SPOR - 31 Aralık 2025 Çarşamba 17:58

Sadettin Saran: "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz"

A
A
A
Sadettin Saran: "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz"

Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, sezon sonuna kadar görevine devam edeceğini ve sonrasında olağanüstü genel kurula gidileceğini açıkladı.


Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, gündeme dair kulüp televizyonunda açıklamalarda bulundu. Şahsıyla ilgili geçtiğimiz günlerde yaşadığı hukuki sürece değinen Saran, "Hayatımda belki de ilk kez kelimeleri bu kadar tartarak seçiyorum. Görev sürem boyunca sizler de çok iyi gördünüz ki ben konuşmayı seven bir başkan olmadım. Zaman zaman bu nedenle eleştiriler de aldım. Özellikle şahsımı ilgilendiren başlıklarda Fenerbahçe’yi bu gündemlerin içine çekmemek için sessiz kalmayı, geri planda durmayı ve Fenerbahçe’yi her şeyin önünde tutmayı tercih ettim. Ancak gelinen noktada hem sizlere hem kamuoyuna kendimi ve durduğum yeri sakinlikle anlatmanın zamanının geldiğine inanıyorum. Benim bu göreve talip olurken tek bir hayalim vardı; Fenerbahçe’yi en büyük olduğu yere yani sahaya döndürmek. Tartışmaların değil sporun, polemiklerin değil kupaların konuşulduğu bir kulüp hayaliyle yola çıktım. Son dönemde hepinizin yakından takip ettiği bir süreç yaşandı. Şahsım üzerinden söylenenler, yazılanlar, ima edilenler oldu. Kimi zaman gerçekle ilgisi olmayan iddialar, kimi zaman hukukun kararından önce manşetlerde verilen hükümler gördük. Ben hayatım boyunca hukukun ve masumiyet ilkesinin herkes için gerekli olduğuna inanan bir insan oldum. Hukuki ve yasal bir süreç olması nedeniyle bu konuyla ilgili her bir adımın adli makamlar tarafından en iyi şekilde yürütüleceğine olan inancım ilk günden beri tamdır. Ancak yine ilk günden beri bir takım medya organları ve sosyal medyada imalatını yaptığımdan, evimde uyuşturucu madde bulunduğu gibi asılsız iddialardan, evimin üzerinde dron uçurulmasına kadar itibarsızlaştırma girişimiyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğumuzu ve bu sürecin hukuk önünde sonuna kadar takip edileceğinin bilinmesini önemle rica ediyorum" ifadelerini kullandı.



"Bu süreçte tüm odağım üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek"


Devam eden davanın kulübü yeniden bir hukuki sürecin için çekmesini istemediğini belirten Saran, "Kulübümüzün göreve geldiğimizden bu yana mevcut durumunu düşündüğümüzde Fenerbahçe’mizin finansal özgürlüğe bu kadar yakın oluşu, Avrupa ve ligde oynanacak maçlarımızın programı, şampiyonluğa olan inancımız, ilk yarıyı namağlup bitirmiş oluşumuz ve hedefe her gün daha da yaklaşmamız, tüm branşlarda yeni yönetim olarak başlattığımız ve bitirilmesi gereken dünya çapında transferler, projeler ve yapılacak işlerin tümü nedeniyle başkanlık görevimi sezon sonuna kadar sürdürecek ve sonrasında da kulübümüzü olağanüstü genel kurula götüreceğiz. Bu süreçte tüm odağım sezon sonuna kadar üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek ve kulübümüzü hiçbir kişisel gündemin gölgesi olmadan genel kurul iradesine hazırlamaktır. Sezon sonu aldığım bu karar, belki de bugün için almam gereken bir karar. Çünkü şahsımla ilgili devam eden bir davanın kulübümüzü yeniden bir hukuki sürecin içine çekmesini istemiyorum. Ancak bir yandan da başarmamız gereken ve başlattığımız şeylerin olduğu da açık. Türk sporuna hizmet etmek adına önümüzdeki takvimde yapılması gereken oldukça fazla konu var. Fenerbahçe’nin önceliklerini düşünmek, bu makamda oturan herkesin temel zorunluluğudur. Bu kararı alırken düşündüğüm tek bir şey vardı; bu süreç bir noktadan sonra hukuki bir tartışmanın ötesine geçerek Fenerbahçe’mizin etrafında bir gündeme dönüşmeye başladı ve beni asıl düşündüren, asıl zorlayan da bu oldu. Bu bir geri adımın değil, Fenerbahçe’nin yolunu berraklaştırma iradesinin sonucudur" diye konuştu.



"Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz"


Sadettin Saran, Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeğini ifade ederek şunları söyledi:


"Ben bundan 61 yıl önce ABD’li bir anne ile Kırıkkaleli bir babanın evladı olarak dünyaya geldim. Farklı kültürlerin içinde büyüdüm. Ama vatan denildiğinde nerede durulacağını bilen, bu toprakların değerleriyle yetişmiş bir insan oldum. Hayatta iki şeyi çok sevdim; Fenerbahçe’yi ve sporu. Sporu yalnızca bir rekabet alanı değil, çocukları hayata bağlayan, gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir güç olarak gördüm. Bu inançla yıllar boyunca ülkemin dört bir yanında imkanı olmayan çocukların sporla buluşabilmesi için tesisler kurdum, okullar açtım. Bunu bugün anlatmak için değil, zaten böyle yaşadığım için yaptım. Son haftalarda hakkımda ortaya atılan iddialarla şunu açıkça ifade etmek isterim; hayatım boyunca sağlıklı yaşamı savunmuş, sporla iç içe hayat sürmüş biriyim. Ben raporda belirtilen maddeyi hayatımda ne kullandım ne de gördüm. Hakkımda yürüyen sürecin de hukuk içinde ilgili tüm kurumla nezdinde ve olması gerektiği gibi sonuçlanacağına dair inancım tamdır. Ben ne adaletten kaçtım ne de kaçıyorum. Söylenecek her sözün, cevaplanacak her iddianın yeri hukuktur. Ben bu göre şampiyonluk hayaliyle geldim ve bu hayali yarım bırakmak istemiyorum. Bu camia tarih boyunca en zor anlarını omuz omuza vererek aşmıştır. Bu vesileyle sürecin ilk gününden bu yana büyük bir sağduyu ile yanımda duran, desteğini esirgemeyen kıymetli taraftarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Aynı zamanda gazetecilik mesleğini sorumlulukla ve etik ilkeler çerçevesinde icra eden, hüküm vermek yerine gerçeğin peşinde duran basın mensuplarına teşekkür etmeyi de bir borç biliyorum. Bu başladığım yolu Fenerbahçe yakışır şekilde tamamlama iradesidir. Bunun böyle olacağına da kimsenin şüphesi olmasın. Bu Fenerbahçe’yi yeniden sahada konuşulan, hedefleriyle anılan, kupalarla buluşan bir getirmek idealidir. Sezon sonuna kadar sizlere verdiğim sözü tutmak ve bu sorumluluğu layıkıyla taşımak benim en temek görevimdir. Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeceğim."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Güler: "SDG’nin 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi vazgeçilmez bir gerekliliktir" Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Artık SDG’nin bir an önce 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi sürecin başarısı açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu konuda devletimizin duruşu nettir ve hiçbir tereddüde yer yoktur. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerini devam ettirmesine ve herhangi bir oldubitti oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz" dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2025’in son gününde Polatlı’daki Topçu ve Füze Okulu Komutanlığında inceleme ve denetlemelerde bulunarak Mehmetçiklerle bir araya geldi. Bakan Güler’in yanı sıra ziyarette Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Metin Tokel de yer aldı. Burada konuşan Güler, Türkiye’nin savunma ve güvenliği için çok kapsamlı ve yoğun faaliyetlerle geçirilen 2025 yılının geride bırakıldığını, aynı kararlılık ve motivasyonla 2026 yılına girmenin heyecanını yaşadıklarını kaydetti. Güler, bu vesileyle yeni yılı en içten dileklerle kutladığını da belirtti. "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin güvenliğinin en sağlam teminatıdır" 2025 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin, milletin ve ülkenin güvenliğini sağlamak için büyük bir özveriyle görev yaptığını, vazifelerini kararlılık ve başarıyla yerine getirdiğini aktaran Güler, "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; köklü tarihi, sarsılmaz disiplini ve yüksek muharebe kabiliyetiyle ülkemizin güvenliğinin en sağlam teminatıdır. Bu güçlü yapının temelinde ise nitelikli insan kaynağı, etkin eğitim anlayışı ve çağın gereklerine uygun doktrinler yer almaktadır. İşte Topçu ve Füze Okulu Komutanlığımız da bu yapının en stratejik eğitim merkezlerinden biri olarak Kara Kuvvetlerimizin ateş gücünü şekillendiren, geleceğin komutan ve uzman personelini yetiştiren müstesna bir görevi yerine getirmektedir" ifadelerini kullandı. "Modern harp ortamı, süratli karar alma yeteneğini zorunlu kılmaktadır" Topçu ve füze unsurlarının ordunun gücüne güç kattığını belirten Bakan Güler, "Modern harp ortamı, uzun menzil, yüksek hassasiyet ve süratli karar alma yeteneğini zorunlu kılmaktadır. Böyle bir ortamda topçu ve füze unsurlarımız, muharebe destek unsuru olmanın yanı sıra caydırıcılığın, operasyonel etkinliğin ve sahadaki başarının belirleyici unsurlarından biridir. Sizler burada aldığınız nitelikli eğitimle bu sorumluluğun bilincinde olarak yetişiyor, kahraman Türk ordusunun vurucu gücünü, bilgi, disiplin ve teknolojiyle buluşturuyorsunuz. Topçu ve füze sistemlerimizde elde ettiğimiz yerlilik ve teknolojik derinlik, ordumuzun gücüne güç katmaktadır" şeklinde konuştu. "2025 yılı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, terörle kararlı mücadelesinin somut neticelerinin alındığı kritik bir dönüm noktası olmuştur" Bakanlık olarak önceliklerinin, personelinin en iyi şartlarda yetişmesi olduğunu vurgulayan Güler, eğitim altyapılarını sürekli geliştirmek ve yerli-milli savunma sanayiinin imkanlarını eğitim süreçlerine azami ölçüde entegre etmek olduğunu kaydetti. Bakan Güler, sözlerine şöyle devam etti: "Güçlü ve caydırıcı bir orduya sahip olmanın ne kadar ehemmiyetli olduğu, yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler karşısında daha da iyi anlaşılmaktadır. Güvenlik meselesinin bu denli ehemmiyet arz ettiği bir ortamda aldığımız askeri tedbirlerin yanı sıra birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek ve iç cephemizi tahkim etmek maksadıyla yeni bir dönemin kapısı da aralanmıştır. Bu kapsamda dikkat çekmek isterim ki 2025 yılı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, terörle kararlı mücadelesinin somut neticelerinin alındığı kritik bir dönüm noktası olmuştur. Yurt içinde ve sınır ötesinde icra ettiğimiz etkili operasyonlarla terör örgütlerinin hareket kabiliyetini büyük ölçüde sınırlandırırken barınma, lojistik ve insan kaynağına dayalı imkanlarını da ciddi şekilde zayıflattık. Elde ettiğimiz bu başarılar ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin başlatılmasına imkan tanıyan zemini oluşturmuştur. Geldiğimiz bu aşama ağır bedeller ödenerek kazanılmış bir mücadelenin sonucudur. Şüphesiz ki bu başarının asli mimarları başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz olmak üzere Türk ordusunun kıymetli tüm mensuplarıdır. Aynı şekilde kahraman istihbarat teşkilatımız ile kahraman jandarmamız ve emniyet mensuplarımızın ve kahraman korucularımızın mücadelesi ile asil milletimizin desteği ve dayanışması da bu aşamaya gelinmesinde büyük katkı sağlamıştır." "SDG’nin 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi vazgeçilmez bir gerekliliktir" Bakan Güler, hiçbir terör örgütünün oldubittisine müsaade etmeyeceklerine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Bu süreçte sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturulmasına müsaade edilmemiş, sahada sağladığımız askeri üstünlük, diplomatik iş birlikleriyle desteklenmiştir. Komşumuz Suriye’de yeni yönetimle kurduğumuz güçlü ilişkiler, aynı şekilde Irak ile tesis ettiğimiz iş birliği mekanizmaları, ortak güvenlik anlayışının güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Artık SDG’nin bir an önce 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi sürecin başarısı açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu konuda devletimizin duruşu nettir ve hiçbir tereddüde yer yoktur. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerini devam ettirmesine ve herhangi bir oldubitti oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz. Halihazırda süreci, ilgili kurumlarımızla koordineli olarak ve Suriye yönetimiyle de yakın bir diyalog hâlinde temkinli ve akılcı bir yaklaşımla yönetiyor, çalışmalarımızı köklü devlet geleneğimizden aldığımız sorumlulukla ve hassasiyetle sürdürüyoruz. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır." Terörle mücadele ve hudut güvenliğindeki başarılarının yanı sıra Mavi ve Gök Vatandaki hak ve menfaatleri de azim ve kararlılıkla koruduklarını dile getiren Güler, "Bu çerçevede ifade etmek isterim ki komşumuz Yunanistan’la her zaman iyi ilişkilere sahip olmayı ve ‘kazan-kazan’ anlayışıyla sorunlarımıza çözüm bulmayı arzu ediyoruz. Bu yapıcı tavrımızı her fırsatta dile getirmekle birlikte Kıbrıs’ta, Ege ve Doğu Akdeniz’de oldubitti oluşturma çabalarına ve hukuksuz adımlara karşı haklarımızı koruma kararlılığımız ve muktedirliğimiz tamdır. ‘Türkiye’ye rağmen’ atılacak hiçbir adıma ve oldubittiye asla müsaade edilmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu. "Devlet ebed müddet anlayışımız bizlere kutlu bir sorumluluk yüklemektedir" Türkiye’nin bölgesel ve küresel barışa yönelik üstlendiği inisiyatiflerle müzakere masalarının ve güvenlik mimarisinin aranan bir üyesi olduğuna değinen Bakan Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin de uluslararası görev ve misyonlar çerçevesinde barış ve istikrara müstesna katkılar sunduğunu ifade etti. Bakan Güler, bu kapsamda gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin şunları kaydetti: "Kıbrıslı kardeşlerimizin haklı davalarına destek olmaktan can Azerbaycan’la sürdürülen güçlü iş birliğine, Kosova’daki KFOR Komutanlığı görevimizden Katar’daki müşterek faaliyetlere, Libya’daki askeri danışmanlık ve eğitim faaliyetlerimizden Somali’deki yoğun çabalarımıza kadar pek çok coğrafyada güven veren, dengeleyici ve istikrar sağlayıcı bir güç olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bu faaliyetlerimiz ülkemizin gücüne güç katmakta dost ve müttefik ülkelere güven telkin etmekte, mazlum coğrafyalarda denge unsuru olmaktadır. Şu bir gerçek ki devlet ebed müddet anlayışımız bizlere kutlu bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluğun bilinciyle siz seçkin personelimizin yeni yılda da ülkemizin güvenliğine ve daha güçlü geleceğine katkılar sağlamak için azim, disiplin ve fedakarlıkla görev yapmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. Sözlerime son verirken Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizlerin şahsında şu anda görevi başında olan tüm silah ve mesai arkadaşlarıma vazifelerinde üstün başarılar diliyor, her birinin gözlerinden öpüyorum. Değerli Arkadaşlarım, Yeni yılınızı bir kez daha en içten dileklerimle kutluyor, ailelerinizle birlikte hepinize sağlık ve esenlik temenni ediyorum."
Artvin Vali Turan Ergün: "Çığ altındakileri bulmak için çalışmalar yarın sabah yeniden başlayacak" Artvin Valisi Turan Ergün, Ardanuç Aksu Yaylası’nda yaşanan çığ sonrası kayıp 3 çobandan birinin cansız bedenine ulaşıldığını, 2 çobanı arama çalışmalarının yarın sabah yeniden başlayacağını açıkladı. Artvin’in Ardanuç ilçesine bağlı Zekerya köyü Aksu Yaylası’nda meydana gelen çığın ardından Artvin Valisi Turan Ergün, bölgede yürütülen arama kurtarma çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Vali Ergün, "Bugün saat 10.00 sıralarında 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen ihbar üzerine çığ olayı öğrenildi. Koordinasyonun sağlanmasının ardından AFAD, jandarma, emniyet, sağlık ekipleri, Ardanuç Belediyesi ve Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri bölgeye sevk edildi. Sürülerini Erzurum’un Oltu ilçesi tarafındaki yaylalarda otlatan ve daha sonra Ardanuç yönüne getiren 6 çoban, yaklaşık bin 200 küçükbaş hayvandan oluşan sürüyle birlikte çığa maruz kalmışlar. İlk belirlemelere göre 3 çoban çığ altında kaldı, diğer 3 çoban ise ekiplerimiz tarafından kurtarıldı. Çığdan etkilenmeyen sürü kısa sürede güvenli bölgeye tahliye edildi. Bölgede kar kalınlığı 4 metreyi bulurken 100 kişilik arama kurtarma ekibiyle çalışmalar başlatıldı. Ancak fırtına, dondurucu hava koşulları ve yeni bir çığ riski nedeniyle ekiplerin güvenliği açısından çalışmalara gece saatlerinde geçici olarak ara verildi. Arama kurtarma çalışmalarının havanın aydınlanmasıyla birlikte sabah saatlerinde yeniden başlayacak" dedi. Vali Ergün, cansız bedeni bulunan çobana Allah’tan rahmet, çığ altında kalan diğer çobanlara ise sağ salim ulaşılması temennisinde bulundu.