GÜNDEM - 26 Mart 2025 Çarşamba 09:55

Olta balıkçılığı tehlike saçabiliyor: "Düzenleme yapılmalı"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Sahil kesimlerinde yapılan olta balıkçılığı, bazen insan ve hayvanlar açısından tehlike oluşturabiliyor. Olta ucundaki demirin (ağırlığın ya da iğnenin) sahilden geçenlerin kafa veya gözüne çarparak ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Ceza Hukukçusu Doç. Dr. Aysun Altunkaş, tedbirsiz balıkçıların cezalandırılabileceğini ekledi.

Özellikle sahil kesimlerinde yapılan yoğun olta balıkçılığı hakkında konuşan Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aysun Altunkaş, O sırada sahilde yürüyen, spor yapan insanlar ve etrafta hayvanlar olabiliyor. Balık tutarken olta ucundaki iğnelerin ya da ağırlıkların sahilde yürüyüş yapan, oradan geçen insanlara ya da hayvanlara çarparak onlara zarar verebildiğini görüyoruz. Bazı örneklerini de daha önceden haberlerde gördük" açıklaması yaparak durum değerlendirmesinde bulundu.

Olta balıkçılığı tehlike saçabiliyor:

"‘Aman canım onlar dikkat etsinler’ diye düşünürseniz ‘kasten yaralamadan’ sorumlusunuz"

"Ceza kanunları kapsamında balıkçılık faaliyetini gerçekleştiren kişinin kusuruna bağlı olarak farklı suç tiplerinden sorumluluklarının gündeme gelebileceğini söyleyebilirim" diyen Doç. Dr. Altunkaş, "Bunlar; kasten yaralama, taksirle yaralama olabilir. Burada ‘nasıl ayrımda bulunabiliriz’ derseniz gösterilmesi gereken özenin, dikkatin gösterilmediği hallerde kusurun türünün ‘ basit taksir’ olduğunu kabul ediyoruz ve taksirle yaralamadan sorumluluğun doğacağını söylüyoruz. Kişi, oltayı atarken arkadan koşan, oturan kişiye ya da yolda yürüyen bir yaraya zarar verebileceğini öngörmüş. ‘Aman canım onlar da dikkat etsinler, burada balıkçılık yapıyoruz. Onlar gerekli tedbirleri alsınlar, hatta yapmasınlar’ gibi bir düşünceyle "olursa olsun" diyerek ya da "göze alarak" bu davranışı gerçekleştirmişse ‘olası kastla yaralama’ suçundan sorumluluğunun doğacağını söyleyebiliriz" dedi.

Olta balıkçılığı tehlike saçabiliyor:

"Cezanın ağırlaşma ihtimali var" diyen Doç. Dr. Altunkaş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha önce de basına yansıyan örneklerinden gördüğümüz kadarıyla oltanın kişilerin gözlerine saplanabilmesi, olta ucundaki ağır kısmın kişilerin kafasına gelip ağır kafa travmalarına neden olması gibi örneklerle karşılaşabiliyoruz. Burada işte taksirle yaralama ve kasten yaralama suçları bakımından cezanın ağırlaşması mümkün olabiliyor" dedi.

Olta balıkçılığı tehlike saçabiliyor:

"Alan düzenlemesi/belirlemesi yapılması her iki taraf için de güvenli olur"

Olta balıkçılığı yapanlar için alan düzenlemesi/belirlemesi yapılması gerektiği konusuna da değinen Doç. Dr. Altunkaş, "Böylece balıkçılık faaliyetini gerçekleştiren kişiler, ‘arkamdan acaba biri geçer mi, birine oltam isabet eder mi’ soruları olmadan, bir tedirginlik hissetmeden işlerine odaklanabilirler. İnsanlar da sahilde yürürken tedirgin hissetmemiş olur. Güvenle yürüyüşlerini, sporlarını yaparlar" şeklinde konuştu.

"Sahilde yürürken tedirgin oluyorum"

Olta balıkçılığı tehlike saçabiliyor:

Sahilde yürürken oltalardan tedirgin olduğunu belirten 21 yaşındaki Gökhan Efe Göktepe, "Bence insanları da çok tedirgin ediyorlar. Yani bir izin yok, bir şey yok, bilmiyorum. Geçenlerde Emirgan sahilinde oltanın ağaçtaki kuşa çarptığını, takıldığını gördüm. Bu benim kafama da gelebilirdi. Çocuklara da zarar verebilir. Bu şekilde yapılmasının çok tehlikeli bir şey olduğunu düşünüyorum. İnsanları rahatsız ediyor. Bence olmaması gereken bir şey. Bununla ilgili düzenleme yapılmasını isterim" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: "Türk dizi ve film sektörü büyük bir endüstri haline geldi" Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Türk dizi ve film sektörü büyük bir endüstri haline geldi" dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türk dizi ve film sektörünün son yıllarda büyük bir atılım yaparak dünya çapında dikkat çektiğini belirterek, "150 ülkede izlenen dizi ve filmlerimiz hem ülkemize döviz kazandırıyor hem de Türkçemizin yaygınlaşmasını sağlıyor. Bu uluslararası ticarette önemli bir açılım. Geçtiğimiz yıl dizi ve filmlerimizin ihracatından 500 milyon doları aşkın bir gelir elde ettik. Bu yıl da 700 milyon dolar ihracat sağlanacak gibi duruyor. Kısacası ülkemiz için önemli bir ihraç kalemi olan dizi ve filmlerimiz ekonomimize önemli bir katkı koyacak. Aynı zamanda ülkemizin tanıtımının sağlanması açısından da birçok alanda da katkı sağlayacak. Bu başarı kesinlikle artarak devam etmeli. Çünkü dizi ve filmler sadece eğlence aracı değil, aynı zamanda birer kültür elçisidir. Bu kadar geniş bir alana hitap eden sektörde, Türk kültürü ve yöresel ürünlerimizin tanıtımı için Turizm bakanlığının çalışmaları sürüyor ve bu çalışmalar daha da artmalı" dedi. "Dizi ve filmlerimiz, kültürümüze ve ekonomimize katkı sağlıyor" Dizi ve filmlerimizin ekonomi ve kültür için önemini vurgulayan TESK Genel Başkanı Palandöken, "Dizi ve filmler, ülkemizin tanıtımı için büyük bir fırsat sunuyor. Türk dizileri, dünya çapında ilgi görerek Türkçenin yayılmasına katkı sağladı ve pek çok kişiyi Türkçeyi öğrenmeye teşvik etti. Güçlü hikayeleri ve etkileyici karakterleriyle yabancı izleyicileri kendine çeken bu yapımlar, dilimizi kültürel bir köprü haline getirerek uluslararası alanda daha fazla bilinirlik kazandırdı. Ayrıca, Anadolu’nun gelenekleri, el sanatları ve yöresel lezzetlerini ekrana taşıyarak, turistlerin ilgisini çekiyor ve esnafımıza destek oluyor. Bu da ekonomimize katkı sağlıyor. Milli kültürümüz ve yöresel ürünlerin yapımlarda daha fazla yer alması, hem kültürel mirasımızı yaşatır hem de ekonomimize faydalar sağlar. Bunun için milli kültürümüzün ve yöresel ürünlerin yapımlarda daha fazla yer alması kültürel mirasımız ve ekonomik kazanç için çok önemli" ifadelerini kullandı.