SAĞLIK - 26 Aralık 2024 Perşembe 08:55

Yumurta toplamada başarı oranı yüzde 40: “Doğum yaşınızı geciktirmeyin”

A
A
A

Günümüzde evlilik yaşının ilerlemesiyle doğum yaşının da ilerlediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, erken yaşta görülen menopoz oranlarının da oldukça arttığını söyledi. Yumurta toplama işleminde başarı oranının ise yaşa göre değişkenlik gösterdiğine değinen Prof. Dr. Turan, “Dünya ve Türkiye üzerinde genellikle bu başarı oranı yüzde 40’tır. Fakat bu oranı artırmak için embriyoya belli başlı embriyoya genetik testler, rahime yönelik belli başlı uygulamalar yapabiliyoruz” dedi.

Artık günümüzün en büyük sorunlarından biri de çocuk sahibi olmak. Bu konuyla ilgili tedavi yöntemlerini ve yapılması gerekenleri BHT CLİNİC İstanbul Tema Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan tek tek anlattı. Kadınların kariyer yapmasıyla gebelik yaşının ilerlediğini belirten Prof. Dr. Turan, “Bunun dışında yeme içme alışkanlıklarının değişmesi, teknolojiyle gelen hareketsizlik gibi etkenler de bu durumu etkiliyor, bizim işimizi de zorlaştırıyor” açıklaması yaptı.

“10-14 günlük süreçte yumurtalıklarını büyütüyoruz”

“Hasta bize ileri yaşlarda geldiğinde yumurtalıklarında hem kalite hem de sayı olarak azalma oluyor” diyen Prof. Dr. Turan, “Bu durumdaki hastalarda daha sık olarak tüp bebek uygulamalarını yapıyoruz. İlk geldiklerinde yumurta rezervini değerlendiriyoruz. Eşinin spermine bakıyoruz. Rahim tüp filmiyle tüpleri kanalları açık mı, kapalı mı bunları değerlendiriyoruz. Ardından hastaları 10-14 günlük süren iğne dönemine sokuyoruz. Bu vesileyle yumurtalıklarını büyütüyoruz. Yumurta toplama işlemi 10-14 gün sonunda, hasta anestezi altındayken iğneyle gerçekleştiriliyor. Sonra da embriyoları yani bebek oluşumunu laboratuvarda gerçekleştirip rahim içine koyuyoruz. Yumurta toplama işleminde başarı oranı, yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Dünya ve Türkiye üzerinde genellikle bu başarı oranı yüzde 40’tır. Fakat bu oranı artırmak için embriyoya belli başlı embriyoya genetik testler, rahime yönelik belli başlı uygulamalar yapabiliyoruz” açıklaması yaptı.

“Menopoza yakın olanlarda kök hücre tedavisi deniyoruz”

Prof. Dr. Turan, “Aynı zamanda yumurta sayısı çok azalan, menopoza yakın olan çiftlerde bazen yumurtalıkların içine kök hücre, eksozom dediğimiz uygulamalar yaparak hastanın yumurta sayısından ziyade kalitesini arttırmayı hedefliyoruz. Böylelikle başarı şansını arttırıyoruz” şeklinde konuştu.

Yumurta toplamada başarı oranı yüzde 40: “Doğum yaşınızı geciktirmeyin”

“‘Bizim komşu 60 yaşında doğurdu, Hintli kadın 70 yaşında doğurdu’ cümlelerine aldanmayın”

Kadınlarda özellikle yaşın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Volkan Turan, “Erkeğin yaşı biraz daha hafife alınabilir. Çünkü kadında bir kere yumurta bittiği zaman bir daha üretilmiyor. Ama erkekte 80 yaşında bile sperm üretilebiliyor. Ondan dolayı da kadında özellikle 47 yaş geçtikten sonra tüp bebek çok önermiyoruz. Çünkü bu hastalarda yapılsa, yumurta çıksa bile genetiği bozuk yumurtalar çıkıyor ve çocuk açısından bizim için açıkçası pek uyumlu olmuyor. Bence 47 yaşından büyük olanlar için de kimlik kontrolü gerekiyor. Hastaların kimliğinde geç yazılmaları olabiliyor. Bazıları da ‘bizim komşu 60 yaşında doğurdu, Hintli kadın 70 yaşında doğurdu’ diyor. Çünkü buralarda Türkiye’de yasal olmayan uygulamaları var. Bu uygulamalar, bazı ülkelerde yasal olabiliyor. Bu yüzden bunlara çok itaat etmeyelim. Kesinlikle ve kesinlikle yaş bizim için önemli. Hatta dünya üzerinde 41 yaşından sonra tüp bebek bile yapsanız başarı oranı yüzde 20’yi geçmiyor. Devlet bile 35 yaşın üstünü, zaten riskli gebelik olarak alıyor. Normal gebelik süreci de önemli. Yani sırf gebe kalmak değil düşük yapmamak da gebelik hastalıkları da önemli” açıklaması yaptı.

“11 yaşındaki çocuktan yumurta topladık”

Yaklaşık iki hafta önce henüz 11 yaşındaki çocuktan yumurta topladıklarını belirten Prof. Dr. Volkan Turan, erken yaşta menopoza girenlerin sayısının da oldukça arttığını söyledi. Prof. Dr. Turan, “Çocukta yumurtayı karından topluyoruz. Çünkü bizim bekâr hastalarımız da çok oluyor. Bunu yapan merkezlerden biriyiz. Her iki ayda bir yumurta toplayarak bir havuz oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü her toplanan yumurtadan da gebelik olacak diye bir şey yok. Daha karşı spermin bile ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Ondan dolayı da bu tür hastalarda erken menopoz riskini saptamak önemli. Anne erken menopoza girdi mi? Teyze girdi mi? Beslenme alışkanlıkları nasıl? Onun dışında bir genetik risk taşıyor mu? Tabii ki erken menopoz için yine de yüzde 60 hastada bir neden bulunamıyor” dedi.

“AMH testi ile erken menopoz ihtimalini saptıyoruz”

Prof. Dr. Turan, “AMH hormon testi ile yumurta rezervini görebiliyoruz. Çıkan sonuca göre erken menopoz olup olmadığı, yine erken menopoza girme ihtimali olup olmadığı saptanabiliyor. Böylece yumurta dondurma işlemi yapılabiliyor. Hiç yumurtasız doğan bebeklerimiz de oluyor. Burada annenin, bebek anne karnındayken ilaç kullanması, radyasyona maruz kalması da etken oluyor. Taşıyıcı genetik sıkıntısı olması da buna etkendir” şeklinde konuştu.

Kök hücre tedavisi

Kök hücre tedavisi ile ilgili de bilgilendiren Prof. Dr. Turan şunları söyledi:

“Kordon kanı daha çok hücreye dönüşebilme potansiyeline sahip. Daha önce kemik iliği denedik. Çok başarılı sonuçlar almadık. Ama kordon kanıyla daha fazla hücreye değişkenlik vermek ve içindeki büyüme faktörlerini kullanıp yumurta sayısını arttırmak değil de kalan yumurtaların, büyümeyen yumurtaların daha iyi büyümesini sağlama etrafı beslemek amaçlı eksozom tedavisi kullanıyoruz. Her hastada başarılı olmak imkânsız, hatta başarılı olmayan hasta sayısı daha fazla olabilir. Ama sonuçta burada belli bir yüzde var. Bu yüzdeye kimin denk geleceğini bilmiyoruz. Bundan dolayı da hastalarda bu uygulama yapıyoruz.”

“Beslenmeye dikkat edin”

Prof. Dr. Turan, “Kesinlikle kadınların 35 yaşı geçmeden doğurganlıklarını tamamlamalarını öneriyorum. Beslenmelerine dikkat etsinler. Yani karbonhidrattan daha fakir, antioksidan içerikli protein ağırlıklı, sigaradan, alkolden uzak şekilde beslenmelerini öneriyorum. Hareket etmelerini, spor yapmalarını, diyetlerine dikkat etmelerini öneriyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Dolandırıcılık tuzakları tiyatro sahnesinde: Çocuklardan anlamlı ders Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğü tarafından ÇOGEP kapsamında hazırlanan projede yer alan çocuklar, telefon dolandırıcılığına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla bir tiyatro oyunu sahneledi. Dolandırıcılık yöntemlerini ve 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramanın önemini eğlenceli bir dille anlatan oyunu sergileyen çocuklar, izleyicilerden tam not aldı. İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şubesi tarafından yürütülen "Kırıkkale’nin Parlayan Yıldızları" projesi, Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma Destek Programı (ÇOGEP) kapsamında düzenlenen 2024 yılı kapanış etkinliğiyle sona erdi. Proje, sosyal ve kültürel imkanlara erişimi kısıtlı olan çocuk ve gençlerin kişisel gelişimlerini desteklemek ve suça sürüklenmelerini önlemek amacıyla hayata geçirildi. Kapanış etkinliği, İl Müftülüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programda en dikkat çeken etkinlik, çocukların sahnelediği "Telefon Dolandırıcılığı" adlı tiyatro oyunu oldu. Dolandırıcıların kullandığı yöntemlerin ve bu tür durumlarda yapılması gerekenlerin sahnelendiği oyunda, izleyicilere hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim sundu. Tiyatro oyununda, dolandırıcıların korkutma ve kandırma yöntemleriyle mağdurlardan bilgi ve para sızdırma çabaları vurgulanırken, bu gibi durumlarda 112 Acil Çağrı Merkezi’nin aranmasının hayati önemi anlatıldı. Tiyatro gösterisinin ardından genç sporcular ve çocuklar tarafından hazırlanan müzik, boks ve okçuluk gösterileri de katılımcılardan büyük beğeni topladı. Polis memuru Recep Yumurtacı, proje kapsamında 5 bin 500 çocuk ve gençle birebir temas kurulduğunu ve hedef grupların eğitsel ve ailevi çevreleriyle birlikte yaklaşık 25 bin kişiye ulaşıldığını belirtti. "112’yi aramalıyız" Gösteride yer alan çocuklardan Defne Yıldırım (13), oynadıkları tiyatro oyununun önemli mesajlar içerdiğini ifade ederek, "Arkadaşlarımızla birlikte burada çok güzel bir tiyatro oyunu oynadık. Telefon dolandırıcılığı oyununda komiser rolünü üstlendim. Bir kadın, iki telefon dolandırıcısı tarafından dolandırılıyordu ve kızı tarafından polise ihbar edildi. Bu olaylar günümüzden çok uzak değil. Gerçekten hiçbir polis memuru veya devlet memuru, kimseyi kötü bir durumdan kurtarmak için para istemez. Öncelikle bunu unutmamız gerekli. Bu durumla karşılaşırsak 112’yi aramalıyız" ifadelerini kullandı. "Polis ağabeylerimize çok teşekkür ediyorum" Ayaz Şarlıoğlu (13), sergilenen oyunların büyük anlam taşıdığını vurgulayarak, "Oynadığımız oyun, gerçekte verilen bir mesajdı. İki oyunda görev aldım. Birincisi ’Haydi Bakalım’ isimli bir oyun, diğeri ise telefon dolandırıcılığıydı. Telefon dolandırıcılığında dolandırıcı rolünü, diğer oyunda da mesaj veren hayvan rolünü oynadım. Bu skeçler beni çok mutlu etti. Çalışma sürecimiz uzundu. Polis ağabeylerimize çok teşekkür ediyorum" dedi. "Birlikte çok güzel vakit geçirdik" Gösterinin diğer bir oyuncusu Çağan Boran (12), etkinlik sürecinde yaşadığı deneyimlerden bahsederek, "Bu tiyatro gösterisini yaparken çok eğlendik. Polis ablalarımıza ve babama çok teşekkür ediyorum, bayağı emekleri vardı. Kapadokya’ya gittik. Orada peri bacalarını gezdik, güldük, eğlendik. Birlikte çok güzel vakit geçirdik. Burada bizim de çok emeğimiz vardı ve emeğimizin karşılığını aldık" şeklinde konuştu. "Tiyatroculuk beni mutlu ediyor" Ceylin Gönen (13) ise tiyatro oyununda yer almanın kendisini mutlu ettiğini ifade ederek, "Bu projede, ilk başta belli başlı yaşanmışlıklar üzerinden oyunlarımız ve skeçlerimiz vardı. Kendi oynadığım oyun telefon dolandırıcılığıydı. Dolandırılan yaşlı bir teyzeyi canlandırdım. Oynarken mutlu oluyorum, tiyatroculuk beni mutlu ediyor" diye konuştu. Etkinlik sonunda, İl Emniyet Müdürlüğü adına Müdür Yardımcıları Üstüner Ekinci ve Tuncay Özbarlas, Toplum Destekli Polislik Şube Müdür V. Komiser Anıl Aydemir, İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına Müdür Yardımcısı Hamza Aygün, Yahşihan İlçe Milli Eğitim Müdürü Haluk Özdemir projede yer alan öğrenci, usta öğreticiler ve polis memurlarına teşekkür belgesi takdim etti.
Balıkesir Bandırma’ya yeni devlet hastanesi için ilk aşama tamamlandı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde yapılması planlanan yeni devlet hastanesi projesinde önemli bir adım atıldı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi tarafından tahsis edilen 90 dekarlık alanın "Sağlık Tesis Alanı" olarak belirlenmesi için yapılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Meclisinde oy birliğiyle onaylandı. AK Parti Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Doğan ve Abdullah Çolak’ın sunduğu önergeyle gerçekleşen bu onay, hastane yatırımı için ilk aşamanın başarıyla tamamlanmasını sağladı. Hastanenin projelendirme ve yapım sürecine geçilmesi için gereken 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği, Bandırma Belediye Meclisi’nde görüşülerek karara bağlanacak. Bu onayın ardından proje, yapım aşamasına geçmek üzere tamamlanacak. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nin gelişimini destekleyecek önemli bir adım daha atıldı. Milli Emlak Müdürlüğü tarafından tahsis edilen 72 dekarlık alanın "Üniversite Alanı" olarak imar planı değişikliği de onaylandı. Bu düzenleme, üniversitenin büyümesine ve eğitim kapasitesinin artmasına katkı sağlayacak. AK Parti Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Doğan yaptığı açıklamada, "Bu önemli yatırımların gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederiz. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Şehir Plancısı Harun Algül, CHP Balıkesir Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Üyesi Mimar Şerafettin Engüdar ve Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın katkıları bu süreçte belirleyici oldu" dedi. Bandırma için hayata geçirilecek her projede dayanışma içinde çalışılacağı belirtilerek kamuoyuna teşekkür mesajı paylaşıldı.