EĞİTİM - 24 Ekim 2024 Perşembe 09:47

İstasyon Gaziantep’te imzalar dijital dönüşüm için atıldı

A
A
A
İstasyon Gaziantep’te imzalar dijital dönüşüm için atıldı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde İstasyon Gaziantep merkezinin dijital dönüşüm, yenilik ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda protokol imzalandı.


Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Ticaret Odası (GTO), SANKO Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) ve Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ) iş birliğiyle İstasyon Gaziantep merkezinin dijital dönüşüm, yenilik ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda protokol imzalandı. Protokol, bilgi ve kaynak paylaşımını sağlamayı, şehrin girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi için çalışmalar yapmayı ve karşılıklı iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.


İstasyon Gaziantep’te imzalanan protokole Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli ve Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım katıldı.



GBB bilişim ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi arasında protokol


Törende ayrıca Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı GBB Bilişim A.Ş. ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi arasında Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Teknopark A.Ş.’yi kapsayan bir iş birliği protokolü imzalandı.



“Dünya bilgi ekonomisini konuşuyor”


Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, imza töreninde yaptığı konuşmada, “Zor bir dönemden geçiyoruz. Dünya bilgi ekonomisini konuşuyor. Bilginin iyi yönetişimi, pazarlaması, altyapısı ve üstyapısı var. Bunun üzerine çalışan bir şehir var. Bilginin birleşmesiyle ilgili savunma sanayi hedefimiz var, sağlık turizmi hedefimiz var. Türkiye’deki kaynağın yüzde birini şehre çekiyoruz. Bu bize bir şey gösterir. İstatistikler, rakamlar konuşur. Bilgiye ve kaynağa ulaşmak için güçlü bir proje ekibimiz olacak. Simbiyoz, derin öğrenme nedir, bunları öğretmek gerekiyor. Daha yolun çok başındayız. Hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim” dedi.



“Güçlerimizi birleştirmeliyiz”


Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, coğrafyanın zorluklarına değinerek, “Bizim güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Ortak noktada buluşup şehre katkı sağlayacak her türlü çalışmaya destek olması büyük önem arz ediyor. Fatma Şahin’e ve hocalarımıza çok teşekkür ederiz. Çünkü bu şehir artık üreten şehirden ziyade ürettiğini pazarlayabilen bir şehir olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“Şehrin dijital dönüşümüne katkı”


Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, projenin önemine vurgu yaparak, “Bütün projeler, bütün çalışmaları, bütün yayınları birleştirecek ve tek elden herkesin haberdar olmasını sağlayacak çok ciddi bir çalışma. Bu çalışmanın içerisinde yer almaktan da büyük bir onur duyacağız. Şehrin dijital dönüşümüne, sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlayacak bu çalışmada yer almak çok çok önemli” ifadelerine yer verdi.



“Birlikte başaracağız”


Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, birlikte başarma hususunda Fatma Şahin’in koyduğu iradeye vurgu yaparak, “Hepimiz bu ülkede neler yapılması gerektiğini biliyoruz. Onun için adımlar atıyoruz. Birlikten güç doğar. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Her şey var. Dört üniversitemizin ve ilgili tüm kuruluşlarımızın tek yürek olması gerekiyor. Birlikte çalışmak ve üretmek zorundayız” şeklinde konuştu.



“Gıda ihracatını ileriye taşımalıyız”


SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı ise çemberi genişleterek gitmek gerektiğini ifade ederek, “Birbirimizi destekleyebilir hale geldik. Bölgemizin ve şehrimizin en büyük özelliği gıda üzerine ihracat. Bunu birkaç adım ileriye götürmeliyiz” diye konuştu.



İstasyon Gaziantep hakkında


Şehrin sürdürülebilir kalkınmasını desteklemek, dijital dönüşüm süreçlerine liderlik etmek ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmek amacıyla kurulan İstasyon Gaziantep, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu projeler geliştirerek Gaziantep’in ulusal ve uluslararası rekabet gücünü artırıyor. İstasyon Gaziantep, İnovasyon İstasyon, Proje İstasyon ve Bilişim İstasyon olmak üzere üç başlık altında projeler üretiyor. Ayrıca, “Proje Planlama - Uygulama, Dijital Dönüşüm, İnovasyon ve Arge-Ürge, Akredite Melek Yatırımcı Ağı, Networking ve Etki Tahvilleri” ana faaliyetleri arasında yer alıyor.



İstasyon Gaziantep’te imzalar dijital dönüşüm için atıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.