GÜNDEM - 22 Mart 2025 Cumartesi 21:07

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Filistin davasına son nefesimize kadar sahip çıkacağız"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Filistin davasına son nefesimize kadar sahip çıkacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programına katıldı.


Programda yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki soykırımlara tekrar başladı. Siyonsit rejim özellikle çocukları hedefe alarak, kadınları katlederek Gazze’de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükümetinin Ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700 üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Vahşetin daha hazin tarafı şudur. Batılı yönetimler başta olmak üzer dünyanın birçok ülkesi Gazze’de barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin, insanları derisine, rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin’dir. Mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anından değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri, henüz kundaktaki yavruların alçakla öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor" diye konuştu.


Türkiye’nin her zaman mazlumların yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, "Biz zalime kimliğine göre davrananlar gibi asla olmadık ve olmayacağız. Canı yanan, zulüm gören, kendi topraklarında katliama uğrayan her bir mazlumun acısını yüreğimizde hissediyoruz. Türkiye olarak ateşkesin yeniden tesisi ve katliamların son bulması için diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bundan tam 1400 yıl önce Uhud savaşında nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi biz de Filistin davasına son nefesimize kadar samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik zulüm de inşallah payidar olmayacak, en kısa zamanda sona erecektir. Suriye’de olduğu gibi Gazze’de de bu zulüm dolu karanlık günler atlatılacak, inşallah geriye sadece dayanışma kalacak, cesaret kalacak, kardeşlik görevimizi yapmanın izzeti şerefi kalacaktır" şeklinde konuştu.


"CHP yönetimi belediye soyguncularını aklayan bir aparata dönüşmüştür"


Konuşmasında İBB’ye yönelik yolsuzluk operasyonuna da değinen Erdoğan, "Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek. Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken, bakıyorsun ana muhalefet tam tersi gündemle hareke ediyor. Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek bu oyunu boşa çıkardık. Milletimiz CHP’nin Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma tezgahına 14 yıl boyunca olduğu gibi düşmedi. Bu sefer bu yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye kalkıştılar. 4 gündür milletin huzurunu kaçırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Önlerine gelene hakaret etmekten, sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına göz dağı vermekten, sokak terörü ile milli iradeyi baskı altında almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek ‘hepinizin hesabını tutuyorum’ diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? Böyle politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar. Gelinen noktada şunu net görebiliyoruz. Mevcut yönetim CHP seçmenlerinin taleplerini meclise taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır" ifadelerini kullandı.


"Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik eleştiriler yönelten Erdoğan, "Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler, ağababaların diyet borçlarını ödemek adına gazinin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil, marjinal sol örgütlerin de oyuncağı haline gelmiştir. Yüzbinlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekarlığı dahil, ortaya akıl, vicdan ve ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Sağdan soldan balya balya paralar, dolarlar fışkırıyor. Yüzlerce milyar liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor. Ama CHP genel başkanı bunların hiçbirine cevap veremiyor. Milletin huzuruna çıkıp ‘sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, iltimas yoktur’ diyemiyorlar. ‘Ne biz ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı’ diyemiyorlar. Kendi belediye başkanlarına, beraber iş yaptıkları arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Çıkıp aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak cumhur ittifakı ortağımıza ve onun muhterem genel başkanına edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar. Buradan CHP genel başkanına soruyorum. Sayın Özel neden korkuyorsun. Neden çekiniyorsun. Bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye. Düne kadar ‘şaibe yok’ diyordunuz, şeffaflıktan dem vuruyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu, dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz. Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız" açıklamalarında bulundu.


"CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz"


Yolsuzluk ve terör soruşturmasının CHP içindeki vicdan sahibi seçmenleri de rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;


"CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, gazinin emaneti diyerek CHP’ye oy veren insanlarımızı da üzüyor. Samimi CHP’li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor. Bunun işaretlerine sadece yargıya yapılan ihbarlarda değil, medyadan sosyal medya mecralarına birçok yerde rastlıyoruz. CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu haramilerden, bu yağmacılardan temizlenmedikçe siyasi itibarını da siyasi parti kimliğini de tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine konulamayan erdemlerdir. Sayın Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin ve genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda CHP’nin mevcut durumu gibi perişan değil, kalitemize ve kalibremize uygun bir muhalefet görmeyi arzu ederiz. Sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri marjinalleri alarak milli iradeye parmak sallama dönemleri artık geride kalmıştır. Sokak terörü üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler eski Türkiye ile birlikte tamamen mazide kalmıştır. Türkiye demokratik bir ülkedir. Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi işlesin, bırakın hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Bırakın ak ile kara hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Siz ister kabul edin ister etmeyin Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur, olmayacaktır. Demokrasinin hukukun meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır, inşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmalarına izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleri ile 85 milyon arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bin yıldır olduğu gibi Alevi Sünni, Kürdü Türk, Laz Çerkez bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız. Kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da savcılık ile müftülük arasında ailenin korunması için iş birliği protokolü imzalandı Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen "Mesai Kardeşliği" adlı iftar programında, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı ile Samsun İl Müftülüğü arasında ailenin korunması için iş birliği protokolü imzalandı. Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç’ın ev sahipliği yaptığı "Mesai Kardeşliği" adlı geleneksel iftar programına Samsun Adalet Komisyonu Başkanı Nahit Köseoğlu, başsavcı vekilleri, mahkeme başkanları, hakimler, cumhuriyet savcıları ve adliye personeli katıldı. Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen iftara 500’den fazla kişi katıldı. İftarda ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesiyle ilgili Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı ile Samsun İl Müftülüğü arasında ailenin korunmasıyla ilgili 8 maddelik iş birliği protokolü imzalandı. Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç yaptığı konuşmada, "Ramazan ayı sadece oruç tutmakla kalmayıp, aynı zamanda vicdanımızı arındırmak, toplum olarak dayanışmamızı pekiştirmek için çok kıymetli bir fırsattır. Adalet camiası olarak bizler, yalnızca kanunları değil, aynı zamanda insan haklarını, vicdanı ve toplumsal değerleri gözeterek görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu ayda sadece bireysel olarak değil, kolektif olarak da sorumluluklarımızı hatırlayarak, bir toplum olarak daha güçlü bir bağ kurmalıyız" dedi. 2025 yılının ülke için özel bir anlam taşıdığını belirten Başsavcı Kılıç, "Cumhurbaşkanımız, 2025 yılını ’Aile Yılı’ olarak ilan etmiştir. Aile, toplumu ayakta tutan en temel yapıdır. Ailelerin gücü, toplumların gücüdür. Güçlü aileler, sağlıklı bireyler ve huzurlu bir toplum demektir. Cumhurbaşkanımız bu yıl boyunca, aile içindeki şiddetle mücadele, çocuk haklarının korunması, kadınların ve tüm bireylerin eşit haklarla desteklenmesi gibi önemli adımlar atılması talimatı vermiştir. Aynı şekilde, Adalet Bakanımız da 2025 ’Aile Yılı’nın önemini vurgulayarak, aile içi şiddetle mücadele ve aile bireylerinin haklarının korunması adına çok önemli yasal düzenlemelerin yapılacağını belirtmiştir. Aile içindeki huzurun ve güvenliğin, adaletin temel taşlarından biri olduğunu biliyoruz. Hep birlikte bu doğrultuda çalışmalarımıza hız verecek ve adaletin her alanda en yüksek seviyede sağlanması için çaba göstereceğiz" diye konuştu. Kılıç, "Samsun İl Müftülüğümüzün çok değerli hocaları, adliye personelimize adliye konferans salonumuzda sırasıyla bu eğitimleri vereceklerdir. Adliyemizde bine yakın personelimiz mevcut olup, personelimizin ve hakim ile cumhuriyet savcılarımızın bir kısmı halen bekardır. Ben burada huzurlarınızda bekar olan kardeşlerime bir an önce evlenmelerini tavsiye ve temenni ediyorum. Zira atalarımızın dediği gibi nikahta keramet vardır. Kıymetli meslektaşlarım ve kıymetli mesai arkadaşlarım evlenmekten korkmayınız. Evlilikte huzur, bolluk ve bereket vardır. İş birliği protokolünde emeği geçen başta İl Müftümüz Seyfullah Çakır olmak üzere müftülük personeline ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. İl Müftüsü Seyfullah Çakır ise 2025 yılının Cumhurbaşkanı tarafından "Aile Yılı" ilan edilmesinin her daim kutsal olan aile yuvasının bir kez daha kendilerini bu alanda son derece farkındalık uyandırarak seferber olmalarına çok ciddi katkı sağlayacağını söyledi. Konuşmaların ardından Başsavcı Mehmet Sabri Kılıç ve Müftü Seyfullah Çakır, "Baba Okulu, Aile İçi Şiddet Önleme ve Evliliğe İlkadım Protokolü"nü imzaladı. Programın sonunda Samsun Adliyesi 9. Asliye Ceza Mahkemesi Müdürü iken emekli olan Yasin Ülker’e, Adalet Komisyonu Başkanı Nahit Köseoğlu ve Başsavcı Mehmet Sabri Kılıç tarafından hizmetleri için plaket takdim edildi. İmzalanan protokolde "Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hükümlülükleri, eğitimlerin verileceği mekanların fiziki şartlarını oluşturmak, programa katılacak personel planlamasını yapmak ve katılımlarını sağlamak, eğitime katılan kişilere katılım belgeleri vermek" olarak yer aldı. Samsun İl Müftülüğü’nün hükümlülükleri ise, "Baba Okulu, Evliliğe İlk Adım ve Aile İçi Şiddeti Önleme çalışmaları yapmak ve bu kapsamda aile olma bilincini güçlendirmek, aileyi korumak ve ailede hak ve sorumluluk açısından baba olmanın önemiyle ilgili seminerler planlamak. Eğitimleri vermek üzere alanında uzman personel planlaması ve görevlendirmesi yapmak ve katılımcılara Aile ve Dini Rehberlik Bürosu faaliyetleri hakkında gerekli bilgilendirmeleri yapmak" olarak sıralandı.
Muş Muş’ta genç sporcular iftar sofrasında buluştu Muş’ta genç sporcular, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün "Gençlik İftarda" programında bir araya geldi. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Gençlik İftarda" programı kapsamında genç sporcular iftar sofrasında bir araya geldi. Gençlik Merkezi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen programa Muş Valisi Avni Çakır da katılarak sporcularla birlikte iftar yaptı. Programa, çeşitli branşlardan sporcuların yanı sıra antrenörler ve davetliler de katıldı. Ramazan ayının birlik ve beraberlik ruhuna vurgu yapan Vali Çakır, sporcularla sohbet ederek onların çalışmalarını ve hedeflerini dinledi. Gençlere sporda başarılar dileyen Çakır, sporun önemine değinerek, gençlerin her zaman desteklenmesi gerektiğini belirtti. Vali Çakır, "Muş’ta son bir yılda sporda büyük bir ivme yakaladık ve çok iyi sporcular yetiştirdik. Hep birlikte el ele vererek sporda ciddi bir sıçrama gerçekleştirdik. Spor salonlarımız, sporcularla dolup taşıyor. Takım sayılarımız, önceki yıla göre 3-4 kat artış gösterdi. Her yaş kategorisinde düzenli müsabakalar gerçekleştiriyor, ilimizin sportif becerisini hem bölgemizde hem de ülke genelinde sergiliyoruz. Futbolda, basketbolda ve voleybolda hem erkek hem de kız takımlarımız aktif olarak mücadele ediyor. Okul sporlarında da büyük bir başarıya imza attık. Daha önce son sıralarda yer alan Muş, artık ilk sıralara yükselmeyi başardı. Valilik olarak, mevcut imkanlarımızın en üst seviyesini siz değerli sporcularımız için kullanmaya kararlıyız. Sporun gelişmesi ve gençlerimizin daha iyi imkanlara kavuşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Muş’ta sporcu sayısında önemli bir artış olduğunu söyleyen Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir, genç sporcularla aynı sofrada iftar açmaktan memnuniyet duyduklarını ifade ederek, "Ramazan ayının bu güzel gününde, Muş’ta sporla ilgilenen kulüp başkanlarımız ve sporcularımızla bir araya gelerek aynı sofrada iftar açmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Sayın Valimizin ilimize atandığı günden bu yana spora verdiği desteği her zaman yanımızda hissettik. Muş’ta sporcu sayısı her geçen gün artarken, sevgili gençler, sizler de azminiz ve başarılı çalışmalarınızla hem ilimizi hem de ülkemizi gururlandıran önemli başarılara imza atıyorsunuz. Sizleri tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum" ifadelerini kullandı. Program sonunda çocuklara Ramazan şerbeti, pamuk şeker ve patlamış mısır ikram edilerek yüzlerinde tebessüm oluşturuldu.
Balıkesir Galatasaraylı taraftarlardan geleneksel iftar organizasyonu Sındırgı’da yaşayan Galatasaray taraftarları, geleneksel hale getirdikleri iftar organizasyonunun 4.’sünü düzenledi. Sındırgı Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen ve yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı iftar, birlik ve beraberlik mesajlarıyla dolu anlara sahne oldu. Düzenlenen iftar yemeğine İlçe Kaymakamı Didem Dinç Özay, Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, başkan yardımcıları, meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri, farklı takımların taraftarları da katıldı. Farklı takımların taraftarları aynı sofrada buluştu Sadece Galatasaray taraftarlarının değil, diğer takım taraftarlarının da katılımıyla gerçekleşen iftar yemeği, dostluk ve kardeşlik duygularının pekiştirilmesine vesile oldu. Galatasaray taraftarları, kendi aralarında topladıkları bağışlarla bu anlamlı organizasyonu gerçekleştirirken, Sındırgı Belediyesi de masa ve sandalye desteği sağlayarak etkinliğe katkıda bulundu. Dayanışma ve birlik vurgusu İftar yemeğinde konuşan Galatasaray taraftarları, Ramazan ayının birlik, beraberlik ve dayanışma ayı olduğuna vurgu yaparak, bu tür etkinliklerin önemine dikkat çekti. Farklı takımların taraftarlarının aynı sofrada buluşmasının, Sındırgı’daki spor camiası için güzel bir örnek teşkil ettiği belirtildi. Sındırgılı Galatasaraylılar’ın geleneksel hale getirdiği iftar yemeği, her yıl Ramazan ayında düzenlenmeye devam edecek. Bu anlamlı etkinlik, Sındırgı’da yaşayan farklı takım taraftarlarını bir araya getirerek, dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine katkı sağlayacak.