EKONOMİ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 10:45

Cumhuriyet tarihinin en büyük maden rehabilitasyonu: 511 hektar doğaya kazandırılıyor

A
A
A

‘Hüsamlar Yeniden-Eski Maden Sahası Rehabilitasyonu’ projesi düzenlenen törenle başladı. 511 hektarlık alanı kapsayan proje, Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük rehabilitasyon çalışması olma özelliği taşıyor. Projenin 2023 yılında başlayan pilot çalışmaları kapsamında da bugüne kadar 65 hektarlık bir alan rehabilite edildi.

Proje için düzenlenen etkinliğe katılan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Arslan Narin, maden sahalarının rehabilitasyonu konusunda ülkemizin önemli bir aşama kaydettiğini belirterek, TÜRMES projesi ile rehabilitasyon faaliyetlerini yerinde inceleyerek bir envanter oluşturduklarını ve bugüne kadar bu kapsamda 9 bin hektarlık alanda 20.7 milyon ağaç dikildiğini tespit ettiklerini söyledi.

Yeniköy Kemerköy Enerji, 511 hektarlık bir alanda Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük rehabilitasyon projesine başlattı. Doğaya geri kazandırma çalışmaları kapsamında ‘Hüsamlar Yeniden - Eski Maden Sahası Rehabilitasyonu’ ismiyle hayata geçirilen projenin pilot uygulaması ise 65 hektarlık alanda yapıldı. Çalışma kapsamında eski maden sahasına yürüyüş yolları yapılarak, piknik alanları ve göletler gibi bir dizi yeniden düzenlenen alan da oluşturulacak. Ayrıca Milas’ın simgesi olan bir anıt zeytin ağacı da rehabilitasyonun merkezine dikilecek.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MAPEG Genel Müdürü Arslan Narin, maden rezervlerimizin ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirterek madenciliğin ülkemizin kalkınmasında son derece önemli bir sektör olduğunu ifade etti. Maden sahalarının rehabilitasyonu konusunda ülkemizin önemli bir aşama kaydettiğini vurgulayan Narin, “MAPEG olarak yürüttüğümüz TÜRMES projesi ile rehabilitasyon faaliyetlerini yerinde inceleyerek bir envanter oluşturuyoruz. Bugüne kadar bu kapsamda 9 bin hektarlık alanda 20.7 milyon ağaç dikildiğini tespit ettik. Madenlerimizi keşfedecek, sürdürülebilir yöntemlerle işletecek ve sonunda doğaya geri kazandıracağız” dedi.

“Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük doğaya geri kazandırma projesi”

Yeniköy Kemerköy Enerji Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık, Cumhuriyet tarihinin tek seferde yapılan en büyük doğaya geri kazandırma projesi olan Hüsamlar Maden Ocağı’nın rehabilitasyonu öncesinde bölge halkı, üniversiteler ve yerel yöneticiler ile bölgenin dokusuna uygun planlama yaptıklarını kaydetti. Işık, “Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Kurulu sahadaki çalışmaları izledi, değerlendirdi ve raporladı. Dernek, sahada yaptığı incelemelerden sonra rehabilitasyon süreçleri ile ilgili iki rapor hazırlayarak web sitesinde yayımladı. Süreç boyunca şeffaf bir çalışma yürüttük” dedi.

“Geçtiğimiz yıl yapılan dikimlerde yüzde 96’ya varan tutma oranı”

Rehabilitasyon çalışmalarında detaylı bir planlama yaptıklarının altını çizen Burak Işık “Planlama süreci rehabilitasyon çalışmalarının yüzde 90’ını oluşturuyor. Doğru bir planlama, başarılı bir rehabilitasyonun ilk şartı” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl 65 hektar alanda yaptığımız dikim çalışmalarında yüzde 96’ya var tutma oranı elde ettik. Doğru bir planlama ile bunu başardık. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin deneyimi ve bölge halkı ile yapılan istişareler bu başarının temel unsurları oldu. Biz Yeniköy Kemerköy Enerji olarak önümüzdeki dönemde de rehabilitasyon çalışmalarını detaylı bir şekilde planlamaya ve uygulamaya devam edeceğiz. 2032 yılına kadar 1363 hektar alanda maden sahası rehabilite etmeyi şimdiden planladık. Maden sahalarının rehabilite edilmediği yönündeki algının da değişmesi için elimizden geleni de yapmaya devam edeceğiz. Sahada gönüllü olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımız devam edecek.”

Cumhuriyet tarihinin en büyük maden rehabilitasyonu: 511 hektar doğaya kazandırılıyor

Etkinlikte düzenlenen “Hüsamlar Yeniden - Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu” panelinin moderatörlüğünü gazeteci ve yazar Didem Eryar Ünlü gerçekleştirdi. Panele İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya, Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gökşen Çapar ve Hüsamlar Yeniden projesinin danışmanı Doç. Dr. Sultan Gündüz katıldı.

İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral doğanın kendini canlandırma sürecini hızlandırmak gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Madenlerin hepsini kapatalım ve dünyadan çekelim? Ne kalır geriye? Sadece dünya değil, çok önem verdiğimiz sürdürülebilirlik de ortadan kalkmaz mı? İlk insan da maden kullanmış, son insan da kullanacak. Ne yapmamız lazım? Biz maden sahalarını yeniden rehabilite ederek, yeniden projelendirerek topluma ve çevreye geri kazandırmalıyız. Temelde bu malzemeleri üreterek ekonomiye kazandırmamız şart. Başka yolu yok. Maden olmasa insanlık olmazdı. Kullandığımız her şeyde maden var. Demek ki maden hayatın ta kendisi. Doğa kendini rehabilite edebiliyor aslında, bizim görevimiz bunu hızlandırmak. Hız çağındayız ve doğanın bu canlandırma sürecini hızlandırmamız gerekiyor”

“Madeni taşıyamayız ama toprağı ve üstündekileri taşıyabiliriz”

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya bir linyit madeni sahasını madalyalı bir zeytin bahçesine çevirme projesindeki deneyiminden bahsetti. “Doğal saksı yöntemi uyguladık. Dikim sırasında kompostlu toprak hazırladık. Arazide ot dikildi, kaymayı engelledik. 3-4 sene sonra sulamayı de keselim dedik. Çünkü bizim için önemi olan zeytinyağından polifenol elde etmek. Bu hastalıklara karşı çok önemli bir madde. Polifenol üreterek ekonomiye daha fazla fayda sağlamayı amaçladık. Projede 680 polifenol elde ettik. Zeytin o kadar kadim ve dayanıklı bir ağaç ki sahra çölünde bile zeytincilik yapılıyor. Sahra çölünün üstünde bulut geçmez. Yağmur yok, ama zeytin az suyla yaşayabilen bir ağaç türü. Hatta az suyla daha fazla polifenol üretiyor, daha değerli oluyor. Bizim katma değerli zeytinyağı elde etmek için zeytin üreticisini işin içine katmamız lazım? Nasıl yapacağız? Bahçelere destek verip katma değeri yükselterek, zeytin ağaçlarını taşıyabiliriz. Doğayla uyumlu bir madencilik yürütmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yılların en önemli konularından biri olan su havzası yönetimi konusunda görüşler sunan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gökşen Çapar ise, “Hepimiz su kullanıcısıyız. Ama bir tesiste içme suyu kalitesinde su mümkünse kullanmamalıyız. Farklı şekilde düşünmek zorundayız. Tarlada, tesiste suyu yeniden kullanmanın farklı yollarını aramalıyız. Atıkları en iyi şekilde yönetmek kadar sorumlu tüketim ve üretim de çok önemli.” dedi.

Cumhuriyet tarihinin en büyük maden rehabilitasyonu: 511 hektar doğaya kazandırılıyor

Hüsamlar Yeniden Projesinin danışmanı Doç Dr. Sultan Gündüz proje kapsamında yapılması planlanan peyzaj çalışmalarından bahsederek şunları söyledi; “Birçok farklı disiplinle çalışıyoruz, projeyi hepsinden bilgi alarak yürüttük. Birçok köyü ziyaret ettik ve burada hangi türler olur, hangisine ihtiyaç var araştırma yaptık. Rehabilitasyon süreci, doğanın dinamiklerini anlama ve ona göre uygulama oluşturma anlamına geliyor. Hayal üretmeden, gerçeğe en yakın uygulamaları seçmek önemli. Burada her bitki can suyu temin etmek gerekecek. 511 hektarlık alanda bu çok zor, bu nedenle mevcut su kaynaklarının etkin kullanımı ve yağmur hasatı uygulamalarından nasıl yararlanılacağı hususunda çalışmalar devam ediyor. Ama iş birliğiyle, çok farklı mecralarla çalışarak, tüm yönleriyle bu sahayı inceleyerek burayı projelendirdik ve çevresel sürekliliğin şartlarını yakalamayı başardık. “

TTKD Hüsamlar Yeniden Projesini bir yıl daha izleyecek ve kamuoyuna raporlayacak. Etkinlik kapsamında ayrıca Yeniköy Kemerköy Enerji ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği arasında maden rehabilitasyonu çerçevesinde yapılan Maden Rehabilitasyonu İzleme Protokolü’nün bir yıl daha uzatılması nedeniyle bir de imza töreni düzenlendi.

Eren Ayhan - Hamdi Yörür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Aldattığını iddia ettiği eşini kemerle boğarak öldüren şahıs tutuklandı Bursa’nın İnegöl ilçesinde aldattığını iddia ettiği eşini kemerle boğarak öldüren şahıs, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, saat 07.30 sıralarında Orhaniye Mahallesi Bülbüller Sokak’ta bulunan 3 katlı binanın meydana geldi. İddiaya göre, Hakan B., boşanma aşamasında olduğu iddia edilen eşi Özlem B. ile evde tartışmaya başladı. Tartışmada öfkelenen adam, eşini kemerle boğarak öldürdü. Şahıs eşini öldürdükten sonra intihar için 3 katlı apartmanın çatısına çıktı. Olay yerine polis, sağlık ve itfaiye arama kurtarma ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, apartmanın önüne hava yatağı açtı. İnegöl Emniyet Müdürü Okan Şen ve Emniyet Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Kançu, çatıya çıkarak şahsı ikna etme çalıştı. Cinayet şüphelisi 2,5 saat süren çalışma sonucu ikna edilip çatıdan indirilerek gözaltına alındı. Şüphelinin gözyaşı döktüğü görüldü. Eşini öldüren şüpheli sorgulamasının ardından adliyeye sevk edildi. Hakan B.’nin ifadesinde, "Sabah uyandım, eşimin telefonuna baktığımda başka bir erkeğin mesajlarını gördüm. Beni aldattığını düşününce çok sinirlendim. Bir anlık sinirle öldürdüm. Çok pişman olduğum için çatıya çıkıp intihar etmek istedim. Beni polisler ikna etti. Bir daha böyle bir durumla karşı karşıya kalsam öldürmezdim" dediği öğrenildi. Şahıs mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bayburt Belediye Başkanı ve yardımcılarının adlarını kullanarak vatandaşları dolandırmaya çalıştılar Bayburt’ta dolandırıcılar, Belediye Başkanı Mete Memiş ve yardımcılarının isimlerini kullanarak vatandaşları dolandırmak istediler. Dolandırıcıların yeni yöntemine Bayburt Belediyesi alet edildi. Bayburt Belediyesinden aradıklarını söyleyerek engelli vatandaşlar için tekerlekli sandalye alacaklarını söyleyen dolandırıcılar, verdikleri hesaba para yatırılmasını istediler. Bu ve benzeri yöntemlerle iki kişiyi dolandırdıkları öğrenilen şahısların tezgahı ise Bayburt Belediyesi’nde çalışan bir kişiyi aramalarıyla ortaya çıktı. Kendisini Bayburt Belediye başkan yardımcısı olarak tanıtarak belediye personelini arayan şahıs, tekerlekli sandalye için bağış talep etti. Dolandırıcıların hedefindeki belediye personeli durumu anlayarak "Başkanım sesiniz değişmiş" deyince, dolandırıcıdan "Grip oldum ondandır" yanıtını aldı. Dolandırılmaya çalışılan belediye personelinin telefonu kapatarak hemen belediye özel kalem müdürlüğüne bilgi vermesinin ardından araştırma yapan Bayburt Belediyesi, 2 kişinin benzer yöntemlerle dolandırıldığını öğrendi ve bir açıklama yaparak vatandaşları uyardı. Konuyla ilgi Bayburt Belediyesi’nden yapılan açıklamada vatandaşların dikkatli olmaları istenilerek, şu ifadelere yer verildi: “Telefonla arayarak belediyemizin kurumsal kimliğini, başkanımızın ve başkan yardımcılarımızın ismini kullanarak sizlerden para talebinde bulunan veya herhangi bir ürün satmaya çalışanlara itibar etmeyiniz. Böyle bir durumla karşılaştığınız zaman durumu hemen kolluk kuvvetlerine bildiriniz."
Mardin Mardin’de 5 Iraklının öldürülmesi davasında 2 sanığa 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet Mardin’de Irak uyruklu 5 kişinin silahla öldürülmesine ilişkin görülen davada tutuklu sanık Abdullah Kaplan ile Faris Akseven’e 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 16 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 7’nci duruşmasında maktullerin yakınları ile avukatları mahkeme salonunda hazır bulunurken, tutuklu sanıklar da tutuldukları cezaevinden SEGBİS üzerinde katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada savcılık, daha önce sunduğu mütalaasını tekrar ederek, Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’, ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından ayrı ayrı 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Mütalaada, tutuksuz yargılanan Çiğdem B. hakkında ’Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, İbrahim D. hakkında ’İzinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma’ suçundan cezalandırılması istendi. Olayda kullanılan aracın sahibi olan ve kiralama işi yapan Murat Y. hakkında ise ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ ve ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçlarından beraati istendi. Duruşmada yapılan savunmaların ardından avukatlar, sanıkların cezalandırılması talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunmalarının ardından 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, kararını açıkladı. Mahkeme heyeti Abdullah Kaplan ve Faris Akseven hakkında ’Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ suçundan 5’er defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ’Gece vakti yağma, birden fazla kişi tarafından silahla yağma’ suçundan 15 yıl, ’Ateşli silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Tutuksuz yargılanan İbrahim D.’nin ise ’Seri muhakemeye tutulduğu’ gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına, Murat Y.’nin beraatine karar verildi. Çiğdem B. hakkında da ’Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası verilmesi kararı verildi. Mahkeme sonrası açıklamalarda bulunan Avukat Şeyhmus Akat, 20 ay önce başlayan yargılamanın bugün son günü olduğunu, söz konusu yargılama neticesinde her 2 sanığa da 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet verilmek suretiyle bir karar verildiğini söyledi. Aynı zamanda her 2 sanık içinde yağmadan dolayı 15 yıl üst sınırdan ceza verildiğini belirten Akat, "Silahtan dolayı da ayrıca ceza verdi. Fakat ailenin yüreğindeki ateş sönmedi. Sönmemesinin nedeni, söz konusu olayın vahşeti tarif edilemez boyutta. 5 masum insan katledildi. Bu 5 kişi içinde 75 yaşında bir kadın da var. Yürümekte dahi zorluk çeken bir kadın, eşi ve kızıyla beraber katledildi. Bir de anne ve oğlu katledildi. Olay, o kadar vahim ki aile ister istemez kafasındaki soru işaretleri ve kuşkuları vardı. Mahkeme, bugüne kadar birçok araştırma yaptı. Telefon ve banka birçok incelemede bulundu. Fakat neticede somut anlamda bir yere ulaşamadı. Ulaşamadığından dolayı mahkeme bugün bu şekilde karar vermek zorunda kaldı. Türk Ceza kanununda adamı öldürmenin nitelikli kanunları var. Bunlardan bir tanesi suç delillerini gizlemek amacıyla kişiyi öldürmek olduğu zaman bu nitelikli bir haldir. Öldürülenlerin arasında üç tane kadın vardı. Türk Ceza kanunundan kadına karşı da cinayet fiilinin işlenmesi nitelikli bir haldir. 5’şer kez ağırlaştırmış müebbet verildi fakat ayrıca kadına karşı olduğunu vurgulaması bizim için önemliydi" dedi. Mardin’de 19 Ocak 2023’te Artuklu-Nusaybin Karayolu’nun Yeniköy mevkiinde Irak plakalı cip durdurulmuş, düzenlenen silahlı saldırıda araçta bulunan Hındreen Abdullah Salih (39), Waheda Haedar Jasim (63), Abdullah Saleh Mustafa (69) olay yerinde hayatını kaybetmiş, yaralanan Chiman Shaheen Khalid (75) ve Ahmed Jalaladeen İbrahim (45) kaldırıldığı hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Kütahya Kütahya’da ’Türkiye-Macaristan Kültür Yılı’ kapsamında sergi ve sempozyum düzenlendi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, 2024 Türkiye-Macaristan Kültür Yılı etkinlikleri kapsamında Türk-Macar Sanatçıların Eserleri Sergisi ve Türk-Macar İlişkileri 100. Yıl Uluslararası Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. DPÜ Rektörlüğü ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikler, Fuaye Alanı’nda açılan Türk-Macar Sanatçıların Eserleri başlıklı sergi ile başladı. Çeşitli eserlerinin yer aldığı sergiye Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Özer Aydın ve Prof. Dr. Ayhan Kahraman, Kütahya İl Emniyet Müdürü Osman Elbir, Kütahya İl Jandarma Komutanı Albay Vedat Kültür, Macaristan’ın Kütahya Fahri Konsolosu İsmet Güral, il protokol üyeleri, akademik ile idari personeli ile davetliler katıldı. Serginin açılışının ardından Kırmızı Salon’da başlayan Türk-Macar İlişkileri 100. Yıl Uluslararası Sempozyumu, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Macaristan milli marşının okunmasıyla başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Türk ve Macar halklarının dostluğunun tarihteki dönüm noktalarından bahsettiği konuşmasında Tökeli İmre’ye Ferenc Rakoczi’ye ve Lajos Kossuth’un Kütahya’da kaldığı sürede yürüttüğü çalışmalar ve Türk diline sunduğu katkılara özel bir yer ayırdı. "Bizler, Türk-Macar dostluğunu yaşatırsak dünyaya barışı getirebiliriz" Macaristan’ın cumhuriyetin ilk yıllarında sunduğu katkılardan da söz eden Prof. Dr. Kızıltoprak, "Bugün konuk ettiğimiz Sayın Viktor Mtis de dahil olmak üzere Macaristan’ın tüm Ankara büyükelçileri Türk-Macar dostluğuna büyük katkılar sunmuştur. Bizler, Türk-Macar dostluğunu yaşatırsak dünyaya barışı getirebiliriz" dedi. Rektör konuşmasının sonunda sempozyumun düzenlenmesine katkı sunan Macaristan Ankara Büyükelçiliğine, Macaristan Fahri Büyükelçisi İsmet Güral’a, Türk Tarih Kurumuna ve TİKA’ya teşekkür etti. İsmet Güral ise, Türk ve Macar halklarının geçmişte beraber yaşayan halklarken, Türklerin Anadolu’ya kaydığını hatırlattıktan sonra, DPÜ ile Pecs Üniversitesinin kardeş üniversite olma sürecini anlattı. Büyükelçi Viktor Matis de, "Kütahya’ya 3. kez gelmekten çok mutluyum. Bu şehir, Macarların hatıralarının yaşadığı çok güzel bir şehir" diyerek konuşmasına başladı.Lajos Kossuth’un Kütahya’da bulunduğu sürede tüm dünyada özgürlüğün sembolü olduğunu kaydeden Matis, "Onun hatıralarının yaşatılması biz Macarlar için çok önemli. Kütahya’nın bugüne kadar bizim hatıralarımızı koruması ve sahip çıkmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. 2024 Türkiye Macaristan Kültür Yılı kapsamında Kasım ayının ortasına kadar 130 etkinlik düzenlendi. Bu da haftada 2-3 etkinlik anlamına geliyor" dedi. "Sergiden ve sempozyum konularından çok etkilendim" Konuşmasında DPÜ’ye de özellikle değinen Büyükelçi Matis, "Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, bizim için çok önemli. Sadece Pécs Üniversitesi ile kardeş olması değil. Bu üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleri, Macaristan’a karşı büyük bir sempati duyuyor. Biz de bundan büyük mutluluk duyuyoruz" ifadeleri kullandı. "Sergiden ve sempozyum konularından çok etkilendim. Çok ilginç çalışmalar var. Katkı sunan tüm akademisyenlere teşekkür ediyorum" diyen Mtis, konuşmasını sempozyum ve serginin düzenlenmesine katkı sunan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak’a ve Macaristan Kütahya Fahri Konsolosu İsmet Güral’a teşekkür ederek tamamladı. İki ülkenin ezgilerinden izler taşıyan müzik dinletisinin gerçekleştirildiği sempozyumun Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak moderatörlüğünde başlayan açılış oturumunda Prof. Dr. Eva Csaki, "Macar Halk Edebiyatında Türk İzleri", Dr. Szabolcs Hadngay, "Osmanlı’nın Erdel Seferi", Gaspar Katko, "Erdel Prensliği ve Kantemir Mirza, Prof. Dr. Emine Dingeç ise Osmanlı Padişahlarının Cihan Devleti Anlayışının Görsel Sembollerine Kutsal Macar Tacının Yansıması" başlıklı bildirileri sundular.