ÇEVRE - 14 Nisan 2025 Pazartesi 19:49

Dağ keçileri yağmur altında gezerken görüntülendi

A
A
A
Dağ keçileri yağmur altında gezerken görüntülendi

Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde yağmurla havada kayalıklarda gezen dağ keçileri görüntülendi.


İlçeye 56 kilometre uzaklıkta bulunan Dağlıca köyünde yağmur altında kayalıkların üzerinde dolaşan dağ keçileri objektiflere yansıdı. Köyde yaşayan bir vatandaşın cep telefonuyla kaydettiği görüntülerde, iki dağ keçisinin sarp kayalıklar üzerinde yağmurun altında beklediği görüldü. Bahar yağmurlarının etkili olduğu bölgede yaban keçilerinin doğal yaşam alanlarında rahatça dolaşması dikkat çekti. Bölgede nadir görülen bu an, hem köy sakinlerinin hem de doğaseverlerin ilgisini çekti.


Uzmanlar, dağ keçilerinin zorlu coğrafyaya uyum sağlamış nadir türler arasında yer aldığını ve doğal denge açısından önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Vatandaşlar ise bu tür hayvanların zarar görmemesi için avcılığın önlenmesi ve yaşam alanlarının korunması gerektiğini ifade ediyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Balaban basın toplantısında iddiaları yanıtladı Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, aylık basın toplantısında gündemi değerlendirdi, eleştirilere belgelerle yanıt verdi. Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, nisan ayı basın toplantısında yaptığı çalışmaları kamuoyu ile paylaştı. Başkanlık makamında düzenlenen toplantıya başkan yardımcıları da katıldı. Konuşmasına nisan ayı çalışmalarını anlatarak başlayan Başkan Balaban, "Belediye olarak nisan ayı içerisinde Örencik Sosyal Tesislerini hayata geçirdik. Bu proje, bizden önceki dönemde başlatılmış fakat yarım bırakılmıştı. Tüm imkansızlıklara rağmen projeyi tamamladık ve Yuntdağı’nda önemli bir hizmete daha imza attık. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde düzenlediğimiz Roman Gecesi’nde, binlerce Roman kardeşimiz ve Yunusemreli hemşehrimizle unutulmaz bir gece yaşadık. Üstelik bu organizasyonun belediyeye maliyeti sıfır liradır. Yaklaşık 100 bin liralık bu organizasyonu sponsor aracılığıyla gerçekleştirdik. Belediyemizin kasasından tek kuruş çıkmadı. Roman kardeşlerimiz bize teşekkür etti. Belediyemizin sporcusu Kadir Kadiroğlu, Türkiye Güreş Şampiyonası’nda Türkiye üçüncüsü oldu. Yunusemre Belediyespor olarak da, önceki yıllarda bin 700 olan lisanslı sporcu sayımızı bu yıl 3 bin 200’e çıkardık. Bunun sebebi ise bölgesel amatör ligden ve futboldan tamamen çekilip kaynaklarımızı diğer branşlara aktarmamızdır. Şu an elimizde 3 bin 200 lisanslı sporcu var ve bu bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Yunusemre ilçemizde, Büyükşehir Belediyesi’nin de katkılarıyla Uluslararası Dağ Bisikleti Yarışı düzenlendi. 300 sporcuyu misafir ettik. Bu da bizim için önemli bir başarıydı" diye konuştu. Konuşmasında hayvan yaşam merkezi konusunda kamuoyunun yanıltıldığına vurgu yapan Başkan Balaban, merkezin mayıs ayı içerisinde açılacağını söyledi. Merkezin yüzde 90’ının tamamlanmasına rağmen açılamadığı iddialarını yalanlayan Başkan Balaban, "Yapılan açıklamaları okudukça ‘Bu kadarı da yüzsüzlük olur mu?’ diyorum. Çünkü ‘yüzde 90 seviyesinde’ denilen tek şey, hak edişler üzerinden yapılan harcamalardır. Yani diyorlar ya ‘Barınak yüzde doksan tamamlandı’ diye, aslında bu sadece kağıt üzerindeki hak edişlere dayanıyor. Zorla imza attırılarak ve kağıt üzerinde barınağın yüzde 92’si bitmiş gibi gösterilmiş. Ama gerçek, özgür ve yerinde bir değerlendirme yapıldığında barınağın yalnızca yüzde 76’sının tamamlandığı ortaya çıkıyor. Bu da bizim bir yıllık çalışmalarımız sonucunda belirlediğimiz bir durumdur. Özellikle barınağın yaban kanatlı hayvanlara ait kısmı, yüzde 99 oranında tamamlanmış gibi gösterilmiş. Ancak gerçekte bu bölümün yalnızca yüzde 83’ü tamamlanmış. Kağıt üzerinde yüzde 92 bitmiş gibi göstermek kolay ama gerçekler öyle değil. Daha tamamlanmadan hak edişler ödenmiş. Biz burayı devraldığımızda barınağın ancak yüzde 50’si bitmiş durumdaydı. Burada apaçık bir usulsüzlük var. Evet, bu konuda sözümüzü birkaç defa yerine getiremedik. Birçok engel ve aksaklık çıktı ama Ferdi Zeyrek Başkan’ın büyük katkılarıyla, kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum, bu Mayıs ayı içinde barınağı açacağız" dedi. Yunusemre Belediyesi’nin kısırlaştırna çalışmalarının da devam ettiğini aktaran Başkan Balaban 9 ayda yaklaşık 2 bin 500 hayvanın kısırlaştırıldığını aktardı. Son dönemde yönetimine yönelik yapılan eleştirilere de yanıt veren Belediye Başkanı Semih Balaban, belediyede maaşların ödenmediği iddialarına da "Bu da koca bir yalan. Tüm engellemelere rağmen, çalışanların maaşlarını son kuruşuna kadar ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz. Bu belediyeyi 1 milyar 400 milyon TL borçla devraldık. Borç edebiyatı yapmıyoruz. Ama gerçekleri de paylaşmak zorundayız. Bugün 16 ilçe belediyesinin toplam borcunu alt alta yazın, Yunusemre Belediyesinin borcu kadar etmiyor. Bu 1 milyar 400 milyon TL’lik borcun 200 milyon TL’sini sadece bir yılda ödedik. Şimdi soruyoruz: Bu 1 milyar 400 milyon TL borcu CHP’li belediye mi yaptı? Bu belediyeyi CHP’den mi devraldık? Hayır. Bizi eleştirenler önce bu borcun nasıl ve ne şekilde yapıldığının hesabını versin. Biz maaş ödeyemediğimizde bazı arkadaşlar bundan keyif alırcasına siyaset yapıyorlar. Ancak her şeye rağmen biz bu sorunların üstesinden geleceğiz. 15 Nisan’da hem tediyeleri hem de sosyal denge tazminatını ödedik. Ama saat henüz 17.00 olmadan, ‘maaşlar ödenmedi’ diye açıklamalar yapıldı. Yarım saat sonra maaşlar hesaplara geçince komik duruma düştüler" sözleriyle yanıt verdi. Başkan Balaban, kültür harcamalarına yönelik gelen eleştirilere de şöyle yanıt verdi: Deniliyor k: ’Maaşları ödeyemiyorsunuz, ama kültür harcamaları yapıyorsunuz’ Oysa gerçek tam tersi. Bizden önce 2024’ün ilk 3 ayında yapılan kültür harcaması 4.5 milyon TL iken, bizim dönemimizde 9 aylık toplam kültür harcaması sadece 1.5 milyon TL. Yani onların 3’te 1’i kadar harcamışız. Üstelik 3 kat daha uzun sürede. Sanat, kültür ve spor; su gibi bir ihtiyaçtır. İnsan sosyal bir varlıktır, bunlara da ihtiyaç duyar. Biz mütevazı yaşıyoruz. Güç zehirlenmesi de yaşamadık. 1 yıl içerisinde belediyeyi 100 binden fazla kişi ziyaret etti. Bizden önce müdürlerin dahi giremediği bir binaya şimdi halk rahatlıkla giriyor. Ben her yere iki kişiyle gidiyorum. Ne koruma, ne hizmetkar, ne de basın ordum var. Ne söylüyorsak, öyle yaşıyoruz" Başkan Semih Balaban, hizmetlerinin halkta da karşılık bulduğuna vurgu yaparak, "6 mahallede 45 yıllık imar sorununu kökten çözdük. Mareşal Fevzi Çakmak, 50. Yıl, Cumhuriyet, Atatürk, Spil ve Barbaros mahallelerinde artık imar durumu verilebiliyor. Her hak sahibi, plana uygun şekilde inşaata başlayabilir. Bu süreçte Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek’e, Başkan Yardımcımız Yusuf Ataç’a ve tüm ekibe teşekkür ediyorum. Hafsa Sultan, Yenimahalle ve Fatih Mahallesi’nde de bizden önce 18. madde uygulamasında sorunlar vardı. Onları da halkın lehine olacak şekilde çözdük. Büyükşehir ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda ’3 yıl içinde imar sorununu çözeceğiz’ demiştik, bu sözü tutuyoruz ve bırakmamaya da kararlıyız. İmar, insanların hayatındaki en önemli meselelerden biridir. Belediyeyi de ekip arkadaşlarımızla birlikte istikrarlı bir şekilde yönetiyoruz. Genel merkezimizin yaptırdığı ankette ilçemizde hizmetlerin başarı oranı yüzde 60. Genel merkez de bu nedenle bize teşekkür etti. Hep şuna inandım: ’Halk ne derse o olur. İyi işler yaparsak partimiz bizi tekrar aday gösterir; halk da yeniden seçer. Ama kötü işler yaparsak, partimiz aday gösterse bile halk bizi seçmez. Biz, halkın gücü dışında hiçbir güce inanmıyoruz. Halkımızın teveccühü yüksek. Kimseyi mağdur etmedik" dedi. Konuşmasının sonunda işçilere de müjde veren Başkan Balaban, bu yıl da işçilere 1 Mayıs İşçi Bayramı ikramiyesi vereceklerini müjdeleyerek şunları söyledi: "1 Mayıs İşçi Bayramı’nı da şimdiden kutluyorum. Geçen yıl işçilerimize verdiğimiz 2 bin TL ikramiyeyi bu yıl 2 bin 500 TL olarak ödeyeceğiz. Geçen yıl bunun bir şov olmadığını, bu yıl da sürdürerek göstermiş olduk. Elbette bu yeterli değil. Ancak işçi parasını alamıyorsa, geç alıyorsa bunun sorumlusu biz değil; ’belediyeleri silkeleyin’ diyen anlayıştır. Bu ay İller Bankası’ndan 40 milyon TL kesinti yapıldı. Ama biz bahane üretmiyor, iş üretiyoruz"
Diyarbakır DİKO Başkanı Yüksel, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak projeyi Cumhurbaşkanı başdanışmanlarına teslim etti Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası (DİKO) Başkanı Mehmet Yüksel, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak "Kuyumcular Borsası Projesi" dosyasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarına teslim etti. Diyarbakır’da, "Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında "Türkiye Sohbetleri" toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Cumhurbaşkanı Başdanışmanları Selim Köroğlu ve Ayhan Oğan, Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, DİKO Başkanı Mehmet Yüksel ile STK temsilcileri katıldı. Yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlayacak "Kuyumcular Borsası Projesi" dosyasını Cumhurbaşkanı başdanışmanlarına teslim edip destek talebinde bulunan Başkan Yüksel, projenin tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi için bir cazibe merkezi ve fuar alanı oluşturacak nitelikte olduğunu belirtti. Başkan Yüksel, "Projemizde, 10 bini aşkın kişiye istihdam sağlayabilecek bu yatırım hem sektörel dönüşüm sağlayacak hem de ekonomiye büyük katkı sunacak. Kuyumculuk üretiminin şu anda şehrin ücra köşelerinde, sağlıksız ve denetimsiz koşullarda sürdürülmesi, bu projenin ne kadar elzem olduğunu ortaya koymaktadır. Proje, üretim alanlarını birleştirerek şehrimize nitelikli bir altyapı kazandırmayı hedeflemektedir. Yaklaşık bir yıldır bu proje üzerinde yoğun mesai harcamaktayız. Bu nedenle TOKİ, e-Devlet nezdindeki yetkili kurumlar, yerel yönetimler ve sanayi kuruluşları başta olmak üzere tüm kamu yapılarının konuya sahip çıkması gerekmektedir" dedi. Diyarbakır’ın kalkınması için bu projenin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Yüksel, "Eğer bu şehir için bir şey yapılacaksa, bu proje en başta desteklenmelidir. İstihdam, mesleki eğitim, fuar alanı ve bölgesel ekonomi adına tarihi bir adım olacak bu proje için herkesin sorumluluk almasını bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın değerli başdanışmanlarının bu projeyi gündeme taşıyacağına ve gerekli kurumlarda değerlendirilmesini sağlayacağına inancımız tamdır. Projemizin incelenerek tarafımıza geri dönüş sağlanmasını temenni ediyoruz" diye konuştu.
Muğla MSKÜ Öğrencilerinden ‘Kuş gribi tanı kiti’ ile Türkiye birinciliği Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde (MSKÜ) düzenlenen 1 Fikir 1 Ege yarışmasının finalistleri, ulusal ve uluslararası düzeyde önemli başarılar elde etti. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Ahmet Can Karaman ve ekip arkadaşları Nafia Hümeyra Toker, Büşra Çetintaş ve Özlem Çevik, geliştirdikleri "Kuş Gribi Tanı Kiti" projesiyle, TÜMMİAD tarafından düzenlenen 1Fikir1Ege Bölge Finali’nde elde ettikleri başarı sonrası Ankara’da gerçekleştirilen 1Fikir1Türkiye yarışmasında Türkiye birinciliğini kazandı. Ekip, bu önemli başarılarının ardından Türkiye’yi temsilen uluslararası düzeyde düzenlenen "1Idea1World" yarışmasına katılarak, bilimin evrensel diliyle seslerini dünyaya duyurdu. Geliştirdikleri proje, kuş gribine karşı hızlı, ekonomik ve yerli bir tanı kiti üretmeyi hedefliyor. "Erken teşhis hayat kurtarır" ilkesinden yola çıkan genç bilim insanları, bu teknolojiyi ileride diğer bulaşıcı hastalıkların tanısında da kullanmayı amaçlıyor. Artan vaka oranlarına dikkat çeken ekip, bu hastalığın yalnızca hayvan sağlığı değil, aynı zamanda ekonomik dengeler üzerinde de ciddi etkileri olduğunu vurguladı. Yarışma süreci yalnızca bir rekabet ortamı değil, aynı zamanda büyük bir öğrenme ve gelişme platformu oldu. Takım lideri Ahmet Can Karaman, yarışma kapsamında düzenlenen "Gri’şimcinin 50 Tonu" adlı panele katılarak Ege Bölgesi’ni temsil etti ve burada soruları yanıtladı. Farklı illerden ve ülkelerden gelen katılımcılarla tanışarak geniş bir bilimsel iletişim ağı kurduklarını belirten ekip, bu deneyimin vizyonlarını daha da genişlettiğini ifade etti. Ekip üyeleri yaptıkları ortak açıklamada şu sözlere yer verdi: "Bu güzel organizasyonda yer almak bizim için çok değerliydi. Yeni fikirler, ilham verici konuşmalar ve unutulmaz deneyimler kazandık. Amacımız sadece yerel değil, küresel bir sağlık sorununa çözüm sunmak. Toplu hayvan ölümlerinin önüne geçerek maddi ve manevi kayıpları azaltmak istiyoruz. Bu yolda gerekli yatırımcı desteğiyle projemizi daha ileri taşımayı hedefliyoruz" TÜMMİAD Ege Bölge Sorumlusu Öğretim Görevlisi H. Dilhun Sukan, yarışma sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Ege Bölgesi’nden çıkan genç girişimcilerimizin bu başarısıyla büyük gurur duyuyoruz. Hayallerini somut projelere dönüştüren tüm finalistlerimizi yürekten kutluyorum. Sürdürülebilirlik, sağlık, inovasyon gibi alanlarda böylesine değerli fikirler geliştiren gençlerimizle geleceğimiz çok daha parlak olacak. TÜMMİAD Ege Bölgesi olarak gençlere her zaman destek olmaya devam edeceğiz." TÜMMİAD Başkanı Bülent Kavaklı ise şu ifadeleri kullandı: "Türkiye’nin dört bir yanından gelen projelerin arasında Ege Bölgesi finalistlerinin gösterdiği üstün başarı, vizyoner gençlerimizin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. TÜMMİAD olarak genç girişimcileri desteklemeyi ve onların ulusal ile uluslararası arenada daha fazla görünür olmasını sağlamayı en önemli görevlerimizden biri olarak görüyoruz. Bugün aldığımız bu ödüller, yarının güçlü Türkiye’sinin teminatıdır. Başarılarından dolayı emeği geçenleri tebrik ediyorum." Hem üniversitemizi hem ülkemizi gururla temsil eden Moleküler Zihinler ekibi, projelerini geliştirmek ve hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Ya aslımıza dönecek ya da yapamadıklarımız için nedamet getirmeye devam edeceğiz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kısır gündemler ve suni tartışmalar eliyle bizi yolumuzdan alıkoymayı amaçlayan küresel güçlere geçit vermeden üzerimizdeki ölü toprağını atmak zorundayız. Ya aslımıza dönecek, köklerimize sarılacak, bize güç veren asli değerlerimizle aramızdaki duvarları kaldıracağız ya da yapamadıklarımız için nedamet getirmeye devam edeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet işleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam coğrafyasının bilhassa son iki asırdır pek çok saldırının böl-parçala-yönet anlayışı etrafında kurgulanan sinsi planların hedefi yapıldığını belirterek, "Kimi zaman etnik ve mezhebi, kimi zaman da kültürel farklılıklarımız bu hain planların tam da merkezine yerleştirildi. Tam iki yüzyıldır aramıza örülen duvarlar bizleri maalesef günden güne birbirimizden uzaklaştırdı. Bu duvarların harcı emperyalist bir zihniyetle karıldı. Bu duvarların tuğlaları nifakla, nefretle, husumetle yükseltildi. Bu duvarların çizdiği sınırlar önümüze daima bir engel olarak çıkartıldı. Çok yakın bir geçmişe kadar dünyaya nizam veren iyiliğin, adaletin ve erdemin merkezi olan İslam beldeleri bugün ne yazık ki eski gücünde değil" dedi. "Aramızdaki vahdet, uhuvvet ve muhabbet şuuru üzülerek söylüyorum, arzu ettiğimiz seviyelere bir türlü erişemiyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oysa bugün dünya çok radikal bir değişimin doğum sancılarını çekiyor. Bir türlü çözüme kavuşturamadığımız savaşlar, çatışmalar ve istikrarsız süreçler bu hadiselerin kaçınılmaz olduğunu tekrar tekrar ortaya koyuyor. Eğer bu kötü gidişi tersine çevirmek, tarihin akışına yeniden yön vermek istiyorsak evvel emirde birliğimizi, dayanışmamızı, kardeşliğimizi yüceltmek mecburiyetindeyiz" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik ve beraberlik mesajını yineledi. Erdoğan, "Kısır gündemler ve suni tartışmalar eliyle bizi yolumuzdan alıkoymayı amaçlayan küresel güçlere geçit vermeden üzerimizdeki ölü toprağını bir an evvel atmak zorundayız. Bakınız değerli kardeşlerim, bir kere şu soruları kendimize çok samimi bir şekilde sormamız gerekiyor. Bu hazin tablonun ortaya çıkmasında İslam coğrafyası olarak bizim hiç payımız yok mu? Yaşadığımız zorluklar, sınamalar, ihtilaflar karşısında birbirimize daha sıkı kenetlenemez miydik? El ele verip daha adil, daha müreffeh bir dünyayı hep birlikte inşa edemez miydik? İlay-ı kelimetullahı mihver kabul ederek barışı, huzuru, güvenliği yeryüzünde hakim kılamaz mıydık? Geçmişten gerekli dersleri çıkarıp geleceğe çok daha sağlam adımlarla yürüyemez miydik? Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Somali’de, Sudan’da, Lübnan’da, daha pek çok yerde çekilen acıları indiremez miydik? Ecdadın mirasına sahip çıkarak medeniyetimizi yeniden dünyanın en yüksek seviyesine getiremez miydik? Bu sorular hiç şüphesiz çoğaltılabilir. Ancak sorular farklı olsa da cevapların hep aynı olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte zararın neresinden dönsek bizim için kârdır" şeklinde konuştu. Küfre giden yollardan biri olan ümitsizliğe düşülmemesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aramızdaki bağları güçlendirmemiz, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız, ruh ve gönül birliğimizi yeni baştan tesis ve tahkim etmemiz şarttır. Bunu başardığımız takdirde Allah’ın izniyle hiçbir güç önümüzde duramayacaktır" dedi. Gelinen noktada çok fazla alternatif bulunmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ya aslımıza dönecek, köklerimize sarılacak, bize güç veren asli değerlerimizle aramızdaki duvarları kaldıracağız ya da yapamadıklarımız için nedamet getirmeye devam edeceğiz. Bizi ve bölgemizi sürükledikleri girdaptan inanın başka türlü çıkamayız. Bu bakımdan hem kendi içimizde hem de uluslararası platformlarda tam bir birlik şuuruyla hareket etmekten başka yolumuz yoktur. Bize giydirilen bu gömleği artık yırtıp atmak mecburiyetindeyiz. Bunu da er ya da geç yapacağımıza bu suskunluk sarmalını aşacağımıza bütün kalbimle inanıyorum. Bunu öyle hamaset olsun diye söylemiyorum. Karşımızdaki şu tablo geleceğe dair umutlarımızı yeniden yeşertiyor. Sizlere baktıkça inancımız artıyor. Mücadele azmimiz güçleniyor. Unutmayın sefer bizden, zafer Allah’tandır. İnancımız her geçen gün daha da kökleşiyor" değerlendirmesinde bulundu. İslam dünyasının sancılı dönemlerden geçtiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgemizdeki çatışma ve savaşların ardı arkası kesilmiyor. Mazlumların çığlıkları hepimizin yüreğini kor ateş gibi dağlıyor. Ama bütün bunlara rağmen umudumuzu asla kaybetmiyor. Unutmayın. İman varsa imkanın da olduğunu gayet iyi biliyoruz. İşte bu salondaki muhteşem ve muazzam atmosfer bunun müjdecisidir. Sabredecek, sabırla Allah’tan yardım dileyecek, hedeflerimizden asla kopmayacağız. İnşallah çok daha güvenli, çok daha huzurlu yarınları el birliğiyle adım adım inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle Türkiye 10. uluslararası birinciler birinciliği Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması ödül törenimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödül sahiplerini bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. Programımıza iştirak eden tüm misafirlerimize şükranlarımı sunuyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bu güzel programdan ötürü tekrar teşekkür ediyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından 2025 Yılı Türkiye 10. Uluslararası Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması finalistlerine ödüllerini takdim etti.