DÜNYA - 18 Kasım 2024 Pazartesi 22:11 | Son Güncelleme : 18 Kasım 2024 Pazartesi 22:15

Erdoğan: "Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır"

A
A
A
Erdoğan: "Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya'daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında "Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele" oturumunda konuştu. Her 10 kişiden birinin açlıkla mücadele ettiği dünyada Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 9 yıl önce kabul edilen "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine" ulaşma yolundaki gayretlerin henüz beklenen neticeleri veremediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın neresinde bir ihtiyaç sahibi varsa imkânları dâhilinde yardıma koşmayı görev bilen bir geleneğin temsilcisi olduğunu hatırlattı. "Komşusu açken tok yatmamayı" kendisine şiar edinen milletin 2015'ten bu yana milli gelirinin yaklaşık yüzde 1'ini insani yardımlara ayırarak "dünyanın en hamiyetperver ülkeleri" arasında yer aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya dönem başkanlığının "Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak" kurma seferberliğini sadece stratejik bir girişim değil, ahlaki bir sorumluluk olarak da gördüklerini dile getirdi.

“Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bir yandan bu küresel ittifakı kurarken, diğer yandan da Gazze başta olmak üzere Orta Doğu, Afrika ve Asya'daki çatışmalarda hayatları altüst olan sivillerin kaderleriyle baş başa bırakılmaması gerektiğinin altını çizerek, "Özellikle Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. Artan saldırılar ve yaklaşan kış mevsimiyle Gazze halkının şartları günden güne kötüleşiyor. Türkiye olarak bölgeye 86 bin tondan fazla yardımda bulunduk, Lübnan'a yardımlarımız ise bin 300 tonu aştı. Gazze'de yaşanan insani felaket karşısında bir kez daha derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum” dedi.

"'Sıfır Atık Projesi' küresel düzeyde bir hareket haline geldi"

Sosyal devlet vasfının bir gereği olarak yoksullukla mücadelede ve sosyal güvenlik ağını geliştirmede önemli adımlar attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla sosyal güvenlik sistemini baştan sona yeniden dönüştürüp, yoksul kesimi büyük ölçüde koruma altına aldıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en kuşatıcı ve kapsayıcı sosyal güvenlik sistemlerinden birine sahip olduğunu vurgulayarak, "Farklı sosyal destek programlarımızla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıkıyoruz. Hedefimiz, tek bir yoksul insanımızın kalmamasıdır. Bunu sağlayana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz" dedi.

Ayrıca çeşitli gıda güvenliği girişimlerinde aktif rol oynamayı insani dış politikanın önemli bir unsuru olarak gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karadeniz Tahıl Koridoru Girişimi"nin küresel gıda fiyatlarının hızla artmasını önlediğini, kıtlık riskini azaltmaya katkıda bulunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 G20 dönem başkanlığı sırasında geliştirip onaya sundukları "G20 Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Eylem Planı"nın birçok hükümete çalışmalarında rehberlik ettiğine işaret ederek, "Çevre kirliliğini önlemek ve tasarruf kültürünü yaymak amacıyla başlattığımız 'Sıfır Atık Projesi' ise kısa sürede küresel düzeyde bir hareket haline geldi. 30 Mart günü Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi. Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifakı'n gıda israfının azaltılmasını ve sıfır atık girişimini öncelikleri arasına dâhil etmesi gerektiğine inanıyorum. Sözlerime son verirken, her çocuğun, her gencin ve her yaşlının yeterli ve sağlıklı gıdaya erişebildiği bir dünya için Türkiye'nin iş birliğine her zaman hazır olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca G20 liderleri aile fotoğrafı çekimine katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Afrika Uluslar Kupası elemelerinde Fas’tan gövde gösterisi Fas Milli Takımı, 2025 Afrika Uluslar Kupası Elemeleri’nde Lesotho’yu 7-0 mağlup ederek grubu 6’da 6 yaparak tamamladı. Fenerbahçe’nin forveti Youssef En-Nesyri de sonradan girdiği mücadelede 1 gol kaydetti. 2025 Afrika Uluslar Kupası Elemeleri B Grubu’nda lider Fas, grubun son maçında Lesotho’yu konuk etti. Fas’ta Fenerbahçeli futbolculardan Sofyan Amrabat ilk 11’de sahaya çıkarken, Youssef En-Nesyri ise yedek başladı. Ev sahibi 5. dakikada Brahim Diaz ile 1-0 öne geçerken oyun üstünlüğünü tamamen eline aldı. Fas, müsabakanın ilk yarısını Brahim Diaz’ın 3, Soufiane Rahimi’nin 2 golüyle 5-0 üstün tamamladı. Maçta hat-trick yaparak yıldızlaşan Brahim Diaz, 62. dakikada yerini Ayoub El Kaabi’ye bıraktı. Youssef En-Nesyri ise Soufiane Rahimi’nin yerine girdi. En-Nesyri oyuna girdikten 5 dakika sonra şık bir kafa golüyle farkı 6’ya çıkardı. 70. dakikada ise Sofyan Amrabat’ın uzun pasında Ismael Saibari skoru 7-0’a getiren golü kaydetti. Karşılaşmanın kalan bölümünde başka gol olmadı ve Fas 7-0’lık galibiyet elde etti. Walid Regragui’nin öğrencileri grubun 6. karşılaşmasında da sahadan galibiyetle ayrılarak puanını 18’e yükseltti. Elemelerin en golcü takımı B Grubu’nda Gabon, Lesotho ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile mücadele eden Fas, rakip filelere 26 gol gönderirken kalesinde sadece 2 gol gördü. Kırmızı-yeşillilerde gol yükünü Real Madridli futbolcu Brahim Diaz çekti. Diaz forma giydiği 4 maçta da gol sevinci yaşarken, ülkesi adına 7 gol kaydetti. Fenerbahçe’nin forveti Youssef En-Nesyri ile Soufiane Rahimi 3’er gollük katkı sağlarken, Galatasaraylı Hakim Ziyech ile Ismael Saibari 2’şer gole imza attı. 2025 Afrika Uluslar Kupası 21 Aralık 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında Fas’ın ev sahipliğinde düzenlenecek.