SPOR - 18 Aralık 2025 Perşembe 10:59

Barış Kanbak: "Ülkemizde gençlere şans verebilmek bazen cesaret istiyor"

A
A
A

Kasımpaşa Spor Kulübü’nde uzun yıllar analiz sorumlusu ve yardımcı antrenör olarak çalışan ve geçtiğimiz günlerde İstanbulspor ile 5 yıllık sözleşmeye imza atan Barış Kanbak, ilk kez teknik direktör olarak göreve başladı. Genç teknik adam yeni kulübünde kısa süredeki gözlemleri, kişisel hedefleri, oyun sistemi, kulüp yapısına kadar birçok konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. İlk olarak kendisine duyulan güven için İstanbulspor Kulübü Başkanı Ecmel Sarıalioğlu ile yönetim kuruluna teşekkür ederek sözlerine başlayan Kanbak, "Benim için burada çok değerli buluşma oldu. Bizim için çok anlamlı, elimizden gelenin en iyisini yapacağız" şeklinde konuştu.

"İstanbulspor’a geldiğimizde ilk dokunuş mental açıdandı"

Geçirdiği kısa sürede takımdaki analizleri hakkında değerlendirmede bulunan Barış Kanbak, "Buraya geldiğimizde kendimizi çok yoğun bir maç trafiğinin içerisinde bulduk. O yüzden ilk dokunmak istediğimiz, ilk değinmek istediğimiz şey; mental anlamda, zihinsel anlamda dokunuşlardı. Sonrasında daha çok oyunla ilgili ilerleme yapmayı planlıyoruz. Kırılgan bir yapıya sahip oyuncu grubu vardı. Tabii ki Mustafa Alper Avcı hocamıza da hizmeti ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum, bizden önce belli bir hazırlık süreci ve lig periyodu geçirdi. Çok genç bir oyuncu grubuyuz. Ligin belki de Adana Demirspor’dan sonra en genç takımına sahibiz. Genç bir takımla çalışmak aslında benim alışkanlıklarımdan biri. Çünkü altyapıdan, akademiden bugünlere yükseldim. Onlarla nasıl diyalog kuracağımı, nasıl dokunabileceğimi kendimce iyi bildiğimi düşünüyorum. Günümüzün gençleri, geçmişteki gençlere göre mental açıdan daha zayıflar, daha kırılganlar. Hem sosyal açıdan hem mesleki açıdan. Bunun maçlara yanması, birçok maçta görünüyordu; gol yedikten sonra öz güven eksikliği, skor anlamında da geriye düşme ve devamında toparlayamama gibi senaryolarla karşı karşıya kalıyordu. Çok şükür bu iki maçta, buna paralel her geriye düşüşten sonra bir reaksiyon verdik. Futbol anlamında çok çalışma süremiz olmadı. Oyuncularımız bunu kendileri yaptı, bunu ispatladı. Buradaki değerli dokunuş bence mental açıdandı. Onlara tekrardan o öz güveni daha önce yaptıkları şeyleri hatırlattık ve kendileri bunu başardı" ifadelerini kullandı.

Barış Kanbak:

"İlk günden buraya kendimi ait hissettim"

İstanbulspor Kulübü’nün yapısına alışkın olduğunu dile getiren Kanbak, "Kasımpaşa Kulübü’nde de çalıştığım dönemde aslında benzer bir yapı var. Biraz daha mütevazı hali diyebiliriz ama vizyonu ve misyonu, buradaki insanların çalışma biçimi, oyuncuların buraya gelme biçimi çok benzer. Ben ilk günden buraya kendimi ait hissettim. Benim için sadece renkler ve isim değişti. Adaptasyon sürecinde zorluk yaşamadım. Bu durum da benim için avantajdı" diye konuştu.

"Oyun tarzı olarak en yakın isim Sami Uğurlu"

Yardımcı antrenör olarak çalıştığı teknik direktörler arasında oyun anlayışının kendisine en uygun ismin Sami Uğurlu olduğunu belirten Barış Kanbak, birlikte çıktıkları yolu anlattı. Kanbak, "Kasımpaşa’da çok fazla teknik adamla çalıştım. Benim için avantajlı ve dezavantajlı durumlar da oldu. Tecrübeli hocalarla çalıştım. Sami (Uğurlu) hoca ile iki dönem çalıştık. Beraber başlamıştık, ikimiz de kulüp antrenörüydük. Kendi mevcut yapımızın içinden bir ekip oluşturmuştuk. O dönem hoca bizlere, biz hocaya güvendik, kulüp hocaya güvendi. Böyle bir birliktelik oldu. Oyun tarzı olarak da en yakın Sami Uğurlu diyebilirim" dedi.

"Agresif baskılı oyunu seviyorum"

Barış Kanbak:

Oyun sistemi hakkındaki soruya 33 yaşındaki teknik adam şu yanıtı verdi:

"Buranın bir hem kulüp yapısı var hem teknik ve taktik açıdan da oyun alışkanlığı var. Fatih (Tekke) hoca dönemi, Osman (Zeki Korkmaz) hoca dönemi, Yalçın (Koşukavak) hoca dönemi olsun, o dönemlerde de takip ediyordum. Pozitif işler yapmaya çalışan, çoğunlukla skordan bağımsız önce oyunu kazanmaya çalışan ama iyi oyunla birlikte skoru da kovalayan bir mantalitesi vardı her zaman. Şu anda da bu şekilde devam ediyor. Bizim geldiğimizde bulunduğumuz konum aslında biraz önceliklerin değişmesine neden oldu. Çünkü kırmızı hata çok yakındık. Hala uzak sayılmayız, çünkü bu lig böyle bir lig. İki maç kazanınca kendini play-off hattında buluyorsun, iki maç kaybedince kendini kırmızı hatta buluyorsun. Önceliğimiz şu an adım adım kazanarak gitmek. Kafamda oyun yapısı ve kültürü var. Bu da takımın alışkın olduğu oyun felsefesine yakın. Geldiğimde de onu söyledim, ’Kendi oyununuzu oynayın’ dedim. Çünkü zaman olmadığı için bir şey verememiştik sahada. Takım aslında buna reaksiyon da gösterdi. Bu benim için bir ışık. O yoldan devam etme ve o yolda ufak dokunuşlarla daha mükemmel hale getirebilmeye çalışmak. Oyun felsefemizin başlangıcı olabilir. Agresif baskılı oyunu seviyorum. Gegenpress dedikleri karşı presi tercih ediyorum. Burada fiziksel durum da çok önemli."

"1. Lig, Süper Lig’e göre daha mücadeleci bir lig"

Ligde ilk yarının bitimine iki hafta kaldığını hatırlatan Barış Kanbak, devre arasına kadar alınacak sonuçların takımın yol haritasını belirleyeceğini söyledi. Kanbak, ligin çok sert bir oyun kültürü olduğunu vurgulayarak, "Geçen sezon Tuncay (Şanlı) hocayla çok kısa Çorum süreci geçirdim. Aslında 1. Lig ile orada tanıştım. Gerçekten çok farklı. Süper Lig ile 1. Lig arasında uçurum var. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum; daha mücadeleci bir lig. Belki oyun anlamında bazı öncelikler farklı. Oynadığımız iki maçta da bunu gördük. Biz eğer yediğimiz gollerden sonra mücadele etmeyi bıraksaydık asla o dönüşler olmazdı. Bu ligin çok sert bir oyun kültürü var, oyun yapısı var, oyuncu yapısı var. Biz de ona yönelik hazırlıklarımızı, geliştirmemiz gereken yönleri not alıyoruz, planlıyoruz. Gerçekten kolay değil. Play-off ve düşme hattını konuşmak gerekirse ben adım adım yorum yapmayı sağlıklı buluyorum. Çünkü play-off yolu uzun bir yol. Önümüzde devre arası için iki kritik maçımız var. Onları oynadıktan sonra yolun haritası ortaya çıkacak, hangi yöne doğru devam edeceğimiz, nasıl mücadele edeceğimiz daha net olacaktır diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Eksik bölgeler için görüşme yaptık"

Ara transfer dönemi öncesi eksik bölgeler için yönetimle görüşme yaptığını dile getiren sarı-siyahlıların teknik direktörü, "Çok sıkışık bir maç trafiğimiz olduğu için aslında bu iki hafta transfer konularını konuşmak değil daha çok takımı tanımakla geçti. Önce şuna karar vereceğiz; elimizdeki mevcut oyuncularla ne kadar maksimum verim alabilirsek onu almaya çalışacağız. Zaten burada hali hazırda kulüp yapısı olduğu için transferlerle ilgili kulübün profesyonelleri çalışmalarını sürdürüyor. Başkanımla da bunu konuşmuştum. Takviye yapılacağını söyledi. Buraya uygun oyuncuları bulmak gerekiyor. İstanbulspor transfer yapmış olmak için transfer yapan bir kulüp değil. Eksik bölgeler anlamında bir ön görüşme yaptık. İnşallah o süreci de iyi geçireceğiz" ifadelerini kullandı.

"Ralf Rangnick’in oyun yapısından etkilendim"

Alman Teknik Direktör Ralf Rangnick etkilendiğini aktaran Barış Kanbak, "İlk olarak 2005 yılında Schalke’nin başındaydı. Schalke, Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi’nde eşleşmişti. İlk orada görmüştüm, oyun yapısından çok etkilenmiştim. Daha sonra Leipzig’de görev aldı, 2015-2018 yılları arasında. Bence çok başarılı bir teknik adam olduğunu düşünüyorum. Şu anda Avusturya Milli Takımı’nın başında, orada da ciddi işler yapıyor. Oyun yapısından dolayı Ralf Rangnick diyebilirim. Yine bir başka Alman Jürgen Klopp ama Klopp’un çalıştığı takımlar üst seviye olduğu için orada o işleri çıkarmak daha kolay oluyor. Rangnick’in ki daha değerli gibi" değerlendirmesinde bulundu.

"Türk futbolunda altyapı sorunlarıyla ilgili karamsarlık görmüyorum"

Türk futbolunda altyapıda gelen fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Barış Kanbak, "Altyapılar her zaman konuşulan ama çok konuşulduğu için de çözüme varmadığını yorum yapabiliriz. Bugün hala sorun olarak konuşabiliyorsak, demek ki çözüm üretmiyoruz. Ben bunu çözecek konumdaki kişi değilim. Çok da olumsuz olduğunu düşünmüyorum. Geriye dönüp baktığımızda stoperimiz Duran (Şahin), son maçta da çok iyi performans gösterdi. Profesyonel kariyerindeki ilk golünü de attı. Fırsatlar geliyor. Burada önemli olan bu fırsatı ne kadar değerlendirmek istiyoruz. Sonuç odaklı mı gideceğiz, gelişim odaklı mı gideceğiz, bir karar vermek gerekiyor. Özellikle ülkemizde eğer gerçekten sonuç odaklıysak gençlere şans verebilmek bazen cesaret istiyor. Türk futbolunda altyapı sorunlarıyla ilgili ciddi anlamda bir karamsarlık görmüyorum. Tesisleşmede sıkıntılarımız var. İlk adım olarak bu sıkıntılar çözülmeli. Çünkü oyuncunun gelişeceği yer saha. Saha yoksa oyuncunun istediği kadar potansiyeli olsun bu ortaya çıkmayacaktır" diye konuştu.

"Finansal anlamda çok fazla sıçramalar yapmamalıyız"

Transfere harcanan paraların sürdürülebilir başarıyı getirip, getirmemesi konusuna değinen Kanbak, "Başarıya giden yol birçok farklı tercihten geçiyor. Kimisi finansal gücüyle bunu yapıyor. Kimisi akademisinden yetiştirdiği oyuncuların gücüyle bunu yapıyor. Kimisi genç ve potansiyelli oyuncuyu transfer edip, kadrosunu yapılandırıyor. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor; büyük bütçelerle işler yapan takımlarımız. Çok önemli transferler yapıyorlar. Başarıyı sürdürememelerinin sebebi bir karar alındıktan sonra bu yüksek maliyetli transferlerle devam etmekse, onun devamını sağlamıyorlar. 1-2 sezon böyle geçirip, sonrasında tekrar eskiye dönüş oluyor. O maliyetli oyuncu grubunu da harcanan paraların da sabrını göstermiyorlar. İçinde bulunduğum İstanbulspor Kulübü’nde daha sağlıklı adımlar atılıyor. Bir kere kimseye borcu olmayan bir kulüp olabilmek, bu Kasımpaşa’da da böyleydi. Bence bütçe yönetimi çok değerli. Türkiye’nin ekonomik şartları da ortada. Finansal anlamda çok fazla sıçramalar yapmamak lazım. Bunları yapan takımlarımızın da mevcut durumlarını 3-5 yıl sonra görebiliyoruz. Terazinin iki kefesini de dengeli tutmakta fayda var" dedi.

"İstanbulspor, bulduğu değerlere sabır gösteriyor"

Geçmiş yıllarda Zeki Çelik ile son dönemde Gaoussou Diarra’nın İstanbulspor’dan Avrupa’ya transferinde oyuncular üzerinde bir motivasyon kaynağı oluşturup, oluşturmamasıyla ilgili soruya Barış Kanbak, "Bu kulübün tercih edilme sebeplerinden biri de bu; potansiyeli ortaya çıkarması. Potansiyele şans vermesi. Bu teknik adamlar için de geçerli. Diarra’yı kimse tanımıyordu. Benim mezun olduğum Haliç Üniversitesi’nin okul takımındaymış. Bulmak önemli, bulduktan sonra da ona sabretmek çok önemli. Bu kulübün bence burayı en cazip kılan yönü inandığı, güvendiği ve bulduğu değerlere sabır göstermesi diye düşünüyorum" diye cevap verdi.

"VAR’da teknik açıdan problemler olduğunu düşünüyorum"

Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle ilgili düşüncelerini de dile getiren Kanbak, "Sistem olarak faydalı bir sistem. Futbolda olmalı. Belki kullanım olarak problemler yaşıyoruzdur. Daha iyi kullanabiliriz. Birçok ülkede kullanılan bir sistem. Orada daha çabuk kararlar, daha net gösterimler oluyor. Bu maçların çekim kalitesi ve kamera sayısıyla da avantaj veya dezavantaj sağlıyor. Premier Lig’deki bir maçın kamera sayısı ile Türkiye Ligi’ndeki kamera sayıları arasında ciddi bir fark olduğunu duymuştum. Bu da kaliteli, net görüntünün ulaşmasını zorlaştırıyor. Burada sadece hakemlerimiz için değil sistemin de yönetilebilir olması için ve hatayı en aza indirebilmesi için araç-gereçlerin de yeterli olması lazım. Burada teknik açıdan problemler olduğunu düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

İsmail Yasin Akçın - Enes Gümüş - Saycan Sayım

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırşehir Mezun olduğu okulda teknoloji bağımlılığından kurtulma yollarını oyunla anlattı Kırşehir’de Matematik Öğretmeni Mehmet Gönen; mezun olduğu Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda düzenlenen konferansta öğrencilerle bir araya geldi. Sosyal medya üzerinden çocukların eğitimi amacıyla içerikler üreten Gönen, ilkokul çocuklarına yönelik yazdığı çocuk edebiyatı kitaplarıyla da dikkat çekiyor. Yıllar sonra mezun olduğu okulda düzenlenen konferansta öğrencilerle buluşan Gönen; yazdığı kitapların içeriğinin tamamen çocukların teknoloji bağımlılığından kurtulmasına yönelik olduğunu kaydetti. Kendi başarı ve başarısızlıklarından yola çıkarak çocuklara rehberlik ettiğini ifade eden Gönen; teknolojinin tamamen yasaklanması yerine, çocukların kendi özelliklerini ortaya çıkarabilecekleri bir beceri aracı olarak kullanılmasının önemine vurgu yaptı. Konferans sonrası açıklamalarda bulunan Okul Müdür Yardımcısı Cahide Karakaş, bu tür etkinliklerin öğrenciler üzerinde olumlu etkiler bıraktığını belirterek, "Bu tür buluşmalarla çocukların hayallerinin peşinden koşmasını istiyoruz" dedi. Konferansa katılan öğrenciler ise teknoloji bağımlılığı konusunda bilinçlendiklerini ifade ederek, verilen bilgiler sayesinde bu alışkanlıktan kurtulacaklarına inandıklarını belirtti. Düzenlenen konferansın, öğrencilerin teknolojiyle olan ilişkilerini yeniden değerlendirmelerine katkı sağladığı belirtilirken, Gönen öğrenci velileriyle de bir araya geldi. (EÖ-TB-
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, ‘Bizim Çocuklar’ 13’üncü Türkiye Halk Oyunları Yarışması açılışına katıldı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, devlet himayesindeki çocukların kültürel ve sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla düzenlenen ‘Bizim Çocuklar 13’üncü Türkiye Halk Oyunları Yarışması’nın açılış törenine katıldı. Bakan Göktaş, Saray Engelsiz Yaşam Bakım, Rehabilitasyon Merkezinde Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen ‘Bizim Çocuklar’ 13’üncü Türkiye Halk Oyunları Yarışması’nın açılışında 9 farklı ilden yöresel oyunlarını sergileyecek devlet himayesindeki çocuklarla bir araya geldi. Göktaş, salona girişinde devlet himayesi altındaki çocuklardan oluşan İstanbul Ritim Grubu’nun gösterisiyle karşılandı. Kocaeli takımının horon gösterisini izlemesinin ardından konuşan Göktaş, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Başkanlığı arasındaki imzalanan protokol kapsamında geçmişin, kültürün en kıymetli değerlerini aktarmaya yönelik önemli bir çalışma gerçekleştirildiğini ifade etti. "Bu yarışmanın birincisi her birinizsiniz" Çocuklara, "Sizler bizim gururumuzsunuz" diyerek seslenen Göktaş, şunları kaydetti: "Her biriniz yaşadığınız illerde, o ilin kültürüne ait aslında geçmişte atalarımızın sahip çıktığı değerleri yaşatıyorsunuz. Hem değerlerimizi, hem geçmişimizi, hem kültürümüzü, hem tarihimizi en güzel şekilde sizler yansıtıyorsunuz. Bu yarışmanın birincisi her birinizsiniz. Hepiniz bizim gönlümüzün şampiyonusunuz. Hepiniz pırıl pırılsınız. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Bu sadece bir dans gösterisi değil; kültürümüze sahip çıkmaktır. Sizlerin kişisel gelişiminize de çok büyük katkı sağlayacaktır. O yüzden bu yarışmalara katılmak sizler için çok büyük bir başarı. Bizler her birinizle gurur duyuyoruz." Konuşmaların ardından Türkiye Halk Oyunları Federasyonu Başkanı Hüseyin Güler, Bakan Göktaş’a Anadolu kadınının gücünü temsil eden figürü hediye etti. Yarında devam edecek yarışma kapsamında 9 farklı ilden gelen ekipler, kendi yörelerine ait halk oyunlarını sergileyecek. Yarışmada dereceye girenlere madalyaları takdim edilecek.
İstanbul RAMS Global, İtalyan lüks moda markası ETRO’ya stratejik ortak oldu RAMS Global, Swinger International ve SRI Group, ETRO’nun çoğunluk hissedarı L Catterton ile yakın iş birliği içinde, markanın geleceğini destekleyen uzun vadeli stratejik ortaklar arasına katıldı. İtalyan lüks moda ve yaşam tarzı markası ETRO, köklü tasarım mirasına sadık kalarak küresel ölçekte yeni bir büyüme dönemine adım atıyor. Marka, bu yeni fazda; uzun vadeli vizyonu, endüstriyel uzmanlığı ve uluslararası deneyimi bir araya getiren güçlü bir ortaklık yapısıyla yoluna devam edecek. Bu kapsamda RAMS Global, Swinger International ve SRI Group, ETRO’nun çoğunluk hissedarı L Catterton ile yakın iş birliği içinde, markanın geleceğini destekleyen uzun vadeli stratejik ortaklar arasına katıldı. Bu gelişme, markanın üretici kimliğini ve kültürel DNA’sını koruyarak daha geniş bir küresel ölçekte konumlanmasını hedefleyen dönüşüm sürecinin doğal bir adımı olarak hayata geçirildi. Miras, süreklilik ve küresel vizyon Yapılan açıklamaya göre, yeni ortaklık yapısı; ETRO’nun özgün tasarım mirasını, çağdaş lüks anlayışıyla buluşturmayı amaçlıyor. Marka, yeni dönemde yalnızca moda alanında değil; yaşam tarzı, kültür ve deneyim odaklı alanlarda da daha bütüncül ve güçlü bir küresel marka kimliğiyle ilerlemeyi hedefliyor. Markanın son yıllardaki dönüşümüne liderlik eden Etro CEO’su Fabrizio Cardinali, görevine devam ederek markanın stratejik yol haritasının uygulanmasına öncülük etmeyi sürdürecek. Cardinali’nin liderliği altında güçlenen kurumsal yapı, üretici yaklaşım ve marka dinamizmi, markanın yeni döneminin temel dayanakları olmaya devam edecek. Fabrizio Cardinali konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "Markamız son yıllarda önemli bir dönüşüm sürecinden geçti. Bu yeni dönemde Faruk Bülbül ile birlikte çalışacak olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Kendisi, markamızın uzun vadeli vizyonunu ve kültürel mirasını derin bir anlayışla sahiplenen bir lider." Yönetimde yeni dönem: Uzun vadeli liderlik Açıklamaya göre, markanın bu yeni büyüme fazında RAMS Global CEO’su Faruk Bülbül, ETRO Yönetim Kurulu Başkanı olarak atanacak. Bu atama, markanın günlük operasyonlarından ziyade; uzun vadeli strateji, küresel genişleme ve marka vizyonu alanlarında güçlendirilmesini hedefleyen çağdaş bir yönetim anlayışını yansıtıyor. Yeni yönetim yapısı, markanın bağımsız üretici ruhunu ve köklü mirasını korurken, markayı sürdürülebilir ve küresel ölçekte daha güçlü bir konuma taşımayı amaçlıyor. "ETRO’nun geleceği vizyon, kültür ve süreklilik üzerine kurulu" RAMS Global CEO’su Faruk Bülbül, yeni döneme ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "ETRO, yalnızca bir moda markası değil; kültürü, tasarımı ve yaşam tarzını temsil eden güçlü bir miras. Bu yolculukta hedefimiz, markanın ruhuna sadık kalarak markayı küresel ölçekte daha görünür, daha etkili ve daha sürdürülebilir bir konuma taşımak. Bu ortaklığı kısa vadeli bir yatırım değil; uzun vadeli bir vizyon ve değer ortaklığı olarak görüyoruz." L Catterton Europe Yönetici Ortağı Luigi Feola ise şu değerlendirmede bulundu: "Marka, son yıllarda güçlü bir ivme yakalayarak marka değerini ve kurumsal altyapısını önemli ölçüde güçlendirdi. RAMS Global, Mathias Facchini ve Giulio Gallazzi’yi; uzun vadeli bakış açıları, endüstriyel deneyimleri ve küresel ağlarıyla markanın gelecek vizyonuna katkı sunacak stratejik ortaklar olarak aramızda görmekten memnuniyet duyuyoruz. Faruk Bülbül’ün Yönetim Kurulu Başkanı olarak ETRO’nun bir sonraki büyüme aşamasında önemli bir rol üstleneceğine inanıyoruz."
Samsun Samsun TSO Başkan Yardımcısı Beytekin: "Önceliğimiz, üretim ve ihracat gücümüzü artırmak" "İhracatın Finansmanı Buluşmaları"nda konuşan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Beytekin, "Oda olarak önceliğimiz, üretim ve ihracat gücümüzü artırmak, girişimcilerimize rekabet avantajı kazandıracak çözümleri üyelerimizle buluşturmak ve şehrimizin Türkiye’nin dış ticaret hedeflerine daha güçlü katkı sunmasına öncülük etmektir" dedi. İhracatçıları ve finans sektörü temsilcilerini bir araya getiren "İhracatın Finansmanı Buluşmaları", Samsun Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Beytekin: "Önceliğimiz, üretim ve ihracat gücümüzü artırmak" Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Beytekin, Samsun’un, güçlü üretim altyapısı, lojistik avantajları ve hızla büyüyen ihracat kapasitesiyle Karadeniz’in yükselen ticaret merkezlerinden biri olduğunu belirterek, "Sanayicimizin ve ihracatçımızın finansmana erişimini kolaylaştıracak araçların sahada anlatılması, bankacılık sistemi ile reel sektörün doğrudan temas kurması son derece değerli. Bugün burada amaç; firmalarımızın ihtiyaç duyduğu finansman imkanlarına en doğru ve en hızlı şekilde ulaşmasını sağlamak, yeni pazarlara açılma süreçlerini desteklemek ve ihracatta sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmektir. Paydaş kurumlarımızla birlikte yürütülen bu programın Samsun iş dünyasına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Samsun TSO olarak önceliğimiz, üretim ve ihracat gücümüzü artırmak, girişimcilerimize rekabet avantajı kazandıracak çözümleri üyelerimizle buluşturmak ve şehrimizin Türkiye’nin dış ticaret hedeflerine daha güçlü katkı sunmasına öncülük etmektir. Bu değerli etkinlikte emeği geçen tüm kurumlarımıza teşekkür ediyor, firmalarımıza hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu. "Finansmana erişim son derece değerli" Karadeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy ise yaptığı konuşmada, ihracatın, ülke ekonomisi için lokomotif görevi gördüğüne vurgu yaparak, "Türkiye ancak üretim ve ihracatla büyüyerek kalkınma yolculuğunda arzu ettiğimiz seviyelere ulaşabilecektir. Samsun, başta otomotiv, hububat, su ürünleri, çelik, elektrik ve elektronik sektörleri olmak üzere yıllık yaklaşık 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleştiren önemli bir ihracat kenti konumunda yer almaktadır. İhracatçılarımızın son dönemdeki ortak sorunlarının en önemlilerinden birisinin finansmana erişimde yaşanan zorluklar olduğu bilinen bir gerçektir" ifadelerini kullandı. "İhracatın Finansmanı Buluşmaları", "Bankacılık ve Finans Paneli" ile sona erdi. Büyük ilgi gören etkinliğe yaklaşık 200 ihracatçı katıldı.