EKONOMİ - 20 Aralık 2025 Cumartesi 13:54

Bakan Kacır: "Su kaynaklarımızın sanayimizde etkin ve verimli kullanımını destekleyecek adımları kararlılıkla hayata geçiriyoruz"

A
A
A
Bakan Kacır: "Su kaynaklarımızın sanayimizde etkin ve verimli kullanımını destekleyecek adımları kararlılıkla hayata geçiriyoruz"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gaziantep’te OSB İsale Hattı ve İslahiye Sanayi Sitesi Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Bakan Kacır, "Su kaynaklarımızın sanayimizde etkin ve verimli kullanımını destekleyecek adımları kararlılıkla hayata geçiriyoruz" dedi.


Bir dizi program ve açılış törenine katılmak üzere Gaziantep’te bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, OSB İsale Hattı ve İslahiye Sanayi Sitesi Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı. Törende açılış konuşmasını yapan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek, isale hattı projesinin öneminden, vizyonundan ve hedeflerinden bahsederek proje detayları hakkında bilgi verdi.



"Ülkemiz de jeopolitik konumu gereği iklim krizini en fazla hisseden ülkeler arasında yer alıyor"


Konuşmasına Bakan Kacır, "Tüm dünyanın küresel iklim değişikliği tehdidini somut şekilde hissettiği bir dönemden geçiyoruz. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, ekonomilere büyük zarar veren ve doğal yaşamı tehdit eden bu gerçek, her bir coğrafyayı farklı şekilde sınıyor. İklim değişikliğinin etkileri, adeta bir alarm niteliğinde kendini göstererek, sistemsel bir kırılmaya işaret ediyor. Ülkemiz de jeopolitik konumu gereği iklim krizini en fazla hisseden ülkeler arasında yer alıyor. Suyun verimli ve etkin kullanımı; sektörler arası ortak kullanılan bir kaynak olarak planlı yönetimi, Tarımdan endüstriyel kullanıma kadar geniş bir yelpazede su ayak izini azaltıcı adımların hayata geçirilmesi, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için olmazsa olmazımızdır. Zira su şehirlerimizin refahı kadar, sanayimizin sürekliliği için de stratejik bir girdidir. Hele ki Gaziantep gibi; üretim kabiliyetiyle, ihracat performansıyla, girişimci ruhuyla Türkiye’nin omurgasını taşıyan şehirlerimizde ‘su yönetimi’, geleceği yönetmek demektir" dedi.



"OSB’lerimizde verimliliğin temeli olan merkezi atık su arıtma tesisi sayısını 147’ye çıkardık ve 221 OSB’de atık su sorununu çözdük"


Gaziantep OSB’de 221 atık su sorununu çözdüklerini söyleyen Bakan Kacır, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak; su kaynaklarımızın sanayimizde etkin ve verimli kullanımını destekleyecek adımları kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Planlı sanayileşme atılımımızın merkezinde yer alan organize sanayi bölgelerimizin; su, enerji ve atık yönetimini entegre bir anlayışla ele alıyoruz. OSB’lerimizi verimli ve çevreci üretim üslerine dönüştürüyoruz. Bu doğrultuda, OSB’lerimizde verimliliğin temeli olan merkezi atık su arıtma tesisi sayısını 147’ye çıkardık ve 221 OSB’de atık su sorununu çözdük. Dünya Bankası ile sürdürdüğümüz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’nde önümüzdeki yıl 8 OSB’de Atıksu Arıtma Tesisi ve 5 OSB’de Atıksu Geri Kazanım Tesisi projesini tamamlamayacağız. Yeşil Dönüşüm Programıyla imalat sanayiimizdeki firmaların döngüsel ekonomi, atık yönetimi, kaynak verimliliği, karbon salınımını azaltmaya dönük yatırım projelerine 180 milyon liraya kadar nakit destekler, yatırımların yüzde 40’ına kadar vergi indirimi sağlıyoruz. Bugün de yine stratejik bir sanayi alt yapı yatırımını, bir vizyon projeyi Gaziantep OSB’mize kazandırıyoruz. Bakanlığımız destekleriyle hayata geçirilen Fırat-Gaziantep OSB Su İsale Hattı Projesi ile Gaziantep sanayisinin su ihtiyacını yüksek verimlilikle karşılıyoruz. Fırat Nehri’nden organize sanayi bölgemize ulaştırdığımız su sayesinde, su temininde yeraltı kaynaklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırıyoruz. Toplam yatırım tutarı 4 milyar lira olan projemiz kapsamında 5 adet terfi istasyonu ve 6 adet regülasyon havuzu inşa ettik. Hidrolik, mekanik ve yapısal imalatları eksiksiz şekilde tamamlanan projemiz günlük 120 bin metreküp su iletim kapasitesiyle Gaziantep OSB’mizin halihazırdaki ve gelecekteki sanayi suyu ihtiyacını sorunsuz şekilde karşılayacak. Bakanlık olarak üretim zincirimizin her bir halkasını besleyecek, üretimde ekonomimizin tüm sektörlerinde verimliliği yükseltecek projeleri hayata geçirmeye kararlıyız. Bu doğrultuda attığımız bir diğer adımla da Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa’da içme suyu ve atık su arıtma tesislerinde bulunan eski ve verimsiz motorların, yüksek verimliliğe sahip motorlarla değişimini gerçekleştirdik. Bu projemiz kapsamında; 29 tesiste toplam 121 adet verimsiz motorun değişimini tamamladık" ifadelerini kullandı.



"Gaziantep’te 2 bin 265 hektar büyüklüğünde 11 yeni sanayi alanı ilan ettik"


Gaziantep genelinde 11 yeni sanayi alanı ilan ettiğini söyleyen Bakan Kacır, "Aradan geçen 2,5 senede, depremden etkilenen illerimiz ve vatandaşlarımız her daim önceliğimiz oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, bu ağır yıkıma maruz kalan diğer illerimizde olduğu gibi, Gaziantep’te de çok boyutlu bir eylem planını devreye aldık. KOBİ’lerimizin acil ihtiyaçlarına yönelik 1 yılı geri ödemesiz, 3 yıl vadeli ve sıfır faizli destek sunan KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı ile; ilimizdeki 480 KOBİ için 300 milyon lira kredi hacmi oluşturduk. Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı kapsamında şehrimizde 4 bin 881 KOBİ’ye 2,6 milyar lira kaynak sağladık. Depremlerin ağır yıkıma yol açtığı Gaziantep ilimizde Araban, İslâhiye ve Nurdağı ilçelerini cazibe merkezleri programına dahil ettik. Program kapsamında düzenlediğimiz 40 teşvik belgesiyle 16,5 milyar liralık yatırım ve 2 bin 300 istihdamın önünü açtık. Cumhurbaşkanımızın imzasıyla, geçtiğimiz ay sonunda yürürlüğe giren yeni teşvik sistemiyle de üç ilçemizde gerçekleştirilecek yatırımlar için en üst düzey istihdam teşviklerini sunuyoruz. Depremden yoğun etkilenen ilçelerimizdeki OSB’lerde çalışanların SGK primi işveren paylarını 14 yıl, çalışan paylarını 10 yıl bakanlık olarak karşılıyoruz. Deprem felaketinin hemen ardından sanayi işletmelerimizin, en kısa sürede üretime yeniden başlayabilmesini sağlamak öncelikli hamlelerimizden biri oldu. Sanayicilerimizin talepleri ve bölgesel ihtiyaçlar doğrultusunda depremden sonra ilimizde 2 bin 265 hektar büyüklüğünde 11 yeni sanayi alanı ilan ettik" şeklinde konuştu.



"80 işyeri sanayi sitesini İslahiye’de inşa ettik"


İslahiye’de yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Kacır, "Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi ve sanayi altyapısının güçlenmesi amacıyla 80 işyeri sanayi sitesini İslahiye’de inşa ettik. Noter huzurunda gerçekleştirdiğimiz kura ile 48 işyerinin hak sahiplerini belirledik. Hak sahiplerimize alın terlerinin kazanca dönüştüğü iş yerlerinin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. İşletmelerimiz inşallah yeniden ayağa kalkacak, iş yerlerimiz faaliyetlerine güvenle kaldığı yerden devam edecek. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeğin, alın terinin arkasında durmaya, Gaziantep’i yeni eser ve hizmetlerle donatmaya devam edeceğiz. Şehrimizin sanayicisi, üreticisi her daim yanında güçlü bir omuz, kuvvetli bir destek olduğunu bilerek güvenle adım atacak. Bizler tüm imkanlarımızla, vizyon projelerimizle, kalkınma hamlelerimizle Gaziantep’i ilmek ilmek dokumayı sürdüreceğiz" diye konuştu.


Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise çok önemli bir yatırımı hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyleyerek projenin detayları ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.


Gaziantep Valisi Kemal Çeber ise, OSB isale hattı ve İslahiye sanayi sitesi anahtar teslim töreni ile Gaziantep sanayisinde Türkiye Yüzüyılı’na yakışır yatırımların hayata geçtiğini vurgulayarak emeği geçenlere teşekkür edip hayırlı olması temennisinde bulundu.


Konuşmaların ardından OSB isale hattı açılış ve İslahiye Sanayi Sitesi anahtar teslim töreni yapıldı.



Bakan Kacır: "Su kaynaklarımızın sanayimizde etkin ve verimli kullanımını destekleyecek adımları kararlılıkla hayata geçiriyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.