POLİTİKA - 25 Mart 2025 Salı 21:04

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar: "Türkiye büyüyor, Türkiye’nin ihtiyaçları da artıyor"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin enerji ihtiyacını mutlak suretle dışa bağımlı olarak değil, dışarıdan ithal ederek değil, kendi imkan ve kabiliyetleriyle sağlaması gerektiğini söyledi.

Erzurum iftar yemeğinde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Türkiye üç konuda kesinlikle kendi kendine yeten bir ülke olmak zorunda. Bunlardan bir tanesi milli güvenlik meselesi olan savunma sanayisi. Bir başka konu, Türkiye’nin gıda güvenliği meselesi. Üçüncü konu benim alanım. O da enerji güvenliği" dedi.

Erzurum’da bugünkü programı kapsamında özellikle enerji tabii kaynaklar alanında, madenlerde, elektrikte, doğalgazda elimizdeki son yatırımlar ve önümüzdeki süreçle ilgili programı değerlendirdiklerini anlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Buradaki sorunlar, bizlerden beklentilerle alakalı geniş kapsamlı istişarelerde ve çalışmalarda bulunduk, toplantılarımız oldu. Gerek büyükşehir belediye başkanımız, gerek ilçe başkanlarımız, teşkilatlarımız bu konularda taleplerini ilettiler. İnşallah bunlarla alakalı en kısa zamanda beklentileri yerine getirecek şekilde biz de çalışmalarımızı yürüteceğiz" dedi.

Enerji alanında son dönemde yaptıkları faaliyetlerle alakalı bilgilendirmelerde bulunan Bayraktar, "Türkiye büyüyor. Türkiye’nin ihtiyaçları da artıyor tabii ki. Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Şimdi baktık 2002’de Erzurumlu elektrik tüketimine bir de bugüne baktık. Arada ciddi bir artış var. Doğalgaz zaten o gün hiç yoktu. Doğalgaz 2004’te Erzurum’a geldi. Hamdolsun yirmi ilçede doğalgaz var. Ama daha gidecek yerimiz var. Dolayısıyla biz ülkemizin ekonomisini bu kadar büyütürken şimdi çok önemli bir dönüşümü kavşağımızdayız. Bu dönüşüm de Türkiye’nin aslında özellikle ekonomik bağımsızlığını kazanma mücadelesidir. O aşamada şunu kastediyorum. Türkiye üç konuda kesinlikle kendi kendine yeten bir ülke olmak zorunda. Bunlardan bir tanesi milli güvenlik meselesi olan savunma sanayisi. Yani Türkiye hiç kimseye muhtaç olmadan kendi güvenliğini sağlayabilme noktasında olması lazım ve hamdolsun hepimiz ya yine takip ediyorsunuz. Türkiye savunma sanayinde çok büyük bir hamle yaptı. Ve şu anda neredeyse yüzde seksenlerde olan dışa bağımlılığını yüzde yirmilere kadar düşürdü. Türkiye çok önemli bir savunma sanayi ihracatçısı konumuna geldi. Bu tabii ki ülkemiz için hem ekonomik anlamda güç hem de milli güvenlik anlamında ülkemizin güvenliği anlamında çok önemli bir gündür. Bir başka konu Türkiye’nin gıda güvenliği meselesi. Yani aslında bir tarım ülkesiyiz. Özellikle Erzurum’dayız. Erzurum bir tarım aynı zamanda tarım kenti. Dolayısıyla Türkiye’nin gıda güvenliğini ve kendi kendine yetebiliyor olmasını sağlıklı, sürdürülebilir, uzun vadeli bir şekilde sağlaması önem arz ediyor. Yani güvende olacak, gıdamız, gıda arzında bir sıkıntımız olmayacak. Elbette bir gıdaya erişip alakalı belki bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama fiyatların da düşük olması. Erişilebilir olması vatandaşlarımızın gıdadan kaynaklı herhangi bir sıkıntı yaşamaması önemli. Üçüncü konu benim alanım. O da enerji güvenliği. Türkiye talebi bu kadar artarken olan ihtiyacını da mutlak suretle dışa bağımlı olarak değil, dışarıdan ithal ederek değil, kendi imkan ve kabiliyetleriyle sağlaması lazım. Tabii bu kolay yapılabilir bir şey değil. Türkiye petrolünü neredeyse yüzde doksanını doğalgazın neredeyse tamamına yakınına kısa bir süre öncesinde dışarıdan ithalatla karşılıyorlar. Bu anlamda Erzurum’un özel bir yeri var. Türkiye’nin ar güvenliğine önemli bir katkısı var. Çünkü üç tane çok önemli proje Erzurum’dan geçiyor. Birisi TANAP projesi, doğalgaz boru hattı Azerbaycan’dan evet başkanımın da emeği var o projede. Türkiye için ve Avrupa’nın arz güvenliği için, doğalgazı için önemli. Bir diğer proje Bakü Ceyhan, Petrol boru hattı projesi. Yine Erzurum’dan geçiyor. Bakü Türk-İş, Erzurum, Boru hattı, doğalgaz boru hattı projesi. Ülkemizin doğalgaz için fevkalade önemli. Ama ithal kaynaklarla Türkiye’ye enerji sağlamanın ötesinde şimdi Türkiye özellikle son on yılda enerjide de bağımsızlık yolunda büyük bir hamle ortaya koyuyor" diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin artık Karadeniz’de kendi gemileriyle, kendi mühendisleriyle, kendi jeologlarıyla, kendi petrol ve doğalgaz mühendisleriyle doğalgaz arar, araya arayabilecek bir ülke haline geldiğini ifade ederek, "Türkiye bugün geçmişte terörden dolayı girilemeyen, gidilemez konuşulan ve terörle mücadele edilen Gabar, Şırnak’ta petrolcü Türkiye’nin en kaliteli petrolünü üretir hale geldi. Bunlar son dönemde yaptığımız hamlelerin yavaş yavaş neticelerin bugün Sakarya’dan sahasını verdik. Karadeniz’de biz üç milyon hane Türkiye’deki üç milyon eve gidecek kadar doğalgaz üretiyoruz. Gabar’da bugün 80 bin varil üretime ulaştık. Günlük üretim. İnşallah Cuma günü Gabar’dayız. Orada o üretimi arttırmakla alakalı yerinde çalışmaları arkadaşlarımızla biz inceleyeceğiz Onun için de şunu söylemeye çalışıyorum. Bu gittiğimiz yol, bu parmak istediğimiz yol Türkiye yüz yılı diye sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon işte Türkiye’yi bu saydığım üç alanda bu üç hayati alanda gıda olmadan yaşamak mümkün mü? Enerji hiçbir şey düşebiliyor musunuz? Elektrik olmadan doğalgaz olmadan, akaryakıt olmadan ekonomiden bahsetmek, hayatın olağan akışını devam etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla bunları güvence altına almış, buralarda kendi kendine yeten, dışa bağımlılığını bitirmiş bir Türkiye, milli güvenliğini, güçlü savunma sanayiyle kuvvetli hale getirmiş bir Türkiye. Bu yolda gidiyoruz. Bize bundan önce olduğu gibi bu aşamada da bundan sonra da engel çıkacaktır. Ama ben şuna inanıyorum. Burada Erzurum nasıl son, özellikle son dönemde ama başından beri bize sayın cumhurbaşkanımıza büyük bir teveccüh gösterdiyse ve hem on dört, yirmi sekiz Mayıs’a, hem belediye seçimlerinde, yine büyük bir ekseriyetle Bu yetkiyi bize tebliğ ettiyse ve ben inanıyorum ki sizlerin ve milletimizin aziz dualarıyla biz bu hedefleri mutlaka varacağız. Bu hedeflere vardığımızda da Türkiye biraz önce ifade ettiğim gibi bu genç nüfusuna istihdam sağlayabilen en önemli iş gücü gençlerimize iş, imkanı sağlayabilir istihdam sağlayabilmemiz. Sanayimizin büyümesi, sanayimizin bugün hakikaten mutlu olduk" diye konuştu.

"Türkiye’nin sanayicisini mutlaka katma değerli hale getirmesi gerekiyor" diyen Bakan Bayraktar, "Yani adam bu telefonu yapıyor, on dolara mal ediyor ama bin dolara çıkmıyor. Biz de artık ihracatımızı, üretimimizi böyle Değerli hale getirmemiz lazım. Türkiye emin olun güçlü bir şekilde bu yolda gidiyor. Biz milletçe kenetlendiğimiz zaman, bir arada olduğumuz zaman ve kararlılıkla bu hedeflere yürüdüğümüz zaman bunların hepsinden inanıyorum ki netice alacağız. Biz çok kısa bir süre önce bu petrol ve gaz Gabar dedik. Önemli bir başarı hikayesi. Şimdi o dağlarda çocuklarımız eskiden terörde çıkmış oluyordu. Dağlar onlar yüksek çıkış oluyordu. Şimdi o insanlar o çocuklarımız büyük bir heyecan ve ümit içerisinde artık hayal kurabilir hale geldiler. İnşallah yeni adımlar atacağız. Petrol ve gaz aramacılığında ve üretiminde onunla beraber de o koyduğumuz Türkiye’yi enerjide bağımsız kılmak Türkiye bu Mutlaka kendi kendine yeter bir ülke olma hafızasına inşallah hep birlikte el birliğiyle geçireceğiz. Biz bu anlamda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük bir hizmet hareketi olarak, bir kadro hareketi olarak bu çabanın içerisindeyiz. İnanıyoruz ki milletimiz bunları bugüne kadar gördüğü için bize bu teveccühte bulundu. Bundan sonra da bu başarılarımızı devam ettirdiğimiz sürece de inşallah onların desteğini, sizlerin desteğini almaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Muhammet Ertuğrul Polat - Mehmet Emin Kızılca



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da meyve fidanı satışı başladı Erzincan’da bahar ayının habercilerinden fidanların toprakla buluşma dönemi başladı. Pazar tezgahlarında satışa sunulan çeşit çeşit meyve fidanları 100 TL’den alıcısını buluyor. İlkbahar mevsimine girilmesiyle Erzincan’da meyve fidanını satışlarına başlanıldı. Buğday Meydanına kurulan halk pazarında elma, armut, şeftali, nektarin, kiraz, vişne, kayısı, hurma ve ceviz fidanları müşterisini bekliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte çeşitli meyve fidanları piyasada boy göstermeye başlarken, fidan satıcıları fiyat artışının çok olmadığını belirtti. Fidan satıcıları, "Bunlar muhtelif elma, armut, şeftali, nektarin, kiraz, vişne, kayısı, hurma ve ceviz, asma yani muhtelif fidanların hepsi burada mevcut. Şu an fidanlar 100 TL ile 150 TL arasında değişiyor. Gül ise 100 TL. En çok ceviz fidanı tercih ediliyor ve bunun fiyatı da 150’TL’dir ama fidanına göre de, cinsine göre de değişkenlik gösteriyor. Şuan satışlarımızda biraz hareketlenme ve talep var ama bakalım geçen yıllara göre biraz düşüş var gibi. Nisan ayının sonuna kadar satışlarımız devam eder" Vatandaşlara uyarı Fidan satıcıları, vatandaşlara bir takım uyarılarda bulunarak, "Bazıları aşılı ceviz diye deli ceviz diye adlandırılan fidanları satıyorlar. Diğer meyve fidanları da sahte, onları burada ’aşılı’ diye pazarlıyorlar. Bu fidanları almasınlar bunlar fazla meyve vermez. Biz kendimiz üretip kendimiz satıyoruz, onlar sahtesini yapıyor. Vatandaşlarımız bu farkı gözeterek alışveriş yapsınlar" dedi.
Bayburt Çiftçilere yabancı otla mücadele uyarısı Bayburt’ta üreticilere, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelenin nasıl yapılması gerektiği ile alakalı bilgilendirmede bulunuldu. Yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi: "Meyve bahçelerinde sulama, gübreleme, toprak işleme, budama ve seyreltme gibi yıllık bakım işlemlerinin amacı, verim ve kaliteyi artırmaktır. Bu işlemler ne kadar yerinde yapılırsa yapılsın eğer hastalık ve zararlılarla etkili olarak mücadele edilmezse bütün çabalar boşa gider. Zira gerek hastalık ve gerekse zararlılar meyve kalitesini azaltmakla kalmaz, ağaçların sağlıklarını da bozarak verimden düşmelerine ve nihayet kurumalarına yol açar. Hastalık ve zararlılarla mücadele oldukça zor ve pahalıdır. Bilgili iş gücünü gerektirir. Nasıl ve ne zaman yapılacağı bilinmezse başarılı olunamaz. Bitkileri hastalık ve zararlılardan koruyarak sağlıklı yetiştirmek mücadele giderlerini azaltır. Eğer meyve bahçeleri kurulurken ve kurulduktan sonra bazı kültürel önlemler alınmazsa mücadele giderleri artar ve kârlı bir yetiştiricilik yapılamaz. Kimyasal mücadele: İklim veya konukçu bitki ortamının çok uygun olduğu zamanlarda hastalık veya zararlılar çok çabuk yayılırlar. Bu durumda mekanik mücadele çok zaman alır ve yetersiz kalır. Böyle durumlarda kimyasal mücadele zorunludur. Ayrıca meyve bahçelerinde bazı bitki hastalıkları ve zararlıları sık sık görülüyor ve önemli düzeylerde zarar yapıyorsa, yayılmalarını önlemek için belli zamanlarda ilaçlama yaparak önlem alınır. Bu mücadele, değişik etki şekillerine sahip fungusit, bakterisit ve insektisit gibi kimyasal maddelerle yapılır. Kullanılan ilacın cinsi, dozu ve uygulama zamanının çok iyi seçilmesi gerekir. Zira bu ilaçlar, hava nemi ve hava sıcaklığı ile uygulanacak bitkilerin gelişme dönemlerine göre toksik etki yapabilmekte ya da dokuları yakabilmektedirler. Bu nedenle mücadele kış ve yaz olmak üzere iki dönemde yapılır. Kış mücadelesi, meyve bahçelerinde eğer gerekli ise mücadele kış ilaçlamaları ile başlar. Yaprağını döken tüm çok yıllık bahçe bitkilerinde bu ilaçlama sonbaharda yaprak dökümünden ilkbaharda tomurcukların patlamasına kadar geçen süre içerisinde yapılabilir. Bu ilaçlamanın amacı, gövde ve dallarda kışı geçiren hastalık ve zararlıları yok ederek ilkbaharda tekrar enfeksiyon yapmalarını ya da yüksek populasyona ulaşmalarını önlemektir. Ayrıca ilkbahar ve yaz döneminde, fıtotoksik etkileri nedeniyle kullanılamayan ilaçlar kışın daha yüksek dozlarda kullanarak daha etkili bir mücadele gerçekleştirilebilir. Mantari hastalıklara karşı ise bordo bulamacı yararlı bir ilkbahar mücadelesidir."