POLİTİKA - 21 Eylül 2024 Cumartesi 13:46

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net ifadesidir. Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’ye gidişi öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın açıklaması yaptı. Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu Genel Görüşmelerinde temas edeceği konulara ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul Genel Görüşmelerine bu yıl 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak. Bu yıl Genel Kurulun en dikkat çekici etkinliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin ev sahipliğinde tertiplenecek Geleceğin Zirvesidir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirve hitabımda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Finans Mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğiz. Türkiye’nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim” ifadelerini kullandı.


“Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz”


Bu yılki Genel Kurul görüşmelerinin ise ‘Hiç kimseyi geride bırakmamak’ teması altında yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz. Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor” diye konuştu.


“Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır”


İsrail’in savaşı bölgeye yaymaya çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savaşın sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle Birleşmiş Milletlere önemli görevler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir kez daha muhataplarımıza hatırlatacağız. Biliyorsunuz, ilk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılar ve tacizde aynı kirli senaryonun birer parçasıdır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor" dedi.


“Hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim”


Yaptığı açıklamada Türkevi’nde görüşmelerin olacağını da belirten Erdoğan, “Genel Kurul marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türk Evi’nde görüşmelerim olacak ve bütün bunlarla beraber bu ikili görüşmeler yanında yine bizlerden randevu talebinde bulunan devlet başkanlarıyla, hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz. Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.


"Uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır"


Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Lübnan’a saldırısı sonrası Türkiye’deki siber güvenlikle ilgili bir soru üzerine "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve net ortaya koymuştur. Bu saldırının başka bir anlamı da bizim tüm ikazlarımıza rağmen bazı Batılı ülkelerin de desteklerini yanına alarak İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Özellikle değerli dostum Mikati’yle yaptığım görüşmede kendisinden de şu anda çok çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduklarını ifade etti ve bu konuda da bizler neler yapabileceğimizi veya neler yapabiliriz bunları kendisiyle konuştum. Gerçekten şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Tabii birçok şeyler söyleniyor. İşte şu an itibarıyla Lübnan özellikle bu İsrail’e karşı ne yapabilir? Tabii Mikati’nin şeyi bize ne gibi destekleriniz olabilir? Ne gibi yardımlarınız olabilir? Biz sizlerden bunu bekliyoruz ve Birleşmiş Milletlere gelme noktasında da bu sene herhalde gelemeyeceğim ifadesini kullandı. Tabii Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Diğer taraftan Lübnan’da düzenlenen saldırı milli teknolojilerin sadece Savunma Sanayi alanında değil, çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur ve biz de tabii bu gelişmeler karşısında çok daha farklı tedbirler almak suretiyle şu anda bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız" dedi.


"Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk, biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz"


Suriye ile ilgili temas konusundaki bir soru üzerine ise, "Özellikle Türkevi inşallah çok farklı görüşmelere çok farklı ilişkilere vesile olacaktır. Bunun için Türkevi’nde değişik ülkelerin liderleriyle yapacağım görüşmeler İnşallah bunların adımlarını attığımız bir merkez haline dönüşecek. Suriye’deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere tabii İsrail’in bir devlet terörü estirdiğini çok açık, net ortaya koyacağız. Bu artık sıradan bir basit terör değil, devlet terörü. Bunu bugüne kadar çok kez tekrar ettik, söyledik. Ama bazıları hala özellikle Batılı ülkeler bunu anlamamakta ısrar ediyor. Biz de söylemekte ısrar edeceğiz ve bunu özellikle de İnşallah Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda ifade edeceğim. Bu gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar Şam yönetimini, muhaliflerin bir süredir Suriye’de çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemde böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum" diye konuştu.


"Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’la ikili bir görüşme gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine dair bir soru üzerine ise, "Tabii Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada sadece Biden değil, birçok dünya lideri olacak. Tabii şu an itibarıyla Biden’la bir görüşme var mı yok mu henüz bu kesinleşmiş değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Fakat tabii Biden veya daha başka sürpriz görüşmeler nerede nasıl olur? Bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkevi’nde gerek Birleşmiş Milletler binasında yoğun bir görüşme trafiğimiz olacak. Katılacağımız toplantılar planlanmış durumda. Bu trafik içerisinde Sayın Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok. Ancak çeşitli vesilelerle bir araya gelebiliriz, geleceğiz. Biz Birleşmiş Milletlerde görüşeceğimiz tüm liderlerle başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağız. Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. Çünkü insanlar, çocuk, kadın, yaşlı ölüyor. Artık rakam 45 binin üzerine çıktı. Bu yenilir yutulur bir gelişme değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu mücadeleyi nasıl vermişsek, özellikle dünya siyonizminin şu anda Ortadoğu’da estirdiği bu ne yazık ki ölüm fırtınasına karşı Türkiye olarak biz yine neler yapabiliriz, bunun gayreti içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarını şahsım, arkadaşlarım, tüm bakanlarımızla birlikte ele alacağız ve elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da füniküler hattı kuruluyor Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, herkesin yürüme mesafesinde toplu ulaşıma ulaşabilmesi için Bursa’yı metrobüsle tanıştıracaklarını söyledi. Raylı sistem ağını da genişleteceklerini anlatan Başkan Bozbey, "Geçit-Mudanya arası metrobüs hattı oluşturuyoruz. Emirsultan-Teleferik, Arap Şükrü-Tophane, Altıparmak-Devlet Hastanesi, Arabayatağı-Mimar Sinan arasında füniküler hattı planlıyoruz. Kentimizin güney ve kuzey hattında alternatif bulvarlar ve bisiklet yolları oluşturuyoruz. Yaya öncelikli bir kent hedefimizin ilk durağı da Heykel oluyor” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Avrupa Hareketlilik Haftası etkinlikleri kapsamında ‘Bursa Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı ve Geleceğin ulaşım modelleri’ konulu değerlendirme toplantısı düzenlendi. Kentsel hareketlilik planı üzerine önerilerin konuşulduğu toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, önceki dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, genel sekreter yardımcıları, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve meslek odalarından temsilciler ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı. “Sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, değişen dünyada ulaşım modellerini modern çağın gerekliliklerine uygun şekilde geliştirmek gerektiğini ifade etti. Sürdürülebilir ulaşımın çevreyi koruyarak, ekonomiye katkı sağlayarak ve bireylerin hayat kalitesini artırarak oluşabileceğini belirten Başkan Bozbey, “Modern kentlerde artık çevre dostu, enerji verimliliği yüksek, karbon salınımını en aza indiren ulaşım çözümleri tercih ediliyor. Dünyanın pek çok gelişmiş kenti, sürdürülebilir ulaşıma öncülük ediyor. Bizler de Bursa’mız için benzer bir vizyonu hayata geçirmek istiyoruz. Kentimizde toplu taşımanın kullanımını teşvik etmek, raylı sistemleri genişletmek ve bisiklet yollarını yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. Kentsel ulaşımı daha çevreci, ekonomik ve kolay hale getirmek adına filomuzu yeniliyoruz. Ulaşım projelerimizi hayata geçirirken, sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyoruz. Bursa’da otobüs, tramvay ve bisiklet gibi alternatif ulaşım modellerini yaygınlaştırarak, karbon ayak izimizi azaltmayı ve geleceğe daha temiz bir şehir bırakmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Ulaşım alanında birçok yeni projeyi hayata geçirdik” Bursa’nın, büyüyen nüfusu ve hızla gelişen altyapısıyla yıllarca ulaşımda birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını söyleyen Başkan Bozbey, yaşanan sorunların temelinde plansızlık, plan dışı kaçak yapılaşma ve kentin öngörülemeyen hızlı büyümesi olduğunu dile getirdi. Gelecekte yaşanabilecek modern bir kent oluşturabilmek için 2050 yılı gelişimini hedef alan ‘Çevre Düzeni planı’ çalışmalarına başladıklarını belirten Başkan Bozbey, “Tarihi, kültürel ve doğal mirasına saygılı, dirençli, yenilikçi, yaşanabilir, mutlu ve yeşil bir şehir hayalimizi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yenilikçi çözümleri benimsemek zorundayız. Bu sebeple Nisan ayından bu yana ulaşım alanında birçok yeni projeyi hayata geçirdik ve sürdürülebilir ulaşım adına önemli adımlar attık. Göreve geldiğimiz günden itibaren, toplu taşıma sistemimizi güçlendirme çalışmalarımıza hız verdik. Kentin her bölgesine yayılmış bisiklet yolları ve mikro mobilite çözümlerinin geliştirilmesi de bu dönemde üzerinde en çok durduğumuz konuların başında geliyor. Bisiklet kullanımını artırarak, hem çevreyi korumayı hem de trafik yükünü azaltmayı hedefliyoruz” dedi. “Çevreci ulaşım modelleri desteklenmeli” Bursa’nın farklı bölgelerinde elektrikli scooter ve bisiklet kiralama istasyonlarını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini ifade eden Başkan Bozbey, kısa mesafeli yolculuklar için çevre dostu çözümler sunacaklarını anlattı. Herkesin toplu taşıma araçlarına hızlı ve güvenli şekilde erişebilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Bozbey, “Fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı. Elektrikli araçlar ve bisiklet gibi çevreci ulaşım modelleri desteklenmelidir. Ulaşım sistemleri zaman ve enerji kaybını en aza indirmelidir. Farklı ulaşım araçları arasında kusursuz bir entegrasyon sağlanarak, vatandaşlar bir noktadan diğerine kesintisiz bir şekilde geçiş yapabilmelidir. Bursa’yı örnek bir ulaşım kenti yapma yolundaki hedefimiz, bu ilkeler doğrultusunda şekilleniyor. Hedefimiz, Bursa’da yaşayan herkesin, sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir ulaşım sistemi ile güvenli, rahat ve keyifli bir yaşam sürebilmesidir” dedi. “Yaya öncelikli bir kent hedefimizin ilk durağı Heykel” Toplu ulaşım sisteminin entegre ve ulaşılabilir hale getirilmesi için öncelikle kentli hareketlerini ve ihtiyaçlarını belirleyebilmek amacıyla ‘Ulaşım Master Planı’na yoğunlaştıklarını anlatan Başkan Bozbey, Bursa’yı sadece bugünün değil, yarının ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek bir kent haline getirmek istediklerini söyledi. Başkan Bozbey, “Bursa’da herkes artık yürüme mesafesinde toplu ulaşıma ulaşabilsin diye öncelikle Bursa’mızı metrobüs ile tanıştırıyoruz. Raylı sistem ağı genişliyor. Geçit-Mudanya arası metrobüs hattı oluşturuluyor. Emirsultan-Teleferik, Arap Şükrü-Tophane, Altıparmak-Devlet Hastanesi, Arabayatağı-Mimar Sinan arasında füniküler hattı planlanıyor. Kentimizin güney ve kuzey hattında alternatif bulvarlar ve bisiklet yolları oluşturuluyor. Yaya öncelikli bir kent hedefimizin ilk durağı da Heykel oluyor. Ulaşım sorunu, tek başına bir yönetim politikasıyla çözülemez. Bu sorun ortak bir akılla çözülebilir. Üniversitelerimizden aldığımız bilimsel destek, sivil toplum kuruluşlarımızın yapıcı eleştirileri ve vatandaşlarımızın ihtiyaçları, bu süreçte en önemli kılavuzumuz oluyor. Bursa’nın ulaşım altyapısını geleceğe hazırlarken, bu kentin her bireyine daha konforlu, çevre dostu ve hızlı ulaşım çözümleri sunmaya devam edeceğiz” dedi. Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, bu yıl Avrupa Hareketlilik Haftası etkinliklerinin Bursa Kent Konseyi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve daire başkanlıklarının paydaşlığında düzenlendiğini söyledi. Haftasının ‘Paylaşımlı Kamusal Alanlarda, Şehri Birlikte Yaşayalım’ teması ile kutlandığını hatırlatan Aksoy, daha fazla sosyal eşitliği, daha fazla yol güvenliğini, daha az gürültüyü, hava kirliliğini ve daha iyi bir yaşam kalitesini, herkesin güvenli ve rahat bir şekilde hareket edebilmesini teşvik etmeyi amaçladıklarını belirtti. Aksoy, etkinliklerin düzenlenmesine katkı sunan herkese teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından program, oturum bölümleriyle devam etti. ‘Bursa Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı-Öneri ve Çalışmalar’ konulu oturumda, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl, Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Doç. Dr. Murat Kütükçü, BURULAŞ Genel Müdürü Fahrettin Beşli ve Ulaşım Koordinasyon Şube Müdürü Selahattin Dinç konuşma yaptı. ‘Sürdürülebilir geleceğin ulaşım modelleri-Mikro mobilite’ konulu oturumun moderatörlüğünü Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Doç. Dr. Murat Kütükçü üstlendi. Oturumda, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turan Arslan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hediye Tüydeş Yaman, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Tektaş ve Bursa Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğr. üyesi Nurten Akgün konuşma yaptı.
Elazığ Doğal gaz firmasından Palu’daki olaya ilişkin açıklama Doğal gaz Şirketi, Elazığ’ın Palu ilçesinde meydana gelen olaya ilişkin yaptığı açıklamada, “İlk incelemeler sonucunda, tarafımıza bilgi verilmeden yapılan tadilatla balkonun kapatıldığı ve açık alanda bulunması gereken doğal gaz kombi bacasının yaşam alanı içerisinde bırakıldığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verdi. Doğal gaz şirketi, Palu’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği karbonmonoksit zehirlenmesine ilişkin açıklama yaptı. Şirketten yapılan açıklamada, "21 Eylül 2024 Cumartesi günü Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Çarşı Mahallesi’ndeki iki katlı bir evde gerçekleşen, muhtelif mecralarda ’Elazığ’da doğal gaz zehirlenmesi’ başlığıyla yer alan ve adli soruşturma sürecinin henüz devam ettiği olayda, karbonmonoksit sızıntısı sonucunda aynı aileden iki kişinin tedavi altına alındığını ve bir vatandaşımızın ise yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Yaşanan olaya yönelik olarak yapılan ihbar sonucu acil müdahale ekiplerimiz meskene çok kısa sürede intikal etmiştir. İlk incelemeler sonucunda, tarafımıza bilgi verilmeden yapılan tadilatla balkonun kapatıldığı ve açık alanda bulunması gereken doğal gaz kombi bacasının yaşam alanı içerisinde bırakıldığı tespit edilmiştir. Hepimizi derinden sarsan bu üzücü olay vesilesiyle, istenmeyen durumlarla karşılaşmamak ve güvenlik riski oluşmasını önlemek için dağıtım şirketinin onayı ve bilgisi dışında doğal gaz kullanımının yapılmamasını, tesisata ve cihazlara sertifikasız ve ehil olmayan kişilerce müdahale edilmemesini, yapılacak her türlü müdahalede ise dağıtım şirketine mutlaka bilgi verilmesinin önemli olduğunu büyük bir hassasiyetle hatırlatırız. Böylesine üzücü bir olayın tekrarının yaşanmamasını temenni eder, hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz” denildi.