POLİTİKA - 22 Mart 2025 Cumartesi 05:25

Denizli’de CHP’li belediye başkanlarından İmamoğlu’na tam destek

A
A
A
Denizli’de CHP’li belediye başkanlarından İmamoğlu’na tam destek

Denizli’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek mitinginde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu; "Halkımızın kararlılığı ve coşkusuyla bir kez daha gördük ki, hiçbir güç milletin iradesinin önünde duramaz. Ekrem Başkanımızın yanındayız, milletimizin iradesine sahip çıkıyoruz" dedi.



Denizli’de geçtiğimiz gün suç örgütü liderliği yapmak ve yolsuzluk iddiasıyla gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için CHP İl Başkanlığı öncülüğünde destek mitingi düzenlendi. Delikliçınar Meydanı’nda Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık ve Beyağaç Belediye Başkanı Saezayi Pütün’ün yanı sıra çok sayıda partili ve vatandaşın da katıldığı mitingde demokrasi ve hukukun üstünlüğü vurgusu yapıldı.



Yaşananlar karşısında kimsenin sessiz kalmaması gerektiğine işaret eden Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, "Yaşanan süreçte kendini milletimize emanet eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı aday adayımız Ekrem İmamoğlu’nun haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu tüm herkesin bilmesini istiyoruz. Unutmayalım ki haksızlık karşısında susmak, o haksızlığa ortak olmaktır. Cumhurbaşkanı adayı ön seçimi için Pazar günü CHP Tavas ilçe binamızda buluşuyoruz. CHP üyesi ya da olmayan, demokrasiye inanan tüm vatandaşlarımızı davet ediyoruz" dedi.



Yaşananlara tepki gösteren Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek de "Demokrasimize, özgürlüğümüze sahip çıkmak için, adalet için, kendisini milletine emanet eden Ekrem Başkanımız için bu akşam Delikliçınar meydanında hemşehrilerimiz ve partililerimizle bir araya geldik. Gücünüz yetmez, çünkü biz milletiz. İmamoğlu millete emanet" dedi.



Ekrem İmamoğlu’nun sonuna kadar yanında olduklarını ifade eden Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik ise " ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’ diyerek çıktığımız yolda bugün on binlerce hemşehrimizle Delikliçınar Meydanı’ndaydık. Halkımız her zaman ki gibi iradesine sahip çıkacak asıl cevabı sandıkta verecektir. Sonuna kadar Ekrem Başkanımızın ve adaletin yanındayız" diye konuştu.



"Milletimizin iradesine milletimizle sahip çıkıyoruz"


Hukuk, adalet ve gelecek için mücadeleye devam edeceklerini kaydeden Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan da şu ifadeleri kulandı:


"Özgürlüğümüze, demokrasimize, kardeşliğimize sahip çıkmak; milletimizin gücüyle, tükenmeyen umutlarımızla bu adaletsiz günleri aşacağımızı bir kez daha göstermek için bir araya geldik. Milletimizin iradesine milletimizle sahip çıkıyoruz. Binlerce hemşerimizle Delikliçınar Meydanı’nda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı aday adayımız Ekrem İmamoğlu ile yol arkadaşlarımızın hukuka aykırı gözaltına alınmasına karşı bir araya geldik. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz"



"Sandıkla gelen sandıkla gidecek"


Meydanı dolduran kalabalığa teşekkür eden Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ise "Delikliçınar Meydanı’nda demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıkmak için on binlerce hemşehrimiz ile bir araya geldik. Halkımızın kararlılığı ve coşkusuyla bir kez daha gördük ki, hiçbir güç milletin iradesinin önünde duramaz. Ekrem Başkanımızın yanındayız, milletimizin iradesine sahip çıkıyoruz. Hukuk birilerine göre değişmeye başlarsa, gelecekteki bir başka iktidarda kendisi gibi düşünmeyenlere zulüm eder. Onun için bu gün iktidarda, bunu yapmamaları için çağrıda bulunuyoruz. Bunu yaparsanız; 2 sene, 3 sene veya seçimden sonra başkaları da bunu yapar. Biz haklı talebimizin arkasındayız, Ekrem İmamoğlu varsa bir suçu cezasını çekecektir ama yargılama ve masumiyet karinesi esastır. Öncelikle herkesin masum olduğuna inanılması gerekir. Yargılarsın, suçunu da bulursan gereken ceza verilebilir. Bizim talebimiz şudur; herkesin masum olduğuna inanacağız ve sandıkla gelen sandıkla gidecek. Pazar günü partili, partisiz, sağcısı, solcusu herkesi hukuka, demokrasiye ve sandığa sahip çıkılması için Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Denizlilileri de toplanmaya çağırıyoruz. Gelsinler; yargının bu siyasallaştırılma düzenini bozmak isteye herkesle beraber olacağız. Teşekkürler Denizli. Mücadelemiz devam edecek" şeklinde konuştu.



Denizli’de CHP’li belediye başkanlarından İmamoğlu’na tam destek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye çalıştılar" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programına katıldı.Programda yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki soykırımlara tekrar başladı. Siyonsit rejim özellikle çocukları hedefe alarak, kadınları katlederek Gazze’de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükümetinin Ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700 üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Vahşetin daha hazin tarafı şudur. Batılı yönetimler başta olmak üzer dünyanın birçok ülkesi Gazze’de barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin, insanları derisine, rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin’dir. Mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anından değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri, henüz kundaktaki yavruların alçakla öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor" diye konuştu.Türkiye’nin her zaman mazlumların yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, "Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız. Canı yanan, zulüm gören, kendi topraklarında katliama uğrayan her bir mazlumun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bundan tam 1400 yıl önce Uhud savaşında nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik zulüm de inşallah payidar olmayacak, en kısa zamanda sona erecektir. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de bu zulüm dolu karanlık günler atlatılacak, inşallah geriye sadece dayanışma kalacak, cesaret kalacak, kardeşlik görevimizi yapmanın izzeti şerefi kalacaktır" şeklinde konuştu."CHP yönetimi belediye soyguncularını aklayan bir aparata dönüşmüştür"Konuşmasında İBB’ye yönelik yolsuzluk operasyonuna da değinen Erdoğan, "Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek. Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken, bakıyorsun ana muhalefet tam tersi gündemle hareke ediyor. Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP’nin Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma tezgahına 14 yıl boyunca olduğu gibi düşmedi. Bu sefer bu yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye kalkıştılar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına göz dağı vermekten, sokak terörü ile milli iradeyi baskı altında almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek ‘hepinizin hesabını tutuyorum’ diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? Böyle politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar. Gelinen noktada şunu net görebiliyoruz. Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" ifadelerini kullandı."Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı"CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik eleştiriler yönelten Erdoğan, "Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler, ağababaların diyet borçlarını ödemek adına gazinin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir. Yüzbinlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekarlığı dahil, ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan soldan balya balya paralar, dolarlar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP genel başkanı bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp ‘sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, iltimas yoktur’ diyemiyorlar. ‘Ne biz ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı’ diyemiyorlar. Kendi belediye başkanlarına, beraber iş yaptıkları arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Çıkıp aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak cumhur ittifakı ortağımıza ve onun muhterem genel başkanına edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar. Buradan CHP genel başkanına soruyorum. Sayın Özel neden korkuyorsun. Neden çekiniyorsun. Bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye. Düne kadar ‘şaibe yok’ diyordunuz, şeffaflıktan dem vuruyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz. Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız" açıklamalarında bulundu."CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz"Yolsuzluk ve terör soruşturmasının CHP içindeki vicdan sahibi seçmenleri de rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;"CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, gazinin emaneti diyerek CHP’ye oy veren insanlarımızı da üzüyor. Samimi CHP’li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor. Bunun işaretlerine sadece yargıya yapılan ihbarlarda değil, medyadan sosyal medya mecralarına birçok yerde rastlıyoruz. CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden, bu yağmacılardan temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine konulamayan erdemlerdir. Sayın Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin ve genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda CHP’nin mevcut durumu gibi perişan değil, kalitemize ve kalibremize uygun bir muhalefet görmeyi arzu ederiz. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri marjinalleri alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri artık geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler eski Türkiye ile birlikte tamamen mazide kalmıştır. Türkiye demokratik bir ülkedir. Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi işlesin, bırakın hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın ak ile kara hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin ister etmeyin Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur, olmayacaktır. Demokrasinin hukukun meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır, inşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleri ile 85 milyon arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bin yıldır olduğu gibi Alevi Sünni, Kürdü Türk, Laz Çerkez bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız"
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Filistin davasına son nefesimize kadar sahip çıkacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programına katıldı.Programda yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki soykırımlara tekrar başladı. Siyonsit rejim özellikle çocukları hedefe alarak, kadınları katlederek Gazze’de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükümetinin Ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700 üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Vahşetin daha hazin tarafı şudur. Batılı yönetimler başta olmak üzer dünyanın birçok ülkesi Gazze’de barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin, insanları derisine, rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin’dir. Mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anından değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri, henüz kundaktaki yavruların alçakla öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor" diye konuştu.Türkiye’nin her zaman mazlumların yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, "Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız. Canı yanan, zulüm gören, kendi topraklarında katliama uğrayan her bir mazlumun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bundan tam 1400 yıl önce Uhud savaşında nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik zulüm de inşallah payidar olmayacak, en kısa zamanda sona erecektir. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de bu zulüm dolu karanlık günler atlatılacak, inşallah geriye sadece dayanışma kalacak, cesaret kalacak, kardeşlik görevimizi yapmanın izzeti şerefi kalacaktır" şeklinde konuştu."CHP yönetimi belediye soyguncularını aklayan bir aparata dönüşmüştür"Konuşmasında İBB’ye yönelik yolsuzluk operasyonuna da değinen Erdoğan, "Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek. Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken, bakıyorsun ana muhalefet tam tersi gündemle hareke ediyor. Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP’nin Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma tezgahına 14 yıl boyunca olduğu gibi düşmedi. Bu sefer bu yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye kalkıştılar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına göz dağı vermekten, sokak terörü ile milli iradeyi baskı altında almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek ‘hepinizin hesabını tutuyorum’ diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? Böyle politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar. Gelinen noktada şunu net görebiliyoruz. Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" ifadelerini kullandı."Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı"CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik eleştiriler yönelten Erdoğan, "Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler, ağababaların diyet borçlarını ödemek adına gazinin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir. Yüzbinlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekarlığı dahil, ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan soldan balya balya paralar, dolarlar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP genel başkanı bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp ‘sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, iltimas yoktur’ diyemiyorlar. ‘Ne biz ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı’ diyemiyorlar. Kendi belediye başkanlarına, beraber iş yaptıkları arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Çıkıp aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak cumhur ittifakı ortağımıza ve onun muhterem genel başkanına edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar. Buradan CHP genel başkanına soruyorum. Sayın Özel neden korkuyorsun. Neden çekiniyorsun. Bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye. Düne kadar ‘şaibe yok’ diyordunuz, şeffaflıktan dem vuruyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz. Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız" açıklamalarında bulundu."CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz"Yolsuzluk ve terör soruşturmasının CHP içindeki vicdan sahibi seçmenleri de rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;"CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, gazinin emaneti diyerek CHP’ye oy veren insanlarımızı da üzüyor. Samimi CHP’li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor. Bunun işaretlerine sadece yargıya yapılan ihbarlarda değil, medyadan sosyal medya mecralarına birçok yerde rastlıyoruz. CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden, bu yağmacılardan temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine konulamayan erdemlerdir. Sayın Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin ve genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda CHP’nin mevcut durumu gibi perişan değil, kalitemize ve kalibremize uygun bir muhalefet görmeyi arzu ederiz. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri marjinalleri alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri artık geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler eski Türkiye ile birlikte tamamen mazide kalmıştır. Türkiye demokratik bir ülkedir. Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi işlesin, bırakın hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın ak ile kara hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin ister etmeyin Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur, olmayacaktır. Demokrasinin hukukun meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır, inşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleri ile 85 milyon arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bin yıldır olduğu gibi Alevi Sünni, Kürdü Türk, Laz Çerkez bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız"