ÇEVRE - 15 Kasım 2024 Cuma 10:56

Diyarbakır’da tarımsal kuraklık tedbirleri değerlendirildi

A
A
A
Diyarbakır’da tarımsal kuraklık tedbirleri değerlendirildi

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu başkanlığında Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi.


Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıda, kentte yaşanabilecek tarımsal kuraklığın etkilerini azaltmak ve kuraklığa karşı alınacak tedbirleri değerlendirildi. Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Vali


Yardımcısı Ömer Coşkun, Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, DSİ 10. Bölge Müdürü Zafer Akın, Meteoroloji 15. Bölge Müdürü Abdülkerim Kaya ve ziraat odaları başkanları katıldı.



“Diyarbakır tarımın beşiği”


Toplantıda konuşan Vali Murat Zorluoğlu, Diyarbakır’ın tarih boyunca tarımın önemli bir merkezi olduğunu vurguladı. Şehrin verimli toprakları, su kaynakları ve çeşitli iklimi sayesinde tarımın her zaman önemli bir yer tuttuğunu belirten Vali Zorluoğlu, "Bu bilinçle, şehrimizdeki yatırımları çoğaltmak, iş olanaklarını genişletmek ve üretimi yükseltmek amacıyla kurumlarımızla tam bir koordine içerisinde çalışıyoruz" dedi.


Vali Zorluoğlu, kentin 2060-2070 yılına kadar içme su ihtiyacını karşılayacak olan proje ile ilgili çalışmaların planlandığı şekilde ilerlediğini belirtti. Ayrıca şehrin tarımı için Silvan Barajı projesinin hayati önem arz ettiğini vurgulayan Vali Zorluoğlu, "İlimizin tarım alanında üretiminin 2-3 kat artmasına vesile olacak bir yatırım. İnşallah tamamlandığında Diyarbakır’ımız tarımsal üretim anlamında Türkiye’nin en önemli birkaç şehrinden biri haline gelecektir" şeklinde konuştu.


Toplantı, kurum müdürleri tarafından yapılan sunumlar ve katılımcıların görüş alışverişi akabinde sona erdi.



Diyarbakır’da tarımsal kuraklık tedbirleri değerlendirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanı uyardı: “Stres, çınlama ve işitme kaybını tetikleyebilir” Stresin işitme sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan Pedakustiker Mehmet Emin Ağaç, “Stres altında olan kişilerde iç kulakta kan akışı bozulabiliyor, bu durum yalnızca işitme kaybını değil, kulak çınlaması gibi önemli bir sorunu da tetikleyebiliyor” dedi. Pedakustiker Mehmet Emin Ağaç, stresin işitme sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ve kulak çınlaması ile işitme kaybı arasındaki bağlantıyı 2. İşitme Bilinci ve Sanat Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada ele aldı. Pedakustiker Ağaç, yoğun stresin yalnızca işitme kaybına yol açmakla kalmayıp, çınlamaya da sebep olabileceğini belirterek, stresin vücuttaki kan akışını etkileyerek iç kulaktaki duyusal hücrelere zarar verebileceğini ifade etti. Bu durumun, hem işitme kaybına hem de hayat boyu kulak çınlamasına yol açabileceğini belirten Ağaç, özellikle büyük şehirlerdeki yoğun tempo, çevresel gürültü ve stresin bu tür sağlık sorunlarını daha da tetiklediğini vurguladı. “İç kulakta kan akışı bozulabiliyor” Stresin kulak üzerindeki etkilerini dile getiren Mehmet Emin Ağaç, “Stres altında olan kişilerde iç kulakta kan akışı bozulabiliyor, bu durum yalnızca işitme kaybını değil, kulak çınlaması gibi önemli bir sorunu da tetikleyebiliyor. İç kulaktaki duyusal hücreler hem işitme hem de denge için kritik öneme sahip, bu yüzden stres, iki sistemi de olumsuz etkileyip sonuçta kulak çınlamasını oluşturabilir” dedi. Stresin yol açtığı işitme kaybı ve kulak çınlamasından korunmak için ne yapmalı Kronik stresin hem işitme hem de sesi anlama sağlığını tehdit ettiğini belirten Ağaç, işitme kaybı riskini azaltmak isteyenlerin stres yönetimine önem vermesi gerektiğini ifade etti. Ağaç, bu risklerden korunmak için stres yönetiminin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemine dikkat çekti. Mehmet Emin Ağaç, düzenli egzersiz, meditasyon, yeterli uyku ve sosyal destek, sakin mekân tercihi gibi stresle başa çıkma yöntemlerinin işitme ve iletişim sağlığına katkı sağlayabileceğini belirtti. Sempozyumda yaptığı açıklamada Ağaç, stresin işitme ve çınlama üzerindeki etkilerini en aza indirmek isteyenlerin, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimseyerek daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşabileceklerini belirtti.
Elazığ Elazığ’da dehşet: Kız arkadaşını silahla ensesinden yaraladıktan sonra intihar girişiminde bulundu Elazığ’da bir kişi, tartıştığı kız arkadaşının ensesine ateş ettikten sonra intihar girişiminde bulundu. Ağır yaralanan 2 kişi, hastanede tedavi altına alındı. Şahsın ağabeyi de geçtiğimiz aylarda kız arkadaşını öldürdükten sonra intihar etmişti. Olay, Abdullahpaşa Mahallesi 263. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre V.Ç., konuşmak için S.D.’nin evine gitti. Annesinin de evde bulunduğu sırada S.D. ile tartışan V.Ç., belinden çıkardığı silah ile kadına ateş etti. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerinde 112 acil sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ensesine kurşun isabet eden S.D., olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulansla Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayın ardından kaçan V.Ç. ise Elazığ Bingöl karayolu Akçakiraz bölgesinde intihar girişiminde bulundu. Haber verilmesi üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan V.Ç., ambulansla Fethi Sekin Şehir Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Her ikisi yaralının da durumlarının ağır olduğu öğrenilirken olayla ilgili geniş çapta inceleme başlatıldı. Öte yandan V.Ç.’nin ağabeyi H.Ç., Temmuz 2024’te yanındaki kızı öldürdükten sonra intihar etmiş, ikisinin cesedi Hazar Gölü kıyısında bir araçta bulunmuştu.
Eskişehir Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu yargı paketi hakkında konuştu: Eskişehir Valiliğinde açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız" dedi. Bir dizi programa katılım sağlamak üzere Eskişehir’e gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir Valiliği’nde açıklamalarda bulundu. Özellikle 9’uncu yargı paketi hakkında konuşan Bakan Tunç, yargı reformu strateji belgesinin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemelerin birkaç güne kadar gerçekleşeceğini söyledi. Ayrıca basın mensuplarının sorularını alan Bakan Tunç, kamuoyunun "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede" tepkisiyle ilgili de cevap verdi. "Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde düzenlenen maddede de çocuklarla ilgili alınması gereken tedbirler, çocukların her türlü istismardan; gerek ihmal, gerek fiziksel, duygusal istismardan korunmasıyla ilgili olarak her türlü tedbiri alma konusundaki gerek anayasal, gerek mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirdik. Tabii, burada özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Tabii, adli süreçlerle ilgili olarak da zarar veren, onların özellikle hem suça sürüklenmesini önleyici tedbirler ve suça sürüklendikten sonra da onların üstün yararını gözeterek bir yargılama sürecinin yapılması hususunda çok önemli mesafeler alındı. Daha çok yapılacaklar var. Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor. Onların sadece ailelerinin inisiyatifine bırakmadan, devletin asli görevi olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza gözümüz gibi bakmamız gerekiyor" dedi. "Sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı" Ardından Bakan Tunç, basın mensuplarının, "Efendim, dün Meclis Genel Kurulu’nda noterlik ve bazı yargı işlemleri ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı teklif kabul edildi. Geçen hafta da 9’uncu yargı paketi kabul edilmişti. Bu düzenlemelerle ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Bir de toplumda cezasızlık algısı olarak ifade edilen durumun çözümüne dair tedbir ve düzenlemeler ne zaman yapılacak" sorusunu yanıtladı. Bakan Tunç, cevabında, "Meclisimiz, son 1 aydır hem 9’uncu yargı paketi hem de dün yasalaşan noterlik ve bazı kanunlarda değişiklikle ilgili düzenlemeleri hayata geçirmek için gece gündüz bir çalışma sergiledi. Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu üyelerimize ve tüm milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum emekleri için. Tabii, önemli düzenlemeler. Her bir maddede ayrıntı var aslında. Özellikle çok gündem olan sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı ve bu suçlar adliyeye intikal etmesi, uzlaştırma çerçevesine olması nedeniyle de suç işlenmesi çok arttı. Hakaret suçları bakımından bunu önleyecek çok önemli bir düzenlemeyi de meclisimiz hayata geçirmiş oldu. Özellikle hakaret suçlarının uzlaştırma çerçevesinden alınıp, ön ödemeye tabii tutulmasıyla beraber hususlarda önemli ölçüde azalma olacağını düşünüyoruz. Burada bir caydırıcılığın olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede bilim adamlarıyla, hukukçu akademisyenlerle yaptığımız görüşmeler ve uygulayıcılardan aldığımız bilgiler doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu da önemli bir düzenleme" ifadelerini kullandı. "Çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik" Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Yine çocuk koruma kanunuyla ilgili de 9’uncu yargı paketinde önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Özellikle çocuklarla ilgili tedbirlerin uygulanmasında görev alacak personellerle ilgili düzenlemeler var. Burada sadece Adalet Bakanlığı’nın adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki personel değil, aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki sosyolog, psikolog ve pedagog gibi uzman personellerin, yine Milli Eğitim Bakanlığımızda görev yapan rehberlik öğretmenleri gibi, bunların da çocuklara yönelik uygulanacak olan tedbirlerde ve çocuk teslimi gibi çocukların kişisel ilişki kurulması, velayetleriyle ilgili çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik." "Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık" Hem 9’uncu yargı paketi hem de son noterlik ve bazı kanunlardaki değişikliklerle kamuoyunda ceza adaleti sistemiyle ve suçla mücadeleyle ilgili konuşulan, "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede?" diye haklı olarak basından sorular geldiğini de belirten Bakan Tunç, "Bununla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda yargı reformu strateji belgemiz hemen hemen tamamlandı. Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, bilim adamlarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, mahkemelerin ilk derece, istinaf, Yargıtay olmak üzere tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler neticesinde 1 yıllık hazırlık yaptık. Bu hazırlık çerçevesi içerisinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir yargı reformu strateji belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak. 2024 ve 2028 yılları arasında ve orada kısa vade, orta vade ve uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri, gerekse de uygulamaya yönelik çok önemli düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu. "Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri birkaç güne kadar görmüş olacağız" Caydırıcılık açısından ve toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak da gerek Türk Ceza Kanunu’muzda Kabahatler Kanunu’nda yeniden bir değerlendirme ihtiyacı söz konusu olduğunu da dile getiren Bakan Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Bu konudaki çalışmalarımızı biz, hem uygulayıcılardan, istinaf ve Yargıtayımızın ilgili dairelerinden görüşler alarak hayata geçireceğiz inşallah ve özellikle hem akademisyenlerimizin hem de bilim komisyonlarımızın katkıları da söz konusu oldu. Milletvekillerimizin takdirlerini hazırladığımız taslak çalışmasını inşallah ibraz ederek, bu konudaki çalışmalarımıza özellikle asıl 10’uncu paket diyebiliriz artık ona. Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız."
Malatya Rafadan Tayfa gösterisinde eğlenceli anlar yaşandı Yeşilyurt Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen ‘Rafadan Tayfa’ Müzikal Gösterisine çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Rafadan Tayfa’nın sevilen kahramanlarını ilgiyle izleyen çocuklar, hem şarkılara eşlik ederek hem de çalan müzikle birlikte keyifli zaman geçirdi. Yeşilyurt Belediyesi, TRT Çocuk Kanalının en fazla takip edilen animasyon filmlerinden olan ‘Rafadan Tayfa’ gösterisini Malatyalı çocuklarla buluşturdu. Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonunda üç seans halinde sahnelenen etkinliğe yoğun ilgi gösteren çocuklar, Rafadan Tayfa’nın sevilen kahramanları Akın, Hayri, Mert, Kamil, Hale ve Sevim’in seslendirdiği şarkı ve türkülere eşlik ederek eğlenceli anlar yaşadı. Düzenli beslenmeden diş fırçalamaya, spordan müziğe birçok alanda faydalı bilgilerin yer aldığı Rafadan Tayfa gösterisinde çocuklar bir yandan eğlenirken diğer taraftan okul, aile, eğitim, sağlık, spor ve düzenli yaşam üzerine önemli bilgiler öğrendiler. Her seansında aynı heyecan ve coşkunun hâkim olduğu gösteriyi ilgiyle takip eden çocuklar, eğlenceli ve keyifli bir gün geçirdiler. Renkli bir atmosferde geçen etkinlikte çocukları yalnız bırakmayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, kültürel ve sanatsal etkinliklerle çocukların hem eğitim hem de sosyal hayatlarını kaliteli hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Milli ve manevi değerler ile toplumsal gelişmeyi sağlayan konuların yer aldığı Rafadan Tayfa gösterisine büyük ilgi gösteren çocuklara teşekkürlerini sunan Başkan Geçit, “TRT Çocuk Kanalının sevilen yayınlarından Rafadan Tayfa’nın müzikal gösterisini ara tatil hediyesi olarak çocuklarımızla buluşturduk. Üç ayrı seans halinde sahnelenen etkinliğimizde salonu tıklım tıklım dolduran sevgili evlatlarımız keyif dolu anlar yaşadılar. Yaşadığımız deprem felaketlerinden sonra kentimizi ve ilçemizi yeniden ayağa kaldırmak için bir yandan deprem konutları, yerinde dönüşüm ve diğer hizmet alanlarında aktif bir dinamik bir şekilde çalışan bir belediye olarak 7’den 70’e tüm hemşehrilerimizin moral ve motivasyonlarını artıracak bu tür sosyal faaliyetleri sık sık yapmaya gayret ediyoruz. Deprem travmasını yaşayan güzel şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak sadece inşaat faaliyetleriyle sınırlı değildir, şehrimizi tarihiyle, sanatıyla, kültürüyle, sporuyla, turizmiyle bir bütün halinde ayağa kaldırmayı kendimize ilke edindik.” diye konuştu. Başkan Geçit, konuşmasından sonra çocuklarla birlikte Rafadan Tayfa gösterisini izledi.
Tekirdağ Karadeniz’e göç: Tekirdağlı balıkçıların umut rotası Marmara Denizi’ndeki kıyı yasakları ve balık azlığı nedeniyle Karadeniz, Tekirdağlı balıkçıların umut rotası haline geldi. Tekirdağlı balıkçılar, Marmara Denizi’ndeki kıyı yasakları ve balık azlığı nedeniyle avlanma faaliyetlerini Karadeniz’de sürdürüyor. Balıkçı İdris Şeremet, palamut avcılığına Karadeniz’de başladıklarını, ardından hamsi ve istavrit avına geçtiklerini belirtti. Karadeniz’in daha bereketli olması ve tüketicilerin bu bölge balıklarını tercih etmesi, balıkçıların burada çalışmasını cazip hale getiriyor. Av sezonunun geri kalanında Karadeniz’in öneminin artarak devam edeceği vurgulandı. Balığın göçü Balıkçı İdris Şeremet, Karadeniz’in bereketli yapısını ve Marmara’daki kısıtlamaları değerlendirerek yaptığı açıklamada, palamut avcılığından hamsi ve istavrit avına geçiş süreçlerini anlattı. Şeremet, "Palamuda Karadeniz’de başlanıyor. Palamut, Ege’den Karadeniz’e göç eder, havyarını döker ve ana balık tekrar Ege’ye göç eder. Yavru balıklar büyümeye Karadeniz’de başlar. Biz de avlanmaya Karadeniz’de başlıyoruz" dedi. “Karadeniz daha bereketli” Marmara Denizi’nde balıkçılığın zorluklarına da değinen Şeremet, kıyı yasaklarının ve balık popülasyonundaki düşüşün, balıkçıları Karadeniz’e yönlendirdiğini belirtti. Şeremet, "Marmara’da bazı aksilikler var. Burada balık biraz az. Ama Karadeniz daha bereketli olduğu için insanlar da Karadeniz balığını biraz daha tercih ediyor. O nedenle Karadeniz’de çalışmayı daha uygun görüyoruz" ifadelerini kullandı. Palamuttan sonra hamsi ve istavrit Balıkçılar, palamut sezonunun ardından hamsi ve istavrit avcılığına başlayarak avlanma faaliyetlerini Karadeniz’de sürdürmeyi planlıyor. Şeremet, “Palamut bittikten sonra palamut ağlarını çıkarıp hamsi ve istavrit ağlarını koyuyoruz. Tekrar Karadeniz’e gidip oradan devam ediyoruz” diyerek, bölgenin balıkçılık açısından sunduğu olanakların altını çizdi. Balıkçılar, Karadeniz’deki bereketin Marmara’daki avlanma yasaklarını ve azalan balık popülasyonunu telafi ettiğini belirtiyor. Av sezonunun geri kalanında da Karadeniz’in balıkçılar için vazgeçilmez olmayı sürdüreceği ifade ediliyor.