GÜNDEM
Gönülleri ısıtan yakacak desteği 29 Aralık 2025 Pazartesi - 17:47:12 Kocaeli’de yakacak desteği ödemeleri başlarken, ailelere kasım-nisan ayları arasında toplam 6 bin TL verilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kış mevsiminin etkisini artırmasıyla birlikte ihtiyaç sahibi vatandaşların ısınma giderlerine katkı sağlamak amacıyla yakacak desteği ödemelerine başladı. Sosyal belediyecilik anlayışıyla yürütülen destek kapsamında, düzenli gıda yardımı alan ailelere kasım-nisan ayları arasında aylık bin TL, toplamda 6 bin TL yakacak desteği sağlanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın talimatları doğrultusunda yürütülen yakacak desteği, ihtiyaç sahibi vatandaşların 41 Su Nakit Kartlarına yatırılıyor. Destek programı kapsamında ilk ödeme kasım ayı için hak sahiplerinin kartlarına aktarılırken, ödemeler nisan ayına kadar 6 ay boyunca düzenli olarak devam edecek. Aylık bin TL destek veriliyor Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmayla, Kocaeli genelinde ikamet eden ihtiyaç sahibi ailelerin kış aylarında yaşayabileceği ısınma sorunlarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Sağlanan yakacak desteğiyle vatandaşların kış mevsimini daha güvenli ve sağlıklı şartlarda geçirmesi amaçlanıyor. Yakacak desteğinden yararlanmak isteyen vatandaşların başvuruları, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çözüm Masası aracılığıyla alınıyor. Başvurular, uzman ekipler tarafından yapılan sosyal incelemelerin ardından değerlendiriliyor. Yardımın türü ve kapsamı ise Sosyal Yardımları Değerlendirme Kurulu tarafından karara bağlanıyor.
Dünya Boks Şampiyonu Turhan, memleketi Bayburt’ta davul zurnayla karşılandı
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:42 Dünya Boks Şampiyonu Turhan, memleketi Bayburt’ta davul zurnayla karşılandı IBF Hafif Sıklet Dünya Şampiyonluğu unvan maçında rakibini nakavt ederek altın kemerin sahibi olan milli boksör Elif Nur Turhan, memleketi Bayburt’ta davul zurna ve atlar eşliğinde coşkuyla karşılandı. Yenilgisiz rakibi Beatriz Ferreira’yı 5’inci rauntta teknik nakavtla (TKO) mağlup eden Elif Nur Turhan, büyük zaferin ardından memleketine döndü. ’Altın Türk Savaşçısı’ lakaplı milli sporcu için Bayburt’ta karşılama programı düzenlendi. Cumhuriyet Caddesi üzerinde oluşturulan konvoyla belediye önüne gelen şampiyon boksör, burada hemşehrileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Turhan’ı makamında ağırladı. Başkan Memiş, Turhan’ı tebrik ederek, başarılarının devamını diledi ve milli sporcuya üzerinde kendi resminin bulunduğu tablo hediye etti. Milli sporcuya tam destek sözü veren Başkan Memiş, Turhan’ın bir sonraki maçının nerede olduğuna bakmaksızın, biletini göndermesi durumunda tribündeki yerini alacağını ifade etti. "Hedefimiz dünyanın tartışmasız en iyisi boksörü olmak" Dünya şampiyonu Turhan, hedeflerinin büyük olduğunu belirterek, "Zirveye çıkmak zor fakat zirvede kalmak daha da zor. Hedefimiz dünyanın tartışmasız en iyi boksörü olmak. Bunun için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Memleketimiz Bayburt’ta kamplarımızı en güzel şekilde yapıyoruz. Dünyaya gücümüzü gösterdik, gösterdiğimize inanıyoruz. Bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Elimizden ne gelirse en güzel şekilde yapıp bayrağımızı ve ülkemizi layıkıyla temsil etmeye devam edeceğiz. Bunun gayreti içerisinde olacağız" dedi. Profesyonel kariyerindeki 12’nci maçını da kazanarak yenilmezlik serisini sürdüren Turhan, son galibiyetiyle yenilgisiz rakibi Ferreira’ya ise kariyerindeki ilk mağlubiyetini yaşatmış, dünya boks tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı.
Aile Yılı etkinliği
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:41 Aile Yılı etkinliği Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Bilim İletişimi Ofisi(BİO) tarafından, "Aile Yılı" kapsamında "Psikolojik ve İnsani Boyutlarıyla Koruyucu Ailelik-Elimi Tutmak İster Misin?" başlıklı etkinlik yapıldı. OMÜ İlim Sanat ve Kültür Evi’nde düzenlenen programda, akademik bilgi sade, anlaşılır ve etkileşimli bir sohbet ortamında katılımcılarla buluşturuldu. Etkinlikte, OMÜ Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Öğr. Gör. Dr. Uğur Kaçmaz ile OMÜ İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Köylü, konuşmacı olarak katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Hizmetleri Sorumlu Şube Müdürü Vekili Hanife Elif Al ve Koruyucu Aile Derneği Başkanı Zeynep Çalış da konuyla ilgili bilgiler paylaştı. Söyleşide; koruyucu aileliğin psikolojik dinamikleri, çocuk–aile bağlanması, travma sonrası destek süreçleri ile merhamet, sorumluluk ve değerler perspektifinden koruyucu ailelik konuları ele alındı. Program boyunca konuşmacılar, koruyucu aileliğin çocukların duygusal ve sosyal gelişimindeki belirleyici rolüne dikkat çekerken, katılımcılar da soru–cevap bölümünde görüş ve deneyimlerini paylaştı. Etkinlik, katılımcıların sürece ilişkin doğru ve güvenilir bilgiye doğrudan ulaşmasına imkân sağladı. Bilim Kafe etkinliği; toplumda gönüllülük ve sosyal sorumluluk bilincini güçlendirmeyi, koruyucu ailelik sistemine yönelik farkındalık oluşturmayı ve bilimsel bilginin toplumla doğrudan buluşmasını hedefledi. Etkinlikte ayrıca Ondokuz Mayıs Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Serap Sezer Sivrioğlu, OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cafer Sadık Yaran, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Engin Güney, Bilim İletişimi Ofisi Koordinatörü Öğr. Gör. Mürsel Kan, Etkinlik ve Organizasyon Bölümü Sorumlusu Öğr. Gör. Dr. Elif Şevik İnal, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Necmettin Aygün, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personeli, Koruyucu Aile Derneği üyeleri ve koruyucu aile adayları ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencileri de eşlik etti.
6 yaşındaki çocuktan ambulans duyarlılığı
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:35 6 yaşındaki çocuktan ambulans duyarlılığı Diyarbakır’da 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak’ın evde oyuncak arabalarıyla oluşturduğu trafik sahnesi, kentteki yoğunluğu çocuk gözüyle gözler önüne serdi. İbrahim Efe’nin özellikle sıkışık trafikte ambulansa yol verilmesi için yaptığı çağrı ile oyuncaklarından oluşturduğu zincir simülasyonu duyarlılığını gözler önüne serdi. Diyarbakır’da yaşayan 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak, servisle okula gidiş ve dönüşlerde yaptığı gözlemlerde sıkışık trafikte sürücülerin ambulansa yol vermediğini fark etti. Bir süre sonra eve dönen küçük Efe, oyuncaklarıyla Diyarbakır trafiğini oluşturdu. Yoğunluk nedeniyle araçların ambulanslara yol vermediğini gözlemleyen İbrahim Efe, oyuncaklarından oluşturduğu simülasyon ile ambulansa nasıl yol verilmesi gerektiğini anlattı. Ambulansın geçişi sırasında araçların fermuar sistemine geçmesi gerektiğini anlatan kendisi küçük yüreği büyük Efe, büyüklerine örnek oldu. "Ambulansın sesi geliyordu ama kimse yol vermiyordu" Kayapınar ilçesi Hantepe Şehitleri İlkokulu 1’inci sınıf öğrencisi 6 yaşındaki İbrahim Efe Irmak yaptığı sahneye ilişkin şunları söyledi: ’’Okuldan servis ile gelince kavşaklarda trafik ışıkları oluyor, fakat ışıklar yeşil yanmasına rağmen trafik tıkanmıştı. Ben de eve geldim gördüğüm trafik tıkanıklığını evde bulunan arabalarımla ve ambulansla canlandırdım. Orada gördüğüm şekilde ambulansa yol vermeyi insanlar öğrenmesi gerekiyor. Işık da yanıyordu ve ambulansın sesi yükseliyordu ama kimse yol vermiyordu. Herkesi kurallara uymaya davet ediyorum." Küçük efe daha sonra sıkışan trafikte ambulansa ve polis aracına nasıl yol vereceğini fermuar sistemiyle gösterdi.
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü törenle anıldı
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:34 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü törenle anıldı Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, vefatının 52’nci yılında memleketi Malatya’da düzenlenen törenle anıldı. Kapalı Çarşı üzerindeki İnönü Anıtı önünde gerçekleştirilen törene, Malatya Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Ayhan, 2’nci Ordu Garnizon Komutan Vekili Tuğgeneral Ali Gürcan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Malatya İl Emniyet Müdürü Kayhan Ay, İl Jandarma Komutanı Albay Tolunay Başer ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulunulurken tören okunan İstiklal Marşı’nın ardından İnönü’nün aziz hatırası anısına yapılan anmanın ardından sona erdi. "İnönü’nün aziz hatırası milletimizin gönlünde daima yaşayacaktır" Tören öncesi İnönü’nün ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Vali Seddar Yavuz, "Cumhuriyetimizin kuruluşunda ve gelişmesinde önemli görevler üstlenmiş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan, Cumhuriyetimizin ikinci Cumhurbaşkanı ve hemşerimiz İsmet İnönü’yü vefatının yıl dönümünde rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Büyük bir devlet adamı olan İsmet İnönü, askeri ve siyasi hayatı boyunca ülkemizin bağımsızlığı, birlik ve beraberliği için üstün bir gayret göstermiş milletimize hizmeti her zaman en büyük onur saymıştır. Cumhuriyetimizin temellerinin sağlamlaşmasında, demokrasinin yerleşmesinde ve ülkemizin çağdaşlaşma yolunda ilerlemesinde önemli katkıları bulunan İsmet İnönü’nün aziz hatırası milletimizin gönlünde daima yaşayacaktır. Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere, vatanı uğruna fedakârca hizmet etmiş tüm devlet büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyorum" diye konuştu
İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen: "Önümüzdeki yıl hedefimiz 6 ya da 7 hava yolunu daha İstanbul’a getirmek olacak"
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:34 İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen: "Önümüzdeki yıl hedefimiz 6 ya da 7 hava yolunu daha İstanbul’a getirmek olacak" İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, 2026 yılında yaklaşık 90 milyon yolcuyu hedeflediklerini belirterek, "Yeni hava yollarını İstanbul’a kazandırmak üzere çalışmalarımız devam edecek. Hedefimiz önümüzdeki yıl 6 ya da 7 hava yolunu daha İstanbul’a getirmek olacak. Ama aynı zamanda buradan uçuş yapan hava yollarının da frekanslarını arttırmaları için gerekli çalışmaları yapıyor olacağız" dedi. Bilgen, İstanbul Havalimanı ikinci faz çalışmaları kapsamında inşası devam eden 4’üncü pistin de Ağustos ayı sonunda bitirilmesinin planlandığını söyledi. İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, geride kalan 2025 yılı kapsamında havalimanındaki değerlendirmeleri üzerine bir basın toplantısı düzenledi. 2025 yılında pek çok alanda önemli başarılara imza atıldığını belirten CEO Selahattin Bilgen, 2026 yılında da önemli hedefler olduğunun altını çizerek bu doğrultudaki planlamalarını paylaştı. 2025 yılı itibariyle İGA İstanbul Havalimanı’nın en yüksek operasyonel performansına ulaştığı ifade edilirken günlük uçuş rekorunun bin 707 uçuş ile 18 Temmuz 2025 tarihinde, günlük yolcu rekorunun ise 282 bin 835 yolcu ile 2 Ağustos 2025 tarihinde gerçekleştiği belirtildi. Çeşitli havalimanları tarafından "Dünyanın En İyi Havalimanı" olarak seçilen İstanbul Havalimanı, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI)’nın Müşteri Deneyimi Akreditasyonu Programı Kapsamında en yüksek seviye olan "Seviye 5" akreditasyonuna ulaşan İstanbul Havalimanı bu başarıya ulaşan Avrupa’daki ilk havalimanı oldu. 2025 hakkında değerlendirmelerde bulunan İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, "2025 yılı bildiğiniz üzere zaman zaman bölgesel siyasi istikrarsızlıkların yol açtığı etkilerle ama genel olarak İstanbul’un ve Türkiye’nin havacılıkta hedeflediği noktalara doğru yürüdüğü bir yıl olarak geride bırakıyoruz. İGA İstanbul Havalimanı özelinde başarılı bir yıl geçirdik. Yıla başlarken koyduğumuz hedeflerin pek çoğunu başarmış olarak yıl kapatıyoruz. Örneğin geçen yılın başında yolcu hedefi olarak 84 milyon üzerine çıkmayı hedeflediğimizi söylemiştik" diye konuştu. "Üçlü paralel operasyona geçiş önemli kilometre taşlarından bir tanesiydi" Yeni hava yollarının İstanbul’a getirmeyi planladıklarını belirten İstanbul Havalimanının dünyada kendi elektriğinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan üreten ilk büyük havalimanı olmasını hedeflediklerinin altını çizen CEO Selahattin Bilgen, "240 MW’lık güneş santralimizi devreye alarak kendi elektriğinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan üreten ilk büyük havalimanı olmayı hedeflediğimizi söylemiştik. Keza üçlü paralel operasyona geçiş Avrupa’da ilk olacak bir uygulamaydı. Bu da bizim için önemli noktalardan kilometre taşlarından bir tanesiydi" ifadelerine yer verdi. "Yeni yıla iddialı bir şekilde giriyoruz, hedef 90 milyon yolcu" Bütün bu hedeflerin 2026 yılında da büyük hedeflerin peşinden koşulacağının bir işareti olduğunu vurgulayan Selahattin Bilgen, "İddialı bir yıla girerek bitiriyoruz yılı. Aynı zamanda 2025 yılı İstanbul Havalimanı için dünyanın bağlantı gücü en yüksek havalimanı olma konumunu elde ettiği bir yıl oldu. Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin yayınladığı rapora göre biliyorsunuz İstanbul Havalimanı hem Avrupa’da Bu dünyada bağlantı gücü en yüksek havalimanı olmak zorunlu gelişti. Ki bunu pek çok defa dile getiriyoruz. Bağlantı gücünün yüksek olmasıyla ülkedeki ekonomik büyüme arasında doğrudan bir ilişki var. Bu anlamda da aslında ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettik diyebiliriz Bunun ötesinde de 2026 yılına geçerken yine az önce söylediğim şekilde önemli hedeflerle beraber yıla başlıyor olacağız. Önümüzdeki yıl 90 milyona yaklaşan bir yolcuyu havalimanımızda ağırlamayı hedefliyoruz. şeklinde konuştu. Bilgen, "Yeni hava yollarını İstanbul’a kazandırmak üzere çalışmalarımız devam edecek. Hedefimiz önümüzdeki yıl 6 ya da 7 hava yolunu daha İstanbul’a getirmek olacak. Ama aynı zamanda buradan uçuş yapan hava yollarının da frekanslarını arttırmaları için gerekli çalışmaları yapıyor olacağız. Dolayısıyla biraz daha derinleşmenin arttığı, yeni destinasyonların eklendiği bir yıl gibi görünüyor 2026 yılında" dedi. "Kargoda Avrupa’nın zirvesinde" 2025 yılı kargo anlamında da önemli yeniliklere vesile olduğunu kaydeden Selahattin Bilgen, "Aslında bizim için önemli bir ışık oldu. Biliyorsunuz İstanbul Havalimanı uzun süredir yolcu hareketinde, günlük uçuş sayısı olarak Avrupa’nın zirvesinde yer alıyordu. Kargoda da 2025 yılında 2.000.000 tonu geçerek yıllık Avrupa’nın 1. sırasına yükseldiğimiz yıl oldu. Daha önce Frankfurt’un, öncülüğündeydi. Kargo hacmi bakımından Avrupa’daki liderlik. Bu liderliği de İstanbul’a getirmiş olduk 2025 yılı içerisinde" ifadelerinde bulundu. "Halkalı metrosu ne kadar erken o kadar iyi" Halkalı - İstanbul Havalimanı metrosu hakkında konuşan CEO Selahattin Bilgen, "O tabii İGA’nın yönetimi dışında bir proje. Biz de yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz dönem içerisinde metro bağlantısının artması, havalimanının şehre bağlantısı ile ilgili ciddi artılar getirdi. Bugün, havalimanını kullanan yolcumuzun yaklaşık yüzde 10’u metro kullanarak havalimanına geliyor. Halkalı metrosunun takibi konusunda son gelişmeleri ben de sizin gibi takip ediyorum. Ne kadar erken o kadar iyi diyelim" şeklinde konuştu. "Kanada’dan İstanbul’a çok ciddi bir yolcu talebi var" İstanbul’un dünya havacılığında bir merkez olduğunu ancak buna rağmen bağlantı kurulması gereken yeni destinasyonlar olduğuna dikkat çeken İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, "Bunlardan bir tanesi de Kuzey Amerika. Özellikle Kanada’dan İstanbul’a çok ciddi bir yolcu talebi var. İstanbul’a Kanada’dan gelen yolcuların yarısından daha fazlası farklı noktalardan aktarmalı olarak geliyor. Bu da bize aslında direkt uçuş talebinin çok kuvvetli olduğunu gösteriyor" dedi. Yeni bağlantılar konusunda Kuzey Amerika ülkesi Kanada ile önemli bağlantılar kurulduğunun altını çizen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, "Geçtiğimiz yıllarda Kanada’dan İstanbul’a uçan bir Kanadalı havayolunun olmaması iki ülke arasındaki havacılık anlaşmasının da haftalık 12 frekansta limitli olması uçuş sayısını bizim aslında önümüze tıkayan bir gelişmeydi. Bu minvalde Air Transat geçtiğimiz hafta uçuşlarına başlaması ciddi bir gelişme" ifadelerine yer verdi. "Dördüncü ana pistin Ağustos 2026’da bitmesi planlanıyor" Son olarak havalimanındaki ikinci faz çalışmalar hakkında konuşan CEO Selahattin Bilgen, "İkinci etap yatırımlarımız 2025 yılı boyunca da devam etti. İkinci faz yatırımlarımızın kapsamında pist yatırımımız var şu anda devam eden. 4. ana pist önümüzdeki yılın Ağustos ayı sonunda bitirilmesi planlanıyor. Bu anlamda aynı takvimi dahilinde ilerliyor süreç. Ama 2. faz yatırımlarının alt başka fazları da var. Örneğin terminal kapasitesinin 120 milyona çıkartılması gibi. Teknik olarak zaten içinde bulunduğumuz terminal 120 milyon yolcuyu kapasitesini sağlayabilecek şekilde dizayn edilmiş durumda. Ancak yine terminal içerisinde yapacağımız bazı küçük değişiklikler de gene o en üst hizmet seviyesinde kalarak 120 milyon kapasiteyi sağlamak üzere bir şey düzenleme ihtiyacı olacak" diyerek sözlerine son verdi.
Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:25 Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."
İlahiyatçı profesör: "Eşcinsel evlilikler, ailenin temeline konulan büyük dinamitlerdir"
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:19 İlahiyatçı profesör: "Eşcinsel evlilikler, ailenin temeline konulan büyük dinamitlerdir" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Köylü, Batı ülkelerinde yaygınlaşan aile modellerinin geleneksel aile yapısını tehdit ettiğini belirterek, eşcinsel evliliklerin "ailenin temeline yerleştirilmiş en büyük dinamitler" olduğunu söyledi. "Aile Yılı" kapsamında düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Köylü, aile kurumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, bu konuda iyimser ve kötümser iki temel yaklaşımın öne çıktığını ifade etti. İyimser görüşü savunanların, aile kurumunun tüm olumsuzluklara rağmen varlığını sürdüreceğini düşündüğünü belirten Köylü, kötümser bakış açısına göre ise gelecekte bugünkü anlamda bir aile yapısından söz etmenin zorlaşacağını dile getirdi. "ABD’de aile oranı yüzde 6" Konuşmasında Amerika’yı örnek gösteren Köylü, "Amerika Birleşik Devletleri’nde(ABD) anne, baba ve çocuklardan oluşan ailelerin oranı sadece yüzde 6. Yüzde 94’ü alternatif aile şekilleri dediğimiz aile türlerinden oluşuyor. Acaba bizi gelecekte bekleyen sorunlar ne? Şimdi biliyorsunuz bilimsel ve teknolojik gelişmelerin şöyle bir özelliği vardır: Amerika’da, Avrupa’da bilimsel teknolojik gelişmeler yaşanır. Ondan sonra da bize gelir. Avrupa ve Amerika’da yaşanan sosyal değişimlerin benzerlerini artık Türkiye’de de görmeye başladık" dedi. "Ailenin temeline konulmuş büyük dinamitler" Batı ülkelerinde yaygınlaşan aile modellerine dikkat çeken Köylü, Almanya’da yürüttükleri araştırmalar sırasında Türkiye’de yaşanan sorunlara benzer tabloyla karşılaştıklarını söyledi. Köylü, nikâhsız birlikte yaşama biçimlerinin ve resmi olarak tanınan eşcinsel birlikteliklerin aile kurumunu ciddi biçimde zedelediğini ifade etti. Bu tür birlikteliklerin bazı ülkelerde evlilik statüsünde kabul edildiğini hatırlatan Köylü, bunun aile yapısının temelini sarsan bir gelişme olduğunu kaydetti. Köylü, "Şimdi bizi gelecekte bekleyen ciddi sorunlar var. Artık öyle anne-baba ya da büyükanne-büyükbabadan zaten vazgeçtik, o geleneksel aile tipi ortada kalmadı. Tabii, bir ilahiyatçı olarak ama hepimizin de herhalde üzerinde anlaşacağı nikâhsız birlikte yaşama biçimleri de maalesef artık bütün dünya ülkelerinde artmaya devam ediyor. Eşcinsel çiftlerin birlikte yaşamayı tercih ettikleri bir ortam var. Bazı ülkelerde biliyorsunuz resmi olarak artık bu kabul ediliyor, Kanada’da falan. Yani bunlar da artık sanki bir evli çift gibi ama bütün bunlar ailenin gerçekten de temeline konulmuş büyük dinamitlerdir. Maalesef parçalanmış aile ve tamamlanmamış aile dediğimiz, evlilik dışı çocukların olduğu aile türleriyle de biz gelecekte karşılaşacağız. Muhtemelen şimdi de var da fakat Türkiye gibi bizim ülkelerin bir özelliği var. Şimdi Avrupa, Amerika, Kanada gibi ülkelerde her şey çok açık ve nettir. Yani ne kadar aile türü varsa ya da ne türlü şey varsa bunlar istatistiklere yansır. Ama bizim doğu toplumlarında bunlar biraz gizli saklıdır. Gizli saklı olması demek bunların olmadığı anlamına gelmez" diye konuştu. LGBTİ+ sorunu Konuşmasında LGBTİ+ meselesine ve toplumsal şiddet olaylarına da değinen Prof. Dr. Köylü, bu konuların aile yapısını tehdit eden unsurlar arasında yer aldığını ifade etti. Köylü, "Tabii, diğer taraftan maalesef şu LGBTİ+ sorunu hepimizin bildiği gibi çok ciddi anlamda bizim aileleri tehdit edecek unsurlar. Gerçekten de şu ülkede yaşamaktan çok utanç duyduğumuz, hakikaten hiç Türk toplumuna, Müslüman bir topluma yakışmayan şu şiddet ve cinayetlerdeki artışı da maalesef bir türlü engelleyemedik" şeklinde konuştu.
GTO’da yılın son meclis toplantısı yapıldı
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:17 GTO’da yılın son meclis toplantısı yapıldı Gaziantep Ticaret Odasında (GTO) aralık ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Hilmi Teymur Başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada 2025 yılının zor bir yıl olduğuna dikkat çeken Meclis Başkanı Teymur, "Malumunuz son yıllarda salgınlar, savaşlar, depremler yaşadık. Tüm bu yaşanan olayların küresel ticareti de derinden etkileyerek küresel bir ekonomik kriz oluşturduğu aşikar. Hem psikolojik hem de ekonomik anlamda zor günler geçirdik. İnşallah 2025 yılının sona ermesi ile yaşadığımız tüm zorlukları geride bırakır, 2026 yılında sağlık, huzur ve başarılı bir yıl geçiririz" dedi. "Gaziantep, Türkiye ortalamasının üzerinde büyüdü" Toplantıda GTO’nun Aralık ayı faaliyetleri hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, küresel, ulusal ve yerel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gaziantep’in Türkiye ekonomik büyümesine en fazla katkı sağlayan dördüncü il olduğunu belirten Yıldırım, "2024 verileri, şehrimizin hızla toparlandığını ve yeniden üretime döndüğünü açıkça gösteriyor" ifadelerini kullandı. Yıldırım, "TÜİK verilerine göre 2024 yılında Gaziantep ekonomisi reel olarak yüzde 8,2 büyümüştür. Bu oran, Türkiye ortalaması olan yüzde 3,3’ün oldukça üzerindedir. 2023 yılında yaşanan yüzde 1,4’lük daralma, ekonomik tercihlerden değil; 6 Şubat depremlerinin üretim, ticaret ve lojistik üzerindeki doğrudan etkilerinden kaynaklanmıştır. Bugün Gaziantep, Türkiye’nin en büyük 10 il ekonomisinden biri konumundadır. Sanayisi, ticareti ve ihracat gücüyle ülke ekonomisine yön veren şehirler arasında yer almaktadır. Nitekim 2024 yılında Gaziantep, Türkiye büyümesine en fazla katkı sağlayan dördüncü il olmuştur" ifadelerine yer verdi. "Çin, devlet destekli bir imalat gücü" Ekonominin küresel dinamikler üzerinden de değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Çin, artık yalnızca düşük maliyetli bir üretici değil; devlet destekli, ölçekli, sübvansiyonlu ve stratejik bir imalat gücüdür." diyen Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çin 2024 yılında 992 milyar dolarlık mal ticaret fazlası verdi. Bu sonuç tesadüf değil. Çünkü, Sanayiye yönlendirilen ucuz ve uzun vadeli krediler var. Vergi, arsa ve enerji destekleri var. Kamu alımlarıyla büyütülen bir üretim modeli var. Sonuç ortada. Güneş panelinden bataryaya, elektrikli araçtan çeliğe kadar pek çok alanda, dünya talebinin üzerinde bir kapasite oluştu. Bu yapıda şirketlerin kâr etmesi bile şart değil. Asıl güç, küresel piyasalarda fiyat belirleyebilmek" şeklinde konuştu. Çin’in Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 20’sini doğrudan etkilediğini vurgulayan Yıldırım, "Dış ticaret açığımızın en büyük kaynağı Çin. Çin’e sattığımızın 13 katı kadar ithalat yapıyoruz. Çin rekabeti, ihracatımızın yaklaşık yüzde 20’sini doğrudan etkiliyor. Demir-çelikten makineye, elektrikli ekipmandan otomotive, tekstile kadar Gaziantep sanayisinin güçlü olduğu alanlar, bu baskıyı birebir hissediyor. Çin’in sübvansiyonlu ve aşırı kapasiteli üretimi, fiyatları aşağı çekiyor. Kâr marjlarını eritiyor. Yerel sanayicinin katma değer üretmesini zorlaştırıyor. Daha ucuzla yarışamayız. Daha katma değerli üretmek zorundayız. Teknoloji, verimlilik, markalaşma ve nitelikli iş gücü artık bir tercih değil, zorunluluktur" diye konuştu.