POLİTİKA - 04 Ocak 2025 Cumartesi 10:17

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak” dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedeflerine İlişkin Bilgilendirme Toplantısı’nda medya kuruluşlarının ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya gelerek soruları cevapladı. Yılmaz, “Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Suriye’nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye’yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır” dedi.



“Asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz”


Asgari ücret ile alakalı açıklamada bulunan Yılmaz, “Öncelikle bizim toplam istihdamımız sunumda da aktardım Ekim ayı itibariyle 32 milyon 970’ti. Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK’lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Toplam istihdam içinde Devlette çalışan var, SGK’lı ve SGK dışı çalışanlar var vs. tabii hepsini topladığınızda 32 milyon 970 bin kişiye ulaşıyorsunuz. Burada tabii kayıtlı çalışanlarda da şöyle bir durum var onu da izah etmemiz lazım: Kayıt dışılık dediğimiz şey ikiye ayrılıyor. Bir, tamamen kayıt dışı çalışma meselesi var, bir de eksik kayıtlılık dediğimiz şey var, yani kayıtlı aslında ama bir kısmı kayıtlı, bir kısmı kayıtsız diyelim. Dünyada da bu durum böyle, bizde de böyle.


Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım.


Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor. Dolayısıyla, önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir zeminde, kalıcı bir zeminde bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde gayret ettik.


2023 yılında enflasyon oranı yüzde 64,8, asgari ücrete yaptığımız artış yüzde 107.3, yani bugün yaptığımız artışlar geçmişteki bu yüksek oranların üzerine yaptığımız artışlar, bunu da dikkate almamızda fayda var.


2024 yılında bugün belli oldu yüzde yıllık enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz.


Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022’de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022’de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum” dedi.



“Esas olan program etkisidir


Enflasyonda baz etkisi hakkında konuşan Yılmaz, “Geçen yıl yani 2024’ün Ocak-Şubat aylarında nispi olarak yüksekti enflasyon dolayısıyla baz etkisinin bu sene olumlu olacağını bu anlamda Ocak özellikle baz etkisinin olumlu olacağını düşünüyorum. Ocak’ta genelde diğer aylara göre nispeten daha yüksek olur aylık enflasyon, çünkü birçok fiyat, ücret Ocak’ta güncellendiği için Ocak ayı biraz daha normal ortalamanın üstünde gelir. Ama geçen senenin ocak ayıyla mukayese ettiğimiz zaman bu sene çok daha düşük olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla, geçen senenin Ocak’ı biraz daha beklentinin üstünde çıkmıştı onun baz etkisi olumlu olacaktır diye düşünüyorum. Geçen yıl Ocak atında yüzde 6,7 olmuş, Şubat 4,5 olmuş dolayısıyla, bu ilk aylarda bize olumlu olarak yansıyacaktır. Bazen medyadan arkadaşlarımız da söylüyorlar, baz etkisi de şu oldu, bu oldu diyorlar. Program yoksa baz etkisi de olmaz değerli arkadaşlar, esas etki program etkisidir. Çünkü program olmazsa siz bu oranı düşürmezseniz bu 6,7’nin altında bir oran çıkmazsa baz etkisi de oluşmaz zaten. Dolayısıyla, esas olan program etkisidir, ama baz etkisinin de faydalı olduğu aylar veya olumsuz etkilediği aylarda elbette olabilir. Esas olan program etkisidir, program etkisi de olumlu yöndedir” diye konuştu.



“Enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru bir eğilim, gidişat oluşmuş durumda”


Yılmaz, “Merkez Bankası’nın faizlerle ilgili faiz indirimi oldu malum, Merkez Bankamız bir faiz indirimi yaptı. Burada Merkez Bankamız kendi kanuni çerçevesi içinde kararlarını veriyor ve bunları da toplumla paylaşıyor, izah ediyor. İki şeyin altını çiziyor yaptığı açıklamalarda, enflasyonun ana eğilimine bakıyorum diyor ve beklentilere bakıyorum diyor. Her ikisinde de bir iyileşme süreci olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bugün çıkan enflasyon oranı da yine enflasyonun ana eğiliminde özellikle hizmetlerde hep sizinle onu paylaştık biliyorsunuz, en katı olan alan hizmetler, özellikle hizmetlerde de son çeyrekte ciddi bir kırılma olduğunu görüyoruz, enflasyonun aşağıya doğru geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru bir eğilim, gidişat oluşmuş durumda. Bu da tabii Merkez Bankamızın politikasını etkileyecektir, başka türlü düşünmek de mümkün değil. Ama faiz politikası dışında da enstrümanları var Merkez Bankamızın. Bir taraftan da makro ihtiyati tedbirler dediğimiz başka tedbirler de alması mümkün. Sıkı tutuşunu ana çerçevede sürdürecektir tek hanede enflasyona düşünceye kadar, ama enflasyondaki bu ana eğilimlere göre de tabii ki kararlarını kendi yetkili kurullarında alacaktır. Ama genel çerçeve bu, enflasyonun ana eğilimi düşüyor, beklentiler iyileşiyor” dedi.



“Suriye yeniden imar edilecek”


Cevdet Yılmaz, “Suriye bizi nasıl etkiler? Bir defa geçmişten daha kötü etkilemez. O kadar kötü bir dönemden geliyoruz ki Suriye’de, bir diktatörün olduğu, savaşların, çatışmaların yaşandığı, bize dönük neler yaşadığımızı 13 yılda hepiniz biliyorsunuz. O kötü tabloların geride kaldığı bir dönemdeyiz. Bir diktatörlük yıkıldı, yeni bir düzen oluşuyor. Bugün orada yaşanan bir halk devrimi tabii. Şu anda acil konu buradaki siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç kavgaların olmadığı, bütün etnik grupların, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye’nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Bunun inşası bizim için başlı başına büyük bir artı değer. Çünkü böyle bir Suriye, Türkiye’ye yönelik güvenlik risklerini bir defa azaltacaktır, göç riskini azaltacaktır, güvenlik risklerini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli sınırlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir defa güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye’ye faydalar doğuracak.


Ekonomik boyutuna bakacak olursak, kısa vadede Türkiye’den oraya giden bir takım işgücü veya sermayesini alıp giden bazı Suriyeli vatandaşlar olabilir. Bunlar ekonomik etki bakımından farklı değerlendirilebilir, ama orta vadeli bir perspektifle yine bakarsanız, Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Ben buradan dış ticaretimizin de, lojistiğimizin de çok çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Suriye’nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye’yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır. Dünyada da bunun örneklerini biliyoruz, komşuları istikrar içinde olan ve büyüyen ülkeler bundan olumlu etkilenirler. Dolayısıyla daha istikrarlı bir Suriye, daha müreffeh bir Suriye, Türkiye için de ekonomik anlamda da son derece olumlu olacaktır diye ifade etmek isterim.


Çok detaylarına girmeyeyim, ama şunu da söyleyeyim: Komşumuz Suriye’nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda tecrübe birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada tabii dünyaya da büyük bir rol düştüğünü ifade etmek isterim. Esad döneminde ortaya konan yaptırımlar var bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla Suriye’ye bakılması doğru değil, eski tanımlamalarla bakılması da doğru değil, yeni bir ortam var” şeklinde konuştu.



“Bahçeli her zaman ‘önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben’ diyen bir siyasetçi”


Yılmaz, “ Sayın Bahçeli her zaman önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben diyen bir siyasetçi. Siyasi hesaplarla değil, ülkenin geleceğiyle düşünen, uzun vadeli geleceği açısından doğru bulduklarını ortaya koyan bir devlet insanı. Dolayısıyla, buradaki perspektifi de şu: Terörsüz bir Türkiye. Bir taraftan da bölgemizdeki emperyalist gelişmeleri, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve bunların bölgemizde oluşturduğu riskleri bütün bunları görerek aslında iç cephemizi bütünleştirmemiz, kardeşliğimizi güçlendirmemiz ve terörsüz bir Türkiye olarak çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerektiğinin bir ifadesi.


Bunun zaten ana vizyonunu da Cumhurbaşkanımız ortaya koymuş durumda, bu da Türkiye yüzyılı vizyonu. 100 yıllık bir cumhuriyetimiz var, çok büyük kazanımlarımız var, şimdi yeni bir yüzyıla girdik ve bu yüzyıl birçok alt başlığı var, ama bir tanesi de en temel başlıklarından biri huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacak diyor Cumhurbaşkanımız. Dolayısıyla, ana vizyonumuz da bu, bu vizyon çerçevesinde hareket ediyoruz. Terörün gölgesinde olmayan bir siyaset istiyoruz.


Şunun da hep altını çiziyorum ben: Terör demokrasinin de, kalkınmanın da düşmanıdır. Terörün olmadığı bir ortam ise demokrasiye de, kalkınmaya da güç verir. Terör varsa bir ortamda siz seyahat etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, düşüncelerinizi ifade etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, girişimcilik özgürlüğünüzü kullanamazsınız, yatırım ortamı gelişmez. Dolayısıyla, terörsüz bir Türkiye aynı zamanda daha hızlı kalkınan, demokratik standartlarını daha hızlı yükselten bir Türkiye demek. Biz artık terörün gündemden çıkmasını istiyoruz. Terörün hiçbir siyasi parti üzerinde, hiçbir siyasi grup üzerinde gölgesinin devam etmesini istemiyoruz” dedi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Yaşar: "Trafik sigortalarındaki yüksek maliyetler, sigorta şirketlerini faiz gelirlerine bağımlı hale getirdi" Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, “2024’te trafik sigortalarındaki teknik zararlar ve yüksek maliyetler, sigorta şirketlerini faiz gelirlerine bağımlı hale getirdi" dedi Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, 2024’te zorunlu sigortalar tarafında sigortalılık oranlarının düşük kalmaya devam ettiğini, 2025’in Türk sigorta sektörü için dönüşüm yılı olacağını belirtti. Yaşar, yılın yaklaşık 895 milyar liralık üretimle kapatıldığını, bu tutarın 800 milyar lirasının hayat dışı; 95 milyar lirasının ise hayat sigortalarından sağlandığını aktardı. Söz konusu büyümenin altyapı güçlendirme, ürün çeşitliliği ve sigorta penetrasyonunu artırma hedefleriyle şekillendiğini söyleyen Yaşar, trafik sigortalarındaki teknik zararların ve yüzde 175’i aşan hasar-prim oranının, sektörü zorladığını ifade etti. Faiz gelirlerinin, kısa vadede bu zararları telafi ettiğini kaydetti. Yaşar, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği için esas faaliyet karlılığına odaklanılması gerektiğini vurguladı. Zararın, mali gelirlerle dengelenmeye çalışılmasına rağmen bu yöntemin, sektörün sürdürülebilir büyümesi için yetersiz kalabileceğini belirten Yaşar, “Sigorta şirketlerinin mali gelirlerine bağımlı hale gelmesi, faiz oranlarındaki değişikliklere karşı sektörü bir yandan savunmasız bırakıp faizlerin düşmesiyle, sigorta sektöründe yatırım gelirlerini azaltarak kar marjlarını daraltabilir. Öte yandan, bu durum daha fazla sigorta talebi ve ekonomik aktivite oluşturabilir. Sigortacılar, ’underwriting’ dediğimiz esas faaliyet karlılığına ve ürün inovasyonuna daha fazla odaklanarak bu etkileri dengeleyebilir” ifadelerini kullandı. Geçen yıl zorunlu sigortalar tarafında sigortalılık oranlarının düşük kalmaya devam ettiğini, trafik sigortalarında sigortasızlık oranının halen yüzde 20’lerde olduğunu aktaran Yaşar, bu durumun, sigorta bilincinin eksikliğini gösteren ve sektörün gelir hedeflerini sınırlayan bir faktör olduğunu bildirdi. Yaşar, 2024’te mali gelirlerin, teknik gelirlerin önüne geçtiğine dikkati çekerek, “Trafik sigortalarındaki teknik zararlar ve yüksek maliyetler, sigorta şirketlerini faiz gelirlerine bağımlı hale getirdi. Yüksek faiz oranları sayesinde mali gelirler, sektör için kısa vadede bir çözüm sundu ancak teknik gelirlerin artırılması ve mali gelir bağımlılığının azaltılması, uzun vadeli bir ihtiyaç olarak öne çıktı” ifadelerine yer verdi. “2025’te doğal afetlere hazırlık, dijitalleşme ve ürün çeşitliliği öne çıkacak” 2025’te sigorta sektörünün doğal afetlere hazırlık, dijitalleşme ve ürün çeşitliliği gibi alanlarda ilerleme kaydedeceğini belirten Yaşar, asgari ücret artışının trafik, sağlık ve işveren sorumluluk sigortalarında maliyet artışlarına neden olacağına işaret etti. Yaşar, bu durumun sigorta primlerinde düzenlemeleri zorunlu kılacağını, hem sigortalılar hem de sigorta şirketleri açısından maliyet yönetiminin önemli hale geleceğini kaydetti. Merkez Bankası’nın faiz indirimi politikasına değinen Yaşar, düşük faiz ortamının mali gelirleri azaltmasına rağmen ekonomik büyümeyi teşvik ederek sigorta sektörüne yeni pazarlar oluşturabileceğini, bu dönemde talep artışını karşılayacak ürün ve hizmetlerle büyümenin desteklenebileceğini ifade etti. Sigortacılıkta sürdürülebilirliği tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması için regülasyonlar ve sektör işbirliğinin sorunun çözümünde kritik bir role sahip olduğunu dikkati çeken Yaşar, “Uzun vadede, daha öngörülebilir bir hasar yönetim modeli, standartlaştırılmış hesaplama kriterleri oluşturulması gerekli. Teknoloji kullanımı, kamunun sahip çıktığı mevzuat düzenlemeleri ile alternatif uyuşmazlık çözümleri ve evrensel tahkim mekanizmaları gibi önlemler, maliyetlerin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir” diye konuştu. “Olası Marmara depremine karşı sigortalı kentsel dönüşüm önemli” Yaşar, 2025’te bina tamamlama sigortasının ön planda olacağını ve olası Marmara depremine karşı sigortalı kentsel dönüşümün önemine aktardı. Maher Holding’in bu alanda geliştirdiği ürünlerin güvenli ve dayanıklı yapılar için önemli bir adım olduğunu aktaran Yaşar, “Sigortalı kentsel dönüşüm demek, mal sahiplerinin binanın tamamlanması konusunda içinin rahat olması demek. Aynı zamanda sigortacılar, yapım sürecinde sıkı denetçi olacağı için, güvenle, depreme karşı dayanıklılığı garanti edilmiş yapılar demek. Dolayısıyla bina tamamlama sigortası hem mal sahiplerini mali açıdan koruyan hem de olası depremde en az zararla kurtulmamızı sağlayarak ülkemizin de sırtından önemli bir yükü alacak bir ürün. Bu nedenle de belediyelerle başlattığımız ve 2025’te de hızla devam edeceğimiz sigortalı kentsel dönüşüm, sadece sektörün değil ülke gündeminin de öncelikli maddesi olmalı." Sigorta sektörünün sürdürülebilir ve kapsayıcı bir yapıya kavuşması için atılacak adımların önemine vurgu yapan Yaşar, 2025’in, Türk sigorta sektörünün dönüşüm yılı olacağına değinerek, şunları kaydetti: “Gelecekte sigorta hizmetleri, beş farklı jenerasyona hitap edecek şekilde çeşitlendirilecek. 2025’te sigortalıların kendi risklerine özel çözümler talep etmesiyle, kişiselleştirilmiş ürünler daha fazla ön plana çıkacak. Sağlık sigortası tarafında ise uzun süreli ürünler geliştirilirken, kronik hastalıklara yönelik özel sigorta seçenekleri sunulacak. Sağlık hizmetlerinde erken teşhis ve müdahale süreçleri desteklenerek bireylerin yaşam kalitesinin artırılması hedeflenecek”
Mersin Akdeniz Belediye Meclisi yeni yılın ilk toplantısını gerçekleştirdi Akdeniz Belediye Meclisi, yeni yılın ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, Belediye Meclisi Denetim Komisyonu üyelerinin seçimi yapılırken, bazı gündem maddeleri de ilgili komisyonlara sevk edildi. Akdeniz Belediye Meclisinin yeni yılın ilk toplantısı, Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Meclisin açılışı öncesi söz alan Sarıyıldız, "Barışa, kardeşliğe ve toplumsal huzura hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Ortadoğu’da büyüyen acı, ölüm ve katliamlar. Ne yazık ki her gün bir yenisine tanık oluyoruz. Filistin’de, Gazze’de, yakın geçmişte Suriye’deki ölümler bizlere bunu gösterdi. Bu katliamlarda yaşamını yitiren insanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Ülkemizde de inşallah yeni yıl; barışa, kardeşliğe ve iç huzura vesile olur. Dileriz ki bizler de yerel yöneticiler olarak, kentimizde ilgili kesimlerle, dinamiklerle, sivil toplumla, halklar ve inançlarla bir arada halklarımıza hizmet etme fırsatı buluruz" dedi. Sarıyıldız, 3 Ocak Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 103’üncü yıldönümü ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü de tebrik etti. Meclise hitap eden Başkan Yardımcısı Nuriye Arslan da Türkiye’de kadınların uğradığı şiddet, cinayet ve katliamlara dikkat çekti. Arslan, "Ne yazık ki 2024 yılı, biz kadınlar açısından pek iç açıcı bir yıl olmadı. Kadın cinayetlerinin yüksek olduğu bir yılı geride bıraktık. Gerçekten içler acısı ve kabul edilemeyecek bir durum. Son olarak, geçen haftalarda Narin kızımızın duruşması yapıldı ve sanıklar ceza aldı. Cinayetin nedenini halen hiç kimse bilmiyor. Umut ediyoruz ki yeni yılda bu tür acıların yaşanmasın" diye konuştu. Meclis denetim komisyonu üyeleri seçildi Açılış konuşmalarının ardından yoklama, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan mecliste bir önceki birleşim tutanak özeti kabul edildi. Ardından meclis toplantılarının her ayın ilk haftasının hangi gününde yapılacağına ilişkin teklif, oybirliğiyle komisyonlara havale edildi. Meclisin bir sonraki gündem maddesinde ise 5 denetim komisyonu üyesinin gizli oyla seçimi yapıldı. Oylama sonunda denetim komisyonuna, meclis üyeleri DEM Parti’den Neslihan Oruç, Fatma Demir ve Ahmet Tuncer ile CHP’den Ahmet Demiralev ve AK Parti’den Aydın Egin seçildi. Toplantının 7’inci gündem maddesi olan Akdeniz ilçesi Karaduvar Mahallesi Petrol Boru Hattı ve Şamandıra amaçlı 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilişkin kurum görüşü ile ilgili teklif de oybirliğiyle bütün komisyonlara havale edildi.
Samsun Atakum’da 5 bin 300 adet sokak yıkandı Samsun’un Atakum Belediyesi tarafından 1 Nisan’dan itibaren 5 bin 300 adet sokak yıkanırken, 6 bin kamyon ağaç atığı ve moloz kaldırıldı. Atakum Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, kent sınırları içerisindeki cadde, sokak, ortak kullanım alanları ile ibadethanelerde hijyen çalışmalarına devam ediyor. Başkan Serhat Türkel’in göreve geldiği nisan ayından yılsonuna kadar 5 bin 300 adet sokak yıkandı, 6 bin kamyon ağaç ve moloz atığı kaldırıldı. 8 bin adet çöp konteynerine dezenfekte ve yıkama işlemi yapıldı. 2 bin 800 adet çöp konteynere bulunduğu yerden teker tamiri yapılarak 6 bin adet çöp konteyneri de boyanarak vatandaşların hizmetine sunuldu. Belediye ekipleri, vatandaşların Kurban Bayramı’nda ibadetlerini en hijyenik koşullarda yapabilmeleri için 6 bin 500 adet çöp konteynerine kireçleme ve temizleme işlemleri uyguladı. Belediyenin Makine İkmal ve Onarım Müdürlüğünce üretilen 500 adet yeni çöp konteyneri ile 250 adet ayaklı çöp kovası Atakum’un farklı noktalarında kent temizliğine katkı sağladı. Cadde, sokaklar ve ortak kullanım alanlarında rutin çalışmalar artırıldı. Vatandaşların ibadetlerini en sağlıklı şekilde yerine getirebilmeleri için camilerde, sık aralıklarla temizlik çalışmaları yürütüldü. Çevre temizliği konusunda duyarlılık oluşturmak için farkındalık çalışmaları da yürüten belediye ekipleri, yaz aylarında artan kirlilik dolayısıyla müdüründen işçisine sahaya tam kadro inerek kentin sokaklarını adım adım süpürdü.
Sivas Başkan Özdemir bankaları göreve çağırdı Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, TCMB’nin kredi büyümesine yönelik kararları ve KOBİ’lerin finansmana erişimi konularını değerlendirip, Merkez bankası kararı sonrası KOBİ’lere destek için bankalardan adım beklediklerini söyledi. Başkan Zeki Özdemir açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Sivas Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 4 Ocak 2025 tarihinde duyurduğu kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık düzenlemelerini yakından takip etmekteyiz. Alınan kararların, ülkemizin dezenflasyon hedefleri doğrultusunda kredi piyasasında denge sağlama amacını taşıdığını görmekteyiz. Bu düzenlemeler, finansman kaynaklarının daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması açısından önem taşımaktadır. Özellikle KOBİ’lere yönelik kredi büyüme sınırlarının görece daha yüksek tutulması, ekonomimizin can damarı olan küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırma adına olumlu bir adım olarak değerlendirilmektedir” dedi. Bankalara çağrıda bulundu Özdemir bankalara çağrıda bulunarak, “Sivas Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ilimizde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin finansmana erişim süreçlerinde karşılaştıkları zorlukların farkındayız. Bankalarımızın, KOBİ’lerin bu süreçte karşılaştığı engelleri aşmalarına yardımcı olmak için daha fazla inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda bankalarımızdan beklentilerimiz şunlardır: KOBİ’lerin ihtiyaçlarına özel finansman paketleri hazırlanmalı ve başvuru süreçleri kolaylaştırılmalıdır. Özellikle üretim ve ihracat yapan işletmeler için düşük maliyetli kredi imkânları sunulmalıdır. Kredi başvurularındaki bürokratik süreçler en aza indirilerek işletmelerin finansmana hızlı bir şekilde ulaşmaları sağlanmalıdır. Yerel ekonomiye katkı sağlayan işletmelere öncelik verilerek, büyümelerine destek olunmalıdır. Sivas iş dünyası, üretimden istihdama kadar birçok alanda ülkemizin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlamaktadır. KOBİ’lerimizin sürdürülebilir büyümesini desteklemek, sadece yerel değil, ulusal ekonominin de güçlenmesi adına kritik bir adımdır. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ekonomimizin dinamosu olan KOBİ’lerimizin her zaman yanında olduğumuzu, onların ihtiyaçlarını karşılamak için elimizden gelen tüm desteği sağlamaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” İfadelerine yer verdi.
Antalya Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan: "40 projemizin neredeyse 4’te 1’ini hayata geçirmişiz" Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, ‘‘Hükümetin belediyelerle ilgili aldığı olumsuz kararlar ve ekonomik imkansızlıklara rağmen 40 projemizin neredeyse 4’te 1’ini hayata geçirmişiz. 2025 yılı içerisinde 10 projeyi daha tamamlamayı hedefliyoruz’’ dedi. Konyaaltı Belediyesi, Başkanı Cem Kotan başkanlığında yeni yılın ilk meclis toplantısını gerçekleştirdi. Beydağları Meclis Salonu’nda saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantıda konuşan Başkan Kotan, 2025 yılının ilk meclisinin Konyaaltı’na, Antalya’ya ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi. 2024 yılının bütün sıkıntılarından uzak bir yıl olmasını temenni eden Başkan Kotan, ‘’Ülkemiz için hem maddi hem de manevi olarak güzel bir yıl olmasını diliyorum’’ dedi. "40 projemizden 8’ini hayata geçirdik" 2024’te 8 aylık dilimde, seçim sürecinde vaat ettiği 40 projeden 8’iyle ilgili adım attıklarını vurgulayan Başkan Cem Kotan, ‘’Göreve gelmeden önce vaat ettiğimiz 40 projemiz vardı. Bunlardan, özellikle sosyal içerikli olan 8 tanesine ya başlamışız, ya yarılamışız, ya da tamamlamışız. Hükümetin belediyeler ile ilgili aldığı olumsuz kararlar ve ekonomik imkansızlıklara rağmen bu konuda verimli bir yıl geçirdiğimizi düşünüyorum. Yani vaat ettiğimiz projelerin neredeyse 4’te 1’iyle ilgili adım atmışız. İnşallah 2025 yılı içerisinde 10 projemizi daha hayata geçireceğiz’’ diye konuştu. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne de değinen Kotan, ‘‘Doğru ve tarafsız olarak çalışan, doğru haber peşinde koşan ve bu uğurda emek sarf eden bütün gazetecilerin gününü şimdiden kutluyorum. Ayrıca, 26 Ocak günü de Miraç Kandili var. Kandil’in bütün insanlığa barış ve huzur getirmesini diliyorum’’ dedi.
Aydın Aydın Büyükşehir’den Sümerpark’ta kapsamlı temizlik ve bakım çalışması Aydın Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı ekipleri Sümerpark’ta geniş kapsamlı temizlik çalışması gerçekleştirdi. Aydın’ın Nazilli ilçesindeki en büyük yeşil alan olarak bilinen Sümerpark Alanı, Aydın Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı ekipleri tarafından bakıma alındı. Ekiplerin rutin çalışmalarını gerçekleştirdiği alanda bu kez geniş kapsamlı bir temizlik çalışması başlatıldı. Yapay göletler ve balıklar bakıma alındı Çalışmaların ilk etabında zamanla kirlenen yapay gölet, içindeki balıklar korunarak kontrollü bir şekilde boşaltıldı. Gölet zemininde oluşan çamurlar iş makinelerinin de yardımıyla tazyikli suyla temizlendi. Süs havuzlarından çıkanlar şaşırttı Yaklaşık 11 bin metrekare alana yayılan göletin içine atılan taş parçaları, plastik parçaları ve cam şişeler, sigara izmaritleri gibi birçok çöp ekipler tarafından toplandı. Yapılan temizlik çalışmaları sonucunda zamanla oluşan kirlilik ortadan kaldırıldı. Gölet temiz ve ferah bir görünüme kavuştu. Nazilli’nin Akciğerleri bakıma alındı Sümerpark Alanı’nda yapılan kapsamlı temizlik çalışması, park içinde yer alan işletmecileri, ziyaretçileri ve parkı sıklıkla kullanan üniversite öğrencilerini mutlu etti. "Nazilli’nin akciğerleri temizlendi" ifadeleriyle yapılan çalışmalardan duydukları memnuniyetini dile getiren esnaf ve vatandaşlar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti.