DÜNYA - 08 Aralık 2024 Pazar 16:17 | Son Güncelleme : 08 Aralık 2024 Pazar 16:36

Bakan Fidan: “Suriye halkı ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek”

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Doha’da düzenlediği basın toplantısında, “Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen Doha Forum 2024’te Suriye’de yaşanan güncel gelişmelere ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında Suriye rejiminin yıkıldığına vurgu yapan Dışişleri Bakanı Fidan, “Yeni bir Suriye’ye uyandık. Rejim, bugün itibarıyla yıkıldı. Şu anda ülkedeki kontrol el değiştiriyor. Tabii ki bu, bir gecede olmadı. Son 13 yıldır ülke zaten bir iniş çıkış sürecinde. Ancak, 2016’dan bu yana Astana Süreci vesilesiyle biz durumu ve gerilimi düşürdük ve savaşı dondurduk. Bu süre, rejim tarafından kendi halkı ile barışmak için kullanılmalıydı ancak rejim bu fırsatı değerlendirmedi. Bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejime el uzattı ve Suriye’de milli birlik ve barışa ulaşılabilmesi için bir çağrıda bulundu. Bu çağrı da reddedildi” dedi.

“Milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine dönebilir”

Çöken Suriye rejiminin çok önemli meselelerde başarısız olduğunu ifade eden Fidan, “Devlet kurumları, Suriye halkının ihtiyaçlarına cevap veremedi. En temel hizmetleri yerine getiremediler. Halkın yarısı, hem ülke içinde hem de ülke dışında yerinden edildi. Bu, göç akımlarına neden oldu. Göç nedeniyle komşu ülkeler ve Avrupa’da bir baskı oluştu. Rejim, hayatta kalabilmek için uyuşturucudan elde edilen kazanca dayanıyordu. Bu sabah itibarıyla Suriye, yeni bir aşamaya ulaştı. Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz. Uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor. Türkiye, Suriye’nin millî birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor. Aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli artık ülkelerine geri dönebilir” diye konuştu.

“Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğü korunmalı”

Suriye’de yeni iradenin düzenli bir şekilde kurgulanması gerektiğine dikkat çeken Fidan, “Kapsayıcılık ilkesi hiçbir zaman taviz verilmeyen bir ilke olmalı. Hiçbir zaman bir intikam hedefi güdülmemeli. Artık birlik zamanı ve ülkeyi yeniden inşa etme zamanı. Bugün bölgede ve bölge dışında bütün aktörlerin dikkatli ve sakin bir biçimde hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz ve bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa götürmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Suriye’nin refahı ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini belirten Fidan, “Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Farklı gruplarla iletişim halindeyiz. Terör örgütlerinin, özellikle DAEŞ ve PKK’nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye, terörizmle mücadele konusunda tüm adımları atacaktır. Bütün azınlıklar, Hristiyanlar, Kürtler, Müslüman olmayanlar, adil bir muameleye tabi tutulmalı ve kimyasal silahlar ve ilgili materyallerin mutlaka güven altına alınmalı. Yeni hükümet, bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli. Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz, Suriye’de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

“Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz”

Türkiye’nin son hafta içerisinde hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle yoğun bir diyalog süreci yürüttüğünü belirten Fidan, “Dün, Doha Forumu çerçevesinde Suriye’nin geleceği için gerçekten son derece önemli bir gündü. Öncelikle Astana ülkeleri, Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran bir araya geldi ve bu gelişmeleri ele aldılar. Biz bu çerçevedeki Rusya Federasyonu ve İran’ın sürece yaklaşımını son derece önemsiyoruz. Yine Birleşmiş Milletler’in Suriye Özel Temsilcisi bizimle birlikteydi. Kendisi de çok önemli katkılarda bulundu ve çabalarını çok takdir ediyoruz. Daha sonra Arap ülkeleriyle Suudi Arabistan, Katar, Irak, Mısır ve Ürdün ile bir araya geldik. Bu kardeş ülkelere de yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Yine, Amerika Birleşik Devletleri ile de temaslarımız oldu. Bölgesel ve uluslararası aktörler ile işbirliğimizi devam ettireceğiz” dedi.

“Esed, muhtemelen Suriye dışında”

Basın toplantısında Esed’in nerede olduğunu bilip bilmediklerine ilişkin bir soruya cevap veren Fidan, “Bununla ilgili herhangi bir yorumda bulunamam. Nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır” diye konuştu.

“Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor”

Şu anda gerçekleşmesi gereken siyasi süreç ve Suriye’nin istikrarlı bir döneme geçişi için Türkiye’nin ne yapacağı yönünde bir soru alan Fidan, “Daha önce de belirttiğim gibi, biz Suriye’nin istikrarı için çok uzun bir süredir çaba gösteriyoruz. Aktörleri yakından tanıyoruz, problemleri yakından tanıyoruz. Bunlar gerçekten zorlu problemler, çok yoğun çalışmamız gerekiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, Suriye halkı ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Sadece Türkiye değil, bölgesel aktörler ve uluslararası aktörlerin de bu sürece dahil olması gerekiyor. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Halk için temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor ve her şeyden önce bölge ülkelerinin yeni idare ve yeni Suriye’yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı halinde görmesi gerekiyor. Suriye, mevcut problemlere cevap vermeli ve bu tehditleri engellemeli” ifadelerini kullandı.

“Herhangi bir temasımız olmadı”

Türk hükümetinin son günlerinde Esed ile bir iletişiminin olup olmadığı yönünde bir soruya cevap veren Fidan, “Maalesef, bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız son birkaç aydır, özellikle Suriye rejimine ve Esad’a ulaşmaya çalışıyordu fakat bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Biz bir şeyler olmasını bekliyorduk, dediğim gibi, Suriye halkının ve Suriye’nin problemlerini çok yakinen biliyoruz ve gruplar üzerindeki baskıyı da biliyoruz. Mülteciler ve özellikle de ekonomik sorunları yakinen biliyoruz. Rejim aslında yavaş yavaş çürüyüp çöküyordu biz de bunu görüyorduk. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık. Ancak, cevabın kısası, hayır, onlarla görüşmedik, herhangi bir temasımız olmadı” şeklinde konuştu.

“Türkiye, yeni idareyle çalışmaya devam edecek”

Rejimin 2016’dan bu yana elindeki zamanı problemleri çözmek için kullanmadığını vurgulayan Fidan, “Astana Süreci’nin savaşı dondurmasından bu yana 2016 yanında, rejimin son derece değerli bir zamanı vardı mevcut problemlerle baş edebilmek için ancak, 2016 yılına kadar rejimin gerçekten çok yüksek bir adrenalin ile hareket ettiğini biliyorduk. Dolayısıyla problemler ile ilgilenmiyor, kurumsal kapasite eksikliği üzerinde durmuyor, başka sorunlara odaklanmıyorlardı. Bu son derece değerli zamanı mevcut problemlere cevap bulabilmek için kullanabilirlerdi fakat bunu yapmadılar. Bunun tam tersine yavaş bir çürüme ve rejimin çöküşünü gördük. Bu aslında bir mermi bile atılmadan Halep’in neden düştüğünü ve bunu da diğer şehirlerin nasıl takip ettiğini açıklıyor” dedi.

Komşu ülkelerle birlikte Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için mevcut idare ile çalışmanın son derece önemli olduğunu vurgulayan Fidan, “Türkiye, her tür kapasiteyi ve her tür imkanı kullanarak Suriye’nin ekonomik sorunlarına ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idareyle çalışmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

“Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor”

Farklı gruplardan oluşan muhaliflerin yeni dönemde nasıl koordine olacaklarına ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Bildiğiniz gibi muhalifler, farklı gruplardan oluşuyor ancak bir koordinasyon mekanizmaları var aralarında. Bu mekanizmanın önümüzdeki günlerde daha da iyileşeceğini düşünüyorum çünkü şu anda ellerinde başarmaları gereken çok daha büyük bir iş var. Bir araya gelebilmelerini ve birlikte düzenli bir biçimde çalışmaya başlayabilmelerini ve iyi bir geçiş dönemini tesis edebilmelerini ümit ediyoruz. Tabii ki bu süreç içerisinde Suriye’deki tüm tarafların bu sürece dahil edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Amerika’daki yeni idare ile temas içinde olacağız”

Türkiye’nin de DAEŞ ve diğer terör örgütleri konusundaki endişeleri paylaştığını vurgulayan Fidan, “Bu durumdan faydalanmamalarını istiyoruz. Durumu kötüye kullanmalarını istemiyoruz. Bu konuda dikkatliyiz. DAEŞ ve PKK’nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için çok dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas halindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar özellikle YPG/PKK konusunda. Türkiye’ye bu gruplardan gelecek her tehdide cevap vereceğimizi bir reaksiyon göstereceğimizi biliyorlar. Amerika’daki yeni idarenin yeni hükümet ile tabii ki bu konuyla ilgili olarak bazı temaslar halinde olacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.

“Herhangi bir PKK uzantısı, meşru bir taraf olarak değerlendirilemez”

Muhalif güçlerin bütün tarafları sürece dahil etmesi gerektiği ifadesine ilişkin bir soruya cevabında Fidan, “Aslında Suriye’nin kuzeyinde bulunan son derece meşru Kürt taraflar var. Onlar tabii ki çok uzun bir süredir muhalif güçlerin bir parçası oldular. Ancak herhangi bir PKK uzantısı Suriye’de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez. Suriye’deki görüşmelerde, görüşeceğimiz bir taraf olamaz. Çünkü uluslararası teröristler, Türkiye’den PKK kadroları, İran ve Irak’tan PKK kadrolarının bulunması söz konusu ve Suriyeli değiller. SDG’yi Suriyeli olmayanlar yönetiyor ve bu aslında herkesin bildiği bir sır. Kısacası, sorunuzun cevabı “hayır”. Kendileri ile ilgili bir değişikliğe gitmedikleri müddetçe bu mümkün değil” diye konuştu.

“İnşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz”

Basın toplantısını Türkçe yaptığı açıklamayla sonlandıran Fidan, “Türkiye uzun yıllardır Suriye’nin birliği, beraberliği ve bütünlüğü için elinden geleni yapmaktadır. Özellikle son aylarda Cumhurbaşkanımızın yaklaşmakta olan süreci görmesinden hareketle başlattığı inisiyatifin Suriye rejimi tarafından reddedilmesi, maalesef bizim endişelerimizi haklı çıkaran gelişmelerin olmasına yol açtı. Muhalifler an itibarıyla Şam’ı ele geçirmiş durumdalar. Esed rejimi çökmüş durumda, Esed ülkeyi terk etmiş durumda, biz bundan sonra Suriye’nin yaralarının sarılması için, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapabiliriz el birliğiyle şu anda onun mücadelesi içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

Dünden itibaren bölge ülkeleri ve uluslararası aktörlerle çalışmaya başladıklarını kaydeden Fidan, “Özellikle bölge ülkeleriyle işbirliğimiz önemli. Irak ve Türkiye, Suriye ile uzun sınırları olan iki ülke. Özellikle beraber koordinasyonumuz önemli. Ürdün, Suudi Arabistan ve Katar bu noktada bizim için önemli partnerler. Bunlarla da çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Amerika ile görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle terörizm ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerimizi paylaşıyoruz. Önümüzdeki günler, özellikle geçiş süreci, bu konuda inşallah Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğini hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Şanlıurfa’da 5 yaşındaki kız çocuğu boğularak öldürüldü Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde 5 yaşındaki kız çocuğu boğularak öldürüldü. Valilik, adli işlemlerin başlatıldığı ve soruşturmanın sürdüğünü bildirdi. Edinilen bilgiye göre, olay, 15 Ocak günü, Harran ilçesine bağlı Oğulcuk Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, M.N.B. isimli 5 yaşındaki kız çocuğu, henüz kimliği belirlenemeyen kişi veya kişiler tarafından boğularak öldürüldü. Öldürülen çocuk, iddiaya göre, yakınları tarafından Harran Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan çocuğun öldüğü belirlenerek, otopsi işlemleri için Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Şanlıurfa Valiliğinden açıklama Konu ile ilgili Şanlıurfa Valiliği’nden yapılan açıklamada, "Harran ilçemize bağlı Oğulcuk Mahallesinde 15 Ocak 2025 günü, rahatsızlanması üzerine ailesi tarafından Harran Devlet Hastanesine getirilen altı yaşındaki M.N.B isimli çocuk, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Harran Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk tıbbi değerlendirme neticesinde, ölüm olayının sebebinin belirlenmesi amacıyla derhal adli işlem başlatılmış olup Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Konu Valiliğimiz tarafından yakından takip edilmektedir" ifadelerine yer verildi. Başsavcılık: "Soruşturma titizlikle devam etmektedir" Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, Harran ilçesinde 15 Ocak 2025 tarihinde M.N.B. isimli kız çocuğun rahatsızlanması üzerine ailesi tarafından Harran Devlet Hastanesine götürüldüğü, hastanede yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği belirtildi. Yapılan otopside cinsel istismara dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı belirtilerek, "Mağdur M.N.B.’nin kesin ölüm sebebinin adli tıp raporu düzenlendikten sonra kesinleşeceği, söz konusu olayla ilgili Harran Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma titizlikle devam etmektedir" ifadelerine yer verildi. Şanlıurfa Barosundan açıklama Barodan yapılan açıklamada ise "2 gün önce Şanlıurfa Harran Devlet Hastanesi’ne ölü olarak getirilen 5 yaşındaki M.N.B. kızımızın ölümü ile ilgili kamuoyunda gündeme gelen haberler, derin bir üzüntü ve endişeyle tarafımızca takip edilmektedir. Şanlıurfa Barosu olarak soruşturma makamlarıyla yaptığımız görüşmeler sonucunda, şu an için cinsel istismara dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı bilgisi edinilmiştir. Ancak, gerçek ölüm nedeninin belirlenmesi için kapsamlı adli incelemeler ve ileri tetkik süreçleri devam etmektedir. Kesin sonuçlar bu çalışmalar tamamlandıktan sonra açıklığa kavuşacaktır. Şanlıurfa Barosu ve Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak, M.N.B.kızımızın ölümüyle ilgili hukuki sürecin başından itibaren olduğu gibi bundan sonraki aşamalarında da titizlikle takipçisi olacağımızı ve adaletin tecelli etmesi için gerekli tüm desteği sağlayacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz" denildi.
İstanbul Thomas Reis: “Hakem sonuca etki edecek bir karar verdi” Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, hakem Kadir Sağlam’ın, Drongelen’e gösterdiği ikinci sarı kartın yanlış ve maçın sonucuna etki edecek bir karar olduğunu söyledi. Trendyol Süper Lig’in 20. haftasında Samsunspor, deplasmanda Beşiktaş ile golsüz berabere kaldı. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, “Sonuç sebebiyle çok mutluyum, 1 puan aldık. İkinci yarı zor geçti. İlk yarının ilk 15 dakikasında istediğimiz performansı gösteremedik. Rakip çok fazla rotasyon yaptı. Defansta bazı pozisyonlar yaşadık. Bazı problemler vardı ama daha sonra çok iyi savaştık. Ne yazık ki hakem ikinci sarı kartta maçın sonucuna etki etmek istedi. İkinci sarı karta hemfikir değilim. Ona rağmen ikinci yarıda net bir pozisyonumuz vardı ama değerlendiremedik. Beşiktaş da pozisyonlara girdi. Ama Rick’in önümüzdeki hafta bizimle olmaması bir problem” ifadelerini kullandı. “Sonuca etki edecek bir karardı” Genel itibarıyla hakemlerle ilgili çok konuşmayı seven biri olmadığını dile getiren Reis, “Bu akşama benzer bir şeyi Galatasaray maçında yaşadık. Bugün de aynısı oldu. Resmen sonuca etki edecek bir karardı. Bu iki maçta bizim aleyhimize verilen birçok karar oldu. Bugün 1 puan için mutluyuz ama verilen kartla ilgili hemfikir değilim” şeklinde konuştu. “Birbirimiz için savaştık” Thomas Reis, Beşiktaş gibi bir rakibe karşı 1O kişi oynamanın çok zor olduğunu dile getirdi. Reis, “Çok iyi oyuncuları olan bir takım Beşiktaş. Samsunspor olarak biz de birbirimiz için savaştık. Umarım önümüzdeki maçları 11 kişi tamamlayabiliriz. Cuma günü önemli bir maç oynayacağız evimizde. Umarım iyi bir performansla istediğimizi alırız” diye konuştu. “Birinci hedefimiz ligde kalmak” Sezon sonu için hedeflerinin sorulması üzerine de Alman çalıştırıcı, “Birinci hedefimiz ligde kalmak. Elbette her maç çok önemli ve kazanmak istiyoruz. Ama Samsunpsor tarihinin en iyi sezonlarından birini geçirmek istiyoruz. Böyle devam eder ve daha fazla puan toplarsak güzel bir sezon geçirmiş olacağız” cevabını verdi. “Biz de insanız ve hata yapıyoruz” Reis, Marius Mouandilmadji’nin penaltı beklediği pozisyon hakkında da görüşlerini aktardı. Tecrübeli teknik adam, “Bence penaltı değildi. Beşiktaşlı önce vurdu ve sonra korner oldu. Biz de insanız ve hata yapıyoruz. Ben de hoca olarak hatalar yapıyorum. Yüzde 50 pozisyonlarda rakibin lehine verilen kararlar oldu. En kötü kararın ikinci sarı kart olduğunu düşünüyorum. Umarım hakemler bundan sonra bizim maçlarımızda daha adaletli kararlar verir” şeklinde konuştu. “Bu şekilde devam edersek oyuncularımın değeri de artacak” Beşiktaş’ın kadro değerinin yüksek olmasının kendisi için önemli olmadığını belirten Thomas Reis, “Beşiktaş’ın oyuncu değerini biliyorum. Bizden daha pahalı olabilirle ama bu benim için öneli değil. 55. dakikadan sonra defans yapmamız gerekti. Beşiktaş kazanmak için bastırdı. İki takım da çok fazla hata yaptı. Çok top kayıpları oldu. Son pasları istediğimiz şekilde veremedik. Bu şekilde iyi performans göstermeye devam edersek benim oyuncularımın da değeri artacaktır. Bugün bu puanı da savaşarak aldık” değerlendirmesinde bulundu. Reis, menajeri aracılığıyla Beşiktaş’tan teklif alıp almadığıyla ilgili ise, “Benimle kimse konuşmadı. Ben burada olduğum için çok mutluyum. Beşiktaş’ın da yeni bir hocası var” dedi.
Erzurum Oltu’daki hayvan pazarı yeniden açıldı Erzurum’un Oltu ilçesinde bir aydır şap hastalığı nedeniyle kapalı olan canlı hayvan pazarı yeniden açıldı. Şap hastalığı nedeniyle yaklaşık 1 aydır kapalı olan Oltu Canlı Hayvan Pazarı, bugün tekrar açıldı. Hayvan yetiştiricileri, bölgede herhangi bir şap hastalığı vakası görülmediğini belirterek, pazarın kapalı olmasının kendilerini mağdur ettiğini söyledi. Hayvan üreticisi Selami Düzgün, "Bugün Oltu Canlı Hayvan Pazarı’nın açılış günü. Bir aydır şap hastalığı nedeniyle kapalıydı. Ancak Oltu’da ve çevresinde herhangi bir şap hastalığı görülmemiştir. Pazarın sebepsiz yere kapatılmasından ötürü hayvan üreticileri büyük mağduriyet yaşamaktadır. Sonuçta burada bir ticaret dönüyor ve insanların bu pazara ihtiyacı var" dedi. Bir diğer hayvan üreticisi Mehmet Dayanç ise, "Bir aydır canlı hayvan pazarımız kapalı. Bizim ne malımızı satabiliyoruz ne de bir şey yapabiliyoruz. İnsanlar mağdur durumda, malımız ahırlarda kaldı. Cebimizde paramız kalmadı. Pazarın kapanması iyi olmadı" şeklinde konuştu. Abdullah Başar ise, "Hastalığı bahane ettiler ve bir aydır pazarı kapattılar. Ortada herhangi bir hata yokken, çiftçiyi mağdur ettiler" diyerek tepkisini dile getirdi. Oltu’daki hayvan üreticileri, pazarın bir an önce düzgün bir şekilde çalışmaya başlamasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini talep etti. Bu arada hayvan pazarında dişi danalar 45 bin, erkek danalar 65 bin, kısır inekler 75 bin, gebe inekler 100 bin ve tosunlar 120 bin liradan satışa sunuldu. Pazarda küçük baş hayvan yok denecek kadar az olan koyunlar ise 12 bin 500 liradan satışa sunuldu.