GÜNDEM - 11 Ocak 2025 Cumartesi 10:41

Metrobüs durağındaki ‘Empati Parkuru’ ile görme engellilere farkındalık

A
A
A
Metrobüs durağındaki ‘Empati Parkuru’ ile görme engellilere farkındalık

7-14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’na özel Beylikdüzü Belediye metrobüs durağına ‘Empati Parkuru’ kuruldu. Görme engellilerin normal hayatta yaşadıkları zorluklara farkındalık oluşturmak için düzenlenen etkinlikte; parkuru denemek isteyenler göz bandı yardımıyla yürümeye çalıştı. Parkuru bitiren 77 yaşındaki Zeki Yücesan, “Yürümeye çalışırken sadece karanlık bir dünya hissettim” dedi.


Görme sağlığının önemine dikkat çekmek için Medicana International İstanbul Hastanesi, Beylikdüzü Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi Engelsiz Yaşam Masası iş birliği ile Beylikdüzü Belediye metrobüs durağında, Empati Parkuru kuruldu. Vatandaşlar, parkuru göz bandı ve bastonla deneyimledi. Katılımcılar daha sonra empati kutusuyla, görmeden kutunun içindeki Galata Kulesi, araba gibi objeleri tanımaya çalıştı. Son olarak karanlıkta bardağa su doldurup içme etkinliği de yapıldı. Böylece görme engellilerin günlük hayatta yaşadığı zorluklar yansıtılmaya çalışıldı.


“Türkiye’de 1-1 buçuk milyon civarında görme engelli var”


Amaçlarının empati oluşturmak olduğunu belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Göz Bölümü’nden Doç. Dr. Sait Alim, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 45-50 milyon civarında görme engelli var. Ülkemizde ise tam bir istatistik olmamakla birlikte 1-1 buçuk milyon civarında görme engelli olduğu düşünülmekte. Ancak görme engellilerin yüzde 60’ı tedavi edilebilir hastalıklardan kaynaklı görme kaybı yaşamaktadır" dedi.


“Ne kadar erken teşhis olursa tedavi etmek de o kadar kolay olur”


Doç. Dr. Sait Alim, “Gelişmekte olan ülkelerde daha çok katarakt ve glokom göz tansiyonu dediğimiz diyabete bağlı göz hastalıklardan dolayı körlük oluşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise yaşa bağlı sarı nokta hastalığında ve erken doğanlarda oluşabilmektedir. Çocuklarımız 3 aylıkken ve okul öncesinde mutlaka muayene ettirilmelidir. Ne kadar erken teşhis olursa tedavi etmek de o kadar kolay olur. Diğer bireylerde ise özellikle 40 yaştan sonra ailede özellikle göz tansiyonu, glokom öyküsü varsa bunların da senelik olarak taranması gerekmektedir. Ayrıca yaşa bağlı katarakt da özellikle gelişmekte olan ülkelerde körlük nedenidir. Bu yüzden vatandaşlarımız, özellikle 50 yaştan sonra katarakt için rutin kontrollerini yaptırmalılar. Dolayısıyla erken teşhis, erken tedavi körlüğü de engelleyebilmektedir” şeklinde konuştu.


“Dünyada bir ilkti”


Eğitmen Ahmet Çekirdekçi ise şunları söyledi:


“Bazı yerlerde görüyoruz, görme engelli yürüme yerlerinin önüne araç park ediliyor. Herhangi bir duba konuluyor. Biz de buradaki yürüyüş yolumuzla kişilere farkındalık oluşturmak istedik. Empati duygularını artırarak bir daha böyle bir şey yapmamalarını, yapılmamasını sağlamalarını istiyoruz. Ayrıca bizim, görme engelliler için ‘Hayata Dokunuyorum İnovatif’ atölyemiz var. Orada 18’e yakın objemiz var. Bu objelerimizle görme engelli vatandaşlarımızın Anıtkabir, Ayasofya Camii, Galata Kulesi gibi yerlerin nasıl bir şey olduğunu bilmediklerinden, onların dokunma duyuları çok geliştiğinden dolayı elle dokunarak bu yapıların nasıl bir yapı olduğunu öğrenmelerini sağlıyoruz. Bu, dünyada bir ilkti. Şimdi Avrupa ülkelerinde de yapılıyormuş. Bu objelerimizi de buraya getirdik. Vatandaşlarımızın gözlerine bant takıyoruz. Böylece görme engellilerin ne yaşadığını anlıyorlar. Görme engelli vatandaşlarımızın yemek yerken çektiği zorlukları anlamaları için de etkinliğimiz var. Gözleri kapalıyken pet şişeden bardağa su dolduruyorlar.”


“Burada daha da çok farkındalık kazandım”


Parkura katılan 77 yaşındaki Zeki Yücesan, “Görme engellilerin çok zor şartlarda yaşadığını hissettim. Onlara çok yardımcı olmamız gerektiğini daha da çok düşündüm. Burada daha da çok farkındalık kazandım. Bu hizmetlerinden dolayı hastane ve belediyeyi de kutluyorum. Gözlerim kapalı, bastonla yürümeye çalışırken sadece karanlık bir dünya hissettim” dedi.



Metrobüs durağındaki ‘Empati Parkuru’ ile görme engellilere farkındalık

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Prof. Dr. Yeşim Büyükateş: "Müsilaj etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulmalıdır" Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj (deniz salyası) oluşumu yeniden artış gösterdi. Çevre sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, müsilaja ilişkin kısa ve uzun vadede çözüm önerilerini anlattı. Büyükateş, müsilajın etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulması gerektiğini belirtti. Çanakkale Boğazı’nda deniz yüzeyinde müsilaj (deniz salyası) oluşumu yeniden artmaya başladı. Bazı bölgelerde belirginleşen müsilaj, çevre açısından endişeye yol açtı. Özellikle balıkçılar, deniz ekosistemindeki bu olumsuz gelişme nedeniyle kaygı duymaya başladı. Müsilaj, 2020 yılında Marmara Denizi’ni etkisi altına alarak ciddi bir çevre sorununa dönüşmüştü. Bu yıl Çanakkale önlerinde tekrar gözle görülür hale gelen müsilajın etkileri ve nedenleri yeniden gündeme geldi. "Besin zincirinin bozulmasına ve biyolojik çeşitlilikte düşüşe yol açmaktadır" Çevre sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, müsilajın oluşum nedenlerini ve çözüm önerilerini paylaşan Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, "Deniz suyu sıcaklıklarının yüksek olması, güneş ışınlarının miktarı, yağışlarla kentsel ve tarımsal araziden yüzey akışıyla azot, fosfor gibi besin elementlerinin yoğun miktarlarda denizel sisteme girişi, akıntı hareketleri, müsilaj oluşumuna sebep olan fitoplanktonik grupların varlığı ve noktasal/noktasal olmayan kirlilik kaynakları sistemde yoğun birikimler oluşmasını desteklemektedir. Bu durum, deniz ekosistemlerinde habitat kaybına, oksijen alışverişi ve fotosentezde azalmaya, besin zincirinin bozulmasına ve biyolojik çeşitlilikte düşüşe yol açmaktadır" dedi. "Kirlilik yükünü bertaraf edecek planlamalar yapılmalıdır" 2008 ve 2020 yıllarında yaşanan yoğun müsilaj oluşumu ve gerçekleştirilen çalışmaların ardından belirttiği noktalar hakkında konuşan Prof. Dr. Büyükateş, "Kısa vadede; evsel, endüstriyel ve kanalizasyon atıklarının arıtılmadan deşarjı engellenmelidir. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan gübre ve pestisitlerin su sistemine taşınmasını engellemek için sürdürülebilir tarım uygulamaları desteklenmeli ve bu kirlilik yükünü bertaraf edecek planlamalar yapılmalıdır. Uzun vadede ise sulak alanların korunması, aşırı avcılığın önlenmesi, kıyı erozyonunun kontrolü ve habitat kaybının engellenmesi sağlanmalıdır. Doğal balıkçılıktan ziyade temiz balık yetiştiriciliği desteklenmelidir. Yağmur suyu ve kanalizasyon atıklarının ayrılması planlanmalıdır. Müsilaj etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulmalıdır. Halkın katı atık yönetimi ve çevre bilinci konularında bilinçlendirilmesi önemlidir. Bu önlemler, ekosistem tabanlı bir yaklaşımla sürdürülebilir deniz yönetimini mümkün kılacaktır” diye konuştu.
Manisa Derbent Mahallesinde dere geçişleri güvenli hale geldi Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri, Turgutlu ilçesine bağlı Derbent Mahallesi’nde, dere geçiş noktasında yaptığı menfez çalışmasıyla ulaşımı güvenli hale getirdi. Çalışmalar sayesinde aşırı yağışlar nedeniyle zarar gören menfezler yenilenerek vatandaşların can ve mal güvenliği sağlanırken mahalle sakinlerinden teşekkür mesajları geldi. MASKİ Genel Müdürlüğü, dere yataklarına yakın tarım arazileri ve yerleşim yerlerinde can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla menfez montaj çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ekipleri, Turgutlu ilçesi Derbent Mahallesi’nde dere geçiş noktasına altı adet menfez yerleştirdi. Bu işlemle hem ulaşım güvenliği sağlandı hem de vatandaşların günlük hayatı kolaylaştırıldı. Mahalle muhtarından teşekkür Derbent Mahallesi Muhtarı Ziya Köroğlu, “Karacaali Çayı’ndan geçiş yıllardır çiftçilerimiz için büyük bir sorun olmuştu. Özellikle kış aylarında tarım arazilerine ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Bu önemli çalışmayı hayata geçmesine vesile olan başta CHP Manisa Milletvekilimiz Bekir Başevirgen olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek ve Turgutlu Belediye Başkanımız Çetin Akın’a teşekkür ederim. Çiftçilerimiz artık rahat bir nefes aldı” ifadelerini kullandı. “Traktörlerimiz su altında kalıyordu” Mahalle sakinlerinden Selçuk Atlı da yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Karacaali Çayı’ndan geçmek bizim için büyük bir sıkıntıydı. Suyun şiddetli aktığı zamanlarda traktörlerimiz su altında kalıyordu. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek sayesinde artık bu tehlikeden kurtulduk. Allah razı olsun. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.