GÜNDEM - 05 Eylül 2024 Perşembe 13:49

Bakan Kurum: "Balıklarımız oksijensiz kaldıkları için ölmüştür"

A
A
A

Balık ölümleri üzerine İzmir Körfezi'nde incelemede bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Körfezin farklı noktalarında deniz suyu numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum, denizdeki atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Yani evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı MuratKurum, toplu balık ölümlerinin ardından bilim insanları ile TUBİTAK Marmara Gemisi'nde Körfez'i inceledi. İncelemelerde, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ve bilim insanları katıldı. İncelemenin ardından basın açıklamasında bulunan Bakan Kurum, “İzmir Körfezi'nin, dünyanın göz bebeği olan bir tabiat harikası olduğunu söyleyen Bakan Kurum, “Burası; birbirinden güzel adalarıyla, tuzlaları, dalyanlarıyla; kuş cenneti ve lagünleriyle, tam bir cennet parçasıdır. Maalesef bugün; sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır. Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfezin farklı noktalarında deniz suyu ,numuneleri aldık. Üzülerek söylüyorum, denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır” diye konuştu.

“İzmir körfezindeki oksijen seviyesi, yer yer 0'a kadar düştü”

Bu durumun evsel ve endüstriyel atıkların, suya arıtılmadan karıştırıldığı anlamına geldiğini belirten Bakan Kurum, “Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir. Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezindeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, bu seviye 1,8'e, yer yer 0'a kadar düşmüştür. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan İzleme sonuçlarında da kirlilik parametrelerinin, özellikle 2020 yılından sonra ciddi artış gösterdiği görülmüştür. Şu anda İç Körfez'de, toplam fosfor, Klorofil-a ve Amonyum azotu gibi zararlı maddeler; sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef İç Körfezimizde; denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir. Şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız oksijensiz kaldıkları için ölmüştür. Körfezimize dökülen 7 derenin durumuna baktığımız da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, ‘organik kirlilik' açısından tarihin en kötü durumundadır” ifadelerine yer verdi.

“İzmir Büyükşehir Belediyesini defalarca uyardık”

İki önemli noktanın altını çizmek istediğini söyleyen Bakan Kurum, “İzmir Körfezi'ni temizlemek için Büyük Kanal Projesi yapılmıştı. Bu projede; yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirilmiş olması nedeniyle; tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı madde denize akmaktadır. Bu denizimiz için hakikaten hayati bir sorundur. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin verimli işletilememesi de ayrı bir problemdir. Bakanlık olarak; Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni defalarca uyardık. Son 5 senede 6 milyon liradan fazla tutarda, 13 ayrı ceza uyguladık. Bu cezaların sebebi, tesisin düzgün çalıştırılmaması; İzmir Körfezi'ni her gün önceki günden daha fazla kirletmesidir” cümlelerini aktardı.

“Çok yüksek miktarda katı atık, orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor”

Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinden 23 Ağustos'ta numune alındığını ifade eden Kurum, analiz sonucunun kendilerini tekrar üzdüğünü söyledi. Sözlerime devam eden Kurum, şunları kaydetti:

“Çünkü tesisteki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 katına çıkmıştır. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinin kurulu kapasitesi, günde yaklaşık 605 bin metreküptür. Ama tesise gelen atıksu miktarı günlük 700 bin metreküpü aşmaktadır. Tesise gelen fazla atıksu tesiste arıtılmıyor; çok yüksek miktarda katı atık; orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir Körfezi'mizin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.”

Körfez'de yaşanan durumun büyük bir çevre felaketi olduğuna işaret eden Kurum, İzmir Körfezi'nin ekosisteminin artık tamamen çökme noktasına geldiğini ve İzmir Körfezi'nin ölmekte olduğuna değindi.

“Denizin bu hale gelmesinin sorumluları, seçim meydanlarında “İzmir Körfezi'nde yüzeceğiz” diyen ama görevdeyken körfez için tek bir adım atmayanlardır” diyen Kurum, şöyle devam etti:

“Sorumlular; şimdi suçlarını gizlemek için, “bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi” diyerek kendini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumlusu; yağmursuyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir.”

“Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız”

Bakanlık olarak, İzmir için sorumluları izleme ve denetim görevini yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini vurgulayan Kurum, bilim kurulunun da oluşturulduğunu aktardı. Sözlerini sürdüren Kurum, “İnşallah kurulumuz, bundan böyle, yerel yönetimlere yol gösterecek. Bilim insanlarımız, İzmir'deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracak, ev ödevleri verecek. Biz de Bakanlık olarak; belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusuysa uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa harekete geçmeleri için zorlayacağız” açıklamalarında bulundu.

“Körfezde yapılan çalışmaların takipçisi olacağız”

“İzmir Körfezi, bugün yapıldığı gibi, kendi haline terk edilemez, görmezden gelinemez, yok sayılamaz” diyen Kurum, kendilerinin de bu duruma izin vermeyeceklerini ve İzmir Körfezi'nde yapılan çalışmaların takipçisi olacaklarını belirtti.
Bakan Kurum, kendisine yöneltilen ‘İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu toplantısına katılmayacağı' yönündeki soruya ise “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı toplantıya katılsın, fikirlerini önerilerini paylaşsın. Kendisini davet ettik ama maalesef yurt dışında olmayı tercih etmiş. Demek ki İzmir'den daha önemli işleri var” yanıtını verdi. 

Mehmet Pamuk - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya’da tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 12 yaralı Konya’nın Beyşehir ilçesinde, tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu 12 kişi yaralandı. Kaza yapan minibüs içerisinden çok sayıda kümes hayvanı ile koyunlar da çıktı. Kaza, Beyşehir’in Yenidoğan Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, H.T. yönetimindeki Şanlıurfalı tarım işçilerinin içerisinde olduğu 63 NN 953 plakalı minibüs, Konya-Hüyük Karayolu’nun 60. kilometresinde yağış nedeniyle kayganlaşan zeminde virajı alamayarak kontrolden çıkıp devrildi. Yol kenarına yan yatan minibüsteki aynı aileden aralarında çocukların da bulunduğu 12 kişi yaralandı. Kaza ihbarı üzerine adrese çok sayıda sağlık ve jandarma ekibi nakledildi. Yaralılar, ambulanslarla kaldırıldıkları Beyşehir Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Ekipler, kaza yapan tarım işçileriyle beraber minibüsün arka koltuk altları ve koltukların kaldırılmasıyla oluşturulan bölümde aynı araç içerisinde çok sayıda canlı kümes hayvanı ile koyunların yanı sıra bir araç dolusu eşya ile karşılaştı. Kazada, devrilen minibüsün üst bagajındaki eşyalar da yol kenarında toplandı. Tarım işçilerinin Samsun’dan Isparta’ya gittiği öğrenildi. Devrilen minibüs düzeltilerek içerisindeki koyun, kümes hayvanları ve eşyalarla birlikte yediemine teslim edilmek üzere çekici tarafından yoldan kaldırıldı. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.
Edirne Edirne’de CHP’li milletvekilinin aracında yüzlerce kaçak elektronik sigara aparatı ele geçirildi Edirne’de CHP Milletvekili Ediz Ün’e ait cipte arama yapan polis ekipleri, çok sayıda gümrük kaçağı olduğu öğrenilen elektronik sigara aparatları ele geçirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Milletvekili Ün, şoförlerinden birinin cahilliği sonucu böyle bir olayın yaşandığını ve nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Edirne’de polis ekipleri şüphe üzerine siren düzeneği olan Fatih A’nın idaresindeki 34 EKE 86 plakalı bir cipi durdurdu. Polislerin yaptığı kontrolde cipin CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün’e ait olduğu tespit edildi. Daha sonra araçta arama yapan polis ekipleri, yüzlerce gümrük kaçağı elektronik sigara aparatı ile karşılaştı. Cipte yapılan aramada, gümrük kaçağı olduğu belirlenen 530 boş elektronik sigara kutusu, 2 bin 242 elektronik sigara kiti, 2 bin 790 elektronik sigara başlığı, 1275 elektronik sigara ateşleyicisi, 130 likit haznesi ve 18 sigara likidi bulundu. Gözaltına alınan milletvekili şoförü Fatih A. ile Ç.R.Ç.’ye gümrük kaçakçılığı suçundan işlem yapılmasının ardından serbest bırakıldı. Ele geçirilen gümrük kaçağı ürünlere el konuldu. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan CHP’li vekil Ün, araçtaki kaçak ürünlerden haberinin olmadığını ve savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. “Adıma kayıtlı bulunan 34 EKE 86 plakalı aracı bu dönemde yoğun olarak kullanmaktayım” Konuyla ilgili açıklama yapan CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün, “Hakkımda bazı yayın organlarında çıkan yalan ve yanlış haberler üzerine bu açıklamayı yapma zorunluluğum doğmuştur. Edirne Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında gerek ülkemizin gerekse de Edirne’nin sorunları ile ilgilenmekte, çözümleri için mesai harcamaktayım. Ülkemiz ve şehrimiz için; halkımızın sorunları, işçinin, emekçinin, üreticinin ve çiftçinin sorunlarını gündeme getirmek, kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda ülkemizin tamamında ve şehrimiz Edirne’de çalışmalarımı sürdürmekteyim. Bu çalışmalarımı sürdürmek için birden fazla araç kullanmakta ve bu araçlar ile sık sık seyahat etmekteyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarına ara vermesi sebebiyle Edirne bölgesinde çalışmalarıma devam etmekte ve adıma kayıtlı bulunan 34 EKE 86 plakalı aracı bu dönemde yoğun olarak kullanmaktayım. Her Milletvekili gibi benim de bu çalışmalarda yanımda olan resmi ve gayri resmi yardımcılarım, danışmanlarım, asistanlarım, şoförlerim bulunmaktadır. Büyük oranda adıma kayıtlı arabaları bu kişiler kullanmakta, tamir, bakım, temizlik gibi işleri ile uğraşmakta, günlük işlerimi takip etmekte, seyahatlerimi programlayıp gerektiğinde ulaşımımı sağlamaktadır” dedi. “Şoförlerimden birinin bir cahilliği sonucu böyle bir olay yaşanmıştır” Gümrük kaçağı ürünlerin yakalandığı aracın kendisine ait olduğunu belirten CHP Edirne Milletvekili Ün, “Adıma kayıtlı olan 34 EKE 86 plaka sayılı araç da bu araçlardan biri olup bu aracı zaman zaman Fatih Anıl isimli kişi kullanmaktadır. Meclis’in çalışmalarına ara vermesi sebebiyle Edirne ilinde köy ve ilçe ziyaretlerini de bu araçla yaptığım için aracın kilometre bakımı gelmiş ve bu sebeple İstanbul’da servis bakımı yapılması gereği doğmuştur. Aracın servis bakımının İstanbul’da bulunan yetkili serviste yapılması için daha önce de bu tarz işlerimde yardımcı olan ve aracımı kullanan Fatih Anıl isimli kişiye güvenerek 20.09.2024 tarihinde aracımı teslim ettim. Fatih Anıl milletvekilliği dönemimde bana resmi danışmanlık görevi için başvuran ve bu sebeple de kendisinden adli sicil kaydı istediğim birisidir. Bazı yayın organlarında bahsedilenin aksine bu kişinin adli sicil kaydında suç kaydı bulunmamaktadır. Bu konu bizzat tarafımdan kontrol edilmiştir. Gerektiğinde bu sicil kaydı da paylaşılacaktır. Bazı haber sitelerinde suç makinesi diye yalan haberler yapılmıştır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Şoförlerimden birinin bir cahilliği sonucu böyle bir olay yaşanmıştır. En büyük üzüntüm CHP’nin adının böyle bir olayda kullanılıyor olmasıdır. Güvenerek ve iyi niyetli bir şekilde teslim ettiğim aracımı alan Fatih Anıl, Çağatay Rahman Çetin isimli kişi ile buluşarak araca gümrük kaçağı olduğu iddia edilen ve soruşturmaya konu edilen elektronik sigara kiti ve benzeri malzemeleri yükleyerek İstanbul iline sevk etmek istemişlerdir. Bu olay tamamen bilgim dışında gerçekleşmiş olup konuyu kolluk birimlerinin bana ulaşmaları sonucunda öğrenmiş bulunmaktayım. Bu şahıslar durdurulduğunda aracın TBMM’ye kayıtlı olması sebebiyle benim rızam olmadan aranması imkansızdır. Aracın aranması ve suça konu bir eşya varsa gereğinin yapılmasını bizzat talep etmiş ve bu konuda gerekli muvafakat tarafımdan verilmiştir. Kolluk görevlileri de bu sebeple tarafıma teşekkür etmiş ve desteklerim adli sürecin kısalmasına ve suç eşyası ile şüphelilerin tespitine katkı sağlamıştır. Bu konuda adli süreç devam ettiği için daha fazla bilgi vermem doğru olmayacaktır. Edirne Emniyet Müdürlüğü ve yargı organları gerekli soruşturma ve kovuşturmayı yapmaktadır. Bahsedilen şahıslar, Edirne Milletvekili olmam, aracın plakasının bana tahsisli olması, trafikte geçiş üstünlüğü olması gibi tarafıma tanınan bu ayrıcalıkları bilgim ve iradem dışında suç işlemek amacı ile kullanmak istemişlerdir. Araçta arama yapılmasına muvafakat etmiş, araç içerisinde suça konu eşya olup olmadığının tespit edilmesini ve aracın milletvekili sıfatı ile şahsıma kayıtlı olması sebebiyle herhangi bir iltimas gösterilmemesini talep ederek şüpheliler hakkında gerekli tüm adli işlemlerin yapılmasını ve hiçbir ayrıcalığa tabi tutulmamalarını bizzat rica ettim ve sürecin takipçisi oldum. Yine olayın ertesi günü 21.09.2024 tarihinde bu şahıslardan şikayetçi olduğuma dair dilekçeyi de avukatım ile birlikte bizzat adliyeye giderek nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunmuş bulunmaktayım” ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Kırıkkale’de sel felaketi: Köy yolu adeta ırmağa döndü Kırıkkale’de sağanak yağışın ardından derenin taşmasıyla köy yolu adeta ırmağa döndü. Meydana gelen selde bir ev ve bir mandıra da sular içinde kaldı. Kırıkkale’nin merkeze bağlı Ahılı köyünde akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış, su baskınlarına yol açtı. Kızıl Dağ’dan gelen sel suları, Ahılı Deresi’nin taşmasına neden oldu. Dere üzerindeki köprü ve bahçe duvarları yıkıldı. Köyün alt kısmındaki Tanrıverdi ailesine ait ev ve mandıra su içinde kaldı. Yaşanan sel felaketinde, akıntıya kapılan bir kız çocuğu, komşuların yardımıyla büyük bir tehlike atlattı. Evde mahsur kalan bir anne ve çocuğu ise olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından güvenli bir bölgeye tahliye edildi. Ekipler, sel sırasında köydeki vatandaşları araç megafonuyla anons ederek yüksek yerlere çıkmaları konusunda uyardı. Kırıkkale Valiliği İl Özel İdaresi ekipleri, vidanjörlerle bazı ev ve mandıralarda biriken suları tahliye etti. AFAD ekipleri de zarar tespit çalışmalarına devam ediyor. Kapanan yollar iş makineleri yardımıyla yeniden ulaşıma açıldı. Köyde yaşayan Adem Tanrıverdi, İHA muhabirine yaptığı açıklamada yaşanan sel felaketinden büyük zarar gördüğünü belirterek, "Sel felaketi yaşandı. Evimiz ve mandıram su altında kaldı. Yaklaşık 12 ton arpa ve buğdayımız ziyan oldu. Eşyalar kullanılamaz durumda. Küçük kızım sel sularına kapıldı ama komşumuz sayesinde kurtuldu. Sayın Valimizde Allah razı olsun, ekipler vidanjörlerle suyu çekiyor, balçıklar temizleniyor, yollar açıldı" diye konuştu. Ahılı Köyü Muhtarı Davut Doğan ise sel felaketinin Kızıl Dağı’ndan gelen suların köyün alt kısmını vurmasıyla gerçekleştiğini ifade ederek, "Bu zamana kadar buralarda sel olmamıştı. En büyük zararı Adem Tanrıverdi gördü. İl Özel İdaresi ekipleri anında müdahale etti, hepsine teşekkür ederim" dedi.