POLİTİKA - 18 Kasım 2024 Pazartesi 17:14

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala; “Biz eser siyaseti yapıyoruz, konser siyaseti yapmıyoruz”

A
A
A
AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala; “Biz eser siyaseti yapıyoruz, konser siyaseti yapmıyoruz”

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, memleketi Erzurum’da bir dizi ziyarette bulundu, gündeme dair değerlendirmeler yaptı.


Erzurum Havaalanında karşılanan AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, ilk olarak Erzurum Valiliğini ziyaret eti. Beraberinde AK Parti Erzurum Milletvekilleri Selami Altınok, Mehmet Emin Öz ve Abdürrahim Fırat, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu ve AK Parti MKY Üyesi Fevzi Polat ile Valiliğe gelen Ala’yı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi karşıladı. Valilik ziyareti sonrası mezun olduğu Erzurum İmam-Hatip Lisesi’ni ziyaret eden Ala burada hem hatıralarını tazeledi hem de duygularını dile getirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’i de ziyaret eden Ala’ya belediyenin çalışmaları hakkında bilgilendirme yapıldı.



“Bizim millet için harcayacağımız zaman çok “


AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala daha sonra AK Parti İl Başkanlığı’na geçti ve burada teşkilatlarla bir araya geldi. Ala, yaptığı konuşmada son günlerde bazı belediyelere dair gündeme gelen konser harcamaları ile alakalı yaptığı değerlendirmede, “İnanıyor ve biliyoruz ki, bu millet hizmetlerin en iyisine layıktır. Biz eser siyaseti yapıyoruz, konser siyaseti yapmıyoruz. Belediye başkanlarımız gece gündüz çalışır, milletimize hizmet üretir ve milletten aldıkları emaneti de kılı kırk yararak, millete hizmete döndürmenin çabası içerisinde olurlar. Biz bu kültürle bu anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Hiçbir zaman o tartışmaların içerisinde olmamaları gereken belediye başkanları, yani bir konser için 94 milyon harcayabilen, birkaç günlük etkinlik için bu kadar yüksek bir meblağı hesap kitap yapmadan hani hesap kitap bilmiyorsanız da o zaman vicdanlarına da danışmadan harcayabiliyorlar. Bizim millet için harcayacağımız zaman çok. Ama israf edeceğimiz zamanımız yok. Millet için harcayacağımız kaynak çok. O kaynağı üç kat büyüttük Türkiye’de. Ama başkaları için fuzuli yere harcayacağımız başkaları için harcayacağımız ya da harcamış gibi gösterip de başka yerlere aktaracağımız kaynağımız yok” dedi.



“Türkiye’nin önündeki riskleri gidereceğiz, tehditleri bertaraf edeceğiz“


Türkiye’nin geleceğinde de Türkiye Yüzyılı’nın kurulmasında da, inşasında da çok önemli katkılarının, payının olacağı kanaatiyle kongreleri yaptıklarını vurgulayan AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü, “Türkiye’de ilçeler bazında kongrelerimizin üçte ikisini yaptık. Ve bu ay sonuna kadar da önemli bir kısmını daha gerçekleştireceğiz. Aralık ayı içerisinde de bitecek. Aralık’ın başında da ilçe kongrelerimizi bitirdiğimiz illerimizde Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla ilk kongrelerimizi başlatıp devam ettireceğiz ve onları da milletimizin katılımıyla bitirip daha sonra büyük kongremizi yapacağız. Bu ilçe kongrelerinde; Türkiye’nin her köşesinde gördüğümüz şey gerçekten de “Umudun adı AK Parti” anlayışına uygun bir biçimde, bizim mottomuza uygun bir biçimde müthiş bir heyecanla kongreler yapılıyor, vatandaşımızın ilgisi, bizim teşkilatımızın dinamizmi kongrelere damgasını vuruyor. Çünkü aldıkları emanetleri ancak kendileri için kullanan, kendileri söz konusu olursa biraz performans gösteren siyasi anlayışları vatandaşımız görüyor. Vatandaşımız bunu yaşıyor. Biz eksik gedik yok demeyiz. Hiçbir zaman demedik bunu. Biz eksik gedikleri görüp onu örtmeden, onu ötelemeden onları gidermek için siyaset yapıyoruz. Biz her alandaki problemi görerek onları ama örterek değil, görerek, örterek değil, çözerek yola devam ediyoruz. Bizim siyasi anlayışımız budur. Onun için de Türkiye’nin önündeki hem riskleri gidereceğiz, tehditleri bertaraf edeceğiz, hem de fırsatları değerlendireceğiz. Bugüne kadar yaptığımız gibi.”



“Seksen beş milyonun rızasına talibiz”


İsrail’in Gazze’deki insanlık vahşeti ve zulmünün asla unutturulmaması gerektiğini, gündemde tutulması gerektiğini, dünyanın yeniden kurulduğunu ve Türkiye’nin de bu aşamada etkin olması gerektiğini anlatan Ala daha sonra şunları söyledi, “Verdiği sözü hatırlamayan, aldığı emaneti doğru dürüst hizmete dönüştüremeyen, kendi içindeki kavga ve gürültüyü örtmek için ayaklarına bir taş değse dönüp “Tayyip Erdoğan” diye bağıran bir muhalefete, parti emanet edildiğinde neler yaşandığını kendileri de görüyorlar. Ülkenin yönetimini o bakımdan; bizler bu anlayış, bu akıl her şeyi hizmete dönüştüren, hedeflerine doğru emin adımlarla giden, dünyayı okuyan, dünyadaki tehditleri gören, onlara karşı tedbirler alan, Türkiye’de özgürlüklerin önünü açan, iktidarı aldığımızda düşünün ki Kuran Kurslarına bile tahammül edilememiş de kapatılmıştı. İmam hatiplerinin orta kısmı kapatılmıştı. Öğrenciler okullara başörtüsüyle giremiyordu. Ama bütün onları kaldırdık, çözdük. Şimdi hayal bile edilemeyen Ayasofya’yı açtık ve şimdi orada ibadet ediliyor. Bu kadar işi başarmış, bu kadar savunma sanayinden üniversitelere yani altyapı yatırımlarından havaalanlarına, nükleer santralden siyasetteki makas değişimine kadar bir sürü işi başardık. Saldırılara rağmen yaptık. Yolumuza devam edeceğiz. Hedeflerimizi koyduk. Türkiye Yüzyılı hedeflerini oraya doğru gidiyoruz. Buraya giderken işte etrafımızda da bu kadar sıkıntı varken yapmamız gereken şey şu; el birliğiyle iş birliğiyle yek vücut olarak daha çok vatandaşımızın rızasını almayı hedefleyen bir siyaset anlayışıyla yolumuza devam etmek ve o hedefleri gerçekleştirmek. Biz sadece vatandaşlarımızın oyuna değil 85 milyonun rızasına talibiz. Biz rıza imal etmek zorundayız. Bizim için her vatandaş kıymetlidir. Hangi partiden olursa olsun. Karşılaştığımız zaman onlar, o seksen beş milyondan birisidir. Ve onların oyunu vermesini arzu ederiz bize. Desteğini almayı çok arzu ederiz. Ama oyunu vermiyorsa da bize rıza göstermesini çok arzu ederiz. Onların da rızasını alarak yola devam edeceğiz ki, Türkiye güçlü bir biçimde hedeflerine doğru ilerlesin. İlerlesin ki, kendisinden bekleyenlere dönüp yardım edebilsin. İşte biz de o zaman işimizi, vazifemizi doğru yapmanın huzuruyla başımızı yastığa rahat koyalım.”



AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala; “Biz eser siyaseti yapıyoruz, konser siyaseti yapmıyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ’Ukraynalı Kadın Ressamların Gözünden Alanya’ sergisi açıldı Ukrayna’nın farklı şehirlerinden bir grup kadın ressam tarafından hazırlanan “Ukraynalı Kadın Ressamların Gözünden Alanya” sergisi, Kızılkule yanındaki tarihi sarnıçta açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Alanya Belediyesi ve Alanya Müze Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen sergide, Alanya’nın doğal güzelliklerinin yorumlandığı eserler yer alıyor. 11 sanatçının yağlı boya, sulu boya, akrilik, pastel ve tempera teknikleri kullanılarak hazırladıkları çalışmaların bulunduğu sergi, ilk günden büyük ilgi gördü. 25 Kasım’a kadar açık kalacak Türkiye’nin Kiev Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın farklı şehirlerinden gelerek bir süre Alanya’da kalan sanatçılar, önce Alanya’nın doğal güzelliklerini ve sosyal hayatını gözlemleyip, bu gözlemlerini tuvale yansıttı. İlk sergileri 24 Nisan’da Kızılkule’de düzenlenen sanatçıların ikinci sergileri ise yeni eserleriyle birlikte tarihi sarnıçta açıldı. 25 Kasım’a kadar açık kalacak sergi, ücretsiz ziyaret edilebilecek. Öte yandan serginin Alanya’dan sonra Kiev Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’de de tekrarlanması planlanıyor. Serginin Ukrayna’da Alanya’nın tanıtımına önemli katkı sağlaması bekleniyor. Serginin açılışına Kaymakam Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Vekili Engin Alataş, Başkan Yardımcısı Murat Levent Koçak, Belediye Meclis Üyeleri, Müze Müdürü Seher Türkmen, Belediye Yabancılar Meclisi Başkanı Abdullah Karaoğlu, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nimet Hacıkura ile sanatseverler katıldı.
Düzce Dr. Tunca “Antibiyotik kullanımında toplum bilinci artırılmalı” DÜZCE(İHA) – Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Bekir Tunca, antibiyotik kullanımı ile ilgili olarak “Antibiyotiklerin yalnızca bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkinliği mevcuttur. Antibiyotiklerin her enfeksiyona faydası olduğunu düşünerek, gereksiz antibiyotik kullanımı birçok sorunu da beraberinde getirmektedir” dedi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Bekir Tunca, Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’ne özel açıklamalarda bulundu. Dr. Bekir Tunca, antibiyotiklerin yanlış kullanımı, bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmelerine neden olduğunu belirterek “Bu durum, antibiyotik direnci olarak adlandırılır ve giderek daha yaygın hale gelmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de antibiyotik direnci sorun olmaya devam etmektedir. Antibiyotiklerin reçetesiz satılmasının engellenmesi, gereksiz antibiyotik kullanımın önüne kısmen geçebilmiş olsa da hala yeterli farkındalık mevcut değildir. Antibiyotik kullanımı konusunda toplum bilincinin artırılması gerekmektedir” dedi. “Antibiyotiklerin her enfeksiyona faydası olmaz” Günümüzde gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımının oldukça yaygın bir sorun haline geldiğini vurgulayan Öğretim Üyesi Tunca, “Bu durum, hem bireysel sağlık açısından hem de halk sağlığı açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Antibiyotiklerin yalnızca bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkinliği mevcuttur. Antibiyotiklerin her enfeksiyona faydası olduğunu düşünerek, gereksiz antibiyotik kullanımı birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Tanıda gecikmeye bağlı hastalık progresyonu veya antibiyotik yan etkisine bağlı olarak sağlık problemleri ortaya çıkabilmektedir. Gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı gelişen antibiyotik direnci, bakteriyel enfeksiyonların tedavisini zorlaştırmakta ve tedavi maliyetlerini artırmaktadır. Ülkemizde viral üst solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik kullanılması veya hekimden antibiyotik reçetesi talep edilmesi sık yapılan yanlışlardır. Gereksiz antibiyotik kullanımın azaltılmasına yönelik en önemli adım eğitim ve farkındalığın artırılmasını sağlamaktır. Farkındalığın artırılmasına yönelik bilgilendirmeler için basın-yayın ve Sosyal medya gibi iletişim araçlarının daha etkin ve daha sık kullanılması faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı. “Antibiyotik tedavisi hekim önerisi ve kontrolünde kullanılmalı” Antibiyotiklerin hekim kararı ve reçetesi ile kullanılması gerektiğinin altını çizen Bekir Tunca, “Antibiyotik tedavisi sırasında da hekim kontrolü gerekebilmekte ve bu kontroller hastalığın seyri için önemlidir. Hekim kontrolünde antibiyotik kullanmak sağlık sorunları ortaya çıkmadan engellemenin en iyi yoludur. Antibiyotik direncini engellemenin yolu, doğru tanı, doğru antibiyotik, doğru doz ve süre ile mümkündür. Bunu sağlamanın yolu, antibiyotik tedavisini hekim önerisi ve kontrolünde kullanmaktan geçmektedir. Bunun dışına çıkıldığında karşımıza yetersiz tedavi ve antibiyotik direnci ortaya çıkmaktadır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
İstanbul Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ali Kuşçu eserler sergisine katıldı İstanbul Rami Kütüphanesi’nde düzenlenen "Semerkant’tan İstanbul’a Ali Kuşçu ve Çevresi Yazma Eser Sergisi", Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da katıldığı törenle açıldı. Türk tarihinde astronomi, fizik, matematik gibi birçok alanda çalışmalar yaparak bilime öncülük yapan Ali Kuşçu’nun vefatının 550. yıl dönümü münasebetiyle hazırlanan "Semerkant’tan İstanbul’a Ali Kuşçu ve Çevresi Yazma Eser Sergisi", Rami Kütüphanesi’nde açıldı. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (YEK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından hazırlanan serginin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ve akademisyenler katıldı. “Bu bakış ve anlayış İstanbul’u bilim, kültür ve sanatın merkezi yapmıştı” Programda konuşan Bakan Ersoy, “İster bir beylik, ister Selçuklu ve Osmanlı gibi bir cihan devleti olsun Türkün yönetimi altında, töremizin gereği olarak âlim daima el üstünde tutulmuş, baştacı edilmiştir. İlim, Türk-İslam medeniyetinde her şart altında aranıp bulunması, âlim ise himaye ve muhafaza edilmesi gereken bir hazine olarak görülmüştür. Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmed, cihan sultanlığının yanında ilim sahasında da zamanının çok ötesinde bir lider, çok iyi yetişmiş ve sürekli kendini geliştirme, araştırma ve öğrenme çabasında olmuş eşsiz bir insandı. Bu bakış ve anlayış İstanbul’u bilim, kültür ve sanatın merkezi yapmıştı. Ali Kuşçu da Akkoyunlu elçisi olarak geldiği İstanbul’da bizzat Fatih tarafından kalmaya ikna edilmiş; bu büyük âlim üzerine aldığı vazifeyi tamamladıktan sonra gelip İstanbul’a yerleşmiştir” dedi. “İfade etmeliyim ki eski âlimlerimizin adanmışlığı beni her daim şaşırtmaktadır” Bakan Ersoy, “Uluğ Bey gibi, Kadızâde-i Rûmî ve Kâşî gibi çağın en önde gelen âlimlerinin ilim ocağında pişen ve yetişen Ali Kuşçu, matematik, astronomi, dil bilgisi, kelam ve fıkıh alanlarında eserler vermişti. İfade etmeliyim ki eski alimlerimizin adanmışlığı beni her daim şaşırtmaktadır. Günümüz imkânlarından çok çok uzak koşullar altında kendisini çok farklı alanlarda yetiştirebilmek, yetinmeyip bu sahalarda eser vermek ve bunun da ötesinde öncü olmak, ufuk açmak; asırlar sonra bile söylediğin sözün, ortaya koyduğun bilginin geçerli olmasıdır. Bizim medeniyetimizde bu silsile o denli uzun, isimler ve çığır açtıkları alanlar o kadar fazla ki insan hayret ve hayranlık duygusunu üzerinden atamıyor” şeklinde konuştu. “Çocuklarımızın ve gençlerimizin varisleri oldukları muazzam medeniyet mirasını inşa edenleri bilmesi elzem” Bakan Ersoy, “Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin varisleri oldukları muazzam medeniyet mirasını inşa edenleri bilmesi elzem. Eğer optik deyince İbnü’l-Heysem, algoritma deyince El Hârizmî, robotik deyince Cezeri, tıp deyince İbn-i Sina, bulaşıcı hastalıklarla imtihan edildiğimiz günümüzde Akşemseddin, yaşadığımız atom çağında Cabir bin Hayyan gibi isimler çocuklarımızın aklına gelmiyorsa; Newton ve Galileo biliniyor ama Birunî bilinmiyorsa hepimizin şapkamızı önümüze koyup düşünmesi gerekir. Bakanlık olarak kültür, sanat, tarih, bilim gibi farklı başlıklarda yürüttüğümüz her projede, inşa ettiğimiz her eser ve gerçekleştirdiğimiz her etkinlikte bu husus daima önceliklerimizden biri olmuştur. Ziyaretçilerimizi bilgilendirmek kadar öğrenmeye, araştırmaya dair kişisel bir merak uyandırmak bizim için değerlidir. Kültür-sanat merkezlerimizden müze ve kütüphanelerimize geliştirdiğimiz uygulamalar, eğitim çalışmaları, sempozyum, söyleşi ve konferanslar ve elbette sergiler öğrenmeye dair bir teşvik olarak değerlendirilebilir” dedi. “Bugün bilimin geldiği seviyenin temelleri kâğıt ve mürekkepten oluşmaktadır” Bakan Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın nasıl bir mirasın sorumluluğunu omuzladığını da bu noktadan hareketle daha iyi anlayabiliriz. Bugün bilimin geldiği seviyenin temelleri kâğıt ve mürekkepten oluşmaktadır. Kelime kelime, sayfa sayfa yüzlerce yıllık birikimi yaşatma, yayma ve geleceğe aktarma görevini yerine getirmek kolay değildir. Zarar görmesi endişesiyle sayfalarına dokunmaktan çekindiğimiz, kimi zaman ikinci bir nüshası dâhi olmayan el yazmaları bugün en iyi şekilde restore ediliyor, tıpkıbasımlarla çoğaltılıp yayınlanıyor ve dijitalleştirilip en güvenli şekilde herkesin kullanımına sunulabiliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz ise, “Ali Kuşçu’nun bizim tarihimizdeki yeri astronomi ve matematik alanındaki şahsiyet olmasıyla öne çıkıyor. Fakat Fatih Sultan Mehmet gibi Türk tarihinde emsali bulunmayan bir büyük padişahın ilgisine mazhar olması, özel davet ile getirmesi, çevresi ile birlikte geldiği topraklara gelmesi ve geldiği coğrafyanın ilim, düşünce fikrini geliştirmesi itibarıyla Osmanlı eğitim sisteminde de önemli bir yeri oldu” dedi. Konuşmaların ardından Bakan Ersoy ve beraberindekiler toplu hatıra fotoğrafı çekildi.