GÜNDEM - 19 Ocak 2025 Pazar 08:55

Zigana Dağı sömestr tatiliyle birlikte ziyaretçi akınına uğradı

A
A
A
Zigana Dağı sömestr tatiliyle birlikte ziyaretçi akınına uğradı

Türkiye’nin ilk ve Doğu Karadeniz bölgesinin en önemli kayak merkezlerinden Zigana kış turizmi merkezi sömestr tatiliyle birlikte hareketlendi.


Türkiye’nin ilk ve en önemli kayak merkezlerinden birisi olan, tarihin her döneminde önemli ve zorlu bir geçit olan 2 bin 100 metre rakımdaki Zigana Dağı geçidindeki Gümüşkayak Kayak Merkezinde sömestr tatili yoğunluğu yaşanıyor.


Karnelerin alınmasının ardından Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Zigana Dağı zirvesindeki kayak merkezinin yolunu tutan veliler çocuklarıyla birlikte eğlenceli bir gün yaşadı. Sis ve kar yağışına rağmen eğlenmekten geri kalmayan çocukların çığlıkları Zigana Dağı’nı sararken, kayak öğrenmek isteyenler de pistlerden faydalandı.


Hem Gümüşhane’ye hem de Trabzon’a 45 dakika mesafede yer alan ve Arap turistlerin de olduğu alanda kimisi kayak kimisi kızak yaparken bazı vatandaşlar da alandaki kar motorlarıyla tur atıyor.


Yanan çoban ateşinin etrafında ısınan, zaman zaman çalan müzik eşliğinde horon oynayan ziyaretçiler eğlence dolu bir gün yaşadı.



“Sömestr tatiliyle birlikte tesisimizde yoğunluk başladı”


Beklenen yağışın gelişi ve sömestr tatiliyle birlikte tesislerde doluluğun arttığını ifade eden Zigana Dağı Gümüşkayak Kayak Tesisi işletmecisi Abdullah Eroğlu, “Beklenen kar yağışının da gelmesiyle tesisimizde yoğunluk başladı. Sömestr de geldiği için hazırlıklarımızı yapmıştık. Yerli ve yabancı ziyaretçilerimizi ağırlamayı bekliyoruz. Karnelerini almış öğrencileri bir karne hediyesi olarak öğrencileri ve ailelerini sömestr tatilinde bekliyoruz” dedi.


Sömestr tatilinin başlamasıyla birlikte Zigana Dağı’na geldiklerini belirten veli Hilal Gülşen de, “Yakın olduğu için zaten sık sık gelmeye çalışıyoruz. Çocuğumuz da karı çok seviyor. Yazın da çok güzel kışın da çok güzel. Kızaklarla kaymak da çok eğlenceli” ifadelerini kullandı.



“Karne hediyesi olarak beni buraya getirdiler”


Karne hediyesi olarak ailesinin kendisini Zigana Dağı’na getirdiğini ve çok eğlendiğini söyleyen Egemen Eralp (12), “Karnem çok iyiydi. Çoğunlukla 100 puan vardı, 94 puan ortalama yaptım. Benim karne hediyesi olarak buraya getirdiler. Kuzenlerimle birlikte çok eğlendik, çok güzel bir yer zaten” diye konuştu.


Zigana Dağı’nda kızakla kaymaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Fatih Çiçek (11), “Karnem iyi olduğu için babam beni buraya getirdi, Bartın’dan gelen kuzenlerimle birlikte burada kayıyoruz. Zigana Dağı gerçekten çok güzel bir yer. Burada çok eğleniyoruz. Birlikte kayak yapıyoruz, çok mutluyuz” dedi.



Zigana Dağı sömestr tatiliyle birlikte ziyaretçi akınına uğradı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 93 yaşındaki Ruhi Dede sağlıklı yaşamın sırlarını açıkladı Kocaeli’de yaklaşık bir asrı geride bırakan 93 yaşındaki Ruhi Ayaz, sağlıklı yaşamın sırlarını anlattı. Derince ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası Ruhi Ayaz, hem fiziki görünümü hem de yaşam felsefesiyle çevresindekilerin büyük takdirini kazanıyor. 2008 yılında eşini kaybetmesine rağmen hayata dört elle sarılan Ayaz, tüm işlerini kendisi yaparak örnek bir yaşam sergiliyor. "Ruhi Dede" olarak tanınan Ayaz, sağlıklı yaşamın sırrını dengeli beslenme ve düzenli hareket olarak özetliyor. "Günde az 1 kilometre yürürüm" 1950’li yıllarda İstanbul’da bir otelde çalıştığını anlatan Ayaz, "Orada yemeklerle ilgili çok şey öğrendim. Hayatımı sağlıklı yaşamın üzerinde şekillendirmeye çalıştım. İzmit’e döndüğümde her şeyime dikkat etmeye başladım. Her sabah 06.00’da uyanıyorum. Mutfağımda yemeklerimi yapıyorum. 08.00’de kahvaltı yapıyorum. Bazı sabahlar tek yumurta haşlıyor, yanına da 10 zeytin koyuyorum. Domates ve salatalıkla birlikte yerim. Sonra aşağı Tütünçiftliği’ne giderim orada çay içerim. Günde en az 1 kilometre yürürüm. Kış da olsa, yaz da olsa asla ihmal etmem, kesinlikle yürürüm. Kahvaltıdan önce çıkar dolaşırım, sonra gelir kahvaltımı yaparım. Yeme içme işlerine çok dikkat ederim. Her yerde her şeyi yemem. Az da olsa evde ne varsa kendim yapar onu yerim. Abur cubur yemem" dedi. "Yemek yapmaya üşenmiyorum" Ruhi Ayaz, sebzeleri mevsiminde tüketmeye özen gösterdiğine dikkat çekerek, "Kışın ıspanak, lahana ve pırasa gibi yemekler tüketirim. Yazın yemeği biraz hafif yapmak gerekir çok salçalı, yağlı yenmez. Kışın eti de çok tüketmemek gerek. Haftada iki kere 100 gram yemek yeterli. Her etin ardından 50 gram da yoğurt yenir. Yoğurt çok tok tutar, sağlıklıdır. Et ve yoğurt 100 gramı geçmeyecek çünkü vücut fazlasını atar. Ben yemeğimi böyle yaparım. Bulgur pilavına da 50 gram sucuk atarım. Nohut yemeklerine de 50 gram pastırma atarım. Bunlar hem sağlıklıdır hem lezzet verir. Yemek yapmak bana zor gelmiyor ve üşenmiyorum. 75 yaşına kadar çalıştım. ’İş yorar, çok çalışılmaz’ derler ancak öyle değil. Çalışmak insanı diri tutar. İşsiz adam yolsuz yordamsız olur" diye konuştu. "Akşam 19.00’dan sonra yemek yemem" Sağlıklı yaşam için akşam saat 19.00’dan sonra yemek yemediğini belirten Ayaz, "Fazla yemek baş ağrısı yapar. Mide belirli zaman boş kalmalı. Akşam 19.00’dan sonra yemek yemeyin, sabaha kadar aralıklarla su için. Su insanı dinç tutar. Sabah kahvaltıda da fazla yenmez, iki dilim ekmek de fazla. Hafif bir öğün geçirmek gerek. Benim için sağlıklı yaşamın sırrı bunlar. Haftada bir kez veya iki kez balık da yenmeli. Ben en fazla 10-15 tane yerim, fazlası zarar. Üstüne el yapımı sağlıklı helva da yenebilir. ’Sağlıklı yaşamak istiyorum’ diyenler kendine bu şekilde iyi bakmalı, vücuduna faydalı hissettirmeli" ifadelerini kullandı.
Tokat Tokatlı balıkçı Şila’yı bulana çeyrek altın verecek Tokat’ta kafes balıkçılığı yapan Sadullah Sezer, kaybolan köpeği Şila’yı bulan kişiye çeyrek altın ödül vereceğini açıkladı. Almus ilçesinde kafes balıkçılığı yapan Sadullah Sezer, baraj kıyısında sahip çıktığı sokak köpeği Şila ile özel bir bağ kurmuştu. Sezer, Şila için baraj kenarına sıcak bir yuva yaparak minik dostuna özel bir yaşam alanı oluşturmuştu. Her gün balık kafeslerine tekneyle giden Sezer’e Şila da eşlik ederken, köpeğin yavruları da annelerinin bu alışkanlığını devralarak Sezer’i yalnız bırakmamıştı. Sezer 5 günlüğüne şehir dışına çıktığında, döndüğünde Şila’yı bulamayınca büyük bir üzüntü yaşadı. Köpeğini bulmak için ilçeyi karış karış gezen Sezer, sadık dostunu bulamayınca, ona ulaşacak kişiye ödül vermeye karar verdi. Cebinde çeyrek altın bulunan Sezer, Şila’yı bulan kişiye bu altını hediye edeceğini belirtti. “Cebimde çeyrek altınla dolaşıyorum” Cebinde çeyrek altınla gezdiğini söyleyen Sadullah Sezer, “Almus ilçesinde balık yetiştiriciliğiyle uğraşıyorum. 4-5 günlüğüne şehir dışına çıkmıştım. Sizin de bildiğiniz Şila isimli köpeğim kaybolmuş. Aradım ama bir türlü bulamadım. Hala da arıyorum. Şayet Şila’yı getiren olursa cebimde çeyrek altınla dolaşıyorum. Bu altını ona vereceğim. Helali hoş olsun. Görenler, ilgilenenler bana bir zahmet bildirsinler” dedi.