ÇEVRE - 13 Kasım 2024 Çarşamba 10:02

Selçuklular’ın ardından Çorum’daki Osmanlı mimari geleneği de gün yüzüne çıkıyor

A
A
A
Selçuklular’ın ardından Çorum’daki Osmanlı mimari geleneği de gün yüzüne çıkıyor

Çorum’da devam eden Kalehisar ören yeri kazılarında kazı başkan yardımcısı olarak görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Adem Sevim, Çorum’daki Osmanlı mimari geleneği hazırladıkları doktora tezi ile orta koyduklarını söyledi.


Çorum’daki Selçuklu mimarisi, Kalehisar ören yerinde gün yüzüne çıkartılıyor. Kazı çalışmalarında kazı başkan yardımcısı olarak görev yapan Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Adem Sevim, Çorum’daki Osmanlı mimarisini gün yüzüne çıkartmak için çalışma yürüttüklerini söyledi. Hazırladığı tezde Osmanlı mimari geleneğinin ortaya çıktığı Çorum’daki eserleri ortaya koyduklarını belirten Sevim, yaptıkları çalışmayı ilerleyen süreçte kitaplaştırmak istediğini söyledi.


“Selçuklu’dan sonra, Çorum’da büyük bir Osmanlı şehirciliğini görüyoruz”


Çorum’da özellikle hamamlarda ve türbelerde Osmanlı geleneğinin ön plana çıktığını kaydeden Sevim, “Biz şu anda Kalehisar ören yerindeyiz. Buradaki kazı çalışmalarımız devam ediyor. Burası bir Selçuklu kenti. Ama Selçuklu’dan sonra, Çorum’da büyük bir Osmanlı şehirciliğini görüyoruz. 1420’li yıllarda Çorum fiilen, bir kentleşme hızı ile Osmanlıların hakimiyetine giriyor. Şehir müreffeh bir ortama dönünce Osmanlı döneminde yapılaşma hızla artıyor. Osmanlı’nın başkenti Bursa ve İstanbul’daki hamam planlarının Çorum’da birebir tekrar edildiğini görüyoruz. Kalehisar’da şu an bir Selçuklu hamamını görüyoruz. Şu anda bunu meydana çıkartmaya çalışıyoruz. Tacettin Paşa Hamamında, Ali Paşa Hamamında, Osmancık’taki Mehmet Paşa Hamamı’nda ise Osmanlı geleneği görüyoruz. Camilerde ise biraz mahalli üslup tarzında mimari görüyoruz. Bu yüzden bizler Çorum’u önemsiyoruz. Kalehisar örenlerinde özellikle bir Türk şehirciliğinin, Selçuklu kentleşmesinin olduğunu görüyoruz. Aynı örneğin Çorum’da tekrar edildiğini görüyoruz. Buna örnek olarak, Çorum Kalesi ve hemen yanındaki Ulu Cami, Güpür Hamamı ve güneyinde Veli Paşa Hanı ve saat kulesi ile bir Türk şehir gelenekçiliğinin Çorum’da devam ettiğini görüyoruz. Biz bu verilerden yola çıkarak Çorum’da bir doktora tezi hazırladık. Hem Selçuklu hem de Osmanlı yapılarını, tüm ilçeleri gezerek ortaya koymaya çalıştık. İnşallah ilerleyen yıllarda da bu çalışmamızı kitap olarak yayımlamaya çalışacağız” dedi.


“Osmanlı’nın başkenti Bursa’da, İstanbul’da bu plan tipini görüyoruz”


İstanbul ve Bursa’daki mimari planların Çorum’daki birçok yapıda gözüktüğünü kaydeden Sevim, “Osmanlı geleneğini daha çok hamamlarda ve bazı türbelerde gördük. Koyunbaba Türbesi’nde, Demirşeyh Türbesi’nde Osmanlı etkisi görülüyor. Güpür Hamamı’nın kadınlar kısmında Selçuklu geleneği, daha sonra yapılmış erkekler kısmında ise Osmanlı geleneğini tespit ettik. Osmanlı hamamlarında sıcaklık kısmı enine dikdörtgen, ortası kubbeli ve çifte aletlidir. Osmanlı’nın başkenti Bursa’da, İstanbul’da bu plan tipini görüyoruz. Bu plan tipinin ilçelerde dahi tekrar edilmesi bizlere plan mimari anlamında Çorum ilinde devam ettiğini gösteriyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep Zoo Parkı’nda bin 100 doğum sevinci yaşandı Büyüklüğü ve barındırdığı hayvan türleri bakımından Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın üçüncü ve dünyanın da dördüncü büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda bu yıl bin 100 yavrunun doğum sevinci yaşandı. 400 türden 7 bin 500 bin hayvana ev sahipliği yapan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın nüfusu yeni doğumlarla artmaya devam ediyor. Yılda ortalama 5,5 milyon ziyaretçinin ağırlandığı Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda zebradan lamaya, yaban keçileri ve koyunlarından geyikler ile kanguru gibi birçok türde yeni doğum sevinci yaşanıyor. Birçok yırtıcı hayvan türü başta olmak üzere filden kızıl geyiğe, lamadan zebraya ve maymunlardan aslanlara kadar çok sayıda canlıyı bünyesinde barındıran Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda dünyaya gelen yeni yavrularla hayvan sayısı da arttı. Yaklaşık 1,5 milyon metrekare yeşil alan üzerinde kurulu, aralarında evcil ve yırtıcı hayvanlarında yer aldığı 400 türden 7 bin 500 bin hayvana ev sahipliği yapan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda dünyaya yeni gelen cüce keçilerinin yavruları özellikle çocuk ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Yılda iki kez gebe kalan ve her doğumda 2-3 adet yavru veren cüce keçileri kucağına alan ziyaretçiler, yavru keçileri doyasıya sevdi. Ziyaretçiler, son derece sevimli ve cana yakın olan Batı Afrika kökenli ve minyatür hayvanlar olarak bilinen cüce keçilerle fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Dairesi Başkanı Celal Özsöyler, Avrupa’da ve Türkiye’de doğurganlık oranı en yüksek doğal yaşam parkı olduklarını söyledi. Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın tür ve alan bakımından Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın üçüncü ve dünyanın ise dördüncü büyük doğal yaşam parkına sahip olduklarını belirtti. Ocak ayından bu yana birçok hayvan türünde bin 100 doğumun gerçekleştiğini belirten Özsöyler, “Parkımızda hayvanların doğal ortamlarına uygun barınaklar dizayn ettiğimiz için hayvanlar mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Buda hayvanların üreme miktarlarını artırıyor. 2024 yılında Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’mızda 1100 doğum gerçekleşti. Dünyaya yeni gelen yavrular arasında balıklar, yılanlar, kanatlı hayvanlar, kangurular, aslanlar, kaplanlar, kızıl geyikler, ceylanlar ve karacalar gibi tüm hayvanlar doğumlarını gerçekleştirdi. Yeni doğumlar her geçen gün tür ve hayvan sayımızın artmasına neden oluyor. Bu durumda hayvanların parkımızda ne kadar mutlu ve üremeye de ne kadar meyilli olduklarını göstermektedir” dedi. Doğal ortamlarına yakın alanlarda barınan, iyi beslenen hayvanların çok mutlu ve huzurlu olduğunu belirten Özsöyler, bu durumun hayvanların doğurganlığını artırdığına dikkat çekerek, “Parkımızdaki hayvanlar mutlu oldukları için doğurganlık oranları yükseliyor. Yazlık, kışlık barınaklarımızda mutlu olan hayvanlarımız doğum yapıyor. Hayvanlarımız mutlu olmasa üreme yapamazlar” diye konuştu.