptılar. Ölü balıkları toplayarak oluşabilecek kirliliklerin önüne geçmeye çalıştılar” şeklinde konuştu.



“4. fazı Nisan ayında faaliyete geçireceğiz”


Körfez ve altyapı için yapılacak yatırımlardan bahseden Cemil Tugay, sözlerine şöyle devam etti: "Önümüzdeki aylarda Kasım ayında çıkacağımız ihale ile 3 tane ayrı bölgede yağmur suyu ve kirli atık suyu ayrıştırma altyapı çalışmasını yapacağız. Çınarlı’da, Umurbey’de ve Poligon’da üçüncü bölge olarak toplam 4 milyar 200 milyon liralık bir yatırım için hazırız. Çok kısa bir süre içerisinde bitirmeyi planladığımız başka çalışmalar var. Yapımı devam eden 4. faz Çiğli Arıtma Tesisi çalışması Güneybatı atıksu arıtma tesisinin kapasitesini attıracak olan çalışma. Konak-Çınarlı’da yağmursuyu ayrıştırma çalışmalarını da yakın zamanda yapmak üzere yoğun şekilde çalışıyoruz. 4. faz ile ilgili üzülerek şunu söylemek isterim. Normal şartlarda 2002 yılında bu tesis alındığında planlandığı şekilde gitseydi 2007 yılında 4. fazın bitmesi gerekiyordu. Önümüzdeki Nisan ayında yapımı bitecek şekilde çalışmalar devam ediyor. Çok yakın zamanda bu sorunu çözeceğiz ve yatırım için toplam 2 milyar TL harcayacağız. Biz kendi kaynaklarımızla yapımını sürdürüyoruz. Nisan ayında her ne olursa olsun faaliyete geçireceğiz. Kaynak gelirse onu da başka bölgelerde kullanacağız.”



5. faz ihtiyacı


Çiğli Arıtma Tesisi için 5. fazın da yapılması gerektiğine işaret eden Tugay, “Kanalda oluşan kirli su yoğunluğu ile 5. faza da ihtiyaç olduğunu belirtti. Konuyla ilgili talimat verdiğini söyleyen Tugay, proje çalışmasına başlanıldığını da aktardı.



“İşbirliğine hazırız”


Geçen 5 yıllık süreçte Körfez için çalışma yapılmadığına vurgu yapan Tugay, “Bu çalışmayı yapmakla yükümlü olan kurum Büyükşehir Belediyesi değil. Bizim iç ve orta körfezimiz suyun hareketsiz olduğu ve akımın hiç olmadığı yerler. Bu sebeple kendini temizleyemiyor. Kendini temizlemesi için bu tür sirkülasyon kanalına ihtiyacımız var. Bu iki kanalın yapımı çok yüksek maliyetli ve teknik olarak zor. Biz Büyükşehir olarak alabildiğimiz kadar sorumluluğu almaya hazırız. Ancak Kocaeli’de dip taramasında yaptığı gibi Bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Bizler işbirliğine hazırız. 3 bakanlığın sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz” açıklamalarında bulundu.



Nüfus vurgusu: “Yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapımız yok”


Nüfus artışına da vurgu yapan Başkan Cemil Tugay, “2002 yılında kanalizasyon altyapısı yapılırken nüfusumuzun önümüzdeki yıllara bakıldığında şu an geldiğimiz duruma geleceğimizi kimse hesaplayamamıştı. Bizler 4,5 milyonuz. Bu nüfusun 4 milyonu Körfez çevresinde yaşıyor. İzmir’in nüfusuna 2000 yılından beri baktığınız zaman 1 milyon 200 bin ilave nüfus geldi. Bunun 1 milyonu körfeze geldi. Ancak yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapımız yok. Metropol alana bu kadar yoğun nüfus gelmeye devam ederse bu sorunlar artarak devam edecek” cümlelerinde bulundu.



Bilim Kurulu oluşturulacak


İlerleyen günlerde Körfez ile ilgili durumu en detaylı yönleriyle ele alabilmek için Bilim Kurulu oluşturacaklarını aktaran Tugay, Körfez’e dair tüm verileri Büyükşehir ve İZSU’nun sayfalarından yayınlayacaklarını belirtti. “Büyükşehir, kaynaklarının önemli bir kısmını altyapı, körfez, arıtmalar, kirli ve temiz su yatırımları için kullanacak” diyen Tugay, şöyle ekledi:


“İzmir’in altyapı yatırımına ihtiyacı var. Hiçbir siyasi hesap içerisinde olmadan önceliğimiz altyapı çalışmaları olacak. Bunun için ayırabildiğimiz tüm kaynaklarını ayıracağız. Yurtdışı kaynaklarının kullanımı için devletten bize yardımcı olmalarını bekliyoruz. İzmir’e herkes borçlu. İzmir’i İzmir yapan, en önemli değerlerimizden biri olan körfezi hep beraber kurtaracağız. Ben sizlere bu şartlarda Körfez’de yüzmeyi vaat edemem. Geçen dönem ciddi başarılı bir çalışma yapıldı. Ancak daha yapılacak çok iş olduğu ortada.”



‘İç Körfez’den tutulan balıkları yemeyin’ uyarısı


Başkan Tugay, kendisine yöneltilen ‘bu sorun halk sağlığını nasıl etkileyecek’ sorusuna ise “Önümüzdeki süreçte İzmir’in İç Körfezi’nden tutulan balıklar yenmemeli. İç Körfez’de balık tutulmasını doğru bulmuyorum. İnsan sağlığıyla ilgili bir mikrop türü bulgumuz yok. Ama bu kirliliği gidermezsek ilerde onları da yaşayacağız” cevabını verdi.



Başkan Tugay: “İşbirliğine hazırız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Yalova’da 37. Ahilik Haftası kutlandı Yalova’da, Ahilik Haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen törenlerle, geleneksel değerlerin ve esnaf dayanışmasının önemini bir kez daha vurgulandı. Yalova’da, Ahilik Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikler, Atatürk heykeline çelenk bırakılmasıyla başladı. Program Yalova Valiliği’nde devam etti. Ticaret İl Müdürü Alpaslan Tunalı, YESOB Başkanı Mustafa Bozkurt ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cemil Demiryürek’in katıldığı etkinlikte, Yılın Ahisi Recep Aymaz, Yılın Kalfası Ahmet Oral ve Yılın Çırağı Beytullah Dağ olduğu açıklandı. 2024 Yılının Ahisi seçilen Recep Aymaz’a cübbesi, Vali Vekili Aziz Mercan tarafından giydirildi. Vali Vekili Aziz Mercan, Ahilik Teşkilatı’nın önemine vurgu yaparak Ahilik Haftası’nı kutladı. Mercan, “Ahilik Teşkilatı dediğimizde esnafımızın temel prensipleri ortaya çıkar. İlk önce güzel ahlak sahibi olmak, dayanışmayı, birlik ve beraberliği esas kılarak hizmet etmek, helalinden kazanmak, dürüstçe kazanmak ve toplumumuzun birlikte beraberliğini sağlamak konusunda kendileri temel felsefe edinmişlerdir. Bu da bizi birbirimize bağlayan önemli değerlerden birisi olmuştur. Onun için Ahilik Haftanızı bir kez daha gönülden kutluyorum. Daha iyice sağlıklı, güzel, hayırlı ve bol kazançlı günlere ulaşmayı temenni ediyorum” dedi. “Ahilik; ahlaki olmayan her türlü davranışa karşıdır” Valilikte biten programın ardından Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’na geçildi. Mehteran takımının gösterisinin sonrasında günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Yalova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği (YESOB) Başkanı Mustafa Bozkurt yaptı. Bozkurt konuşmasında, şunları dile getirdi: “Birlik, beraberlik ve kardeşlik gibi önemli değerleri içerisinde barındıran, meslek etiğinin ve çalışma prensiplerinin temelini oluşturan Ahilik kavramı; dünyada eşi benzeri bulunmayan Türk kültürüne özgü önemli bir kültürel birikimdir. Ahilik, sanat ve meslek yönüyle toplumun ekonomik yapısını hazırlarken, ahlaki yönüyle de devlet yapısının temel özelliklerini belirlemiştir. Bugün modern çağdaki ticaret ahlakı, müşteri memnuniyeti, kalite standartları olarak ifade edilen birçok terimin temeli Ahilik Teşkilatı çatısı altında oluşturulmuş ve yüzyıllar öncesinde Anadolu topraklarında hayat bulmuştur. Ahilik Teşkilatı’nın yardımlaşma ve dayanışma gibi temel prensiplerini kendine şiar edinen esnaf ve sanatkârlarımız, ihtiyaç sahibi olanlara her zaman destek olmuştur. Yüzyıllar boyunca ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan gelişimimizi sağlayan Ahilik Teşkilatı’nın dünya kültürüne ve ticaret literatürüne büyük katkıları olduğu gibi, milli birlik ve beraberliğimizin de teminatlarından birisi olmuştur. Ahilik, üretmeden tüketmeye, haksız rekabete, güçlünün zayıfı sömürmesine, haksız kazanç sağlamaya, insanları kandırmaya, kısaca ahlaki olmayan her türlü davranışa karşıdır. Millet olarak Ahi Evran muhabbeti anlayışı ile birbirimizi kucaklamalı, sanayide ve ticarette doğruluktan ve dürüstlükten ödün vermeden dünya milletleriyle yarışmalıyız. Günümüzde, esnaf ve sanatkârların oluşturduğu kurumlar, ahiliğin insana değer veren, dayanışmayı özendiren ve adaleti amaçlayan temel ilkelerinden yararlanmakta, insanlığın ortak erdemleri olan sevgi, bilgi, dostluk ve dayanışma gibi değerlere önem vermektedir. Bu duygu ve düşüncelerle; 2024 yılı ilimiz Ahisi Recep Aymaz’ı örnek bir sanatkar olmasından dolayı kutluyorum. İlimiz Kalfası Ahmet Oral’ı ve ilimiz Çırağı Beytullah Dağ’ı üstün gayretlerinden ve geleceğin Ahi adayları olma yolunda ilerleyeceklerinden dolayı tebrik ediyorum.” Şed kuşanma töreni Konuşmanın ardından şed kuşatma törenine geçildi. Yılın Ahisi Recep Aymaz, Yılın Kalfası Ahmet Oral ve Yılın Çırağı Beytullah Dağ sahneye davet edilerek, Recep Aymaz’a yeniden cübbesi giydirildi. Törenin ardından Ahmet Oral ve Beytullah Dağ’a plaketleri takdim edildi. İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk, dualar etti. Ayrıca, en fazla kadın istihdam eden esnaf Münevver Tosun ile en başarılı kadın girişimci olarak seçilen Ayşe Koç’a Ahilik Beratı verildi. Yalova Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen Ahilik programı, geleneksel ahilik pilavının ikramıyla sona erdi.
Samsun Vezirköprü’de Mevlid-İ Nebi Haftası etkinlikleri i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası programı düzenlendi. Vezirköprü Belediye Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Program Bilal-i Habeşi Camii İmam Hatibi Hamza Sağlam’ın Kur’an tilaveti ile devam etti. Günün anlam ve önemini konu alan bir sineviyon gösteriminden sonra konuşan Vezirköprü İlçe Müftüsü Naci Yalçınkaya, “Her yıl asırlardır idrak ettiğimiz Mevlid Kandili’ni Mevlid-i Nebi Haftası olarak düzenlendik ve Peygamberimize olan sevdamızı ifade etmeye gayret ediyoruz. Haliyle Diyanet İşleri Başkanlığımız halkımızı din konusunda aydınlatmak, ibadetini inanç esaslarını öğretmekle mükelleftir. Bunun için ilçemizde çok yoğun çaba sarf ediliyor. Bu vesileyle bizlere desteğini esirgemeyen ilçe kaymakamlığı ve belediye başkanlığına teşekkür ediyorum” dedi. İl Müftüsü Seyfullah Çakır ise “Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle her yıl olduğu gibi bu yıl da Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından Peygamber Efendimizin bizlere verdiği mesajı çeşitli etkinliklerle anlatmaya devam ediliyor. Haftanın cennet vatanımıza, bütün insanlığı hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” diye konuştu. Kaymakam Özgür Kaya, “İlimizin hac ve umre konusunda birinci ve ilçemizin bu konuda Türkiye’de ikincisi olduğunu söylemek isterim. Peygamber Efendimiz gibi yaşıyor olsak, yani onu örnek alıyor olsak şu anki yaşadıklarımızı yaşamıyor olurduk” şeklinde konuştu. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Abdurrahman Haçkalı da katılımcıları selamlarken, Programda Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Remzi Bircan "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" konulu kısa bir konferans verdi. Konferans sonrası Mevlid-i Nebi Haftası nedeniyle düzenlenen yarışmalarda dereceye giren hocalara hediyeler takdim edildi. Program anı fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Yalova Çobankale’nin belgeseli çekildi Yalova’nın tarihi ve kültürel mirasının en somut örneklerinden biri olan ve arkeolojik kazı çalışmaları devam eden Çobankale’nin belgeseli çekildi. "Dragon Vadisi’nin Saklı Muhafızı: Çobankale” adlı belgesel, kalenin stratejik önemini, tarihi sırlarını ve bölgedeki arkeolojik keşifleri tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor. Yapımcılığını Yalova Dağcılık Kulübü Başkanı Yusuf İşsever’in üstlendiği belgeselin yönetmenliğini Yahya Al gerçekleştirirken yardımcı yönetmen olarak Berkay Zengin, görüntü yönetmeni olarak Muhammed Taha Cuman projeye katkı sağladı. Belgeselin genel koordinatörlüğünü Bilal Ceylan üstlenirken, seslendirme profesyonel ses ve dublaj sanatçısı Yunus Yeşilöz tarafından yapıldı. Bölge kazıları, 2017 yılından bu yana sanat tarihçisi Doç. Dr. Selçuk Seçkin ve ekibi tarafından sürdürülüyor. Belgeselde, sanat tarihçisi Kazı Başkanı Doç. Dr. Selçuk Seçkin’in rehberliğinde Çobankale’nin gizemli yönlerine de ışık tutuluyor. Yapılan kazılarda, kalenin surlarının yapımında ölü askerlerin kemiklerinin kaynatılarak kullanıldığına dair keşifler ortaya çıkarıldı. Kalenin kapısının batı tarafında yer aldığı tespit edilirken, şapel içerisinde bulunan iki din adamının kalıntıları da kalenin dini yaşamına dair önemli bilgiler sunuyor. Bu arkeolojik keşifler, Yalova’nın tarihî derinliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Halil İnalcık’ın Dragon Vadisi’nin Osmanlı tarihi açısından büyük bir önem taşıdığını ve Osmanlı Devleti’nin başlangıcını işaret eden Bafeus Muharebesi’nin burada yapıldığını bahsettiği yer olan Yalova Ayazma köyünde bulunan Dragon vadisi pek çok tarihi mirası içerisinde barındırıyor. Belgeselin fragmanı büyük bir ilgiyle karşılanmış, izleyicilerden yoğun bir talep görmüştü. Nihayet, belgeselin tamamı yayına girdi ve hem tarih meraklılarının hem de kültürel keşiflere ilgi duyanların beğenisine sunuldu. Çobankale, Bizans tarihçisi Anna Komnini tarafından da bahsedilen, ünlü arkeolog Clive Foss tarafından keşfedilen bir bölge olarak dikkat çekiyor. Kalenin ve Dragon Vadisi’nin tarihî önemi, belgesel aracılığıyla geniş kitlelere aktarılıyor. Yapımcı Yusuf İşsver, Çobankale’nin tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yaptığını ifade etti. İşsever, kazı çalışmaları devam eden tarihi mekanın belgeseliyle Yalova Film Festivali’nin Kültürel Miras kategorisinde yarışmaya girdiğini belirterek, “Doğma büyüme Yalovalıyım. Yalovalı olduğum için de ilimin tanıtılmasında rol üstlenmek istiyorum. Bu anlamda ne yapabiliri mi düşündüğümde bu belgesel fikri aklıma geldi. Daha sonrasında beraber çalışma yürüttüğümüz ekip arkadaşlarımla birlikte belgeseli çekmeye karar verdik. Yalova’nın tanıtımında da rol almasını umuyoruz. Arkada çalışan bir profesyonel bir ekip var. Çok kısa süremiz vardı. 4 gün gibi kısa bir sürede, 12 kişilik bir ekiple bu belgeseli yarışmaya yetiştirmeyi başardık. Bildiğimiz kadarıyla Çobankale’de bu tarz detaylı belgesel yapılmadı. Şuan çektiğimiz bu belgeselle Çobankale’yi ülkemize ve dünyaya tanıtmayı planlamaktayız” diye konuştu.
Aydın Süpürgeyi eline alan muhtar ve azaları okulu temizledi İmamköy Mahallesi Muhtarı Şahin Evran, azalarıyla birlikte İmamköy İlkokulu’nun etrafında temizlik çalışması gerçekleştirdi. Yabani otların çoğalmasıyla dikkat çeken okul çevresi, muhtar ve ekibi tarafından temizlenerek daha düzenli bir hale getirildi. Aydın’ın Efeler ilçesinde, mahallesi için çalışan İmamköy Mahallesi Muhtarı Şahin Evran, mahalledeki çevre temizliği konusundaki duyarlılığıyla örnek oldu. İmamköy İlkokulu’nun etrafındaki yabani otların çoğalması üzerine harekete geçen Evran, hem çevre bilincini artırmak hem de öğrencilerin sağlığını korumak amacıyla temizlik etkinliği düzenledi. Muhtar Evran, eline tahrayı alarak okul çevresindeki otları biçmeye başladı. Bu sırada azaları da çim biçme makinesiyle alanı düzenledi. Çocukların eğitim aldığı bir ortamın temiz ve düzenli olması gerektiğini belirten Evran, “Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için okul çevresinin temiz olması son derece önemli. Bu tür etkinlikler, hem çevremizi korumamıza hem de mahalle sakinlerimize örnek olmamıza katkı sağlıyor” dedi. Muhtar Evran, düzenli olarak gerçekleştirecekleri temizlik çalışmalarının sadece bir seferlik olmadığını, çevre bilincini artırmak ve sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturmak için devam edeceğini vurgulayarak, “Bu topraklarda hep birlikte yaşadığımızı unutmamalıyız. Çevremizi temiz tutarak hem doğamıza hem de çocuklarımıza sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı. Mahalle sakinleri ise muhtar ve ekibine teşekkür ederken, Muhtar Evran mahallesindeki çocuklarla beraber Gölcük İlkokulu’na da giderek okulun etrafındaki çöpleri ve yol kenarında şişeleri topladı.