ÇEVRE
Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’inde müsilajın nedenlerini, nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlattı 20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:51:23 Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın nedenlerini, nasıl mücadele edilmesi gerektiğini, kirliliğin boyutlarını, yosunların ve pinaların denizlerin temizliğindeki faydaları gibi birçok konuda dikkatle okunması gereken bilgileri aktardı. Sarı, müsilajın, denizdeki biyolojik üretimin ilk basamağı olan bitkisel planktonun kirlilik, su sıcaklığı, durağanlık gibi etkilerin tetiklemesiyle aşırı çoğalması sonucu deniz suyuna salgıladıkları sümüksü, şeffaf, yapışkan bir organik madde olduğunu belirtti. 2021 yılı ilkbahar-yaz aylarında Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan müsilajın Erdek Körfezi’nde 23 Ekim 2024’te yapılan kontrol dalışı esnasında 10 metre derinlikte başlayıp 15 metre derinliğe kadar oluştuğunun tespit edildiğini hatırlatan Sarı, 25 Ekim’de yapılan dalışlarda ise müsilajın 10 metreden başlayarak 24 metreye kadar yayıldığının görüldüğünü hatırlattı. Müsilajın bahara kadar denizlerdeki suların soğuk olması nedeniyle yüzeye çıkamayacağını belirterek, "Sular ısınmaya başladığında müsilaj da yukarı çıkacak. Müsilaj denizde askıda. Denizin dibi tehlikede mercan, pina, midye ve sünger gibi canlıların üzerine çökmeye başladı. Canlıları ciddi tehdit ediyor" dedi. Müsilajın denizin, kendisiyle kurulan kötü ilişkiye verdiği bir tepki olduğunu vurgulayan Sarı, şunları söyledi: "Her türlü çöpü atığı üretiriz onları alıcı ortam diye denize boşaltırız. Klozetten eski koltuklara araba lastiklerinden izmarite kadar herşeyi denize boca ederiz. Denizlerin alıcı ortam olarak atıkları almak temizleyip insanlığın konforunu korumak gibi bir zorunluluğu olduğunu düşünüyoruz. Marmara Denizi çevresinde 25 milyon insan yaşıyor. Bunların atıkları denize salınıyor. Türkiye’nin yarısına hizmet sunan sanayi çok mu iyi? Onların da atıkları doğru düzgün arıtılmadan denize gidiyor. Tarımsal atıklar, ilaçlar, gübre atıkları denize akıyor. 50 yıldır Marmara Denizi’nin atık yükünü artırdık. Sürekli arttı. 50 yıl önce Marmara yükü x kadar ise 5x oldu." Marmara Denizi "beni kurtarın" diye feryat ediyor Sarı, 2021 yılında felaket boyutunda müsilaj ortaya çıktığını hatırlatarak, "O günü rakamlarıyla evsel atığın yüzde 51’ini arıtabilmişiz ve yüzde 49’u evsel atığın arıtmadan derinden denize bırakmışız. Bu yükün kaldırmayan Marmara Denizi, ’bu şartlarda yaşayamam beni kurtarın" diyor. Bu feryadı duymak gerekiyor. 2021’de ciddi önlemler alınacağı açıklandı. O günden bu yana ne olmuş.Yüzde 51’ini arıttığımız atıkların şimdi yüzde 51,7’sini arıtır olmuşuz. Sağlanan ilerleme sadece yüzde 0,7" diye konuştu. Pinaların 25 milyon kişinin kirlilik yükünü temizlemesi imkansız "Pinaları çoğaltırsak Marmara Denizi’nin temizlenmesine katkı olur mu?" şeklinde sorular geldiğini aktaran Sarı, şöyle devam etti: "Pina Akdeniz’e endemik iki kabuklu bir canlı türü. Karadeniz, Marmara Ege, Adriyatik ve Akdeniz’i içine alan Akdenizler Sistemi’ne endemik canlı türü. Pina 2016 çıkan hastalık yüzünden Cebelitarık Boğazı’ndan Çanakkale boğazına kadar topluca öldü. Olağanüstü bir şekilde Marmara Denizi’nde yaşamaya devam etti. Denizde 1 saatte 6 litre deniz suyunu filtre ediyor. Suları temizliyor. Onların korunması denizlerdeki varlıklarını sürdürmesi çok önemli. Pina ürüyor çoğalıyor varlığını sürdürüyor. 25 milyonun atıklarının yükünü endüstrinin, gübrenin, tarım zehrinin yükünü nasıl kaldırsın? Bu kirliliği temizlemesi imkansız. Marmara Denizi’nin tüm dibini pinalarla donatsak bile yetersiz kalır. Önce kendi atıklarımızı arıtacağız." "Pinaların yaşam alanı yosunları bile söküyoruz" Pinaların deniz çayırlarının içinde yaşadığını vurgulayan Sarı, şunları söyledi: "Mevcut pinaların yüzde 70’ten fazlası deniz çayırlarının içinde yaşıyor. Deniz çayırlarına yosun diye bakıyoruz istemiyoruz onları. 30 Haziran’da Erdek Körfezi’nde 7 yazlıkçı bir araya geliyorlar torunların ayağına yosun değmesin diye kepçe tutuyorlar. 400 metrekare kıyı şeridindeki deniz çayırlarını söküp yığdılar kenara. Bütün otellerin önündeki deniz çayırları sökülmüş bakın inceleyin. Eğitimli aklı başında insanlar yapıyor. Doğaya saygı desen önde gidiyorlar. Denize dair bilincimiz bilgimiz çok zayıf. Deniz çayırlarını sökerken pinaları da söküyoruz. Bunlar bir bütün ve denizlerin temizliği açısından çok önemli rolleri var." "25 milyonun oluşturduğu atıkları pinaların temizlemesini kimse beklemesin" diyen Sarı, "Deniz çöp kutusu değil. Balıkların, yengeçlerin, pinaların, mercanların, midyelerin, deniz çayırlarının evi. Deniz yüzeyine arıtma tesisleri kurmak kısmi etkili olabilir ama binlerce metrekarelik bir alanı temizlemek mümkün değil. Tek çare arıtacağız, temizleyeceğiz. Müsilaj yüzeye daha da yaklaşacak. Tehdit giderek büyüyor" ifadesini kullandı.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:45 Geçit Yerleşkesi Dönel Kavşağı yapımı çalışmalarında sona gelindi Erzincan’da Geçit Yerleşkesi Dönel Kavşağında başlatılan yenileme çalışmalarından sona gelindi. Erzincan Belediyesi Başkan Yardımcısı İkram Çamur ve Zabıta Müdürü Mehmet Polat’ında katılımları ile belediyemiz zabıta müdürlüğü ve trafik polisleri tarafından, kavşakta yapılan uygulamada sürücülere dağıtılan Dönel Kavşak Kullanım Rehberi ile kavşağın doğru kullanımı hakkında sürücülere bilgiler verildi. Şehrin ihtiyaç duyulan noktalarında da benzer iyileştirme çalışmaları yapılarak vatandaşların daha güvenli ve konforlu bir ulaşım deneyimi yaşaması için tüm imkânlar seferber edilmekte. Yapılan çalışmalar ile şehrin genel trafik düzenine büyük katkı sağlayacak ve günlük yaşamı daha verimli hale getirecek. Yenileme çalışmasının tamamlanmasının ardından, Geçit Yerleşkesi kavşağı daha modern ve güvenli bir hale gelecek. Erzincan Belediyesi Zabıta Müdürü Mehmet Polat yapılan çalışma hakkında şu bilgileri verdi; “ Bu alanda 2 yıllık süre içerisinde yapılan istatistiklerde, tarafımıza gelen şikâyetlerde, taleplerde sürekli olarak kazalar olduğu, emniyet kayıtlarında da mevcuttur. Biz de bunun neticesinde Belediye Başkanımız Bekir Aksun’un bize verdiği talimat üzerine yaptığımız araştırmalar sonucunda buraya ışıksız bir dönel kavşak projesi hazırladık. Bu projeyi hazırlarken ülkemizde ve yurt dışında yapılan araştırmalarda kaza riski daha düşük olan daha güvenli ışıksız bir kavşak çalışmamızı faaliyete geçirdik şuanda da sonuçlanmak üzere. Burada göbekteki kavşak bizim Erzincan’daki mevcut ışıklı kavşaklardaki göbeklerden daha büyüktür. Buradaki amaç araçların göbeğe girerken hızlarını azaltmaları ve göbek içerisinde daha kontrollü bir şekilde dönebilmelerini sağlamaktır. Burası ışıksız bir kavşak, burada sürücülerimizi bilgilendirmek için trafik ekipleri ile birlikte kavşak kullanım rehberi dağıtıyoruz, göbeğe giren araçlarımızın göbek içerisindeki sürücülere yol vermesi gerektiğini bilgi olarak kendilerine aktardık. Kavşak girişlerinde yükseltilmiş yaya geçitleri olacak, bununla araçlarımızın hızlarını da yavaşlatmış olacağız. Kavşakta çalışmalarımız bitmek üzere önümüzdeki hafta tamamlanmış olacak. Göbek girişlerindeki sürücülerimiz göbek içerisinde hareket eden araçlara yol vermek zorunda. Özellikle bu kavşağın yapımında bize talimat veren Belediye Başkanımıza, projeyi hazırlayan mühendislerimize, teknik ekibimize, emniyet mensubu arkadaşlarımıza, fen işleri müdürlüğü ekiplerimize, park bahçe müdürlüğü ekiplerimize, sinyalizasyon ve trafik ekiplerimize teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:39 Başkan Aras COP29 İklim Zirvesine katıldı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 29’uncu Taraflar Konferansı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başladı. İklim değişikliği konularının konuşulduğu dünya çapındaki en önemli organizasyonlardan biri olan COP29’a 169 ülkeden yaklaşık 72 bin kişi katılım sağladı. Konferans, Bakü Olimpiyat Stadyumu’nun içinde ve çevresinde kurulan geçici alanlarda gerçekleştirildi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras özellikle son yıllarda daha çok hissedilmeye başlayan iklim değişikliği, kuraklık, su sorunu konularında işbirliği yapmak, Muğla’nın altyapı, içme suyu eksikliklerini tamamlamak ve bu yatırımlara uygun fon sağlamak için COP29 İklim Zirvesi’ne katıldı. Bu zirve kapsamında Dünya Bankası Sürdürülebilir Kentler Programı Lideri Joanna Masic, Barselona İklim Değişikliği Ofisi Başkanı Leo Bejarano ve Japonya Çevre Bakanı Keiichiro Asao ile bir araya geldi. Başkan Aras, Muğla’ya yapılacak altyapı yatırımlarına kaynak oluşturmak için Dünya Bankası’ndan Joanna Masic ile verimli bir görüşme gerçekleştirdi. İklim krizine karşı Barselona’yla ortak projeler geliştirmek üzere Barselona İklim Değişikliği Ofisi Başkanı Leo Bejarano ile bir araya gelen Başkan Aras iklim krizine karşı iş birliği yapma kararı aldıklarını belirtti. Başkan Aras; “İklim krizinin etkilerini son yıllarda ilimizde daha yoğun ve direkt olarak hissediyoruz. Dünya Kenti Muğla vizyonumuza paralel olarak iklim değişikliği ile mücadelede ve adaptasyon süreçlerinde geleceğe taşımak, iklim krizi konusunda yapılan küresel mücadele ve adaptasyon süreçleri ile ilgili kararlara katkı sunmak, gerekli bilgi alışverişini sağlamak amacıyla COP29’a katılım sağladık. Zirvede Muğla’mız için Dünya Bankası yetkilileri, Japonya Çevre Bakanı ve Barselona İklim Değişikliği Ofisi Başkanı ile görüşme fırsatı buldum. Muğla’yı daha dayanıklı, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir geleceğe taşımak için uluslararası iş birliklerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.” dedi.
Giresun Belediye Meclisi’nden çatı katlarına bağımsız daire ruhsatı kararı
07 Kasım 2024 Perşembe - 14:16 Giresun Belediye Meclisi’nden çatı katlarına bağımsız daire ruhsatı kararı Giresun Belediye Meclisi, Başkan Fuat Köse başkanlığında yapılan kasım ayı olağan toplantısında şehir merkezindeki binalarda çatı katlarının bağımsız daire olarak ruhsatlandırılmasının önünü açan kararlar aldı. Toplantıda mevcut dubleks çatı katlarının tam kat seviyesine çıkarılması ve bağımsız bölüm olarak ruhsatlandırılmasını öngören düzenleme için İmar Komisyonu tarafından plan tadilatı önerildi. Değişiklik, Belediye Meclisi’nde yapılan oylama ile kabul edildi. Ancak AK Parti grubu değişikliğe ret oyu verirken, İmar Komisyonu Başkanı ve bazı üyelerin toplantıya katılmaması dikkat çekti. Ret oyu veren AK Parti’den hukuki uyarı Oylamaya ret oyu veren AK Partili Belediye Meclis Üyesi ve İnşaat Mühendisi Emrah Altıyaprak, kararın ileride hukuki sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu. Altıyaprak, "Çatı katlarının bağımsız daire olarak ruhsatlandırılması, ilerleyen dönemde bazı hukuki sorunlara açık bir karar olabilir. Mevcut imar planında taks, kaks, yükseklik sınırları ve oturum alanları gibi detaylar bulunmaktadır. Bu şartların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Plan notlarında belirtilen bu kriterler, plan tadilatıyla değil, plan notu değişikliğiyle düzenlenmelidir. Bu nedenle hukuki itiraz durumunda plan tadilatının iptal edilmesi mümkün olabilir” dedi. Toplantıya İmar Komisyonu Başkanı ve bazı üyelerinin katılmaması da dikkat çekti. Giresun Belediye Meclisi’nde yapılan oylama sonucu çatı katlarına ilişkin ruhsat düzenlemesi kabul edilirken, bazı meclis üyeleri bu kararın ilerleyen süreçte daha büyük sorunlara yol açabileceği endişesini taşıdığını ifade etti.
Yenişehir Belediyesinin üreticilere solucan gübresi desteği sürüyor
07 Kasım 2024 Perşembe - 13:16 Yenişehir Belediyesinin üreticilere solucan gübresi desteği sürüyor Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi, kimyasal gübre kullanımını azaltmak ve çiftçilere destek vermek amacıyla ürettiği organik solucan gübrelerini kırsal mahallelerdeki vatandaşlara ulaştırmaya devam ediyor. Tarımsal danışmanlık hizmetleri kapsamında kırsal mahallerdeki çiftçilere ziraat mühendisleri aracılığıyla budama, ilaçlama ve gübreleme ile ilgili eğitimler veren Yenişehir Belediyesi, tarımda verimi artırmak amacıyla organik solucan gübresi üreterek, vatandaşlara dağıtıyor. Yenişehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri son olarak Çavak Mahallesi’ndeki üreticilere 2 bin litre solucan gübresi ulaştırdı. Üretimi devam eden gübreler periyodik olarak tüm kırsal mahallelerde ücretiz dağıtılıyor. Yenişehir Belediyesi ayrıca çiftçilere organik solucan gübresi üretmeleri için de eğitim desteğinde bulunuyor. “Solucan gübresiyle hem toprağı besliyor hem de üretimi destekliyoruz” Proje ile ilgili konuşan Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Kimyasal gübrelerin uzun vadede topraklarımızı yorup verimsiz hale getirdiği ve çevresel sorunlara yol açtığı bir dönemde, organik solucan gübresi gibi doğal ve sağlıklı alternatiflerle tarımsal verimi artırıyoruz. Bu yalnızca bir üretim projesi değil, aynı zamanda bilinçli bir tarım anlayışının yaygınlaşması için attığımız önemli bir adımdır. Kırsal Hizmetler Müdürlüğümüzdeki ziraat mühendisleri aracılığıyla çiftçilerimize sunduğumuz budama, ilaçlama ve gübreleme eğitimleri sayesinde, verimlilik artışının yanında doğaya duyarlı üretim alışkanlıkları kazandırmayı da amaçlıyoruz. Solucan gübresiyle hem toprağı besliyor hem de üretimi destekliyoruz. Yenişehir’in kısıtlı tarım alanlarında üretimin artmasını, doğaya zarar vermeden sağlıklı ürünler yetiştirilmesini ve çiftçilerimizin daha az maliyetle daha çok kazanç sağlamasını önemsiyoruz. Dolayısıyla en üst seviyede üretim için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Yenişehir’de toprağa, üretime ve üreticimize olan desteğimizi her zaman sürdüreceğiz" dedi.
Güvenpark modern yüzüyle Ankaralılarla yeniden buluştu
07 Kasım 2024 Perşembe - 13:14 Güvenpark modern yüzüyle Ankaralılarla yeniden buluştu Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Güvenpark’ı Ankaralılara modern bir yaşam alanı olarak yeniden kazandırdı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, ‘Güven Anıtı’ çevresinde bulunan ve Cumhuriyet tarihinin Ankara’daki ilk parkı olan Güvenpark’ı yeniledi. Başkent’in simge mekanlarından biri olan Güvenpark, tarihi dokusuna sadık kalınarak gerçekleştirilen ‘Güvenpark Kentsel Tasarım’ projesiyle yeniden hayat buldu. Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi tarafından gerçekleştirilen projede parka ismini veren ‘Güven Anıtı’ndaki deformasyonlar giderilerek, aslına uygun bir şekilde restore edildi. Proje kapsamında anıtın çevresindeki oturma alanları, park içindeki yaya yolları ve Atatürk Bulvarı tarafındaki kaldırım ve otobüs durakları yenilenerek modern bir görünüme kavuşturuldu. Milli Müdafaa Caddesi üzerindeki mevcut büfeler de iyileştirilerek, daha işlevsel hale getirildi. ABB tarafından yapılan açıklamaya göre, yenileme çalışmaları çerçevesinde yeşil alanlar genişletilerek, büyüklüğü 9 bin metrekareden 13 bin 499 metrekareye çıkarıldı. Mevcut 318 ağacın korunarak sayılarının 348’e yükseltildiği projede, bitkisel peyzaj Ankara’nın iklimine uygun bir şekilde yenilendi. Aydınlatma projesi sayesindeyse park hem daha güvenli hem de daha nitelikli bir hale getirilirken, Güvenpark’ın kimliğini oluşturan amfi ise korunarak önünde çiçek gösteri alanları oluşturuldu. Park içerisinde bulunan üç havuzun da gerekli bakımları yapılarak, tesisatları güçlendirildi. Terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlar anısına bir anıt yerleştirilmesi de planlanıyor Yenileme çalışmalarında Güvenpark’ta ayrıca bir sergi duvarı da yer aldı. 20 fotoğraftan oluşan sergi duvarı, ziyaretçilerine parkın tarihine yolculuk yapma imkânı sunacak. Ayrıca Güvenpark’a yaşanan terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlar anısına bir anıt yerleştirilmesi de planlanıyor. “Güvenpark, Cumhuriyet’in 100 yılının hikayesi” Güvenpark’ın Cumhuriyet Dönemi’nin ilk kamusal yeşil alanı olma özelliğiyle büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Koordinatörü Bekir Ödemiş, “Ankara’nın imar planını hazırlayan Hermann Jansen’in ‘Yeşil Kuşak Projesi’ doğrultusunda Güvenpark önemli kamusal alanlardan birisidir. Cumhuriyet döneminin ilk kamusal yeşil alanı olarak hem kent hem de Türkiye’nin toplumsal hafızasında önemli bir yere sahip büyük olaylara tanıklık etmiştir. Kızılay’ın kamusal alan olarak pek çok etkinliğe, tepkilere, protestolara veya mitinglere ev sahipliği yaptığını düşünürsek Güvenpark’ın hikâyesi sadece bir park olmaktan öte Cumhuriyet’in 100 yılının hikâyesi diyebiliriz. Önemli bir kente tarihi kimlik katan alana ilişkin projemizi Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak hazırlamıştık. Bu süreçte parkın toplumsal bellekteki yerini ve kültürel miras özelliğini korumaya özen gösterdik” dedi. Güvenpark’ta yürütülen restorasyon çalışmalarında parkın doğal ve özgün işlevini korumaya özen gösterdiklerini belirten Ödemiş, “Parkın doğal sit ve kültürel sit özelliklerini dikkate alarak, hem özgün dokusunu koruduk hem de parkın işlevsel ve çağdaş bir kullanıma uygun hale gelmesini sağladık” diye konuştu.
Depremin yıktığı Taştepe modern bir yaşam alanına dönüştürülecek
07 Kasım 2024 Perşembe - 13:10 Depremin yıktığı Taştepe modern bir yaşam alanına dönüştürülecek Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, depremin ardından yapılacak dönüşümle birlikte Taştepe’nin modern bir yaşam alanına dönüşeceğini ifade etti. Battalgazi’de 6 Şubat 2023 depremlerin izlerinin silinmesi için başlatılan inşa, imar ve ihya çalışmaları sürüyor. Depremlerde önemli bir yıkım yaşayan Taştepe Mahallesi’nde ise kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verildi. Bölge sakinleri ile bir araya gelen Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, "Gündemimiz tamamen rezerv alanlarla ilgili. Deprem sonrası yıkımın yoğun olduğu mahallelerde kentsel dönüşüm artık kaçınılmaz bir zorunluluk haline geldi" dedi. Şehit Fevzi Mahallesi örneği Elazığ depreminden sonra Şehit Fevzi Mahallesi’nde başlatılan kentsel dönüşüm sürecinin olumlu sonuçlar verdiğini hatırlatan Taşkın, Taştepe’de de benzer bir sürecin başlatılmasının önemini dile getirdi. "Yerimiz ne kadar kötü olursa olsun, insanoğlu alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyor" diyen Başkan, bu nedenle dönüşüm projelerine başlanmasının önemli bir adım olacağını belirtti. Eski yapılaşmanın yoğun olduğu alanlarda belediyecilik hizmetlerinin dahi zor yürütüldüğünü ifade eden Taşkın, dönüşüm projelerinin mahalle sakinlerinin yaşam kalitesini artıracağını aktardı. Devlet desteği şart Modern mimari ve geniş caddelerle yenilenmiş bir mahalle oluşturmanın devlet desteği olmadan mümkün olmayacağını belirten Başkan Taşkın, belediyeye yapılan dönüşüm başvurularının yetersizliğine dikkat çekti. "Depremin üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen, yapılması gereken binlerce binaya karşın belediyemize başvuru sayısı 90 civarında" şeklinde konuşan Taşkın, vatandaşlara bu tarihi fırsatı kaçırmamaları için çağrıda bulundu. Taşkın, pek çok vatandaşın mahallesinin rezerv alan ilan edilmesini talep ettiğini ve bu talebin Taştepe Mahallesi için de geçerli olduğunu belirtti. Tahliye süreci ve vatandaşlara destek Taşkın, mahalle sakinlerinden tahliyelerin hızla gerçekleştirilip inşaat sürecine geçilmesini beklediklerini ifade etti. Yeşiltepe’deki kentsel dönüşüm sürecini örnek göstererek, hızlı bir boşaltım sürecinin ardından inşaatların bir yıl içinde tamamlandığını söyledi. Bu süreçte hasta, yaşlı ve engelli vatandaşlar için konteyner alanları sağlanacağını ve bu kişilerin taşınma işlemlerinin belediye tarafından yapılacağını belirtti. Başkan Taşkın, "Taştepe, gecekondu görünümünden sıyrılarak modern bir mahalle haline gelecek" dedi. Rezerv alana dâhil olmak istemeyenler için açıklama Bazı vatandaşların rezerv alan içinde olmak istemediğini belirten Taşkın, devletin bu projelerde yüzde 70 ve üzeri bir çoğunluğun onayını aradığını vurguladı. Kiltepe Mahallesi’nde yaşanan örnek üzerinden imar taleplerinin bazen sıkıntılara yol açtığını aktararak, kentsel dönüşümde arsa ve daire hesaplarının titizlikle yapıldığını belirterek, "Yıkılan evinizin daire sayısı ve metrekare bedeli ne kadarsa, rezerv alanda aynı daire sayısı ve metrekare üzerinden size teslim yapılıyor. Deprem sonrası ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak amacıyla oluşturulan bu alanlarda, hak sahiplerine, kaybettikleri alanın büyüklüğüne ve oda sayısına eşdeğer konutlar sağlanıyor. Örneğin, yıkılan evin ve arsasının toplam değeri 1 milyon TL, yeni yapılan evin bedeli de 1 milyon TL ise bu durumda vatandaşın devlete ödemesi gereken tutar yine 1 milyon TL olarak belirleniyor. Böylece, vatandaşlarımız sahip oldukları değere denk bir şekilde yeni konutlarına kavuşmuş oluyor." ifadelerini kullandı. Taşkın, vatandaşların ödemelerinin teslim tarihindeki birim fiyatlar üzerinden hesaplandığını, yeni ev teslim edildikten sonra 2 yıl ödeme alınmadığını ve kalan borcun faizsiz olarak 18 yıla bölünerek ödenebileceğini açıkladı. Konuşmasının sonunda Başkan Taşkın, mahalle sakinlerine kentsel dönüşüm sürecine destek vermeleri için çağrıda bulunarak, “Hatıralarımıza saygı duyuyoruz. Ama geleceğimize kurban etmemeliyiz. Taştepe’nin modern bir yaşam alanına dönüşmesi için hep birlikte çalışmalıyız” dedi. Başkanın bu çağrısı, mahalle sakinleri tarafından dikkatle dinlendi ve kentsel dönüşüm süreci ile ilgili beklentiler daha da arttı.
Türkiye’nin Likya Yolu’na rakip "Fırat Yolu"
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:49 Türkiye’nin Likya Yolu’na rakip "Fırat Yolu" Türkiye’nin yeni gözde yürüyüş rotası Fırat Yolu, doğaseverlere eşsiz bir keşif imkanı sunuyor. Bozova’dan Halfeti’ye kadar uzanan 78 kilometrelik bu güzergah, Şanlıurfa’nın doğal ve tarihi zenginliklerini gözler önüne seriyor. Şanlıurfa Kamp Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü tarafından başlatılan “Euphrates Way 2024 Trekking Project” çerçevesinde hayata geçirilen Fırat Yolu, özellikle Likya Yolu’nun etkileyici atmosferine benzer yapısıyla dikkat çekiyor. "Fırat Yolu: 3 günlük doğa ve tarih yolculuğu" Kırsal Eskin Mahallesinden başlayarak Halfeti’nin tarihi Savaşan Mahallesinde sona eren bu etkileyici parkur, bölgenin uzun zamandır keşfedilmeyi bekleyen doğal güzelliklerini ve kültürel miraslarını gün yüzüne çıkarıyor. Üç gün süren yürüyüşe katılan 9 deneyimli doğasever, zorlu bir doğa yolculuğunda, yemyeşil vadiler, sarp kayalıklar ve tarihi su değirmenleri gibi noktalardan geçerek Şanlıurfa’nın saklı kalmış güzelliklerini gözler önüne serdi. "Doğanın ve tarihin buluşma noktası" Likya Yolu’nun popülerliğiyle bilinen Türkiye, Fırat Yolu ile farklı bir doğa yürüyüşü deneyimi sunmayı hedefliyor. Yol boyunca İnbaşı Mağaraları ve su değirmenleri gibi tarihi durakların yanı sıra, bölgeye özgü bitki örtüsü ve benzersiz manzaralar eşliğinde yürüyüş yapan doğaseverler, bu rotanın etkileyici atmosferiyle unutulmaz anlar yaşadı. Fırat Yolu, doğayla iç içe bir deneyim sunarken, aynı zamanda zengin bir kültürel yolculuğa da imkan tanıyor. Grup yöneticisi Ayhan Taş, bu projeyle Şanlıurfa’nın doğal güzelliklerini ve Anadolu’nun sıcak misafirperverliğini tanıtmayı amaçladıklarını aktardı. Grubun bir diğer yöneticisi Hüseyin Açar, Fırat Yolu’nun, Türkiye’nin yürüyüş ve doğa turizmi açısından yeni bir merkez haline gelme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Proje katılımcılarından Mustafa Tikbıyık ise bu tür projelerin, bölgenin hem turistik hem de ekonomik olarak gelişmesine katkı sağlayacağını ifade etti.
Kastamonu Üniversitesi’nde 100 fidan dikildi
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:23 Kastamonu Üniversitesi’nde 100 fidan dikildi Milli Ağaçlandırma Günü etkinlikleri çerçevesinde Kastamonu Üniversitesi’nde akademik ve idari personel tarafından 100 adet fidan toprakla buluşturuldu. Ormancılık ve Tabiat Turizmi İhtisas Üniversitesi olan Kastamonu Üniversitesi, sürdürülebilir çevre bilincini artırmak ve küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmak amacıyla akademik ve idari personelin katılımıyla fidan dikim etkinliği düzenledi.Personel Daire Başkanlığı koordinasyonunda, Orman Fakültesi yürütücülüğünde ve Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün destekleriyle gerçekleştirilen etkinlik, Kuzeykent Kampüsü’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin karşısındaki alanda yapıldı. Etkinliğe, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük, Prof. Dr. Mehmet Atalan ile Genel Sekreter V. Dr. İbrahim Demirbaş’ın yanı sıra akademik ve idari personel katıldı. Etkinlikte küresel iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, “Bu tür etkinlikler, hem iklim değişikliğiyle mücadeleye hem de ‘İklim Değişikliğine Dirençli Kampüs’ projemize katkı sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Akademik ve idari personelimizin bu çalışmalara gösterdiği destek, çevreye olan bağlılığımızı ve sürdürülebilir bir gelecek için kararlılığımızı yansıtıyor” dedi. Etkinlikte, Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Nurten Yer Çelik de, fidan dikimi hakkında bilgi vererek, katılımcılara dikim süreci ve doğru fidan dikimi teknikleri konusunda rehberlik etti. Konuşmaların ardından, akademik ve idari personel tarafından 100 adet fidan toprakla buluşturuldu.
Mersin’de 30 dönümlük ’Defne Koruluğu’ oluşturuluyor
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:06 Mersin’de 30 dönümlük ’Defne Koruluğu’ oluşturuluyor Mersin’in Toroslar ilçesinde ’İklim Değişikliğine Adaptasyon İçin Harekete Geç’ projesi çerçevesinde 30 dönümlük ’Defne Koruluğu’ oluşturuluyor. Düzenlenen ’Gelecek İçin Bir Fidan’ etkinliğinde katılımcılar, öğrencilerle birlikte 30 dönümlük koruluğa fidan dikti. Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği (AB) Projesi olan İklim Değişikliğine Adaptasyon Hibe Programı’nda hibe aldığı ‘İklim Değişikliğine Adaptasyon İçin Harekete Geç’ isimli projesi çerçevesinde düzenlenen etkinlikle Büyükşehir Belediyesi ile Toroslar Belediyesi iş birliğinde Korukent Mahallesi’nde oluşturulan Defne Koruluğu’na fidan dikildi. Katılımcılar, öğrencilerle birlikte koruluğa 350 defne fidanının yanı sıra, 120 yayılıcı ardıç, 100 Ligustrum, 75 Akçaağaç ve 30 kauçuk fidanı dikimi gerçekleştirildi. "Halka nefes alabileceği alanlar oluşturuyoruz" Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hamit Mert Avcı, törende, "Omuz omuza, halka nefes alabileceği alanlar oluşturuyoruz. Bu alanlar, sadece halkın günlük ulaşımını kolaylaştırmak için seçilen yerler değil. Aynı zamanda etrafında karbondioksite yutak alanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Ekonomik kriz bugünün sorunu olabilir; ama ekolojik kriz hem bugün, hem 10 yıl, hem de 100 yıl sonrasının sorunu" dedi. Defne ağaçlarının hem ekolojik, hem de ekonomik değerine dikkat çeken Avcı, "Burası halka nefes alan alanlar açmak dışında, sürdürülebilir bir belediyecilik ve sağlıklı bir insan hayatı için en önemli önceliğimiz" diye konuştu. "Her diktiğimiz fidan, doğa dostu bir gelecek için yatırımdır" Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı ve Proje Koordinatörü Dr. Bülent Halisdemir de görevlerinin; iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak, uyum sağlamak ve dirençli bir kent oluşturmak olduğunu söyledi. Halisdemir, "Defne koruluğu; ağaç dikilmesinin ötesinde, iklim değişikliğine uyum sağlamak, karbon salınımını azaltmak, karbon yutakları oluşturmak, daha yaşanılabilir bir çevre için attığımız güçlü bir adım. Koruluğa dikilen ağaçların karbon tutma kapasitesi sayesinde, iklim dostu bir alan oluşturmamıza destek olacak, gelecekte kentimize temiz hava, doğal bir gölgelik yaşam, sağlıklı bir ekosistem sunacaktır. Ağaçlandırma çalışmalarımızla aynı zamanda, doğa sevgisini ve çevre bilincini yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Her diktiğimiz fidan geleceğimiz için bir umut, doğa dostu bir gelecek için yatırımdır" dedi.