SAĞLIK - 16 Kasım 2024 Cumartesi 09:38

Erken doğumun sessiz kahramanları: Prematüre bebekler hayata tutunuyor

A
A
A

Biruni Üniversitesi Hastanesi’nde, Dünya Prematüre Günü dolayısıyla farkındalık toplantısı düzenlendi. Yenidoğan uzmanları, çocuk doktorları, hemşireler, prematüre doğan çocuklar ve ailelerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, erken doğumun etkileri ve prematüre bebeklerin karşılaştığı zorluklar ele alındı.

Etkinlikte konuşan Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, erken doğumun ciddiyetine dikkat çekerek, “Prematüre bebeklerde ufacık bir hata, çocukları bir ömür boyu etkileyebilir. Bu nedenle, prematürelerin sorunlarını gündeme taşımak ve bu alandaki farkındalığı artırmak için buradayız” dedi.

‘Küçücük bir hata, koca bir ömre mal olabilir’

Dünyada her yıl 13 milyondan fazla bebek erken doğarken, bu bebeklerin karşı karşıya kaldığı riskler oldukça yüksek. Prof. Dr. Yüksel, “Bebekler ne kadar küçük doğarsa, engelli olma oranı da o kadar artıyor. Görme, işitme ve zeka sorunları bu bebeklerde sık karşılaşılan problemlerdir. Ufacık bir gecikme veya bilgi eksikliği, bebeklerin hayatında geri dönülemez izler bırakabilir. Bu toplantıyla, hem sağlık çalışanlarımıza teşekkür etmek hem de bu konudaki farkındalığı artırmak istedik” ifadelerini kullandı.

Erken doğumun gizli anahtarı: Doğru beslenme

Erken doğuma neden olan faktörlere değinen Prof. Dr. Yüksel, “Sigara, alkol, stres, annenin metabolik veya kalp hastalıkları gibi birçok etken erken doğumu tetikleyebilir. Ancak erken doğumu en çok etkileyen faktör beslenmedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde prematürelerin yaşama şansı artıyor, ancak erken doğumu önlemek için toplum bilincinin artırılması gerekiyor” dedi.

Prematürelerin hikayesi, umutla örülen bir yolculuk

Organizasyonda konuşan Biruni Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Serap Kilerci Ulusal, prematüre bebeklerin hayatta kalma mücadelesine dikkat çekti:

“Bugün burada, hastanemizde erken doğmuş çocuklarımızla bir aradayız. Onların büyüme süreçlerine bilimsel ve etik yaklaşımla destek olduk. Bu zorlu yolculukta ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Prematüre bebeklerin hayata tutunma hikayesi, bizler için de bir mücadele ve umutla örülen yolculuktur.”

“İyi bakım, büyük fark oluşturur”

Biruni Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Abdullah Sert, iyi bir yenidoğan yoğun bakım hizmetinin önemine vurgu yaptı:

“Erken doğum, beraberinde birçok sağlık sorununu getirir. Ancak, kaliteli bir yenidoğan yoğun bakımı bu sorunların çoğunu bertaraf edebilir. Tüp bebek tedavilerinin artışı, çevresel faktörler ve değişen beslenme alışkanlıkları erken doğum oranlarını etkiliyor. Doğumun, kaliteli bakım sunan bir hastanede gerçekleşmesi bebeklerin sağlıklı gelişimi açısından kritik öneme sahiptir.”

650 gram doğdu, hayata tutundu

Etkinlikte prematüre doğan bebeklerin hikayelerine de yer verildi. 25 haftalıkken 650 gram doğan Ahsen’in babası Göker Yılmaz, bu süreçte hastanenin desteğiyle zorlu bir dönemi atlattıklarını söyledi:

“Bebeğimizi 96 gün boyunca hastanede bıraktık. Her kontrol sonrası doktorlarımızın verdiği güvenle süreci daha kolay atlattık. Şimdi kızımız 5,5 aylık ve sağlıklı bir şekilde yanımızda.”

Etkinlikte, duygusal anlar yaşanırken farkındalık oluşturmak amacıyla gökyüzüne mor balonlar uçuruldu

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 75 yaşındaki bıçak ustası 65 yıldır mesleğini severek yapıyor Gaziantep’te yaşayan 75 yaşındaki bıçak ustası Cemil Culfa, 10 yaşında çırak olarak başladığı mesleğini 65 yıldır severek sürdürüyor. Henüz 10 yaşında teyzesinin çocuklarının yanında bıçakçı çırağı olarak işe başlayan 75 yaşındaki bıçak ustası Cemil Culfa, uzun yıllar çırak ve kalfa olarak çalıştıktan sonra kendi işini yapmaya başladı. Bıçakların ilgisini çekmesi üzerine çocukluğunda mesleğe başlayan Cemil Culfa, uzun yıllar mesleğin tüm inceliklerini öğrendikten sonra kendi atölyesini açarak bıçak imalatına devam etti. 65 yıldır mesleğini sürdürerek bıçak üretimi yapan Culfa, 5 metrekarelik dükkanda ilerlemiş yaşına rağmen gün boyu tezgahının başında çalışarak geçimini sağlıyor. Mesleğinde yıllar geçtikçe kendini geliştirerek hedeflediği gibi sanatkar olan Culfa, geçirdiği çeşitli hastalıklara ve ilerleyen yaşına rağmen mesleğini ilk günkü aşkla ve heyecanla sürdürüyor. Mesleğin inceliklerini küçük yaşlarda teyzesinin çocuklarının yanında öğrendiğini belirten Culfa, gün boyu el emeği bıçak yaptığını söyledi. Mesleğe başladığında 10 yaşında olduğunu anlatan Culfa, “Bıçakçılık mesleğini 10 yaşında teyzemin çocuklarından öğrendim. Şu an 75 yaşındayım. 65 yıldır bıçakçılık yapıyorum ve mesleğimi de severek yapıyorum. Çocukluğumdan beri bu mesleğin içerisindeyim. Her türlü bıçakları yapıyorum. Ustalarım teyzemin çocuklarıydı. Gençliğimde de her türlü bıçak yapardım. Koyun boynuzundan cep bıçakları yapardım. Şimdi yaşlandım, daha çok bileme ve alım satım yapıyorum. Çünkü yaşım artık 75 oldu” dedi. Geçmiş yıllarda bıçak yapımının çok zor olduğunu belirten Culfa, cep bıçağını yapan ustaların geçmiş yıllara göre azaldığını ifade etti. 75 yaşında olmasına rağmen her gün iş yerine gelerek çalıştığını ve ailesinin geçimini sağlamak için çalışmaya devam ettiğini belirten Culfa, mesleğini severek yaptığını söyledi.
Gaziantep COP29’da Gaziantep Büyükşehir’in çevre projeleri anlatıldı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29’uncu Taraflar Konferansı’nda (COP29), Gazi şehirde Büyükşehir Belediyesi’nin başarılı çevre yatırımlarını anlattı. Panelde yaptığı sunumda Şahin, Gaziantep’in 2011 yılından itibaren proje ve yatırımlara her yıl üstüne koyarak hız verdiğini ifade ederek, “En hızlı, en doğru ölçümleme yaparak ilerleyen şehir biziz” şeklinde konuştu. İklim değişikliği, sera gazı salınımı ve küresel ısınma konuları çerçevesinde 169 ülkeden katılanların yer aldığı COP29 devam ediyor. Çevre ve iklim üzerine konuşmaların yapıldığı, dünya çapında en önemli organizasyonlardan biri olarak görülen COP29’da Başkan Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin çevre ve yeşil enerji yatırımlarını katıldığı panelde anlattı. Başkan Fatma Şahin, COP29’da panelde yaptığı sunumda katılımcı ve izleyicilere Gazi şehrin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile beraber şehirdeki kamu ve özel sektörle iş birliği konusuna değindi. Panelin devamında Başkan Şahin, son 10 yılda OECD Şampiyon Şehir ile EBRD Yeşil Şehir başarılarının sürecini aktarırken, çevre konusunda projeleri, tamamlanan tesisleri, ulusal ve uluslararası alanda takdir toplayan başarılı yatırımlarını anlattı. Sunumda Şahin ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin güneş enerji santrali projeleri ile Oğuzeli Biyogaz Tesisi başta olmak üzere yeşil enerji tesislerinin özellikleri ve işleyiş modelleri hakkında bilgi verdi. Doğanın korunması ve iklim değişikliği konusunda yapılan çalışmaların oluşturduğu olumlu etkileri konuştu. Panelde sunumu sonrası Başkan Şahin, izleyicilerin merak ettiği konularda soruları yanıtladı. “Söylem, fikir ve eylem birliğini sağladığı zaman Gaziantep’te yaşanan model oluşuyor” Panelde sunumu öncesi konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması sonrası yönetimde yaşanan değişim ve hamlelerin yerel yönetimler üzerinde oluşturduğu olumlu etkiye değinerek, “Kalkınma, demokrasi yerelde başlıyor. Bu bir devlet duruşu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok hızlı bir şekilde Paris Anlaşması imzalandı. Uygulama çok mühim. Şehrimizi bu kapsamda nasıl hazırlıyorsunuz, gelecek için ne vaat ediyor, bu anlamda bakmak gerek. Gaziantep OECD Şampiyon Şehri. Bu kapsayıcılık ve katılımcılığı gösteriyor. Kimseyi geride bırakmadan ilerlemeyi hedefliyor. EBRD’nin yeşil şehriyiz. Önce ölçümlemelere başladık. Master planları hazırladık. Liderlikle beraber yerel yönetim, sivil toplum, özel sektör, söylem birliği, fikir ve eylem birliğini sağladığı zaman Gaziantep’te yaşanan model oluşuyor. 2011’den itibaren 2023’e kadar her bir yıl üzerine koyarak ilerledik. En hızlı, en doğru ölçümleme yaparak giden şehir biziz. Çünkü gözümüzü kapatmıyoruz. Biliyoruz ki 2026 yılında ihracat yapması için özel sektörün yeşil sertifika alması lazım. Gaziantep göç alan bir şehir. Havasını, suyunu, toprağını korumamız lazım” diye konuştu.