EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 14:57

Gaziantep Büyükşehir’den Nurdağı’nda 200 çiftçiye çilek üretimi için destek

A
A
A
Gaziantep Büyükşehir’den Nurdağı’nda 200 çiftçiye çilek üretimi için destek

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, depremde ağır hasar alan Nurdağı ve İslahiye’de çilek üretimini sağlamak ve sürdürülebilirlik oluşturmak amacıyla 200 çiftçiye çilek fidesi, gübre, ilaç ve malç temini ile damlama sulama sistemi düzenlenen törenle dağıtıldı.


Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerden etkilenen Nurdağı ve İslahiye’de çiftçilerin gelirinin arttırılması ve üretimin tekrardan sağlıklı bir şekilde sağlanması amacıyla Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı ile GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliğinde bölgede tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği için çilek üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan yeni destek projesinin dağıtım töreni Nurdağı’nda yapıldı.


Proje kapsamında toplamda 400 dekarlık alanda 200 çiftçiye, 2 dekarlık alanlarda üretim yapabilmesi amacıyla çilek fidesi, gübre, ilaç ve malç temini sağlandı. Öte yandan destek projesi kapsamında damlama sulama sistemi kurulumu yapılması için çalışmalar başladı. Bölgede yaşanan deprem sonrası afet durumunda tarımsal üretim yapan çiftçilerin faaliyetleri bir anda durdu. Gıda temininin tekrardan sağlanması ve depremde üreticinin damlama sulama sistemleri ile üretim araçlarını kaybetmesinden dolayı tarımsal faaliyetin sürdürülebilirliği için destek projesi oluşturularak üretim sağlanması amaçlanıyor.


Programa Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in yanı sıra AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Derya Bakbak, İrfan Çelikaslan, Bünyamin Bozgeyik, il ve ilçe yetkilileri ile çiftçiler katıldı.



“Burada daha yapacak çok işimiz var”


Törende Nurdağı’nda deprem sonrasında yaşanan iyileşme sürecinde yapılanları anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, büyük bir dayanışmanın yaşandığını aktararak, “Çiftçinin üretim malzemelerinin hepsinin depremde yok olduğu günlerden bugün bu destekleri ve gelişmeleri konuşuyoruz. Depremden sonra ‘Önce İnsan’ diyerek Büyükşehir Belediyesi olarak kaynaklarımızın büyük bölümünü buraya gönderdik, bölge çok hızlı ayağa kalktı. Tarım buranın en önemli kısmı. Yeşil ekonominin ayağa kalkması gerekiyordu. Bir belediye olarak Türkiye’de ilk defa mazot dağıtımı yaptık. Burada daha yapacak çok işimiz var. Kadınlar kooperatif kursun, çiftçilerin cebi rahatlasın, çiftçi rahatlayınca esnaf rahatlasın diye ben ve arkadaşlarımız gayret gösteriyoruz” dedi.



“Büyükşehir belediye başkanımızın çiftçilere verdiği destek Türkiye’de örnek bir çalışmadır”


Çiftçiye yönelik desteklerin sürdüğünü aktaran AK Parti Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül ise, “Bereketli topraklardayız. Alın teriyle, helal lokmayla burada rızkının peşinden koşan emektarlarımızla, çiftçilerimizle beraber olmanın büyük bir mutluluğunu yaşıyoruz. Burada değerli Büyükşehir Belediye Başkanımızın çiftçilere verdiği destek Türkiye’de örnek bir çalışmadır, model bir çalışmadır. Tüm tarımsal desteklerle çiftçimizin yanında olan bir anlayış var. Yerel yönetim zaten vatandaşlarımızın sorunlarına doğrudan alakadar olan kurumlar. Bunun hakkını veren bir başkanımız ve ekibi var” ifadelerini kullandı.



Nurdağı Belediye Başkanı Mehmet Yıldırır da konuşmasında 6 Şubat felaketi sonrasında yaraların sarılması için büyük emek verildiğini, destekleri hep hissettiklerini söyledi. Kalkınmanın yerelde olduğunu benimseyip Büyükşehir Belediyesi’nin çiftçinin birim alanda daha fazla gelir elde etmesi için çalıştığını aktararak teşekkür etti.



Gaziantep İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Karayılan, Nurdağı ve kentte bulunan bütün çiftçilerin taleplerinin yerine getirildiğini aktardı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Gaziantep’te yaptığı çalışmaları anlattı. Nurdağı Ziraat Odası Başkanı Kemal Belpınar, Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma verdiği destekleri anlatarak, çilek üreticisinin yanında oldukları için teşekkür etti.


Çiftçiler adına konuşan Karaburçlu Köyü’nden çiftçi Hilal Şahin de teşekkür etti.



Gaziantep Büyükşehir’den Nurdağı’nda 200 çiftçiye çilek üretimi için destek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.