POLİTİKA - 05 Ocak 2025 Pazar 16:20

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum’da ’halk buluşması’nda konuştu

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum’da ’halk buluşması’nda konuştu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum’da partisince düzenlenen hak buluşması programında hükümete ekonomi üzerinden yüklendi. Asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılan zammın yeterli olmadığını söyleyen Özel, “Bir asgari ücretli geçen yıl 17 bin lira alıyordu. Cağ kebabının da şişi, geçen yıl 50 liraydı. Bir asgari ücretli gitse 340 şiş cağ kebap alıyordu. Şimdi 22 bin 104 lira oldu ama cağ kebabının şişi 100 lira olmuş. Asgari ücretli 340 şiş alırken, bugün 220 şiş alıyor. Hesap ortada” dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde halk buluşmasına katıldı.


Kars’ın Sarıkamış ilçesinde Şehitleri Anma Yürüyüşü ve Sarıkamış Şehitlerini Anma Töreni’ne katıldıktan sonra kara yolu ile Erzurum’a geçen Özel, burada halk buluşması toplantısında vatandaşlara hitap etti.



"Erzurum tarihi şehir"


Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ateşini yaktığı Erzurum’da bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Özel, “23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yapan bu güzel şehir, bu kadim şehir milletimizin de kaderini tayin eden şehir olmuştur. Burası sadece bir yerleşim birimi sadece bir şehir değil bir destana, bir milletin yeniden doğuşuna tanıklık eden bu güzel Erzurum’da, dadaşlar diyarında olmaktan büyük gurur duyuyorum. Erzurum’un bugünkü coşkusuna tanıklık etmek için gelmiş olan çok sayıda vatansever, çok sayıda gönlünde vatan, millet, bayrak sevgisi olan Mustafa Kemal’in askerleri var” dedi.



"Sarıkamış’ta o şanlı yolu birlikte yürüdük"


“Dün gece elimizde meşalelerle Sarıkamış’taydık” diyen Özel, “Bu sabah 8 buçuk kilometrelik o şanlı yolu hep birlikte yürüdük. Bağımsızlığımız için canını ortaya koyan, komutanı yürü dediğinde o yolun sonunda ölüm de olsa yürüyen, bu toprakları kurtarmak için bu ülkeyi korumak için önüme gözü kırpmadan giden şanlı bir ecdadın, güçlü bir ordunun ve daha o günlerde kurtuluş mücadelesi vermek isterken İstanbul’dakiler tarafından hakkında soruşturmalar açılan, ’geri dön’ diye telgraflar çekilen, idam fermanları verilen ve bunun karşısında üstündeki çok sevdiği üniformasını çıkarıp ilk kez sivil kıyafetle geldiği Erzurum’dan Milli Mücadele kahramanı olarak ayrılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yurttaşları, hepinizi saygıyla selamlıyorum. ’Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye Türkiye’nin dört bir yanında söylüyorum. Teğmenlerimiz söyledi diye onları ordudan atmaya çalışıyorlar. İsyan ediyoruz, itiraz ediyoruz ama bir yerde, bir yerde Mustafa Kemal’in askerleriyiz lafı doğdu diyeceksek üniformayı çıkardığı gün onu orduların başkomutanı yapan Erzurum’da bunu kana kana söyleyebiliriz. Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Buraya gelip Erzurum Kongresi’ni yapıp Erzurum’da güç alıp kuvvet alıp gidip orduları toplayıp milli mücadeleyi başlatıp, ülkeyi kurtarıp sonra gelip bir demokrasi, bir cumhuriyet kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk en dar gününde kendine ev sahipliği yapan bu kenti hiç unutmadı, ardından depremde Erzurum’un dar gününde koştu, Erzurum’a geldi. İşte o gelişinde Gazi Paşa şöyle söyledi. ‘Buraya gelişim, bütün ulusun ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana rastladı. Burada gördüğüm içtenlik, burada gördüğüm mertlik, gönülden bağlılık, memleketi kurtarmak için her türlü özveriyi yapmam konusunda azim ve gücümü arttırmıştı.’ İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bunu söyleten, bunu söyletebilen bir şehirdeyiz. Erzurum’la ve sizlerle gurur duyuyoruz. Cumhuriyetimiz sadece ülkeyi kurtarmakla ve bağımsızlığı sağlamakla kalmadı. Bu milleti teba olmaktan çıkarıp özgür yurttaşlar haline getirdi. Cephede kazanılan zaferler sonrası Türkiye’nin önü açıldı. Üretimle, sanayiyle, kalkınma programlarıyla, ekonomik ve sosyal zaferlerle bu ülke artık her bir bireyin geleceğe güvenle bakacağı ülkesiyle gurur geleceğinden umut dolacağı bir ülke haline geldi” diye konuştu.



"CHP baba evi"


Özel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet Halk Parti’nin yönetimi olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’nin baba evinin bugünkü yöneticileri olarak yüz yıl sonra yeniden yoksulluğa, eşitsizliğe, haksızlığa, adaletsizliğe mahkum edilen birileri cebini doldururken birileri zengin bir hayatı kana kana yaşarken diğer taraftan yoksulluğa mahkum edilen milyonların umudu olmak için bir kez daha kurucumuzun birinci genel başkanımızın yaptığı gibi Erzurum’a güç almaya, mücadele için Erzurum’dan azimle ve kararlılıkla ayrılmaya geldik” dedi.



"CHP 7 bölgede var, AK Parti kaç bölgede var"


Zorluklarla dolu bir yılı geride bırakırken 2024 yılında güzel, önemli başarıların partileri için çok güzel günlerde olduğunu anlatan Özel, “31 Mart seçimine giderken birileri 2023’teki seçim başarısına güvenerek CHP’nin dağıldığını, CHP’nin bir daha toparlanamayacağını, elindeki başta İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya belediyeleri olmak üzere önemli belediyeleri CHP’nin elinden alacaklarını, iktidarlarını güçlendireceklerini hayal ederken Atatürk’ten aldığımız ilhamla önce gençlerle birlikte kadınlara, bilime, çalışmaya, özgüvene, kendine güvenmeye olan inancımızla birlikte yaş ortalaması 43 olan parti meclisimiz, yaş ortalaması 46 olan yarısı kadın, yarısı erkek olan partiye ve Ata’ya yakışır gölge kabinemizde belirlediğimiz adaylarla 47 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeniden Türkiye’nin birinci partisi yaptık. Nüfusun yüzde 65’ine ekonominin yüzde 80’ine Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hitap ediyor. Örneğin geçmişte, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ’siz Sivas’ın doğusuna geçemezsiniz, orada yoksunuz’ diyenlere inat şimdi şunu söyleyebiliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi yedi bölgede de vardır. Ve Cumhuriyet Halk Partisi dışında hiçbir parti yedi bölgede birden yoktur. O çok kibirli, herkese tepeden bakan, kendi partisi dışındaki partileri yok sayan Erdoğan’a şunu soruyorum. CHP yedi bölgede var. AK Parti kaç bölgede var? Ege’de bulunan, Ege’de bulunan şehirlerin tamamı Cumhuriyet Halk Partilidir Ege’deki Muğla’mızın, Aydın’ımızın, İzmir’imizin yanına Balıkesir’i, Denizli’yi, Manisa’yı ayrıca büyükşehir olmayan Uşak’ı, Kütahya’yı, Afyon’u teker teker koyduk. Ege’de Cumhuriyet Halk Partisi dışında bir partinin il ya da büyükşehir belediyesi yoktur. Ama eskiden olduğu gibi sadece sahil kenarında değil içerilerde. Karadeniz’de, Güneydoğu’da, İç Anadolu’da varız. Peki ya Doğu’da örneğin Erzurum’da 2019 seçimleri sonunda hiç belediyemiz yokken şimdi bu salonda karşımda il başkanımın yanında Çat ve Şenkaya başkanları oturmaktadır Şenkaya’yı kazanan Görbil Özcan’ı, Çat’taki büyük başarımız Arif Hikmet Kılıç’ı her iki hemşehrilerinden birinin oylarını alarak bu görevlere geldikleri için onları onlarla birlikte ilçe başkanlarımızı, yönetimini, il yönetimini tüm Cumhuriyet Halk Partisi ailesini yürekten kutluyoruz. Hepsiyle gurur duyuyoruz. Yeter mi? Yetmez biliyorsunuz Erzurum’u en son 1973’te kazanmıştık. Ama içimizde ukdedir ve buradan açıkça söylüyorum ki bu salon seçim zamanı değil, herhangi bir zamanda öyle günlük güneşlik bir günde değil. Kara kışın ortasında öyle oradan buradan taşımayla değil tıka basa kendi kendine coşkuyla doluyorsa şunu söylüyorum. Bir sonraki seçimlerde Erzurum Belediyesi’ni de alacağız. Ant olsun ki alacağız. Ve Erzurum’da artık halkçı bir belediye, milletin derdiyle dertlenen, kimseyi ayırmayan, kimseyi kayırmayan, kimseyi ötekileştirmeyen, herkesi bağrına basan bir belediyeye, bir belediye başkanına, bir yönetim anlayışına ihtiyaç var. Aynı şekilde Türkiye’de de artık iktidarın, yoksulların, emeklilerin, emekçilerin sesini duymasına, artık gençlerin umutlarını yeniden yeşertmelerine, yurt dışında değil bu ülkede hayal kurmalarına ihtiyaç var. Bunu yapmanın yolu hep birlikte çalışmak ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapmaktır” dedi.



"Erzurum bize Gazi Mustafa Kemal’in emanetidir"


Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında artık bugüne kadar bu iktidara, bugünkü iktidara destek vermiş ve sorunları çözülmemiş Erzurum’un sesini en yakından duyacaklarını ifade eden Özel, “Erzurum derdini en hızla çözeceğimiz şehirlerden bir tanesidir. Çünkü bu Erzurum bize Gazi Mustafa Kemal’in emanetidir. Erzurum’umuzun köylerinde hala kanalizasyon sorunu var, içme suyu sorunu var, içme suyu şebekelerinde kirlilik sorunları var. Besicinin, çiftçinin sorunları var. Yılan hikayesine dönen bir hızlı tren sorunu var. 2023’te bitecek diye söz verdikleri hızlı treni yıllar ötesine öteleyen bir yönetim anlayışı var. Erzurum’da 20 yıldır yapılmayan şehir stadyumu hala bekliyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak o stadyumu yapmaya, dadaşları birinci lige çıkarmaya, sizinle birlikte orada Erzurumspor’u izlemeye söz veriyoruz” şeklinde konuştu.


“Emeklilerimiz, emekçilerimiz, asgari ücretliler, çiftçiler, esnaflar, büyük sıkıntılar çekiyor” diyen Özel, “Sıkıntıların kökünde adaletsizlik var. Bu iktidar başta gelir adaletini sağlayamıyor. Zenginler servetine servet katarken yoksullar eziliyor. Bu iktidar adalet sarayları yapıyor ama mahkemelerde adaleti sağlayamıyor. Siyasallaşan yargı iktidardan olmayanlar için sopa görevi görüyor, yıldırmaya çalışıyor. Bu iktidar sosyal adaleti sağlayamıyor. Toplum kesimleri arasındaki her türlü eşitsizlik, dengesizlik ve yarılma gitgide artıyor. Bugün bu milletin en büyük sorunu şüphesiz geçim sıkıntısı. Açıkladığı enflasyon oranıyla işçinin, memurun, emeklinin maaşını belirleyen bir kurum var. Adı TÜİK. Neyin baş harfi Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumunun baş harfleri TÜİK, TÜİK, Tayyip Bey’i, Sayın Erdoğan’ı üzmüyor ama Erzurumlunun canına okuyor. Ayın enflasyonunu yüzde bir olarak açıkladı. Sadece yüzde bir. Oysa yıllık enflasyon TÜİK’in yapmış olduğu bütün manipülasyonlara rağmen kendi rakamı yüzde 44. Böyle olunca memur ve memur emeklilerine sadece yüzde 11. Bağ-Kur’lu ve SSK’lı emeklilere sadece yüzde 15 zam verilecek. Eğer bu oran böyle kalırsa kök maaşı 10 bin 800’ün altında olanlar 12 bin 500 lira almaya devam edecekler. Bu rakamın en düşük emekli maaşının arttırılmasına ilişkin kanuni düzenleme yapılması gündemde ama AK Partililerin ağzında en düşük emekli maaşını 14 bin lira yapmak var. Bugün bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretli. Erzurumlu dadaşlar buradan sizin huzurunuzdan bizi televizyonları başından dinleyen herkese bir kez daha hatırlatıyorum. Bu hükümetin beğenmediği, her kötülüğü işaret ettiği üçlü koalisyon, Ecevit’in son başbakanlığında en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretli. Yani bugünkü hesapla 33 bin liraydı. Bugün emekliye 14 bin lira veren, vermeyi hesap eden bir iktidarla karşı karşıyayız. En düşük emekli maaşını bir buçuk asgari ücret elbette yapacağız. Ama hiç değilse bu karda kışta bu zorlukta, bu yoklukta, bu yoksullukta emeklinin hayata tutunabilmesi için bütün siyasi partilere, meclisteki bütün milletvekillerine sesleniyorum. Erzurum’dan dadaşlar diyarından gelin bu kötülüğe sessiz kalmayalım. Kanuna el kaldıracak oy verecek olanlar bizleriz. 14 bin lira değil, en düşük emekli maaşını hiç değilse bir asgari ücret yapmak için ellerimizi kaldıralım. Bu emeklinin çilesini bitirelim. En düşük emekli maaşı bakın bir buçuk asgari ücret bugün olsa 33 bin lira olacak diyoruz. En düşük emekli maaşı Tayyip Bey geldiğinde sekiz tane çeyrek altın alıyordu. İnanmayan gitsin hesaba kuyumcuda baksın. Bugün son verdiği 12 bin 500 lira sadece iki buçuk çeyrek altın alıyor. Şimdi diyor ki 14 bin lira yapayım. Üç çeyrek altın alsın. Yani bir yıl boyunca her ay beş çeyrek altın da kaybetmeye devam etsin. Buradan emeklilere soruyorum. Yahu gidip kuyumcudan, sarraftan bir çeyrek altın alsan, cebine katsan ya da çantana atsan eve varsan altın kayıp, insan deli çıkar. Nereye gitti bu der ve gider gezdiği yerlere bakar, nasıl kaybettim. Bugün bir emekli değil Türkiye’deki her emekli, öyle bir çeyrek değil, her ay beş çeyrek altını kaybetmiş durumdadır. Şimdi o çeyrek altınları aramanın zamanı nasıl altını kaybettiğinde ararken kaybettiğin yere varıyorsan aynı yere varmanın yani nasıl 3 Kasım 2002’de bu iktidarın gelmesiyle bu yıpranma bu yoksullaşma başladıysa aynı şekilde kaybedilen şey, kaybedildiği yerde bulunur. Bütün emeklileri yapılacak ilk seçimde sandığa gitmeye, kaybettiklerini bulmaya, halkın iktidarını kurmaya davet ediyorum” dedi.



Asgari ücret ve cağ kebabı hesabı


Emeklilerin yanında aynı zamanda emekçilerin, asgari ücretlilerin aldığı ücretin bir yıl boyunca 17 bin 2 lirada tutulduğunu anlatan Özel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Niye? Çünkü seçim yok. Seçim günü ne diyordu Seçimde biz asgari ücreti üç ayda bir arttırabiliriz. Yılda dört kez asgari ücrete enflasyon düzenlemesi yapabiliriz diyordu. Bir yıl geçti bir kuruş arttırmadılar Ama enflasyon onların hesabıyla 44, gerçek hesapla yüzde 80’in üzerinde. Şimdi Tayyip Bey her zaman ben altın hesabı yapınca bana altın hesabı yapma diyor. Geldim Erzurum’a Tayyip Bey altın hesabı istemiyormuş. Ne hesabı yapalım? Cağ kebabını yapalım. Bakın Türkiye’de herkes sizin, artık emeklinin, emeklinin, yoksulun erişemediği ama herkesin çok sevdiği, çok özlediği cağ kebabınızı hatırlıyor. Erzurumlu bir asgari ücretli, geçen yıl 17 bin lira alıyordu. Cağ kebabının da şişi, geçen yıl 50 liraydı. Doğru mu yani bir asgari ücretli asgari ücret denilen gitse 340 şiş cağ kebap alıyordu. Şimdi 22 bin 104 yapmış ama cağ kebabının şişi 100 lira olmuş doğru mu Tayyip Bey? Geçen yıl verdiğin asgari ücret 340 şiş alırken bugün 220 şiş alıyor. Yani Erzurum’dan dadaşlar diyarından altın hesabını istemedin bırakalım. Erzurum’da ev kiraları 7 bin 500’den 14 bin liraya çıkmış ortalama. Onu da bırakalım. En bilinen tüm Türkiye’de tanınan cağ kebabı hesabıyla 340 nerede, 220 nerede? AK Parti varken dert de bitmiyor, ihtiyaç da bitmiyor. Ama bu dertlerin, bu ihtiyaçların hepsinin var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.”



CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzurum’da ’halk buluşması’nda konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da açık renkli kurt fotokapanlara yakalandı Bursa’nın İnegöl ilçesinde ormanlık alanda açık postlu kurt ilk kez görüntülendi. Sosyal medyada tartışmaya sebep olan açık kürk rengine sahip kurt bir çok kesim tarafından kurt ve köpek melezi olarak nitelendirilirken uzmanlar lösistik olabileceğinden şüphelendi. Yani kısmi pigmentasyon eksikliği. Öte yandan yaz postunda kalmış ve bireysel varyasyona (çeşitliliğe) sahip bir kurt olması da ihtimal dahilinde. Doğa Koruma ve Milli Parklar personelince yaban hayatını gözlemleyen ekip tarafından yapılan çalışmalarda kurt (Canis lupus) sürüsündeki bir bireyin renginin değişik olmasıyla varyatif olduğu tespit edildi. DKMP tarafından paylaşılan görüntülerde gizemli ve fark edilmesi zor olan birey hakkında açıklama yapılmadığından doğaseverler ve uzmanlar sosyal medyada ikiye bölündü. Bir grup rengi değişik kurdun köpek melezi olduğunu iddia ederken, yaban hayatı uzmanları bireyin davranış ve karakteristik özelliklerinin kurt olduğunu, ancak sadece post renginde çeşitliliği olduğunu, kesin bilgiler elde etmek için genetik testler yapılması gerektiğinin altını çizdi. Hayvanlarda görülen lösizm, pigmentlerin, özellikle de melaninin hücreler üzerinde düzgün bir şekilde birikmesini önleyen bir genetik mutasyonun neden olduğu anormal bir durumdur. Hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden olan çok sayıda durumlara lösizm denmektedir. Albinizm ile lösizm arasındaki temel fark, pigmentasyon üzerindeki etkilerinde yatmaktadır: Albinizm, melaninin tamamen yok olmasına neden olurken, lösizm ise pigmentasyonun kısmen kaybolmasına yol açar. Albino bireylerde gaga, tırnak, gözlerde bariz belirgin renk kayıpları olurken, lösistik bireylerde bu durum normal şekilde seyreder. Örneğin albino bireyin göz rengi kırmızı iken, lösistik bireyde bu durum normal bir göz rengi şeklinde olmaktadır.
Ankara 6’ncı Mehmet Akif İnan Ödülleri sahiplerini buldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, çevre ve sürdürülebilirlik alanında başlattığı "Sıfır Atık Projesi" ile 6’ncı Mehmet Akif İnan Ödülleri’nde "Uluslararası Değer Ödülü’ne layık görüldü. Ödülü, Emine Erdoğan adına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum aldı. Mehmet Akif İnan Vakfı ile Memur-Sen tarafından, Memur-Sen’in kurucusu, eğitimci, şair ve yazar Mehmet Akif İnan’ın 26’ıncı ölüm yılı dolayısıyla, konfederasyonun genel merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla 6.Mehmet Akif İnan Ödül Töreni düzenlendi. Program, Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Konuşmasına Mehmet Akif İnan’ı yâd ederek başlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve eşi Erdoğan’ın selamlarını iletti. Ödül töreninin önemli bir anlam taşıdığını belirten Bakan Kurum, "Öyle ki, biri bana bu özel programı tek kelimeyle anlat dese, vereceğim cevap çok açık ve net bir şekilde vefa olacaktır" dedi. Mehmet Akif İnan’ın niyetindeki hayrın, kurduğu sendikada hayat bulduğunu belirten Kurum, "Merhum ağabeyimizin kaleminde, sözünde, şiirinde ne varsa, bugün o sözler, Türkiye’nin en büyük emek örgütüne dönüşmüştür. Bu teşkilat, köklerine ne kadar tutunduysa, gövdesi o derece güçlenmiştir. Sadece ülkemizde değil, küresel mecrada da iyiliği, güzelliği, merhametiyle öne çıkan dev bir çınar olmuştur" diye konuştu. Bakan Kurum, Memur-Sen üyelerini daima sahada, meydanlarda, mazlumun yanında gördüğünü belirterek, kararlı duruşlarına ülkenin her kırılma anında şahitlik ettiğini bildirdi. Memur-Sen’in 28 Şubat’taki direnişini kutlayarak sözlerine devam eden Bakan Kurum, "Yine, 27 Nisan’daki o asil duruşunuzu yürekten kutluyorum. 15 Temmuz’da bu milletin iradesine sahip çıktığınız için bu ülkenin meydanlarına ilk koşanlar olduğunuz için sizleri ayakta alkışlıyorum. Geçen 13 yıllık karanlık dönemin ardından Özgür Suriye’ye nasıl ulaştıysak, Erbakanların, Yedi Güzel Adamın, Mehmet Akif İnan’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın kutlu hedefi olan Özgür Kudüs’e, Özgür Gazze’ye, Özgür Filistin’e ulaşmayı da Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum" dedi. "Afetler, milletin dirayetini, sivil toplumun duruşunu ve devletin gücünü sınav ediyormuş" Kurum, afetlerin sadece binaların sağlamlığını sınamadığını belirterek, "Afetler, milletin dirayetini, sivil toplumun duruşunu ve devletin gücünü sınav ediyormuş. Şunu büyük bir gönül huzuruyla söylemek isterim ki o kara günlerde biz devlet-millet-sivil toplum ele ele verdik birbirimize sımsıkı sarıldık ve hamdolsun bugün o günleri beraberce atlatıyoruz" ifadelerini kullandı. 6 Şubat’ta yaşanan afet sürecinde Memur-Sen üyelerini sahada gördüğünü kaydeden Bakan Kurum, "Sendikamızın asil gençlerini, hep afetzede kardeşlerimizin ellerini tutarken gördüm. Arama kurtarma ekiplerinizle, gönderdiğiniz yüzlerce ton yardımla, başını çektiğiniz yardım kampanyalarıyla 11 ilde, köylerde hep yanımızdaydınız. Şu an içinde bulunduğunuz bu bina da sizin şahidinizdir. Bu binada aylarca bir yardım kuruluşu gibi çalıştığınızı, tırların nasıl buradan art arda yola çıktığını çok iyi biliyorum" diye konuştu. Kurum, Asrın Felaketi olan 6 Şubat Depremlerinin asrın dayanışmasına dönüşmesinde Memur-Sen’in emeğinin de olduğunu bildirdi. "Bu seferberliğin ordusu, elbette emekçi kardeşlerimizden oluşuyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan asrın inşası seferberliğinde, milli mücadele şuuruyla çalışmalarını gece gündüz devam ettirdiklerini bildiren Kurum, şunları kaydetti: "Bu seferberliğin ordusu, elbette emekçi kardeşlerimizden oluşuyor. Bugün 11 ilimizde 201 bin konutu başarıyla teslim ettiysek, 2025’in sonunda evine girmeyen tek bir depremzede kalmayacak sözünü söyleyebiliyorsak bunun arkasında 182 bin mimar, mühendis, işçi kardeşimizin alın teri vardır." "Sıfır atık projesi ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip bir projedir" Kurum, bakanlık olarak bir yandan şehircilik, dönüşüm ve afetle mücadele çalışmaları yaparken diğer yandan çevre ve iklime dair projelerini kararlı bir şekilde icra ettiklerinin altını çizerek şunları söyledi: "Özellikle de iklime dair çalışmalarımızda sivil toplum örgütlerimizle kıymetli iş birliği süreçlerine imza atıyoruz. İşte siz de Mehmet Akif İnan Vakfı olarak Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerindeki Sıfır Atık hareketini ödüllendirerek hem bir hakkı teslim ediyor, hem de bizimle aynı duyarlılığa sahip olduğunuzu ilan ediyorsunuz. Bu desteğe bizim, ülkemizin ve dünyamızın çok ihtiyacı var. Zira, bugün küresel bir çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Düşünebiliyor musunuz, dünyada 5 bin 900 ton plastik atık oluşuyor. Bu atıkların büyük kısmı sulara karışıyor ve her yıl milyonlarca canlı hayatını kaybediyor. Bizim şanlı ecdadımız, dünya tarihindeki en güçlü devletleri kurarken bile, doğaya rakip değil yoldaş olmuş, efendi değil hizmetkâr olmuştur. Bugün Sayın Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projesi de böyle derin bir bilgelikten doğmuştur. 6 uluslararası ödül kazanarak küresel bir çevre hareketine dönüşmüştür. Bu büyük başarı Türkiye’ye aittir, bize aittir." Yıkım yerine yeniden inşayı merkezine alan döngüsel ekonominin her millet için çok önemli olduğuna vurgu yapan Kurum, "Bu ekonomi modelinde başarılı olmayan ülkeler için güçlü bir gelecekten söz etmek maalesef mümkün değildir. Bu yönüyle de sıfır atık projesi salt bir çevre hareketi değil aynı zamanda ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip bir projedir. Sıfır Atık Yönetim Sistemiyle bugün 60 milyon ton atığı dönüştürmüş ve bu kapsamda ekonomisine 185 milyar lira tasarruf bir Türkiye’den söz ediyoruz" diye konuştu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da yaptığı konuşmada, Mehmet Akif İnan’ın hatırasını yaşatmak, idealleri doğrultusunda çalışmalar yapmak üzere 2017’te kurulan Mehmet Akif İnan Vakfı’nın bugüne kadar yapmış olduğu ulusal ve uluslararası faaliyetlerle bu yolda alkışı hak eden aşamalar kat ettiğini bildirdi. Mehmet Akif İnan’ın İstiklali koruma, istikbali kurma gayreti içinde olan bir münevver olduğunu belirten Yalçın, "Türkiye’de İdeolojik kaos sendikacılığını mücadele ve müzakereye dayalı hizmet sendikacılığına dönüştüren Mehmet Akif İnan ve O’nun medeniyet değerlerine yaslanan felsefesidir. Köklerini medeniyet değerlerimizden alan ve medeniyetimizin ihyasını amaçlayan felsefesi Memur-Sen olarak bize rehberlik etmekte, yol göstermektedir" İfadelerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesaj gönderdi Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ödül törenine gönderdiği mesajı okundu. Mesajında, programın düzenlenmesinde emeği geçenleri kutlayarak programa iştirak edenleri selamlayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Mehmet Akif İnan, birleştirici yönünü, kurduğu ve genel başkanlığı yaptığı eğitimciler sendikasına ve Memur-Sen konfederasyonuna taşımıştır. İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırıları da yıllar öncesinden mısralarında anlatan eğitimci, şair, yazar Mehmet Akif İnan’ın yazdıklarını halen güncelliğini koruması, ölümsüz bir esere imza attığının büyük kanıtıdır." Ödüller sahiplerine verildi "Sıfır Atık Projesi" kapsamında Uluslararası Değer Ödülü Cumhurbaşkanı Emine Erdoğan Emine Erdoğan’a ithafen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a takdim edildi. Çalışma Hayatı ve Emek Ödülü, TUSAŞ çalışanları adına TUSAŞ İnsan Kaynakları ve Yetenek Yönetim Başkanı Yakup Arslan Vardan’a verildi. Jüri Özel Ödülü ise Filistin’de İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi’nin oldu. Ödül, Ayşenur adına amcası Yılmaz Eygi’ye takdim edildi. Diğer kategorilerde ödül alan isimler ise şöyle: "Medeniyet Tasavvuru Okulu Projesi Başarı Teşvik Ödülü: Yusuf Kaplan Kültür Sanat ve Edebiyat Ödülü: Arif Ay Üstün Hizmet Vefa Ödülü: İhsan Süreyya Sırma Jüri Özel Ödülü: Ayşenur Ezgi Eygi.”