MAGAZİN - 25 Aralık 2024 Çarşamba 14:49

Meryem Ana temalı kıyafet Hierapolis ve Efes’te sergilendi

A
A
A
Meryem Ana temalı kıyafet Hierapolis ve Efes’te sergilendi

Meryem Ana temalı 250 bin dolarlık kıyafet, Hierapolis ve Efes’te sergilendi. Mediha Cambaz Gelinlik projesi kapsamında tasarlanan ve Hollandalı model tarafından taşınan Meryem Ana temalı kıyafet, tarihi mekanlarda şık bir gösterimle tanıtıldı.



Meryem Ana temalı 250 bin dolarlık kıyafet, Mediha Cambaz Gelinlik ekibi tarafından 6 aylık bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkartıldı. Usta tasarımcılar tarafından dikilen Meryem Ana kıyafeti, sanat, tarih ve zanaatın görkemli buluşmasıyla unutulmaz bir iz bıraktı. Mediha Cambaz Gelinliğin tasarımcısı Özge Cambaz ve Meryem Ana’yı canlandıran Hollandalı model Eden Loopstra ile ‘Mary Efes’e Yolculuk’ kitabının yazarı Tarihçi Yazar Serkan Urgancı, projeyle ilgili bilgi verdi.



Meryem Ana’yı canlandıran Model Eden Loopstra, bu projede yer almanın unutulmaz bir deneyim olduğunu belirtti. Meryem Ana’yı canlandırarak tarihin büyüleyici atmosferini deneyimlemenin tarif edilemez bir duygu olduğunu kaydeden Loopstra, böylesine anlamlı bir projede yer almaktan onur duyduğunu ve Mediha Cambaz Gelinliğin zarif tasarımları sayesinde bu deneyimin daha da özel hale geldiğini söyledi. Meryem Ana’nın hayatını oldukça iyi bildiğini ifade eden Loopstra, “Onun yaşadığı zorlukları ve hayatındaki fedakârlıkları düşünmek bile insanı derinden etkiliyor. Meryem Ana’nın orijinaline sadık bir şekilde hazırlanan kıyafeti giymek ise ayrı bir gurur kaynağıydı. Bu kıyafeti tasarlayan Mediha Cambaz Gelinlik ekibine ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten unutulmaz bir deneyimdi" şeklinde konuştu.



Meryem Ana kıyafetinin hazırlığı 6 ay sürdü


Tarihe tanıklık eden proje fikrinin mimarı Özge Cambaz da tarihi ve kültürel değerlere her zaman büyük önem verdiklerini ve bu değerleri hatırlatan projeleri hayata geçirdiklerini dile getirdi. Meryem Ana’nın hayatını konu alan bu özel projeye 6 aydır büyük bir titizlikle hazırlandıklarını belirten Cambaz, “Meryem Ana’nın orijinal kıyafetinden ilham alarak hazırladığımız elbise ve pelerinin, 3 aylık bir çalışmanın ürünü. Bu eser 250 bin dolar yani yaklaşık 9 milyon liraya mal oldu. Bu kıyafette el dokuması saf Bursa ipeği, İtalyan el yapımı ipek tül danteller ve 24 ayar altın işlenmiş detaylar kullanıldı. Meryem Ana’nın orijinale yakın kıyafetindeki her bir detay, geçmişe duyulan derin saygıyı ve Mediha Cambaz Gelinliğin zanaata olan bağlılığını yansıtıyor” dedi.



“Türkiye’nin kültürel zenginliği, global moda dünyasına taşınıyor”


Amaçlarının gelinlik modasında yalnızca bir marka değil, bir sanat evi olarak konumlanmak olduğunun altını çizen Cambaz, “Hierapolis ve Efes gibi dünya mirası mekanlarla Türkiye’nin kültürel zenginliğini ve tasarım gücünü global moda dünyasına taşımak istiyoruz. Bu projeyle sadece tarihi bir hikaye anlatmıyoruz, aynı zamanda yeni nesil tasarımlarla geleceğe iz bırakıyoruz" diye konuştu.



“İnanç turizmi her fırsatta desteklenmelidir”


İnanç turizmini destekleyecek projelere ihtiyaç olduğuna dikkat çeken yazar Serkan Urgancı ise Meryem Ana kıyafeti projesinin kültürel alanlarda gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekti. Meryem Ana ve Anadolu ilişkisinin anlatıldığı her projenin oldukça değerli olduğuna dikkat çeken Urgancı, “Hristiyanlık açısından Anadolu toprakları çok kıymetlidir. Hristiyanlığın en kutsal ikinci karakteri olan Meryem Ana’nın evi Selçuk’ta, İncil’de geçen yedi kilisenin tamamı Ege Bölgesi’ndedir. Meryem Ana yalnızca Hristiyanlık için değil, Müslümanlık için de oldukça önemlidir. Kur’an-ı Kerim’de geçen tek kadın ismi Meryem’dir. 32 yerde geçer. Kuran-ı Kerim, Meryem Ana’yı iffetinden ötürü rol model kadın olarak gösterir. Bizim, her fırsatta inanç turizmini destekleyecek projelere ihtiyacımız var. Mediha Cambaz Gelinlik firması da duyulması için ellerinden geleni yapıyorlar, bu nedenle bu firmaya son derece müteşekkirim” ifadelerini kullandı.



Meryem Ana, Efes’e giderken Hierapolis’i kullandı


Tarihçi Yazar Serkan Urgancı, Meryem Ana’nın Hierapolis’e gelip gelmediğinin tarihi olarak bir kanıtı olmadığını fakat Antik güzergah içerisinde bu yolun kral yolu olduğunu ve Efes’e kadar gittiğini söyledi. Yazar Urgancı, Meryem Ana’nın Kudüs’ten yola çıkarak Efes’e gittiğini ve giderken Hierapolis’i kullandığını düşündüklerini de sözlerine ekledi.



Mediha Cambaz Gelinlik tarafından hazırlanan Meryem Ana’nın orijinale yakın kıyafeti, yapılacak lansman sonrasında Hierapolis Müzesinde sergilenecek.




Meryem Ana temalı kıyafet Hierapolis ve Efes’te sergilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Kilis’teki STK’lardan Gazze için ’1 Ocak Galata Yürüyüşü’ çağrısı Kilis’te bir araya gelen STK temsilcileri, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek "İnsanlık Yürüyüşü" için çağrıda bulundu. Kilis’te bir araya gelen STK temsilcileri, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek ’İnsanlık Yürüyüşü’ne katılım için çağrıda bulundu. STK temsilcileri adına açıklama yapan Ahmet Cihat Aktı, Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden insani yıkıma dikkat çekti. Ahmet Cihat Aktı, Gazze’de yaşananların modern tarihin gözler önünde yaşanan en ağır insanlık sınavlarından biri olduğunu ifade etti. Uluslararası hukuk ihlallerinin ve sistematik hak gasplarının normalleştirilmesine karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuyla hareket ettiklerini belirten STK temsilcisi, yaşananlara karşı uluslararası alanda çifte standart uygulandığını söyledi. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 18 Aralık 2025 tarihli raporuna göre 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 70 bin 668 kişinin hayatını kaybettiğini, 171 bin 152 kişinin yaralandığını aktaran Aktı, ateşkes döneminde dahi can kayıplarının sürdüğünü ifade ederek ateşkesten bu yana 394 kişinin hayatını kaybettiğini, bin 75 kişinin yaralandığını ve enkaz altından 634 cenazenin çıkarıldığını kaydetti. Aktı, Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı bünyesinde 400’ü aşkın sivil toplum kuruluşuyla birlikte kamu vicdanını diri tutmayı amaçladıklarını belirterek 1 Ocak’ta saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde düzenlenecek insanlık yürüyüşünü selamladıklarını ifade ederek 1 Ocak sabahı Kayabaşı Camii’nde kılınacak sabah namazı buluşmasına vatandaşları davet etti.
Kütahya Hisarcık’ta söyleşi ve kitap tahlili programı düzenlendi Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) projesi kapsamında "Esir Türkler, Müslüman Doğu Türkistan Halkı" başlıklı söyleşi ve kitap tahlili programı düzenlendi. ÇEDES projesi kapsamında ortaöğretim öğrencilerine yönelik düzenlenen kültürel ve farkındalık artırıcı etkinlikte "Esir Türkler, Müslüman Doğu Türkistan Halkı" isimli kitabının yazarı gazeteci-yazar Adem Özköse öğrencilerle bir araya geldi. Etkinlik öncesinde kitaplar öğrencilere dağıtılarak okunması sağlandı. Programda, yazar Adem Özköse’nin katılımıyla kitap tahlili yapıldı ve ardından Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri, Müslüman Türk halkının karşı karşıya kaldığı zorluklar ile küresel vicdan sorumluluğu konularında öğrencilere yönelik bilinç ve farkındalık semineri gerçekleştirildi. Yoğun ilgiyle takip edilen programda öğrenciler, merak ettikleri soruları yazara yöneltme imkânı bulurken, kitap üzerinden yapılan değerlendirmelerle empati, duyarlılık ve insan hakları bilinci kazanmaları hedeflendi. Programın sonunda yazar Adem Özköse, öğrenciler için kitaplarını imzalayarak hatıra fotoğrafı çektirdi. Program sonunda, Hisarcık İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Caner Tevfik Tekin tarafından yazar Adem Özköse’ye katkılarından dolayı hediye takdim edildi. Etkinlik, öğrencilerin sosyal sorumluluk bilincini güçlendirmesi ve kültürel farkındalıklarının artırılması açısından verimli bir şekilde tamamlandı.
Eskişehir ’Evliya Çelebi İle Geçmişe Yolculuk’ konulu sohbet gerçekleştirildi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Kağan Şakacı, Eskişehir Türk Ocağı’nın ’Evliya Çelebi İle Geçmişe Yolculuk’ başlıklı sohbet programına konuk oldu. Programda konuşma yapan Prof. Dr. Bilge Kağan Şakacı, "Evliya Çelebi, 17’nci yüzyılda yaşamıştır. Türkçe haricinde Arapça, Farsça, Yunanca ve Latince dillerini bilen; gezgin, tarihçi, halkbilimci, müzisyen, ressam, haritacı, dilbilimci, zanaatkâr, mimar, savaşçı ve gurmedir. Gezgindi; Orta Avrupa, Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Anadolu, Mısır ve Arabistan arasında 51 yıl boyunca gezmiştir. Yazdığı ’Seyahatname’ adlı eseri zengin verilerle doludur. Gezdiği kentlerin tarihi, idari, mali, coğrafi, mimari ve benzeri tasvirleriyle doludur. Etnolojik, sosyolojik, dini, edebi ve kent bilimi açısından zenginliğe sahiptir. Evliya Çelebi’nin ilk amacı, Osmanlı Devleti’nin ve komşularının eksiksiz bir tasvirini sunmaktı. Bu amaç doğrultusunda, mekânsal veya topoğrafik inceleme tercih edilen yoldur. Kent tasvirleri genellikle aynı sıra izlenerek kentin tarihi, idari örgütlenmesi, çeşitli dillerdeki adları, bunların kökenleri ve coğrafi konumuyla başlar. Evlerin, camilerin, medreselerin, okulların, hanların, hamamların ve çeşmelerin tanıtılması da dahil olmak üzere, tahkimata önem verilerek kentin topoğrafyasıyla devam eder. Bu kısım semtleri, dinî ilişkileri, iklimi, halkın görüşünü, kılık kıyafeti, davranış ve gelenekleri, önemli isimleri ve konuşma alışkanlıklarını, ulema, şair, hekim ve diğer ileri gelenleri, pazarları, dükkânları, çeşitli ürün ve yemekleri, parkları, bahçeleri ve mesire yerlerini de içerir. Mezarlar ve türbeler ile ölmüş ünlüler ile ilgili biyografiler ya da menkıbelerle sona erer" dedi. "Evliya, bir kent belleği derleyicisi ve yazarıdır" Prof. Dr. Bilge Şakacı, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: "Her kenti incelerken benzer bir sistematiği kullanması, edinemediği bilgileri sonradan tamamlamak üzere boş bırakması hem ilgili yeri incelerken hem de farklı kentleri karşılaştırırken yardımcı olmaktadır. Ayrıca, günümüzden geçmişe bakarken kentlerin gelişimini analiz etmemize yardımcı olmaktadır. Evliya, bir kent belleği derleyicisi ve yazarıdır. Seyahatname, bir kentler monografisidir. Bundan dolayı bu eser, kent belleği, kültürü, kimliği, markası, turizmi gibi araştırmaların ve diğer çalışmaların da temel kaynağı olarak değerlendirilmelidir. Öte yandan kent ile ilgili araştırma yapanların hangi sorulara cevap bulmaları gerektiğinin yolunu gösteren, araştırma nesnelerini belirten muazzam bir kaynaktır." Program, soru-cevap bölümünün ardından Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Topal’ın şükran beratı takdimi ile sona erdi.