GÜNDEM - 14 Aralık 2025 Pazar 11:18

Gaziantepli tescilli ’Yüzüklerin Efendisi’ ABD ile davalık oldu

A
A
A
Gaziantepli tescilli ’Yüzüklerin Efendisi’ ABD ile davalık oldu

Türk Patent Kurumu ve ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun onayı ile "Yüzüklerin Efendisi" isminin 35 ticari daldaki haklarını kullanma hakkını almayı başaran Gaziantepli gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, davalık oldu.


Gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, "Yüzüklerin Efendisi" ismi ile Türk Patent Kurumu’ndan aldığı isim nedeniyle "Yüzüklerin Efendisi" ve "Hobbit" isimli eserlerin sinema filmi ve sahne uyarlamaları gibi haklarının sahibi Middle-Earth Enterprises LLC ile karşı karşıya geldi. Kendileri adına tescilli olan markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla gümüş yüzük ustası Çakmak’a dava açan Middle-Earth Enterprises LLC, Çakmak’ın "Yüzüklerin Efendisi" markasını izinsiz bir şekilde tescil ettirdiği ve ticari kar elde ettiğini öne sürerek, markanın hükümsüzlüğüne karar verilerek sicilden silinmesini talep etti.


6 yıl önce patentini aldığı isim nedeniyle mahkemelik oldu


ABD’deki Uluslarası Ticaret Komisyonu tarafından onaylanan "Yüzüklerin Efendisi" isminin patentini 2019 yılında Türk Patent Kurumu’ndan alan gümüş yüzük ustası Mehmet Çakmak, filmle dünyada değer kazanan ismin ABD’de koruma altına alınması nedeniyle zorlu bir mücadele döneminin 6 yıldır patentini aldığı isim nedeniyle mahkemelik oldu.


Middle-Earth Enterprises LLC şirketinde markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava


Gaziantep’te "Yüzüklerin Efendisi" ismi ile faaliyet gösteren Çakmak, ismi filmden çok daha öncesinde Türkiye’de kullanmaya başladığını ve bu isimle ticari faaliyet yürüttüğünü kanıtlamasına rağmen söz konusu ismi izinsiz kullandığı ve tescil ettirdiği gerekçesiyle kendisi hakkında dava açıldı. Yüzük ustası Çakmak’a, sinema filmi, sahne uyarlamaları, video oyunu ve ticari ürünlerinin dünya çapındaki hak sahibi Middle-Earth Enterprises LLC şirketi tarafından markanın izinsiz kullanıldığı iddiasıyla dava açtı.


Yapım şirketi ihtarname göndererek marka başvurularından feragat etmesini ve tüm kullanımların durdurulmasını talep etti


Çakmak’a noter aracılığıyla ihtarname göndererek marka başvurularından feragat etmesini ve tüm kullanımların durdurulmasını talep eden yapım şirketinin talebine Çakmak itiraz etti. Talebe olumsuz yanıt veren ve markayı kullanmayı sürdüren Çakmak’a yapım şirketi, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Söz konusu markanın Türkçe ve İngilizce isimlerinin birebir kopyalanarak kötü niyetle kullanıldığı belirtilen dilekçede yapım şirketi, Çakmak’ın "Yüzüklerin Efendisi" markasını izinsiz şekilde tescil ettirip ticari kazanç elde ettiğini öne sürerek, bu tescilin iptal ettirilmesini istedi.


"Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda uluslararası bir hukuki süreç başladı"


Firması hakkında açılan davaya itiraz eden Çakmak, Yüzüklerin Efendisi isminin sadece ticaret dalında patentini aldıklarını söyledi. Türk Patent Kurumu’na yaptığı başvurudan sonra ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun onayı ile "Yüzüklerin Efendisi" isminin 35 ticari daldaki haklarını kullanma hakkını almasına rağmen açılan davaya tepki gösteren Çakmak, "Yüzüklerin Efendisi ismini biz 2019 yılında resmi bir Türk patent kararıyla tescilledik. Yüzüklerin Efendisi aslında Amerika Birleşik Devletleri’ne ne kadar bir film şirketi olsa da biz kendi ülkemizde, kendi sektörümüzde patentini alıp ve limitet şirketi olarak hizmet etmeye devam ediyoruz. 2022 yılında bizlere noter aracılığıyla gönderilen evraklarda şunlar belirtildi. Bu ismin hak talep edildiğini, bu ismi kullanmamam gerektiğiyle alakalı, izinsiz kullandığımla alakalı birçok suçlamalarda bulundu. Biz resmi bir kararla, kendi patentimiz olduğu için ve isim hakkına sahip olduğumuz için bunları kulak ardı edip hiçbir şekilde ilgilenmedik. Şu anki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri’nde bir film şirketinin yapımcısı bize dava açtılar. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda uluslararası bir hukuki süreç başladı. Biz kazanacağımıza inanıyoruz. Şirketimizle alakalı gerek patent avukatlarımız, gerek firma avukatlarımızın tamamı bütün savunmalarımızı, dilekçelerimizi ve bizim bu işi filmle alakalı değil ya da filmden bir kazanç elde edemiyoruz. Hizmet etmek için ya da markayı kötülemek için değil. Tam tersine kendi işimizde, kendi birimimizde, Türk Patent Kurumu’nun bizlere sunmuş olduğu sınıflar içerisinde kendi hizmetimizi vermeye devam ediyoruz. Bu hukuki süreçten sonra Amerika Birleşik Devletleri bu davayı kazanır mı derseniz, biz devletimize inanıyoruz. Mahkeme uluslararası. Nasip olursa kazanacağımıza inanıp ve ismimizle yine halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi.


"İsmi vermeyi planlamıyoruz"


Son dönemde sosyal medyada popüler olmalarıyla birlikte ismi tekrar talep ettiklerini söyleyen Çakmak, "Dava edilme gerekçemiz son dönemdeki Yüzüklerin Efendisi takı firmasının sosyal medya ve Türkiye’deki popülerlikten dolayı filmdeki kişilerle bizim birbirimize karıştırılma sebebimizdi. Ama bununla alakalı bir karıştırılma sebebi imkansız düzeyde. Çünkü onlar bir film şirketi ve animasyon filmi çekiyorlar. Ben kendim gümüş yüzük ustasıyım. Türkiye’de ve sosyal medya mecralarında satış yapıyoruz. Bununla alakalı zaten yaklaşık 5 yıldır da biz şirket halinde hizmet veren bir firmayız. Bizim son dönemdeki sosyal medyadaki profesyonel, popülerliğimizin dikkatini çekmesi sebebiyle ismi tekrardan bizden talep ettiler. Ama ismi vermeyi planlamıyoruz. Allah nasip ederse de bu işte muvaffak çıkacağız" ifadelerini kullandı.


"Yüzüklerin Efendisi şahsıma ait, resmi bir kararla verilmiş isim patentidir"


İsim hakkının izinsiz kullanımı dolayısıyla tüm sitelerine erişim engeli getirildiğini söyleyen Çakmak, kararının kaldırılmasıyla alakalı bütün evrakları mahkemeye sunduklarını ifade etti. Çakmak, "Şu anda İstanbul Sınai Mahkemesi’nden dava açıldı. Bizim firmamıza ait Yüzüklerin Efendisi sosyal medya hesaplarına bir erişim engeli getirildi. Bu erişim engeli tedbir kararıyla getirildi. Biz tedbir kararının kaldırılmasıyla alakalı bütün evraklarımızı İstanbul Sınai Mahkemesi’ne sunduk. Bütün belgeler teslim edildi. Şu anda Sınai Mahkemesi’nin vereceği karara inanıyoruz. Tedbir kalktıktan sonra biz kullanımlarımıza devam edeceğiz. Çünkü herkesin unuttuğu bir şey var. Yüzüklerin Efendisi şahsıma ait, resmi bir kararla verilmiş isim patentidir. Bu şekilde de ilerliyoruz. İlerleyen süreçlerde de nasibini göreceğiz. Şu anda tedbir kararı kalkıp ve ismin bize ait olduğu ile alakalı ve onların talep ettiği bütün grupları bu şekilde sınıflandırıp savunmalar yapılacak. Burada aslında bize karşı bir hırsızlık suçlaması, aslında izinsiz kullanımla alakalı, alakalı bir suçlama var. Tam tersine biz bu ismin patent sahibiyiz. Gaziantep’te hizmet veren bir esnafız. Faaliyet gösteren bir şirketiz. Tam tersine bunların söylediği ile alakalı hiçbir şey çalışmıyor maalesef" şeklinde konuştu.


"Yüzüklerin Efendisi Gaziantep’indir, böyle kalmaya da devam edecektir"


Açılan davanın Gaziantep’in üstünde devleti ilgilendiren bir dava olduğunu söyleyen Çakmak, "Türk Patent Kurumu’ndan faaliyet belgelerimizin talebi yapıldı. Türk Patent Kurumu’ndan bizim 5 yıllık süre içerisinde vermiş olduğumuz hizmetlerin tamamının evrakları delilli belgeli bir şekilde dosyalara eklenip savunma olarak mahkemeye sunuldu. Şu anda uluslararası mahkemeden gelecek kararları bekliyoruz, savunmalar yapılıyor. Türk Patent Kurumu’ndaki faaliyet belgeleri, evrakların tamamı alınıp teslim edildi. Bundan sonrası artık hukuki süreçte ve yine söylüyoruz biz de kimsenin hakkını çalmadık ya da birilerine benzemek için iş yapmadık. Biz Gaziantepli bir esnaf olarak, Gaziantep’ten uzanan bir başarı hikayesi diyebilirim ben buna. Bir şirket avukatlarımız, patent avukatlarımızın tamamı bu konuyla alakalı ilgileniyor. Şu ana kadar durum çok güzel gidiyor. Gaziantep’in en büyük gümüş mağazasına sahibiz. Hizmet verdiğimiz bir süre var ki burası bir limitet şirketi. Devletimiz bunların hiçbirini göz ardı etmeyecektir. Onlar bizden talep ettiği bu ismin faaliyetini, Gaziantep’te vermiyorlar ya da Türkiye’de vermiyorlar. Ama biz Yüzüklerin Efendisi’nin ismiyle Türkiye’de son 5 yıldır durmadan hizmet veren ve faaliyet gösteren bir firmayız. Yüzüklerin Efendisi Gaziantep’indir. 5 yıldır da böyledir, böyle kalmaya da devam edecektir" dedi.


"Biz bir film çevirmiyoruz, yüzük yapıyoruz"


Film çevirmediklerini, yüzük yaptıklarını belirten Çakmak, "Biz bir film çevirmiyoruz ya da biz bir dizi, bir film, bir dergi yapmıyoruz. Bizler insanların ömür boyunca parmağında taşıyabileceği, Osmanlı’dan kalan bütün eserleri gümüşten işleyip, sizlere böyle hizmet ederekten bunların mücadelesini verip, filmden ziyade, biz yüzük yapıyoruz. Bizim işimiz yüzük ve bu yüzden de bizler Yüzüklerin Efendisi’yiz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Türkiye’nin en hızlı maratonu yine Mersin’de koşuldu Mersin’de bu yıl 7’ncisi düzenlenen Uluslararası Mersin Maratonu, rekorlara sahne oldu. Erkeklerde Kenyalı atlet Vitalis Kibiwott, 2.07.14’lük derecesiyle Türkiye’nin en hızlı maraton rekorunu kırdı. Kadınlar Kategorisinde ise Kenyalı Rebecca Sirwanei Tauni, 2.25.35’lik derecesiyle birinciliği elde ederek Mersin Maratonu’nda kadınlar kategorisinde ilk kez rekor kırılmasını sağladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından ’Tarih ve doğaya, spora ve dostluğa, attığın her adımda Mersin koşar arkanda’ sloganıyla bu yıl 7’ncisi düzenlenen Uluslararası Mersin Maratonu, kentin cadde ve sokaklarını sporun enerjisiyle doldurdu. Organizasyona Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de katılarak 42K ve Halk Koşusu kategorilerinin startını verdi. Özgecan Aslan Barış Meydanı’ndan başlayan maratona; Mersin Vali Yardımcısı Ahmet Gazi Kaya, Mersin Gençlik ve Spor İl Müdürü Göksun Öz, belediye meclis üyeleri, bürokratlar ve binlerce vatandaş katıldı. 42K, 10K ve Halk Koşusu olmak üzere 3 kategoride düzenlenen maratonda, profesyonel ve amatör sporcular bir araya geldi. Türkiye’nin en hızlı maratonu yine Mersin’de koşuldu Dünya Atletizm Birliği tarafından daha önce ’Elite Label’ kategorisine alınan ve dünya genelinde 203 maraton arasında 49’uncu sırada yer alan Uluslararası Mersin Maratonu, Türkiye’nin en iyi ve en hızlı koşulan maratonu olma unvanını bu yıl da sürdürdü. 42K Erkekler Kategorisinde Kenyalı atlet Vitalis Kibiwott, 2.07.14’lük derecesiyle Türkiye şartlarında koşulan en hızlı maraton rekorunu kırarak birinci oldu. Kenya’dan Albert Kamgogo 2.07.26 ile ikinci, Eritreli atlet Abraham Gebreslasie Embaye ise 2.08.59 ile üçüncü sırada yer aldı. Kadınlar Kategorisinde ise Kenyalı Rebecca Sirwanei Tauni, 2.25.35’lik derecesiyle birinciliği elde ederek Mersin Maratonu’nda kadınlar kategorisinde ilk kez rekor kırılmasını sağladı. Etiyopyalı Genet Robi 2.26.07 ile ikinci, Kenyalı Peninah Jerop ise 2.30.52 ile üçüncü oldu. Binlerce sporcu ve vatandaş katıldı Maratona 5 kıtadan, Türkiye ile birlikte 34 ülkeden 2 bin 97 sporcu 42K ve 10K kategorilerinde katılırken, Halk Koşusu’nda 5 binden fazla vatandaş yer aldı. Güneşli havada büyük bir coşkuya sahne olan organizasyonda, binlerce kişi Mersin sokaklarında koştu. 10K’da Türk atletler öne çıktı 10K Kadınlar Kategorisinde Dilek Öztürk 33.50 ile birinci, Pınar Demir 33.55 ile ikinci, Berfin Kaya ise 35.49 ile üçüncü oldu. Erkekler Kategorisinde Mert Selek 29.45 ile birinci olurken, Fetene Alemu Regasa 29.56 ile ikinci, Bahattin Üney ise 30.01 ile üçüncü sırada yer aldı. Ödüller sahiplerini buldu Maratonun tüm kategorilerinde toplam 5 milyon 242 bin TL ödül dağıtıldı. 42K kategorisinde birinciye 15 bin dolar, ikinciye 10 bin dolar, üçüncüye 7 bin dolar ödül verilirken, 10K kategorisinde dereceye giren sporculara da nakdi ödüller takdim edildi.
Erzurum Serkan Özbalta: "Beni memnun eden şey oyuncuların pes etmemesiydi" Erzurumspor FK Teknik Direktörü Serkan Özbalta, Bodrum FK maçında futbolcularının pes etmemesinden memnun olduğunu söyledi. Erzurumspor FK, Trendyol 1. Lig’in 17. haftasında sahasında karşılaştığı Bodrum FK ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Erzurumspor FK Teknik Direktörü Serkan Özbalta açıklamalarda bulundu. Özbalta, "Hafta içinden, hafta sonuna kadar gösterdiklerimizin ürününü alabilmek mutluluk vericiydi. 45. dakikada yediğimiz gole kadar. O golü böyle yiyince çok üzülüyorsun, defans arkasına atılan bir top biraz talihsiz oldu, beklemediğimiz bir goldü. Her şey iyi giderken böyle bir gol yemek moral bozdu. Ama oyunu iyi bitirdiğimiz için devre arasında oyuncularla paylaştık, sakin olmamız gerektiğini, oyunun iyi gittiğini, mücadelelerinin iyi olduğunu ve oyunu istediklerini söyledik. İkinci yarıda buna devam edelim dedik. Ancak ikinci yarının başında bize yakışmayacak şekilde merkezden stoperin uzun süre topu sürüp dripling yapması sonrası yediğimiz golle 2-1 mağlup duruma geçince böyle bir senaryoyu hiç beklemeyen oyuncularımız ciddi anlamda demoralize oldu. Oradan 6-7 dakika boyunca onları tekrar oyuna döndürmek, maça ortak etmek ve kazanabilmek adına hamleler yapabilmek için hem kenardan hem içeriden ciddi bir efor sarf edildi. Bunun sonucu olarak 2-2’lik skoru yakaladık, sonrasında iki tarafa da giden gelen bir maç oldu, onların 2, bizim 4 pozisyonumuz vardı. Maç hem onlar adına hem bizim adımıza 3-2 bitebilirdi. Üretkenlik, ceza sahasında çoğalma ve maçı isteme açısından son 15-20 dakikada oyuncular çok daha istekli, iştahlı ve coşkuluydu. Son saniyede önümüze gelen bir fırsatı da değerlendiremedik. En çok üzülenler oyuncular olur, özellikle ofans oyuncuları gol atmak ister, şu anda belki en çok üzülen Sylla’dır. Ama onlara güvenimiz tam; sonuçta beraberlikle biten bir müsabaka oldu. 2-1 gerideyken yenilsen çok üzücü olurdu ama 1 puanı kurtardık, son dakikada kaçan gol moralimizi biraz bozdu" diye konuştu. Oyuncularının pes etmemesinden memnun olduğunu vurgulayan Serkan Özbalta, "Geçen hafta Bolu’da da söyledim, 6 oyuncumuz cezalı. Martin Rodriguez gibi takımın en yenilikçi ve form grafiği çok yükselmiş bir oyuncumuz 3 haftadır yok. Belki haftaya belki son Çorum maçına yetişir, o da net değil. Bunun yanında maç öncesi ısınmada Guram’ın ayağında 4-5 gündür bir sıkıntı vardı, Cengiz zaten sakattı ve cezası ayın 25’inde bitiyordu. Sol bek alternatifimiz bu anlamda sıkıntılıydı, Guram’ı ısınmada değiştirebilirdik, Orhan’ı çekip Ali ile iki bek devam edebilirdik ama bu şekilde devam ettik. Sayı olarak fazla olan bu eksikler bizi ciddi etkiliyor. Şimdi yapmamız gereken kalan 2 maçta maksimum puanı almak, yenilmeden 4 ya da 6 puan almak. Devre arasına girip, 25’inden sonra diğer oyuncuların katılması ve devre arasında bu oyuna adapte olabilecek, aidiyeti yüksek, iş ahlakı olan futbolcuları takıma kazandırmak için yönetim kurulumuz ve başkanımız bu konuda çok istekli. Beraber çalışıyoruz ve inşallah bu takviyelerle sezon sonunda bu takımın ilk 7’nin içinde olacağı düşüncesi çok güçlü şekilde devam edecektir" şeklinde konuştu.