EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 16:30

Başkan Memişoğlu; "Denizli’nin Ekim ihracatı yüzde 16.2 artarak 386 milyon dolar oldu"

A
A
A
Başkan Memişoğlu; "Denizli’nin Ekim ihracatı yüzde 16.2 artarak 386 milyon dolar oldu"

Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) tarafından Türkiye’de ekim ayı ihracat verileri açıklandı. Açıklanan verilerde Türkiye’nin ihracatta ekim ayında yüzde 3,6 artarak 23,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Denizli ihracatı ekim ayında ise yüzde 16,2 atarak 386 milyon dolara ulaştı. Aynı zamanda İhracatta Denizli 9. sıradaki yerini korudu. İhracatta bazı dönemlerde iniş ve çıkışların olacağını ama son 3 ayda aralıksız arttığını belirten Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, "Yılın son çeyreğine iyi bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilirim. Yıl genelinde aylık bazda iniş çıkışlar yaşadığımız dönemler olsa da ihracatımız 3 aydır aralıksız artıyor" dedi.



Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM), ekim ayı ihracat verileri delegeler çalıştayı kapsamında Antalya’da açıklandı. Açıklanan verilerde Türkiye’nin ihracatta ekim ayında yüzde 3,6 artarak 23,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Denizli ihracatı ekim ayında ise yüzde 16,2 atarak 386 milyon dolara ulaştı. Aynı zamanda İhracatta Denizli 9. sıradaki yerini korudu. Aynı zamanda Ocak ve Ekim Dönemlerinde Denizli ihracatı yüzde 3,8 artışla 3 milyar 650 milyon dolar seviyesine ulaştı. Denizli İhracatçılar Birliği’nce kayda alınan ihracat ise ekimde yüzde 29,5 artışla 332 milyon dolar oldu. Türkiye Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Türkiye İhracatçılar Meclis Başkanı Mustafa Gültepe davetiyle toplantıya Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Hüseyin Memişoğlu, TİM Delegeleri olarak katılım sağladı. Açıklanan veriler hakkında açıklamalarda bulunan DENİB Başkanı Memişoğlu, Ekim ayındaki çift haneli ihracat artışlarıyla birlikte yılın son çeyreğine iyi bir başlangıç yaptığımızı söyleyebiliriz. Yıl genelinde aylık bazda iniş çıkışlar yaşadığımız dönemler olsa da ihracatımız 3 aydır aralıksız artıyor" dedi.



"Önde gelen sektörlerin tamamında ihracat arttı"


Denizli’de önde gelen sektörlerden, tekstil ve konfeksiyon, elektrik ve elektronik, tarım, madencilik gibi sektörlerin tamamında ihracatta arttığını dile getiren Başkan Memişoğlu, "Ekim ayında Denizli ihracatını sektörel olarak ele aldığımızda; tekstil-konfeksiyon ihracatının yüzde 15 artışla 119 milyon dolar, elektrik-elektronik ihracatının yüzde 26 artışla 89 milyon dolar, demir-demir dışı metaller ihracatının yüzde 37 artışla 58 milyon dolar, tarım ihracatının yüzde 22 artışla 34 milyon dolar, madencilik ihracatının yüzde 29 artışla 24 milyon dolar olduğunu belirtebiliriz. Ekimde ihracatını yüzde 55 oranında artırarak 8,6 milyon dolara taşıyan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar sektörü ile ihracatını yüzde 133 oranında artırarak 3 milyon dolara taşıyan meyve sebze mamulleri tarım sektörleri içerisinde dikkat çekti. Yine ekim ayında otomotiv endüstrisi sektöründe ihracat artışı yüzde 75 oranında gerçekleşti" şeklinde konuştu.



"Denizli’den toplam 179 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor"


Yılın üç çeyreklik döneminde Denizli’den toplam 179 ülkeye ihracat gerçekleştiğini ve bu ülkelerden en fazla ihracatı İngiltere’ye yapıldığını belirten Başkan Memişoğlu, "Ekim ayı ihracat verilerini ülke bazında incelediğimizde, ilimiz ihracatında lider konumda olan İngiltere’ye ihracatımız yüzde 36 oranında artışla 57 milyon dolar olarak kaydedildi. Ardından gelen ABD’ye ihracatımız değişmeyerek 33 milyon dolar, İtalya’ya ihracatımız yüzde 49 oranında artışla 32,6 milyon dolar, Almanya’ya ihracatımız yüzde 5,6 artışla 31 milyon dolar, Hollanda’ya ihracatımız yüzde 64 oranında artışla 24 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülke sıralamasında Almanya, geçen ayın ardından bir kez daha dördüncü sırada yer aldı. Almanya ekonomisinde meydana gelen birtakım olumsuz durumlar taleplerde daralmaya yol açtı. Yılın ilk 3 çeyreklik döneminde Denizli’den toplam 179 ülkeye ihracat gerçekleştirildi" dedi.



"Küresel enflasyondaki azalışın etkilerini 2025’te göreceğiz"


Ekim ayında gelişmiş ülkelerin enflasyonu gerilediğini ve küresel enflasyondaki azalışın etkilerini 2025’te görüleceğini belirten Başkan Memişoğlu, "Ekim ayında enflasyon ABD’de yüzde 2,4’e, Euro Bölgesi’nde yüzde 1,7’ye, İngiltere’de ise yüzde 1,7’ye geriledi. Gelişmiş ülkelerde azalan enflasyon faiz indirim sürecini de beraberinde getirmişti. Bu süreç her ne kadar beklenen zamanın ilerisinde gerçekleşmeye başlasa da önümüzdeki aylarda ekonomik canlanmayı destekleyecek. Ancak asıl etkiyi 2025 yılından itibaren göreceğimizi söyleyebiliriz. Öte yandan, yine 2025 yılında ticarette korunma önlemleri ve jeopolitik riskler dünya ticaretinin yönündeki önemli parametreler olarak karşımıza çıkıyor" dedi.



Aynı zamanda ABD’de başkanlık seçimini yakından takip edeceklerini ABD’ye tekstil ve konfeksiyon, doğal taş ihracatlarında bulunduğunu dikkat çektiğini ve ardından S&P Türkiye’nin kredi notunu bu yıl ikinci kez artırdığını dile getiren Başkan Memişoğlu, "Bilindiği gibi, 5 Kasım 2024 tarihinde ABD’de başkanlık seçimi olacak. Donald Trump ve Kamala Harris’in yarışacağı seçimleri özellikle finans ve ticaret çevreleri yakından takip ediyor. Seçimlerin Denizli için önemi ise, ABD’nin ihracatımızda üst sıralardaki seyri. Özellikle son yıllarda, bazı aylarda İngiltere’nin ardından ikinci sırada ABD geliyor. ABD’ye tekstil konfeksiyon ve doğal taş ihracatımız dikkat çekiyor. ABD’de yaşanan gelişmeler Euro/Dolar paritesinin seyrinden tutun da küresel piyasalara kadar birçok konuyu yakından ilgilendiriyor. Bu açıdan değerlendirdiğimizde, seçim sonuçlarını biz de yakından takip ediyoruz. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors (S&P), mayıs ayında Türkiye’nin kredi notunu B’den B+ya yükselterek kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korumuştu. Güncel durumda ise, S&P Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu B+’dan BB-‘ye yükseltti. Böylelikle, S&P, kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirleyerek Türkiye’nin kredi notunu bu yıl ikinci kez artırmış oldu" diye konuştu.



Bilgi Teknolojileri İhracat Grubu toplantısı yapıldı


Yazılım ve bilişim alanında Denizli’nin 10 milyon dolara yaklaşan yıllık ihracatı bulunmasına rağmen bilgi teknolojileri alanında potansiyelin daha fazla olduğunu ve yeni projeler ile bu potansiyelin ortaya çıkarılması konusunda firmalara ihracat konusunda bilinçlendirmeye amaçladıklarını belirten Başkan Memişoğlu, "Denizli İhracatçılar Birliği, Hizmet İhracatçıları Birliği ve Pamukkale Teknokent işbirliğiyle “Bilgi Teknolojileri İhracatı Grubu” nun lansmanını geçtiğimiz günlerde DENİB ev sahipliğinde gerçekleştirmiştik. Her ne kadar hizmet ihracatı bizim iştigal sahamızda olmasa da küresel boyutta hizmet ihracatının mal ihracatından daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü net bir şekilde görüyoruz. 2023 yılında dünya mal ihracatı yüzde 5 oranında daralırken, dünya hizmet ihracatı yaklaşık yüzde 9 oranında büyüyerek 7,8 trilyon dolara ulaştı. Ülkemizde de benzer bir tablo karşımıza çıkıyor. 2023 yılı verilerine göre; Türkiye genelinde yüzde 0,6 oranında artışla 255,8 milyar dolar mal ihracatı gerçekleşirken, yüzde 12,1 oranında artışla 100,8 milyar dolar hizmet ihracatı yapıldı. Yazılım ve bilişim alanına baktığımızda ise, Denizli’nin 10 milyon dolara yaklaşan yıllık ihracatı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak potansiyelimiz çok daha fazla. Hizmet İhracatçıları Birliği ile yapacağımız yeni projemizde, bu potansiyelimizi ortaya çıkarmayı ve firmalarımızı ihracat konusunda bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz" dedi.



Başkan Memişoğlu; "Denizli’nin Ekim ihracatı yüzde 16.2 artarak 386 milyon dolar oldu"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.