EKONOMİ
Altında yılsonu hareketliliği: Küresel belirsizlikler ve jeopolitik riskler fiyatları yükseltiyor 22 Aralık 2025 Pazartesi - 14:00:09 Altın piyasası, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini sürdürüyor. Uzmanlar, fiyat artışının yalnızca dönemsel dalgalanma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, yatırımcıların güvenli liman arayışının altını öne çıkardığını vurguluyor. Küresel ekonomide güvenin yeniden tanımlandığı, siyasi risklerin finansal kararları etkilediği bu dönemde; para politikalarındaki belirsizlikler, jeopolitik tansiyon ve artan küresel borçluluk yatırımcıları somut ve evrensel değeri olan varlıklara yönlendiriyor. Altın, bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, yılsonuna yaklaşılırken altın piyasasında yaşanan hareketliliğin yalnızca fiyat artışı olarak okunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. DEMAŞ bünyesinde yapılan değerlendirmeler de, altının bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıktığını gösteriyor. Altın, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel piyasalardaki belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini korumaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere büyük merkez bankalarının faiz indirimlerine ilişkin net bir takvim açıklayamaması, yatırımcıları yeniden güvenli limanlara yönlendirirken; altın bu süreçte öne çıkan en güçlü varlık olmayı sürdürüyor. Uluslararası finans kuruluşlarının son değerlendirmelerinde; küresel büyümenin yavaşlaması, yüksek kamu borçluluğu ve artan jeopolitik tansiyonun 2026’ya sarkan bir belirsizlik dönemi oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Özellikle Orta Doğu’daki çatışma riski, Rusya-Ukrayna hattındaki kırılgan denge ve Asya-Pasifik’te ABD-Çin rekabetinin yeniden sertleşmesi, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda sistemik risklere karşı bir koruma enstrümanı olarak görülmesine sebep oluyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi de bu tabloyu destekliyor. Küresel ölçekte rezerv çeşitlendirme politikalarının hız kazanması, doların mutlak güvenli liman olma konumunun sorgulanmasına yol açarken; altın, para sistemleri açısından yeniden stratejik bir varlık olarak konumlanıyor. Bu durum, ons altın fiyatlarının geri çekilmelerde dahi güçlü kalmasını sağlıyor. Türkiye cephesinde altın: TL bazlı fiyatlamada yapısal yükseliş Türkiye’de ise altın fiyatları yalnızca küresel ons hareketlerinden değil, aynı zamanda ülkenin makroekonomik dinamiklerinden de doğrudan etkileniyor. Yüksek enflasyonla mücadele süreci, sıkı para politikası adımları ve iç talepteki dengelenme çabalarına rağmen; Türk Lirası’nın reel değerine ilişkin soru işaretleri altının TL bazında güçlü seyrini destekliyor. Cari denge, rezerv yönetimi ve finansman ihtiyacı gibi başlıklar, yılsonuna yaklaşırken piyasaların yakından takip ettiği temel göstergeler arasında yer alıyor. Bu çerçevede altın, Türkiye’de hem tasarruf aracı hem de değer koruma refleksinin en somut karşılığı olmaya devam ediyor. Fiziki altına olan talep, düğün sezonu etkisi zayıflamış olsa dahi yatırım gayesiyle alımlarla canlılığını koruyor. "Altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor" DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Altın fiyatlarındaki yükseliş yalnızca dönemsel bir dalgalanma değil; küresel sistemin yeniden şekillendiği bir sürecin yansımasıdır. Hem dünyada hem de Türkiye’de yatırımcılar artık kısa vadeli kazançtan ziyade, uzun vadeli güven arayışına yöneliyor. Bu tabloda altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor. Gümüş, yalnızca altının alternatifi olarak değil; sanayi ve yatırım talebinin kesişim noktasında yer alan stratejik bir varlık olarak öne çıkıyor. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araç üretimi, savunma sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında gümüş kullanımının artması, bu metalin küresel ölçekte yapısal bir talep artışı yaşamasına neden oluyor. Uluslararası piyasalarda gümüş fiyatları yıl boyunca zaman zaman sert dalgalanmalar gösterse de, bu oynaklık uzun vadeli potansiyelin zayıfladığı anlamına gelmiyor. Aksine, küresel büyümenin sınırlı seyrettiği ancak teknolojik dönüşümün hız kazandığı mevcut konjonktürde, gümüşün orta ve uzun vadede dengeli ve yukarı yönlü bir fiyat arayışı içinde olması bekleniyor. Türkiye özelinde ise döviz kuru etkisiyle birlikte gümüş, TL bazında erişilebilirliği yüksek, altını tamamlayıcı ve portföy çeşitlendirmesinde önemli bir rol üstlenen yatırım aracı olarak öne çıkıyor" dedi. Altın ve gümüş 2025’i güçlü bir zeminle kapatıyor Altın’ın güvenli liman özelliğiyle ön plana çıktığını belirten Kitiş, "Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler, merkez bankalarının temkinli duruşu ve Türkiye’nin kendine özgü ekonomik dinamikleri birlikte değerlendirildiğinde; altın ve gümüşün yılsonuna doğru güçlü seyrini koruması sürpriz olarak görülmüyor. Altın, güvenli liman özelliğiyle öne çıkarken; gümüş, hem sanayi talebi hem de yatırım potansiyeliyle bu tabloyu tamamlıyor. 2025 yılı, kıymetli metaller açısından yalnızca fiyatların değil, stratejik farkındalığın da yükseldiği bir dönem olarak kayıtlara geçerken; yatırımcılar için altın ve gümüş, belirsizlik çağında denge ve güvenin en somut karşılığı olmaya devam ediyor" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:56 Yunusemre’de kırsal kalkınma ve kooperatifçilik masaya yatırıldı Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi tarafından düzenlenen ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’nda, kırsal alanların güçlendirilmesi, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin sürdürülebilirliği ele alındı. Kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi ve kooperatifçilik anlayışının sürdürülebilir bir zeminde ele alınması amacıyla Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi iş birliğinde ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ düzenlendi. Yunusemre Belediyesi Muradiye Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen çalıştaya; Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mesut Doğan, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yılmaz Usta, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Yalçın Arcak, MAYEB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balkan, Yunusemre Kent Konseyi Başkanı Bektaş Kılınç, belediye meclis üyeleri, konuşmacılar ve çok sayıda üretici katıldı. Mustafa Pala’nın sunumlarını yaptığı çalıştayda belgesel gösterimi gerçekleştirilirken, "Yeniden Sürdürülebilir Kooperatifçilik" başlıklı panelle program devam etti. Çalıştayda; kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin güçlendirilmesine yönelik görüş ve öneriler paylaşıldı. Zeyrek ve Durbay anıldı Çalıştayda konuşan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, kırsal kalkınmayı temel alan bir bakış açısına sahip olduklarını vurguladı. Balaban, göreve geldikten sonra Yuntdağı bölgesindeki 37 köyün kırsal mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü hatırlatarak, kooperatif çalışmalarının önünün açıldığını ve belediye imkanları doğrultusunda desteklerin süreceğini ifade etti. Konuşmasında hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı da anan Balaban, "Ferdi Başkanımızı altı ay önce, Gülşah Başkanımızı ise kısa bir süre önce kaybettik. Acıları hala yüreğimizde. Her ikisini de saygı ve sevgiyle anıyoruz" dedi. Çalıştay, katılımcıların değerlendirmeleri ve karşılıklı görüş alışverişinin ardından sona erdi.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:49 MediaMarkt, GenciMM adlı yenilikçi bir program hayata geçiriyor MediaMarkt Türkiye, gençlerin teknoloji ve deneyim dünyasıyla olan bağını güçlendirmek ve geleceklerine katkı sağlamak amacıyla GenciMM adlı yenilikçi bir program hayata geçiriyor. Program, 18-30 yaş arası üniversite öğrencilerine fırsatlar, eğlence ve ilham dolu etkinlikler ve kampüs elçileri programıyla kariyer rehberliği sunmaya hazırlanıyor. Gençlerin teknolojiye olan ilgisi hem eğitim hem de günlük hayatlarında dijital çözümlere daha fazla yönelmelerini sağlıyor. Teknolojiyi gençler için daha erişilebilir kılmak için GenciMM platformunu hayata geçiren MediaMarkt Türkiye, hem gençlerin ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunuyor hem de teknolojiyle yapabileceklerini keşfetmelerine imkân sağlıyor. MediaMarkt GenciMM, yalnızca avantajlar sunmanın ötesine geçerek, gençlerin dijital deneyimlerini zenginleştiren, kampüs elçileri programıyla sosyal etkileşimi artıran ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayan özel bir topluluk olma hedefiyle gençlerle buluşuyor. Yapılan açıklamaya göre, Gaming, müzik, Barista CLUB, e- mobilite gibi farklı kategorilerde binlerce teknolojini ürününü müşterileriyle buluşturan marka, konsept mağazalarında oluşturduğu özel deneyim alanlarında teknolojiyi keyifle ve etkileşim içinde deneyimleme imkânı sunuyor. Bu deneyim dünyasını gençler için ayrıcalıklı fırsatlara dönüştüren GenciMM programı, 18-30 yaş arası tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık. Programa katılan öğrencileri; CLUB puan avantajları, özel indirimler, eğlenceli ve ilham verici etkinlikler ve MediaMarkt gibi dünya çapında tanınan ve güvenilen bir markanın çatısı altında çalışma ve kurumsal yaşamı deneyimleme fırsatı bekliyor. Gençlerin ihtiyaç duyduğu her şeyi bulabileceği ayrıcalıklı bir dünya Gençlere "GenciMM" demenin tadını çıkaracakları bir dünya oluşturduklarını söyleyen MediaMarkt Türkiye Pazarlama, Kurumsal İletişim ve E-Ticaret Direktörü Tolga Ünvan, "Gençlerin ortak ilgi alanlarını paylaşabilecekleri, yeni arkadaşlıklar kurabilecekleri ve sosyalleşebilecekleri bir platform olarak tasarladığımız GenciMM ile üniversite öğrencilerine bütçe dostu fırsatlar da sunacağız. Özel indirimler, ekstra puanlar ve avantajlı alışveriş imkanlarıyla hem motivasyonlarını artırmak hem de teknolojiye erişimlerini daha kolay hale getirmeyi amaçlıyoruz. Üniversite öğrencileri aynı zamanda kariyer yolculuklarının da ilk adımlarını atıyorlar. Bu yolculukta da yanlarında yer almak hedefiyle kendilerini geliştirebilecekleri, ilham alabilecekleri, potansiyellerini keşfedebilecekleri özel etkinliklerimiz olacak. Özgün deneyimlerle zenginleşen GenciMM, gençlerin aradıkları her şeyi bulabilecekleri bir platform olarak onlarla büyüyüp şekillenecek" dedi.
Merkez Bankası faizi yüzde 38’e indirdi
11 Aralık 2025 Perşembe - 14:07 Merkez Bankası faizi yüzde 38’e indirdi Merkez Bankası faizi 150 baz puan düşürdü. Böylece faiz yüzde 39,5’ten yüzde 38’e indi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın son faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 39,5’ten yüzde 38’e indirilmesine karar verdi. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 42,5’ten yüzde 41’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 38’den yüzde 36,5’e indirdi. Karar metninde şu ifadelere yer verildi: ’’Kasım ayında tüketici enflasyonu gıda fiyatlarındaki gelişmelerle beklenenden düşük gerçekleşmiştir. Enflasyonun ana eğilimi eylül ayındaki artıştan sonra ekim ve kasım aylarında bir miktar gerilemiştir. Üçüncü çeyrekte dönemlik büyüme öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Son çeyreğe ilişkin öncü göstergeler talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğüne işaret etmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme işaretleri göstermekle birlikte dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.’’
Yeni Ford Kuga Active X, kullanıcılar ile buluşuyor
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:58 Yeni Ford Kuga Active X, kullanıcılar ile buluşuyor Ford’un SUV segmentinde yer alan Yeni Kuga Active X serisi, kullanıcılar ile buluşuyor. Modelin ön ızgara tasarımı ve özel stil paketi, aracın güçlü karakterini öne çıkarıyor. Ford’un bağlantılı özellikleri, konfor ve güvenlik teknolojilerinin yanı sıra iddialı tasarımıyla segmentinde öne çıkan modeli Kuga’nın Active X versiyonu Türkiye’de kullanıcılar ile buluşuyor. Açıklamaya göre, performansı, gelişmiş bağlanabilirlik özellikleri, modern hatlarıyla şık tasarım ve teknolojiyi bir araya getiren model, SUV tutkunlarına heyecan verici bir sürüş deneyimi sunuyor. Şehir içi ve şehirlerarası yollarda maksimum kontrolü sunacak şekilde geliştirilen modelin özgün tasarımı, Active X versiyonunda daha cesur çizgilerle ifade ediliyor. Modelin özellikleri şöyle açıklandı: ’’Aktif yaşam tarzına uyum sağlayan yüksek performansıyla fark oluşturan Kuga Active X; Ford’un güçlü, tasarruflu ve çevreci 1,5L EcoBoost 186PS benzinli motoru ve 8 ileri otomatik şanzımanıyla Aralık ayında Türkiye yollarına çıkacak. Kuga Active X, yüksek performansına ek olarak bağlanabilirlik özellikleri ve günlük maceralar için onu ideal yol arkadaşı haline getiren kapsamlı yeni nesil sürücü destek sistemleri de sunuyor. Model, Ford Kuga ailesinin diğer üyeleri gibi en zorlu koşullarda bile sürüşü kolay ve konforlu hale getiren gelişmiş teknolojilere sahip. Bu teknolojiler arasında; yoğun trafikte gerektiğinde otomatik frenleme yapan yeni nesil adaptif hız kontrolü, geri manevralarda yayaları ve araçları algılayarak sürücüyü uyaran ve gerekirse otomatik fren yapan geri fren desteği ve sürüş esnasında şerit değişiklikleri konusunda uyarı veren şerit takip sistemi yer alıyor. Çarpışma önleme yardımcısı, bir çarpışma olasılığında, riski algılayarak sürücüyü uyarıyor ve gerektiğinde otomatik olarak müdahale ediyor. Ayrıca 360 derece kamera sistemi de ön, yan ve arka kameralar aracılığıyla aracı çevreleyen alanı tam perspektifte görüntüleyerek park ve dar alan manevralarını kolaylaştırıyor. Active X’in özel tasarım 19 inç alüminyum jantları, Active süspansiyonu, akıllı bagaj kapağı, logolu kapı eşikleri, dinamik LED farları, otomatik uzun farları ve direksiyondan kumandalı vitesi aracın sportif ruhunu bir üst seviyeye taşıyor. Active X’in kullanışlılık, konfor ve tarzın ön planda olduğu iç mekânında; sade konsol tasarımı, dekoratif kapı detayları ve ergonomik bel desteği sağlayan AGR sertifikalı 12 yönlü koltuklar sürüş konforunu artırırken yolculukları daha keyifli hale getiriyor. Açılabilir panoramik cam tavanı, ferah bir iç ortam sunarken yüksek teknolojili kullanıcı arayüzüne sahip 13,2 inç orta konsol ekranı ve Ford’un yeni nesil SYNC 4 bilgi-eğlence sistemi; Kuga’nın konforlu ve güvenli bir yolculuk için sunduğu tüm özelliklere kolay erişim sağlıyor. Akıllı telefonlarla sorunsuz entegre olan SYNC 4, Apple CarPlay ve Android Auto ile ana uygulamalara ve bilgilere kablosuz erişim imkânı sağlıyor. Markanın uygulaması sayesinde kullanıcılar, yeni Kuga ile nerede olurlarsa olsunlar bağlantıda kalabiliyor. Uygulama; uzaktan araç kilitleme, kilit açma ve motoru çalıştırma gibi işlevlerin yanı sıra araç konumu, yakıt seviyesi, lastik basıncı, kilometre bilgisi ve motor yağı ömrü gibi verilere kolayca erişim imkânı sunuyor. Kuga Active X; buz beyazı, akik siyah, ada mavisi, su yeşili, kurşun gri, manyetik gri olmak üzere 6 farklı renk seçeneğiyle tercih edilebiliyor.’’
Bursa Business School’da ‘veri’den değer üretme eğitimi
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:28 Bursa Business School’da ‘veri’den değer üretme eğitimi İş dünyasının referans eğitim merkezi Bursa Business School, ‘yeni petrol’ olarak nitelendirilen veriyi daha etkin kullanmak ve veriden değer oluşturmak amacıyla Stratejik Veri Analitiği ve İş Zekâsı Eğitim programına ev sahipliği yaptı. Bursa Business School Uludağ Kampüsü’nde gerçekleştirilen Stratejik Veri Analitiği ve İş Zekâsı Eğitimi, BNC Insight Kurucusu ve Danışmanı Emre Tuna Aydın tarafından verildi. Eğitimde veriden değer üretme süreçleri, temel analiz yöntemleri, iş zekâsı uygulamaları ve güncel vaka çalışmaları ile katılımcılara kapsamlı bir içerik sunuldu. Programda katılımcılar, veriden değer oluşturma, temel analiz yöntemleri, veri farkındalığı ve açıklayıcı analitikler, veri analitik vakaları, iş zekâsı, veri görselleştirme ve veriden değer oluşturma araçları gibi konularda bilgi sahibi oldu. "BBS zihinleri açan bir eğitim ortamı sağlıyor" Eğitimi değerlendiren Emre Tuna Aydın, Bursa Business School’da ilk kez bir eğitim gerçekleştirdiklerini belirterek, "Stratejik Veri Analitiği ve İş Zekâsı eğitimimizi tamamladık. Katılımcılar farklı sektörlerden olsa da amacımız aynıydı; elimizdeki veriden değer üretmek. Bursa Business School’un Uludağ’daki konumu, katılımcıların erişimini kolaylaştırmasının yanı sıra zihinlerini açan bir ortam sağladı. Eğitim sınıfı ve tüm imkânlar odaklanmayı kolaylaştırdı. Böyle bir vizyonu ortaya koydukları için BTSO’ya, destekleri ve iş birlikleri için de BBS ekibine teşekkür ediyorum" dedi. "Veri stratejik bir kaldıraç" Kotonteks Dış Ticaret Direktörü Ece Nur Şahin ise, Bursa Business School’da düzenlenen eğitime katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, "Emre Tuna Aydın hocamızın rehberliğinde veriyi stratejik bir kaldıraç olarak nasıl kullanabileceğimizi uygulamalı olarak deneyimledik. Organizasyonlarımızın topladığı verilerin potansiyelini maksimize etme, analitik karar alma süreçlerindeki kritik noktalar ve doğru analiz yöntemleri üzerinde yoğunlaştık. MS Power BI gibi güncel veri analitiği platformlarını organizasyonlarımıza entegre etme fırsatı bulduk. Verinin doğru yöntem ve araçlarla yönetilmesi, sürdürülebilir ve istikrarlı stratejik adımlar atmanın temel unsuru. Bu önemli ve bilgilendirici etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen değerli eğitmenimize ve organizasyonu düzenleyen BBS’e teşekkür ederim" diye konuştu. "Bu eğitimler kritik önemde" Azul Tarım Genel Müdürü Oğuz Çağlar, Bursa Business School’un modern ve donanımlı tesislerinin eğitimin kalitesini artıran konforlu ve profesyonel bir ortam sunduğunu söyledi. Azul, "BBS’in mekânsal özellikleri, katılımcıların dikkatinin dağılmadan içeriğe odaklanmasını sağlayan ideal bir öğrenme atmosferi oluşturdu. Eğitim, veri okuryazarlığından yapay zekâ ve ileri analitik tekniklere, stratejik raporlama ve karar destek sistemlerinden dashboard tasarımına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Eğitmen Emre Tuna Aydın’ın anlatımı, katılımcıları içeriğe dâhil eden ve konuları gerçek hayattan örneklerle ilişkilendiren etkili bir yaklaşım sundu. Bir yönetici olarak şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki bu tarz eğitimler rekabet avantajı elde etmek isteyen tüm uzman, yönetici ve üst yönetim seviyesindeki profesyoneller için kritik bir öneme sahip. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.
CarrefourSA, yeni nesil yaşam alanı PATiFOUR’un açılışını yaptı
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:15 CarrefourSA, yeni nesil yaşam alanı PATiFOUR’un açılışını yaptı Perakende sektöründeki yenilikçi adımlarına bir yenisini ekleyen CarrefourSA, yeni nesil yaşam alanı PATiFOUR’un açılışını yaptı. Farklı konseptiyle öne çıkan yaşam alanı, klasik pet ürünlerine ek olarak evcil hayvanları ile sahiplerinin bir arada kaliteli zaman geçirebileceği ve özel anlarını kutlayabileceği bir alan sunuyor. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, evcil hayvan sahiplerinin ve patili dostlarının ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri ve yeni nesil yaşam konseptini tek bir çatı altında toplayan PATiFOUR’u hizmete açtı. Yaşam alanını deneyim odaklı bir yaşam alanı olarak tasarlandıklarını vurgulayan CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Biz 32 yıldır Ne Lazımsa CarrefourSA anlayışıyla organize gıda perakendesinde doğru ürünü, doğru fiyata müşterilerimizle buluştururken hayata geçirdiğimiz yatırımları da müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına göre kurguluyoruz. PATiFOUR konsepti de bunun bir yansıması. Evcil hayvan dostlarımızın yaşam kalitesini artırmayı odağa alan bu yeni modelin de güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin hayatlarının her anına dokunan, yenilikçi ve değer oluşturan perakende çözümleri geliştirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Deneyime odaklanan yeni bir dünya Yapılan açıklamaya göre yaşam alanı, evcil dostlarla kurulan bağı destekleyen, sevgi, deneyim ve özenle sunulan hizmetlerin buluştuğu yeni nesil yaşam alanı olarak fark oluşturuyor. Kedi, köpek, kuş ve balıkların tüm ihtiyaçları ve günlük gereksinimleri için özenle seçilmiş ürünlerin yer aldığı PATiFOUR’da; seçkin markaları bulmak mümkün. Klasik, profesyonel ve ödül mamalarının yanı sıra aksesuarlar, oyuncaklar, profesyonel malzemeler, hayatı kolaylaştıran elektronik & akıllı pet ürünleri, bakım malzemeleri de yaşam alanının geniş yelpazesinde dikkat çekiyor. Hem insanlar hem de hayvanlar için yüksek standartlarda üretilmiş yiyecek ve içecek seçeneklerini buluşturan PetChef markasının 80 çeşit ürünü de mağazada yer alıyor. Yaşam alanı, evcil hayvan ürünlerinin yanı sıra sıcak ve samimi atmosferiyle öne çıkan Bonheur Coffee & Bakery’yi de bünyesinde barındırıyor. Gelen misafirler, kahvelerini yudumlarken dostları da özel tariflerle hazırlanmış PetChef markalı doğum günü pastaları ve birbirinden lezzetli ikramlarla keyifli vakit geçirebiliyor. Bu yönüyle mağaza hem alışveriş hem de dinlenme fırsatını bir arada sunuyor. Patili ihtiyaçlar tek tıkla tüm Türkiye’ye ulaşıyor Açıklamaya göre, evcil dostların ihtiyaçları için uçtan uca çözüm sunan yaşam alanı, şirketin anlaşmalı kurumlar üzerinden veterinerlik ve kuaförlük hizmetleri için rezervasyon hizmeti sağlıyor. Patili doğum günü partilerine ev sahipliği yapan yaşam alanı, aynı zamanda sadece özel pasta siparişi verme imkânı da sunuyor. Üstelik yaşam alanı deneyimi sadece fiziksel mağazalarla sınırlı kalmıyor, e-ticaret hizmeti sayesinde tüm ürünler, atıştırmalıklar ve özel tasarım aksesuarlar Türkiye’nin her yerinden hızlıca sipariş edilebiliyor. Ayrıca ‘ALO Pati’ hizmeti sayesinde ev konforunda telefonla sipariş fırsatı sağlıyor. Açılışa özel oyuncak atölyesi, sürpriz yarışmalar ve keyifli etkinlikler ile hikayesine hızlı başlayan PATiFOUR, ilerleyen süreçlerde hayvan sahiplerine yönelik bilgilendirici workshop’lar da düzenleyecek. Sosyal sorumluluk bilincini de ön planda tutan yaşam alanı, Haykonfed yararına hazırlanan özel çantaların satışı ile sokaktaki dostlarımıza destek sunuyor.
Başkan Adlıhan Dere: "Gücümüz birlikten, bereket yerli üretimden gelir"
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:14 Başkan Adlıhan Dere: "Gücümüz birlikten, bereket yerli üretimden gelir" TESK Genel Başkan Vekili ve AESOB Başkanı Adlıhan Dere, yerli üretime yönelen her tercihin esnafın emeğine ve ülke ekonomisine doğrudan katkı sunduğunu belirterek birlik ve bereket mesajı verdi. 12–18 Aralık Yerli Malı Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, milli üretimin ekonomik kalkınma açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek vatandaşlara yerel ürünleri tercih etme çağrısında bulundu. Başkan Adlıhan Dere, yerli üretimin; ekonomik istikrar ve güçlü istihdam açısından stratejik bir nitelik taşıdığını vurgulayarak ülke genelinde artan yerli ürün bilincinin hem üreticiye hem tüketiciye kazanç sağladığının altını çizdi. "Yerli üretimin gücü esnafımızdır" AESOB Başkanı Dere, açıklamasında esnaf ve sanatkarların yerli üretim sürecindeki rolüne geniş yer ayırarak, "Yerli ürünlerin arkasında esnaf ve sanatkarlarımızın alın teri, emeği ve tecrübesi bulunur. Mahalle esnafımız hem üretimin hem de güvenilir tedarikin en önemli parçasıdır. Bu nedenle milli üretime yönelen her tercih, doğrudan esnafımıza ve ülkemizin ekonomisine katkı sunar" ifadelerini kullandı. Yerli ürün tercihinin hem ekonomiye destek sunduğunu hem de aile işletmelerinin ayakta kalmasına katkı verdiğini belirten Başkan Dere, vatandaşların alışverişlerinde yerli üretimi tercih etmelerinin önemini vurguladı. "Yerli üretim, ustanın emeği ve milletin bereketidir" Yerli malı bilincinin toplumda güçlenmesi adına esnaf teşkilatının her zaman sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini aktaran AESOB Başkanı Dere, şu ifadelere yer verdi: "Yerli üretim; ekonomik bağımsızlığa, güçlü istihdama ve sürdürülebilir kalkınmaya giden yolda önemli bir adımdır. Etikette ‘Yerli Üretim’ işaretini görmek, o ürünün bu ülkenin toprağından, tezgahından, ustasından çıktığını gösterir. Vatandaşlarımızın yerli üretime yönelmesi; bereketin artmasına, üretim zincirinin güçlenmesine ve şehir ekonomilerinin canlanmasına katkı sağlar." Yerli Malı Haftası’nda Başkan Dere’den esnafa teşekkür ve birlik vurgusu Ulusal üretimin güçlenmesine yönelik her adımın, ülkemizin gelişmesinde uzun vadeli katkılar sunduğunu kaydeden Başkan Adlıhan Dere, üretimden hizmete uzanan geniş bir alanda emek veren tüm esnafın, toplumun ihtiyaçlarına karşılık veren en güvenilir yapı taşlarından biri olduğunu hatırlattı. Başkan Dere, Yerli Malı Haftası’nın yerel üretim farkındalığını artırmak için önemli bir gün olduğuna işaret ederek, "Yerli Malı Haftası, üretim gücümüzü hatırlatan önemli bir gündemdir. Bu vesileyle tüm esnaf ve sanatkarlarımıza emekleri için teşekkür ediyorum. Rabbim birliğimizi, bereketimizi ve üretim gücümüzü daim eylesin" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "IMF tahminlerinin gerçekleşmesi dahilinde dünyanın en büyük 16’ncı ülkesi olacağız"
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:54 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "IMF tahminlerinin gerçekleşmesi dahilinde dünyanın en büyük 16’ncı ülkesi olacağız" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "IMF tahminlerinin gerçekleşmesi dahilinde dünyanın en büyük 16’ncı ülkesi olacağız. İlk defa İtalya’yı geçerek Avrupa’nın da en büyük 4’üncü ülkesi haline geleceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 5. Finansın Geleceği Zirvesi’ne katıldı. Açılış konuşmalarını gerçekleştiren Yılmaz, dünyanın bölgesel çatışmaların, jeopolitik risklerin, ekonomide belirsizlikler ile artan ticari korumacılıklarla karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. Dünya ekonomilerinin yüzde 5 civarında büyüdüğünün altını çizen Yılmaz, ticaret hacimlerinde daha olumsuz bir tablo olduğunu ve 2025-2026 döneminde yıllık yüzde 3 arttığını söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bugün gelinen noktada tarihsel sürecin tersi bir tablo olduğunu söyleyerek, "Dünya ticareti, büyümenin bir miktar üzerinde olacak. Daha kapalı bir dünyaya gidiyoruz. Bu şartlar altında Türkiye ekonomisine bakmak durumundayız. Dünyada enflasyon beklendiği hızda düşmüyor. Enflasyon arzu edinilen düzeyde değil. Dış ticaretimizin asıl belirleyicisi ticaret ortaklarımızın büyüme performansıdır. Petrol başta olmak üzere emtiada olumlu bir tablo var. Bu gelişmeler Türkiye ekonomisi açısından olumlu" ifadelerini kullandı. "2025 yılı sonunda kişi başına düşen milli gelirimiz 1,5 trilyon doları aşacak" Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama 1,9 daha fazla büyüdüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "23 yıllık bir ortalamada böyle bir başarı çok büyük. Kişi başına milli gelirimiz AB ortalamasına göre yüzde 38 civarındaydı. Bugün yüzde 70’e ulaştı. Bu önemli bir dönüşüm. Gelecek yıl yüzde 72’ye ulaşmayı bekliyoruz. İnşallah yüzde 100’leri göreceğiz. Önceliğimiz finansal istikrar ve enflasyonu düşürmek. Büyümeyi de istihdamı da ihmal etmeden dengeli büyümeyi sürdürüyoruz. 2025 yılı sonunda kişi başına düşen milli gelirimiz 1,5 trilyon doları aşacak. IMF tahminlerinin gerçekleşmesi dahilinde dünyanın en büyük 16. ülkesi olacağız. İlk defa İtalya’yı geçerek Avrupa’nın da en büyük 4. ülkesi haline geleceğiz" açıklamalarında bulundu. "Türkiye’de 300 milyar dolar gibi bir yastık altı altın var" Merkez Bankası rezervlerinin oldukça iyi bir seviyede olduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti: "Ülkemizde muazzam bir altın rezervi var. Bunları da kattığımız zaman aslında Türkiye çok daha büyük bir rezerve sahip. 80’lerden itibaren yapılan hesaplamaya göre Türkiye’de 300 milyar dolar gibi bir yastık altı altın varlığı söz konusu. Bugün bunun çok daha yüksek olduğunu tahmin ediyoruz. TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı arttı. KKM bitmiş durumda. Toplam mevduat payı yüzde 0,1’e düşmüş durumda. Bir dönemin ihtiyacıydı, faydasıyla zararıyla. Bugün artık ihtiyacı yok. Artık çıkmış durumdayız." "Şu anda önceliğimiz enflasyonu daha aşağı çekmek" diyen Yılmaz, bu noktada 3 aşamalı planı devreye soktuklarını vurguladı. Yılmaz, "Geçiş dönemini mayıs ayında tamamladık. Dezenflasyon süreci devam ediyor. 44 puandan fazla düşüş söz konusu. Normalde 30’un altını hedeflemiştik ama Eylül ayında beklenti dışında bir enflasyon oluştu" dedi. Yılmaz, 2024 yılında 33 şirketin halka arz edildiğini hatırlatarak, "57,3 milyar lira kaynak sağlanmıştır. 4 Aralık 2025 itibarıyla 17 şirketin halka arzı gerçekleşmiş ve bu şirketler piyasadan 43,1 milyar lira seviyesinde fon temin etmiştir" dedi. Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "3 trilyon liralık ortalama işlem hacmine ulaşan EFT Sisteminin yanı sıra 7/24 esasına göre çalışan FAST sisteminin 2024 yılında günlük ortalama 12,6 milyon işleme ulaşması ödeme altyapımızın geldiği noktayı göstermektedir."
Tedarik zincirinde odak: Sürdürülebilirlik ve yerlilik
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:38 Tedarik zincirinde odak: Sürdürülebilirlik ve yerlilik Turkcell’in yerli ve yenilikçi teknolojileri desteklemek amacıyla her yıl düzenlediği Tedarikçi Zirvesi’nin 2025 buluşması İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirvenin odağında, 5G’ye geçiş sürecinde yerli ve milli ürünlerin güçlendirilmesi, sürdürülebilir tedarik zinciri ile Google Cloud Bölgesi yatırımı çerçevesinde yeni iş birliği fırsatları yer aldı. Turkcell tarafından, yerli ve yenilikçi teknolojileri desteklemek amacıyla düzenlenen Tedarikçi Zirvesi’nin 2025 yılı buluşması İstanbul’da gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 katılımcının yer aldığı zirvede, 5G’ye geçiş sürecinde yerli ve milli teknolojilerin, yenilikçi çözümlerin kullanımı konusunda fikir alışverişi yapıldı. Şirketin tedarik zincirindeki verimlilik, şeffaflık ve sürdürülebilirlik odaklı hedefleri ve uygulamalarına değinildi. Ayrıca zirve kapsamında düzenlenen ‘5G Yerli ve Milli Ürün Geliştirme’ panelinde şebeke teknolojileri, yerli ürün geliştirme süreçleri, global rekabete hazırlık ve ekosistemin ihtiyaç duyduğu teknik dönüşüm başlıkları masaya yatırıldı. Yerli tedarikçilerle iş birliklerinin geleceği, üretim kabiliyetleri ve 5G’nin sağlayacağı yeni fırsatlar değerlendirildi. Panelin ardından inovasyon, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konularında başarılı tedarikçiler ve çalışanlar ödüllendirildi. "5G yolculuğunda tedarikçi ekosistemimizle birlikte yol alıyoruz" Zirvede 5G çağında yerli ekosistemi güçlendirmenin önemine değinen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, "Ülkemiz 5G için gün sayıyor. Bu süreçte yerli ve milli teknolojilerin desteklenmesi büyük önem taşıyor. Altyapı bileşenlerinde dışa bağımlılığı azaltmak, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzun temel unsurlarından biri. Şirket olarak 5G’ye geçişte, ulusal tedarikçilerimizi önceliklendirerek ve milli ürünleri kullanarak yerlilik oranını en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizin teknoloji ekosisteminin paydaşlarıyla ortak Ar-Ge projeleri geliştiriyor, baz istasyonlarından çekirdek şebekeye kadar yerlilik oranını artırıyoruz. Nitekim bu çerçevede geçtiğimiz aylarda, 5G’ye geçiş sürecinde yerli ve milli teknolojilerin kullanımını teşvik etmek üzere 5G Yerli Ürün Çalıştayı düzenledik. Hedefimiz yerli ve milli bileşenleri önceliklendirerek 5G deneyimini Turkcell gücüyle ülkemize yaşatmak." Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik odağı Dr. Ali Taha Koç konuşmasında, Turkcell’in Tedarikçi Sürdürülebilirlik Değerlendirme Sistemi’ne de değindi: "Sürdürülebilirlik, tüm iş süreçlerimizin merkezinde. Bu anlayışla, tedarik zincirimizin sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmak amacıyla Tedarikçi Sürdürülebilirlik Değerlendirme Sistemi’ni hayata geçirdik. Bu yıl kritik öneme sahip 60 tedarikçimizin ÇSY (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) performansını analiz ederek gelişim alanlarını belirledik. 45 tedarikçimiz sürece aktif şekilde katıldı. Satın alma hacmimizin yüzde 95’ini oluşturan 220 stratejik tedarikçiyi önümüzdeki üç yılda bu sisteme dahil etmeyi hedefliyoruz. Attığımız tüm bu adımlar, tedarikçilerimizle birlikte daha güçlü, şeffaf ve sürdürülebilir bir ekosistem oluşturma kararlılığımızın somut birer göstergesi." "Google Bulut yatırımı, yerli tedarikçilere de çok güçlü iş birliği olanakları sunacak" Turkcell ile Google Cloud arasında, Türkiye’de "Google Cloud Bölgesi" kurulmasına yönelik stratejik iş birliğine de vurgu yapan Koç, "Türkiye’nin dijital yolculuğunda büyük ve çok anlamlı bir adım olan bu proje, kurulum ve güvenlik gibi alanlarda yerli tedarikçilere çok güçlü iş birliği olanakları sunacak. 5G ve bulut yatırımlarımızla Türkiye’nin teknoloji tedarik zincirini daha güçlü, daha rekabetçi ve daha bağımsız hâle getireceğiz. Türkiye’nin dijital geleceğini, yerli tedarikçilerimizin gücüyle inşa ediyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi biz sizinle Turkcell’iz." "Beklentimiz, tedarikçilerimizin teknoloji geliştirerek ürünlerindeki yerlilik oranlarını artırmaları" Turkcell İnsan ve İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu da şu mesajları verdi: "Şirket olarak 2 binden fazla tedarikçiyle büyük bir ekosisteme sahibiz ve birlikte gelişmeyi önemsiyoruz. 5G ve bulut yatırımlarımızın sağladığı fırsatları tedarikçilerimizle paylaşırken, Tedarikçi Eksenli İnovasyon (TEİ) Programımızla iş birliklerini güçlendiriyoruz. KOBİ’lerle birlikte teknoloji geliştirmeyi, yerli çözümlerin payını artırmayı ve bu çözümleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Beklentimiz; tedarikçilerimizin inovasyon odaklı çalışarak ürünlerindeki yerlilik oranlarını yükseltmeleri ve Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna katkı sunmalarıdır. Bu zirve de karşılıklı görüş alışverişi ve yeni iş birliği fırsatları için önemli bir etkinlik."