SAĞLIK - 18 Kasım 2024 Pazartesi 11:01

Uzmanlar uyarıyor, riskli gebeliklere dikkat: “Erken tanı erken tedaviyi beraberinde getirir”

A
A
A

Hamilelikte anne ya da bebek kaynaklı durumlar nedeniyle çeşitli problemler meydana gelebilirken uzmanlar, "Riskli gebelik" olarak adlandırılan bu süreçlerde kontrollerin önemine dikkat çekiyor. Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Yener, “Dünya Sağlık Örgütü’nün makul gördüğü sezaryen oranı yüzde 15, ülkemizde maalesef 2 doğumdan birisi sezaryen. Şöyle bir algı var; sezaryen kolay, hızlı oluyor ama böyle değil, tıbbi bir gerekçe yoksa ilk tercihimiz her zaman normal doğum. Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 10’u riskli gebeliklerden oluşmaktadır. Bu gebelerimiz sıkı takipli olmalı çünkü erken tanı erken tedaviyi beraberinde getirir. Bazı durumlarda anne karnında, bebek doğmadan tedavi edebilmekteyiz” dedi.

Hamilelik sürecinde anne ya da bebek kaynaklı problemler meydana gelebilirken uzmanlar, takip süreçlerinin gerekliliğine dikkat çekiyor. Gebelik öncesi ve gebelik süreci boyunca anne adayının ve bebeğin risk değerlendirmesinin yapılması için perinatolojik muayenelerin büyük önem taşıdığını belirten Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perinatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Yener, erken tanının erken tedaviyi de beraberinde getirdiğini söyledi. İleri yaş gebeliği, çoğul gebelikler, sigara kullanımı, kronik hastalıklar gibi etkenlerin gebeliğin riskli olmasında rol oynadığını aktaran Doç. Dr. Yener, gebelik ve takip süreçlerine ilişkin bilgi verdi.

Uzmanlar uyarıyor, riskli gebeliklere dikkat: “Erken tanı erken tedaviyi beraberinde getirir”

“Gebelerimiz sıkı takipli olmalı, çok dikkatli olmak lazım”

"Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 10’u riskli gebeliklerden oluşmaktadır" diyen Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Yener, “Buna sebep olan çeşitli durumlar vardır. Anneye, gebeliğe bağlı durumlar olabilir. Anneni n 35 yaşından büyük olması, gebelik öncesi diyabet, tansiyon, epilepsi gibi hastalıklara bağlı ilaç kullanımı, sigara kullanımı, daha önce rahminden ameliyat geçirmesi gibi anneye bağlı durumlar görülebilir. Fetüse yani anne karnındaki bebeğe bağlı durumlar olabilir; haftasına göre küçük ya da büyük olması, içinde bulunduğu suyun fazla ya da az olması ya da tarama testlerinin yüksek riskli çıkması durumlarında yüksek riskli gebelik grubuna sokuyoruz. Çoğul gebelikler de yüksek riskli gebelik sınıflandırılmasına girer. Bebek rahim ağzını kapatabilir, aşağı yerleşimli olabilir ya da annenin rahim duvarına yapışık olabilir bunların hepsi yüksek riskli gebeliklere sebep olur. Akraba evliliği de yüksek riskli gebelik grubuna soktuğumuz durumlardır. Erken doğum olabilir, en önemli durum bu, çok dikkatli olmak lazım. Bu gebelerimiz sıkı takipli olmalı çünkü erken tanı erken tedaviyi beraberinde getirir. 11-14’üncü hafta ultrasonografisi çok önemli, bu gebelik haftasında hem bebeğin ense kalınlığına hem de burun kemiği oluşmuş mu ona bakıyoruz. 11-14’üncü haftalar arası tespit ettiğimiz bazı yapısal anomaliler var, 2’li test yapmaktayız eğer gebelerimiz bunu kaçırırsa da 16-18’nci hafta arası muhakkak 3’lü ya da 4’lü testlerini yapmalarını önermekteyiz” şeklinde konuştu.

Uzmanlar uyarıyor, riskli gebeliklere dikkat: “Erken tanı erken tedaviyi beraberinde getirir”

“Tıbbi bir gerekçe yoksa ilk tercihimiz her zaman normal doğum”

Erken tanının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Yener, sözlerine şöyle devam etti: “20-22 haftalarında yapılan detaylı ultrason var. Bunda da bebeğin, tüm organlarına detaylı şekilde bakmaktayız. Herhangi bir yapısal ya da patolojik durum varsa bunları tespit etmekte, aileyi bilgilendirmekteyiz. Doğumu da buna göre planlamaktayız hatta bazı durumlarda anne karnında, bebek doğmadan tedavi edebilmekteyiz. Her ne kadar yüksek riskli gebelik grubundaki gebelerimizde sezaryen oranı düşük riskli gebelik grubuna göre fazla olsa da anne ya da bebek açısından tıbbi bir gerekçe yoksa ilk tercihimiz her zaman normal doğum. Sezaryen sonuçta bir ameliyat ve her ameliyatında bir komplikasyon riski oluyor. Tüm gebelerimiz gebe okullarına muhakkak katılsınlar. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği yüzde 15 sezaryen oranı var, bizim ülkemizde şu an her 2 doğumdan birisi sezaryen ile olmakta maalesef. Gebe okullarının fazlalaşması, anne dostu hastanelerin de artmasıyla ülkemizdeki bu oran azalmaya başladı, bu da mutluluk verici. Şöyle bir algı var; ‘Sezaryen kolay, hızlı oluyor’ ama böyle değil. Bebeğin eşinin (plesantanın) rahim duvarına yapışması bu da doğum sırasında çok fazla kanamaya sebep oluyor hem anne hem bebekler için olumsuz durumlar oluşturuyor. İlk sezaryen doğum sonrası normal doğum denenebilir ama bunun da şartları ve riskleri var, bunu anne baba ile çok dikkatli şekilde konuşmak lazım. Sigara kesinlikle önermiyoruz, erken doğum riski açısından çok fazla risk oluşturmakta. Tüm yüksek riskli gebelerimiz muhakkak takiplerini aksatmasınlar, 3’üncü basamak sağlık kurumlarında takipleri uygundur”

Hasibe Karadağ - Emre Baba  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 3 bin kasa Hamsi ile döndüler DÜZCE(İHA) – Düzce’de balıkçılar Akçakoca limanına kasa kasa hamsi ile döndüler. Teknelerden boşalan hamsiler Anadolu’ya yola çıkarken kasası bin ile bin 500 liradan satılıyor. Havaların soğuması ile birlikte Karadeniz’de hamsi bollaştı. 3 bin kasa hamisi ile limana yanaşan Balıkçı Ferhat Birinci, hem hamsi hem palamut olduğunu söyledi. Teknelerin balık ile döndüğünü söyleyen Birinci “Palamut balığı bu ayda olmazdı aslında, devam ediyor, güzel. Denize giden çalışan tutuyor bir şeyler. Hamsi kayıkları da boş değil onlarda da balık var. Ebatları, boyları da iyi, fiyatlarda uygun. Hamsinin kasası bin liradan başlıyor bin 500 liraya kadar gidiyor. Boyuna göre değişiyor. Piyasada ince hamsi 100 TL’ye, iri olanlar ise 150 TL’ye satılıyor. Palamut bağlığı da 150 lira civarında, bazı yerlerde 175 lira ama genel olarak 150 liradan satılıyor. Balık sezonu devam eder yılbaşını geçecek diye düşünüyorum. Hamsi şu anda Boğazdan Hopa’ya kadar var. Hamsi az değil, hava soğudukça daha da fazlalaşır balık bir araya gelir, artar. Hiç boş gelen kayık yok. Sayıları adetleri az ama gün geçtikçe fazlalaşır, öyle ümit ediyoruz öyle tahmin ediyoruz. Çünkü erken başladı fazla olacağın tahmin ediyoruz. Şu anda Karadeniz’in bütün limanlarında balık var boş gelen yok” ifadelerinde bulundu. Limana gelen teknelerden boşalan balıklar ise Anadolu’nun çeşitli şehirlerine gitme üzere yola çıktı.
Adana Adana’da rüşvet operasyonunda tutuklanan başkan danışmanı tahliye oldu Adana Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık 61,5 milyon lirayı bulan reklam ihalelerine “fesat karıştırdıkları, rüşvet alıp verdikleri” iddiası ile aralarında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın danışmanı Mürüvet S. ile reklamcılık şirketi sahibi Süleyman A.’nın tutuklu bulunduğu 12 kişinin 7 yıl ile 19 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle açılan davaya devam edildi. Duruşmada tutuklu sanıklar belediye başkan danışmanı Mürüvet S. ile reklamcılık şirketi sahibi Süleyman A. yurt dışına çıkış yasağı ile tahliye oldu. İl Emniyet Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Şube Müdürlüğü’ne bir reklam firması sahibi, 22 Temmuz 2022’de ’Rüşvet vermeden ihale alamıyoruz’ diyerek Adana Büyükşehir Belediyesi’nin bazı çalışanları ile reklam ajansları sahipleri hakkında şikayetçi oldu. İhbarla Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Şüphelileri teknik ve fiziki olarak takip eden Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerinin, 18 Aralık 2023’te yaptığı operasyonda yakalanan belediye başkanı danışman Mürüvet S. (35), Büyükşehir Belediyesi çalışanı Mehmet İlker T. (42), Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürü Mehmet Yuşa D. (39), ve reklam ajansı çalışanları Mete Ç. (34), Murat İ. (49), Semih D.(46), Süleyman A. (36), Tahir Cem O. (42), Umut Ş. (46), Yüksel Y. (61), Can K. (47), Mehmet Fatih G. (41) gözaltına alındı. Emniyetteki sorguları tamamlandıktan sonra adliyeye sevkedilen Mürüvet S., Mehmet İlker T., Semih D., Süleyman A., Tahir Cem O. sulh ceza hakimliğince tutuklanırken diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı. İkinci duruşma yapıldı Yapılan soruşturma sonunda, 12 sanıkla ilgili olarak “Kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak, rüşvet vermek, rüşvet almak” suçlarından haklarında 7 yıldan 19 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle Adana 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşmaya ilk celsede tutukluluklarının devamına karar verilen belediye başkanı danışmanı Mürüvet S. ile reklam ajansı sahibi Süleyman A. bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Ses kaydı ile yapılan duruşmada tanık Hasan A., sanıkları tanıdığını, iş yaptıkları için belediyeye gelip gittiklerini söyledi. Sanık Mürüvvet S.’nin belediye başkanı danışmanı olduğunu belirten Hasan A., “Mürüvvet S.’nin ihalelerde görevi yoktu. Sürece de müdahil değildi, irtibatı da sağlamıyordu. Bizim birim, tanıtım ve kent konseyi ile ilgilidir. Bizden önce de sonra da şartname aynıdır. Mecliste bütçe ayrılır, 50 kalem aynıdır. Farklı 3-5 kalem olursa eklenir. Görevde olduğum sürece herhangi bir firmayı ön plana çıkarma olmamıştır. Mürüvvet hanım personelle irtibata girmez, daire başkanları yada benimle irtibata girer” dedi. Matbaacı tanık Yusuf S., sanık Süleyman A.’nın işlerini yaptığını belirterek, “Süleyman bey beni arar fiyat alır. Kim uygunsa ona işi yaptırır. Bu uygulama sadece Süleyman beye özel değil” dedi. Mahkeme başkanı daha sonra sanıklara yeni bilirkişi raporunda geçen hususlar üzerine söz verdi. Sanıklar savunmalarını yapıp tahliyesini istedi. Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmeyip eski savunmalarını tekrar etti. Mahkeme savcısı, “rüşvet alıp ve vermek” suçundan tutuklu bulunan sanıklar Mürüvvet S. ve Süleyman A.’nın tahliyesine karar verilmesini ve dinlenmeyen tanıkların dinlenmesini talep etti. Söz verilen sanık avukatları da müvekkillerinin tahliye ve beraatlerini istedi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar belediye başkanı danışmanı Mürüvvet S. ve reklam şirketi sahibi Süleyman A.’nın yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi. Heyet diğer sanıkların adli kontrol şartlarının devamını kararlaştırıp duruşmayı eksikliklerin tamamlanması için ileri bir tarihe erteledi.
İstanbul Sultangazi Belediyesi’nden özel bireyler için “Engelsiz Saatler” Sultangazi Belediyesi’nin düzenlediği Engelsiz Saatler ile aileler, çocuklarını güvenle Engelliler Merkezi’ne bırakarak dışarda kendi işlerini halledebiliyor. Çocuklar ise bu süreç zarfında rengarenk etkinliklerle keyifli zaman geçiriyor. Engelli bireylerin sosyal hayatta daha güçlü var olmaları için çalışmalarını sürdüren Sultangazi Belediyesi, Sezai Karakoç Gençlik, Spor ve Engelliler Merkezi ile özel bireylere bir çok imkan sunmaya devam ediyor. Özel bireylerin sosyal hayata karışmalarını amaçlayan Engelliler Merkezi, aynı zamanda ailelere de büyük kolaylık sağlıyor. Engelsiz Saatler projesi ile aileler 10.00 - 17.00 aralığında özel bireyleri merkeze bırakarak kendine zaman ayırabiliyor. Atölye eğitimleri dolu dolu Eğitmenler, özel bireylere anne şefkati ile yaklaşarak dolu dolu zaman geçirmelerini sağlıyor. Mutfak atölyesinden seramiğe, geleneksel sanatlardan resme, halı kilim dokumadan ebruya, tıraş ve berber eğitimine farklı atölye çalışmalarıyla keyifli vakit geçiren özel bireyler arkadaşlarıyla vakit geçirerek sosyalleşme fırsatı da buluyor. Ayrıca özel bireyler randevu alarak ücretsiz olarak tıraş ve berber hizmetinden de yararlanabiliyor. Ergoterapi ve danışmanlık hizmeti Merkezde eğlenceli zaman geçirmenin yanı sıra özel bireylerin daha kaliteli bir hayat sürmeleri ve fiziksel becerilerini daha artırmalarını sağlamak için ergoterapi veriliyor. Ayrıca Aile Danışmanlık Hizmeti ile aileler ve özel bireylerin daha sağlıklı bir iletişim kurmalarına da katkıda bulunuluyor. “Anne ilgisi ve şefkatiyle" Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Sezai Karakoç Gençlik Spor ve Engelliler Merkezimiz ile gençler için birçok ihtiyacı tek bir çatı altında bulunduruyoruz. Ama bu tesisimizin en önemli özelliği içinde barındırdığı Engelliler Merkezi. Engelsiz saat projemiz ile de ailelerimizin çocuklarını bize bırakarak kendilerine vakit ayırmasına, varsa işlerini halletmelerine imkan sağlıyoruz. Sadece çocuklar değil, her yaş grubundan özel bireylere yönelik atölyelerimiz yer alıyor. Engelliler Merkezimizde çok özel bir işe imza atıyoruz. Atölye çalışmalarıyla onların eğlenirken öğrenmesini sağlıyoruz. Ergoterapi ile özel bireylerimize terapi veriyoruz. Bizler burada bir anne nasıl özenle evladına bakıyorsa o özen ve hassasiyetle evlatlarımıza bakıyoruz. Onlar için düzenlediğimiz geziler ile farklı yerlerini keşfetmelerini sağlıyoruz. Özel bireylerin sosyal hayata daha fazla dahil olabilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.