ÇEVRE - 25 Aralık 2024 Çarşamba 17:36

Sağlıklı kentler Osmangazi’de toplandı

A
A
A
Sağlıklı kentler Osmangazi’de toplandı

Osmangazi Belediyesi, kentleri daha sağlıklı bir geleceğe taşımak hedefiyle çalışmalarını sürdüren Sağlıklı Kentler Birliği tarafından düzenlenen Kent ve İklim Paneline ev sahipliği yaptı. Kentleşmenin iklim ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ele alındığı panelde, hızlı bir şekilde önlem alınmazsa Türkiye’nin ve dünyanın büyük bir felakete sürükleneceğine vurgu yapıldı.


Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından sağlıklı şehir kavramını yaymak, bu bilinci yerel yönetimlere ve topluma kazandırmak amacıyla düzenlenen Kent ve İklim Paneli, Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti. Osmangazi Belediyesi’nin iyi uygulama örneklerinin yerinde incelendiği panel programında, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde gerçekleştirilen COP29 Zirvesi ile 2024 DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Toplantısı hakkında da bilgilendirmeler yapıldı. Panelde ayrıca üye belediyelerin SECAP (Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı) deneyimlerine de yer verildi.


Osmangazi Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Kent ve İklim Paneline Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Bursa Büyükşehir eski Belediye Başkanı Erdem Saker, birliğe üye belediyelerin başkan ve temsilcileri, meclis üyeleri ile akademisyenler katıldı.


“Bursa sağlıklı bir kent mi?”


Osmangazi’nin tanıtım filminin gösterimiyle başlayan programda konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Uludağ’ın eteklerinde yer alan kadim şehir Bursa, ne yazık ki, önemli bir kimlik arayışı içinde. Bu süreçte, sadece sanayi, kültür ya da turizm odaklı bakmak yerine, Bursa’nın sağlıklı bir şehir olup olmadığına dair sorular sorarak geleceği şekillendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sağlıklı kentler oluşturmak, sadece fiziksel yapılarla değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve çevresel faktörlerin de bir arada düşünüldüğü, tüm bu bileşenlerin uyum içinde olduğu şehirlerdir. Bu doğrultuda, kentlerimizin potansiyelini sağlıklı bir kent olarak keşfetmek ve bu vizyonu hayata geçirmek hepimizin ortak sorumluluğu. 2024’ün sonuna geldik. Nilüfer Çayı gibi Türkiye’nin en önemli kaynaklarından birine sahip bir kentte su kriziyle karşı karşıyayız. Aynı şekilde Marmara’ya kıyısı olan kentlerimiz hatırlayacaktır birkaç yıl öncesinde müsilaj sorunu yaşadık. Hava kirliliği raporlarına baktığımızda aynı şekilde riskli şartlarda kentlerimizin havasını soluyoruz. Fabrika atıklarıyla, kaçak yapılarla tarım alanlarımız yok ediliyor. Yani odağında insan faktörünün olduğu bir iklim krizi yaşıyoruz” dedi.


“Her alanda sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz”


Osmangazi Belediyesi olarak, doğa ve insan ilişkisini en iyi şekilde yapılandırarak kentlerin geleceğini şekillendirmek için çaba gösterdiklerini ifade eden Başkan Aydın, “İklim değişikliği, sıfır atık ve enerji yönetimi konularında belediyemizin kurumsal sera gazı envanterini oluşturarak karbon ayak izimizi en aza indirecek adımları tek tek atıyoruz. İlçe sınırlarından geri dönüşüm toplama araçları ile yılda yaklaşık 6 bin ton ambalaj atığını toplayıp, geri dönüşüme yollayarak hem ekonomiye hem çevreye değer katıyoruz Böylelikle yılda 57 bin 120 ağacın kesilmesini önlüyoruz. Mobil atık toplama aracımızla her yıl yaklaşık 160 ton atık yağ topluyoruz. Böylelikle yılda 160 milyon ton suyun kirlenmesini engelliyoruz. Her yıl yaklaşık 6 ton atık pili bertaraf ediyoruz. Böylelikle 432 dönüm toprağın kirlenmesinin önüne geçiyoruz. Veysel Karani Kurban Satış ve Kesim Tesisi ile Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi gibi tesislerimizin çatısına kurulu güneş santralleriyle tükettiğimiz enerjinin yüzde 25’ini güneş enerjisinden karşılıyoruz. Kullandığımız yenilenebilir enerji sayesinde yıllık yaklaşık 900 bin kilogram karbondioksitin doğaya salınımını engelleyerek, hava kirliliğini önlüyoruz. Park sayımızı 693’e yükselterek, düzenlenmiş yeşil alan miktarını 1 milyon 767 bin 485 metrekareye çıkardık. Bu parklarda hayata geçirdiğimiz damla sulama ve akıllı sulama sistemleri ile yılda yüzde 40 su tasarrufu sağladık. Yine parklarımızda hayata geçirdiğimiz led ve solar aydınlatma sistemleri ile yılık yüzde 20 enerjiden tasarruf ettik” diye konuştu.


“Çevreyi kirletmemenin en etkili yolu kirletmemek”


Çevreyi korumanın en etkili yolunun önce kirletmemek olduğunu biliyor ve çevreye duyarlı nesiller yetiştirmek için eğitim çalışmalarına da önem veriyoruz diyen Başkan Aydın, “İlçemizdeki okullarda yaklaşık 8 bin öğrenci ve mahallelerimizdeki 4 bin vatandaşımızla bir araya gelerek çevre bilinci eğitimleri veriyoruz. Güvenli-Yeşil Bina Sertifikaları ve Kalite Yönetim Sistemi Belgeleri ile çevre konusundaki standardımızı her geçen gün daha da yükseltiyoruz. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için yarının çok geç olduğunu biliyor ve adımlarımızı bugünden kararlılıkla atıyoruz. Türkiye’nin en çok nüfusa sahip beşinci ilçesiyiz. Bu noktada her ne kadar Büyükşehir yasasıyla mahalle olsa da kentten köylerimize dönüşü sağlamalıyız. Tarımı desteklemeli, doğa insan ilişkisini güçlendirmeli, her alanda dirençli kentler oluşturmak için çalışmalıyız. Panelimizin kentlerimiz ve insanımız için hayırlı olmasını diliyor, tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.


“Tüm dünya azaltırken Türkiye kömür yatırımları arttırıyor”


Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ise yaptığı konuşmada, “Paris Antlaşması ile dünyanın ısı artışının 1,5 derecede sınırlandırılması hedefi konulmuştu. Maalesef bu hedefe hızlıca ulaşıldı. 2030 yılında dünyanın karbon nötr olması hedefleniyordu. En azından yüzde 45’lik bir azaltım hedeflenmişti. Ancak dünya, bu hedeften çok uzak durumda. Son yıllardaki sıcaklık ortalamaları 1,5 derecenin üzerine çıktı bile. Çevresel sorunlar, tarımda rekolte azalması, kuraklık, ekosistem değişimleri, denizlerimizde müsilaj oluşması, ülkemizde daha önce görmediğimiz haşere türlerinin ortaya çıkması gibi durumlar işe bu sıcaklık artışının sonuçları. Ekosistemin bozulmasına, bunun da kent yaşamımıza olumsuz yansımasına tanık olacağız. Türkiye’nin daha hızlı adımlar attığı bir plana ihtiyacı var. Türkiye, 2053 yılında karbon nötr hedefi koymuş durumda. Ancak bizim bu hedefe 2153’te dahi ulaşmamız imkansız. Bütün dünya ülkeleri kömür tüketiminde geriye giderken, biz kömür yatırımlarımızı arttırmış durumdayız. Yıllık 558 milyon ton karbon emisyonumuz var. Kişi başına 6,71 ton karbon üretiyoruz. Bu rakamlarla dünyada karbon üretiminde 15’inci sıradayız. Karbon üretimine neden olan en büyük etkenin kömüre dayalı enerji üretimi olduğunu görüyoruz. Daha sonra sanayi ve tarım geliyor. Enerjiyi daha verimli kullanmak yolunda önemli çalışmalar yapmamız gerekiyor” dedi.


“Su, gıda, enerji ve toprak bizim odak noktalarımız olmalı”


Su, gıda, enerji ve toprak olmak üzere dört tane odak noktası üzerinde durulması gerektiğine vurgu yapan Dr. Cemil Tugay, “Bu dört başlıkta hem krizler bizi bekliyor. Yaşamımızı devam ettirebilmemiz sürdürülebilir hale getirmemiz gereken konu başlıkları bunlar. En büyük tehditlerimiz ve risklerimiz de bu alanlarda. Bu dört maddeyi Anayasa’nın maddeleri gibi aklımızda tutmalıyız. Susuzluk sorunu bu yıl Türkiye’de zirve yaptı. Su kaynaklarımız hızla tükenme noktasına geldi. Bizim gerçek anlamda bir su yönetimi planı sahibi olmamız lazım. Tarımsal ürünlerin rekoltesinde düşüş var. Aynı zamanda sağlıklı ve güvenli gıda üretimimizle ilgili de ciddi bir sorun var. Kentsel bir gıda eylem planımız mutlaka olmalı. Kendine yeten kentler anlayışıyla da gelecek gıda krizlerine şehirlerimizi hazırlamalıyız. Alınabilecek pek çok önlem ile yüzde 50’lere varan enerji tüketimi azaltımı yapabiliriz. Ülkemizde ne yazık ki yenilebilir enerji yatırımları planlı ve doğru bir şekilde yapılmıyor. Bu alandaki yatırımların belirli yatırımcıların üzerinden yapıldığını görüyoruz. Rüzgar enerjisi ve jeotermal enerji konusunda çok büyük potansiyelimiz var. Bu kaynakları daha doğru kullanmalıyız. Tarım konusunda ise maalesef ki kimyasal içerikli atıklar ve yanlış tarım teknikleri ile toraklarımızı kirletiyoruz. Daha doğru tarım teknikleri ve bilinçli hayvancılık ile tarım kökenli toprak bozulmasını da önlemek için çalışmalıyız” diye konuştu.


“Yaklaşmakta olan felaketin çan seslerini duyuyoruz”


Dünyanın iklim konusunu ciddiye almadığını dile getiren Dr. Cemil Tugay, “Ülkelerin bu alandaki politikaları yeterli değil. Karbon emisyonunu düşürmek adına yeterli adımlar atmıyorlar. Avusturalya, Kanada, ABD ve Çin gibi ülkeler en fazla karbon emisyonuna neden olan ülkeler. Hesaplara göre 2030 yılına kadar karbon nötr olabilmek için dünya olarak 3,5 trilyon dolar harcamamız lazım. Şuanda harcanan rakamlar bunun çok uzağında. Konuştuğumuz bu durumları, yaklaşmakta olan felaketin çan sesleri olarak nitelendirebiliriz. Dünya bir felakete doğru gidiyor. Açlığı, çölleşmeyi, çok yüksek sıcaklığı, kıtlığı, göçleri kısa zaman dilimi içerisinde yaşama ihtimalimiz çok yüksek. Bunu önlemek için samimi bir çaba ve mücadele içerisinde olmalıyız" dedi.


Üç oturum olarak düzenlenen Kent ve İklim Paneli’nin ilk oturumu, ‘İklim ve Sağlık Ekseninde COP 29’ konu başlığında gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu’nun yaptığı oturuma Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Bölgesel Direktörü Kira Fortune, video kaydı ile katılarak birlik üyelerine hitap etti. Oturumda konuşmacı olarak yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Oktay ve Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Türe ise yaptıkları sunumlarda önemli açıklamalarda bulundu.


‘2024 DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Toplantısı Bilgilendirmesi’, konusunun ele alındığı ikinci oturumda ise konuşmacı olarak Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Genel Sekreteri Murat Ar ile İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Şube Müdürü DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Danışma Kurulu Üyesi Ahmet Toker, yer aldı. Üçüncü ve son oturumda ise ‘Üye Belediyelerin SECAP Deneyimleri’ konusu konuşuldu. Diğer oturumda ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği Şube Müdür Yardımcısı Berfin Kahraman, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve İklim Değişikliği Müdürü Meriç Deniz, Osmangazi Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Rüveyşa Burça Turan ve Bahçelievler Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Şefi Erdinç Şimşek yer aldı.


Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Kent ve İklim Panelinin kapanış oturumunun ardından tüm katılımcılara sertifika takdim edildi. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinden Bursa’ya gelen birlik üyesi belediye başkanları ve meclis üyeleri, akademisyenler ve diğer tüm katılımcılar Osmangazi’ye ve organizasyona hayran kaldıklarını belirterek Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a misafirperverliklerinden dolayı özellikle teşekkür ettiler.



Sağlıklı kentler Osmangazi’de toplandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’ye 5 milyar liralık yatırımla Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor Kayseri Valiliği, büyükşehir belediyesi, Kocasinan Belediyesi, Kayseri Ticaret Borsası, Kayseri Ticaret Odası ve Kayseri Sanayi Odası ortaklığında kurulan Kocasinan Jeotermal Kaynaklı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi; 1 milyon 237 bin metrekare alanda 34 adet 25 bin metrekare ile 56 bin metrekare arasında değişen sera parseli, 9 adet 5 bin metrekare ile 25 bin metrekare arasında değişen sanayi parseliyle hizmet verecek. Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde bin 500 kişi istihdam edilecek ve bu istihdamın yüzde 75’i kadınlardan oluşacak. Kayseri Kocasinan Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Tarım Bölgesi; acele kamulaştırma işlemleri tamamlandı, üst ölçekli planları, genel yerleşim planı üst yapı modülleri ve nazım imar planı Tarım Bakanlığı’nca onaylandı. Bölgede; Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nce (MTA) yapılan jeotermal sondaj çalışmaları çerçevesinde ilk test sonuçlarına göre 55-60 derece arasında sıcaklıkta 70-80 litre/saniye arasında debiye sahip sıcak su sondaj neticesinde çıkarıldı. Kayseri Ticaret Borsası’nda düzenlenen toplantıda; Kayseri tarımı için tarihi bir gün olduğunu kaydeden Vali Gökmen Çiçek; "Kayseri sanayi, turizm şehri ama unutmamalıyız ki Kayseri Türkiye’nin en önemli tarım şehirlerinden bir tanesi. Bugün Kayseri tarımı açısından bir milat olacak günü yaşıyoruz. Çıktığımız yolda Kayseri Valiliği, büyükşehir belediyesi, Kocasinan Belediyesi, Ticaret Odası, Sanayi Odası ve özellikle de işin yürütümünü sağlayan Ticaret Borsamızla beraber bir yola çıktık. 1 milyon 237 bin metrekare alanda tarıma dayalı sera OSB kurmak için bundan 1,5 yıl önce imzaları attık. 5 yıl gibi bir sürede tamamlanabilecek bütün işlemler başta Mustafa Elitaş Bakanımızın tıkandığımız yerlerde yolu açmasıyla, hatta ekonomik yönden verdiği katkılarla yine milletvekillerimizin her aşamada takibiyle, büyükşehir ve Kocasinan Belediyelerimizin baştan itibaren süreci takipleriyle bugün çok şükür mutlu sona ulaştığımızı ifade etmek istiyorum" dedi. AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ise bölgede 35 bin ton meyve ve sebze üretiminin gerçekleştirileceğini ve bu ürünlerinin büyük bir kısmının komşu ve Avrupa ülkelerine ihraç edileceğini ifade ederek, "Kayseri’de 55-60 derecelik su bulmak önemli bir iş. Yanardağın eteğindeyiz, çevremizde 80, 90, 100 derecelik su varken burada olmaması zor bir işti. Yıllar önce Boğazköprü tarafında 40 derecelik bir su bulmuştuk. Şimdi 55, 60 derecelik su; tarıma dayalı sera organize sanayi bölgesinde uygun bir şey diye düşünüyorum. Isıtma ihtiyacı olmadan, doğrudan doğruya doğal yollarla bu işi yaparak 12 ay, 24 saat üretim yapabilecek topraksız tarımın öncülüğünü yapabilecek bir noktada. Kayseri’mizde su kıtlığından dolayı sulanabilir alanımız az, yaklaşık 300 bin hektarlık sulanabilir alanımız var, herhalde 160 bin hektarını ancak sulayabiliyoruz. Toplam 600 bin hektar tarım arazimiz var, 300 hektar sulanabilir alanımız var, 160 bin hektar da sulayabildiğimiz alan var. Bu manada bizim çok az su ihtiyacı olan ve yaz-kış, 24 saat üretim yapan bir noktaya doğru getirmek çok önemli bir iş. 35 bin ton meyve ve sebze üretimi gerçekleştirilecek ve bunun da büyük bir kısmı ihraç olacak" diye konuştu. "Bin 500 kişi istihdam edilecek" Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin Kayseri’ye büyük katkı sunacağını da sözlerine ekleyen Elitaş; "1 milyon 237 bin metrekare üzerinde yapılacak olan bu tarımsal faaliyetler ilimize çok büyük katkı sağlayacak. Yaklaşık 5 milyar Türk Lirası civarında yatırım gerçekleştirilecek. Bu yatırımlarla ilgili bakanlığımız da destek veriyor. Bu da çok büyük bir katkı sağlayacak. İşadamlarımızı, sanayicilerimizi, çiftçilerimizi devletin verdiği imkanlardan faydalanmaya davet ediyorum. Bin 500 kişi istihdam edilecek. Bu istihdamın yüzde 75’lik kısmı da kadın çalışanlardan olacak" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Narin’in babası Arif Güran: ’’Nevzat yanımda otururken elleri hiç mi titremiyordu’’ Diyarbakır’da görülen Narin Güran cinayeti davasında savcının mütalaasının ardından söz alan baba Arif Güran, ‘’Nevzat Bahtiyar kızımı ararken yanımdaydı, elleri hiç mi titremiyordu’’ dedi. Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada, ’’iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin’in cansız bedenini bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar yargılanıyor. Davanın ikinci duruşmasında tanıklar dinleniyor. ’’Ben kimseyi savunmuyorum’’ Savcının mütalaasının ardından söz verilen Narin’in babası Arif Güran, ‘’Ben olay günü Batman’daydım. Davetiye dağıtmak için gitmiştim. Akşamüstü köydeki komşum beni aradı, nerede olduğumu sordu. Bismil’de olduğumu sordu. ’Narin görünmüyor’ dedi. Ben de ’Bu saate kadar Narin nasıl kayıptır’ dedim. Bir kişi daha beni aradı ve Narin’in kayıp olduğunu söyledi. Köye gelinceye kadar neredeyse 3-4 kez kaza geçiriyorduk. Kızım benim için kıymetlidir ve farklıdır. Benim için ne kadar farklı ise annesi için de farklıdır. Ben ne kadar önemsiyorsam, annesi bir milyon kez önemser. Burada bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Normal günlerde konuştuğu gibi hissetmedim. Tedirgin olduğunu hiç hissetmedim telefonda konuşurken. Köye yetiştik. Aramalara katıldım. Jandarma köpeklerle geldi. 10-15 dakika kendimden geçtim. Kalabalık oradaysa benim kızımın başına bir iş geldi dedim. Kalabalığa ’Neden duruyorsunuz, herkes aramalara katılsın’ dedim. O akşam hiç durmadım. Köpek nereye vuruyorsa oralara kaçarak baktım. Çocuklarım da yanımdaydı. Köyde başıboş köpekler vardı. Kızıma zarar verdiklerini düşündüm. Ben kimseyi savunmuyorum. Kızım için canımı veririm. Mısırın içinde koşarak belki üç kez gidip geldik. Amcaoğlum ’Bir trafik kazası var’ dedi. Hastaneye gittik. Fotoğrafı gördüm ona benzettim. Hastaneye önceden başkaları gidip baktılar, onun olmadığını söylediler. Ama ben yine gözümle görmek için gittim. O olmadığını öğrendik. Telefonuma ihbarlar gelmeye başladı. Sürekli dalga geçenler bile vardı. Konuşmayıp çocuk sesi çıkaran ihbarlar vardı, ’Kızın yanımızda’ diyenler de vardı’’ diye konuştu. ’’Her akşam kızım beni çağırıyor’’ Kızının kaybolması sonrası köyde kriz masası kurulduğunu, 4-5 gün hiç uyuyamadığını söyleyen Güran, "Yemek yiyemedim. Bu şekilde ifadelere de gidiyordum. Karakolda kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim. ’Narin görmemesi gereken bir konu için öldürüldü’ dediler. Sadece benim bilgimin olmadığını söylediler. Ben de öyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. 8 yaşındaki bir kız neyi görebilir ki. Benim kızıma kıydılar. Benim kızım akıllı bir kızdır. Eve gidip gelme saatlerini bilir. Salim benim kızıma zarar vermez. Salim tutuklandı. Salim’in tutuklama sebebi saat 18.30 civarı köyden gittiği içindir. Salim benim kızımı götürdüyse, tutuklandıysa kızım nerede dedim. Bana ’Kızını bulacağız’ dediler. Daha sonra ise Salim’in işçileriyle ilgili bağlantılar ortaya çıkarıldı. Karakolda komutan bana ’Salim’in aracını kullandı mı, bindin mi?’ dedi. Ben hiç binmedim. Kapı zaten açık olduğu için herkes binmiş olabilir. Eşime daha sonra sordum. Eşim bir nişana gittikleri zaman o araca bindiklerini söyledi. Komutan eşime ve bana kızdı. Karakoldan çıktıktan sonra ben Mersin’e daha önce gittiğim zaman eşim Salim’in aracına bindiklerini söyledi. Sürekli karakola çağırılıyordum. Kimden şüphelendiğimi soruyorlardı. Daha sonra kızımın koşan görüntülerini bana izlettiler. Kızın koşarken arkasına baktığını ve neden kaçtığını sordular. Ben de bilmediğimi söyledim. Caminin orda otururken bu vahşi (Nevzat Bahtiyar) yanımdaydı. Zoruma giden buydu. Bugün Nevzat yanıma otururken elleri hiç mi titremiyordu. O gün söyleseydi Nevzat bugün başımın tacıydı. Eğer öldürmek istiyorsan gel beni öldür. Her akşam kızım beni çağırıyor. Ben uyuyamıyorum. Beni niye öldürmediler ki iki kurşun bana sıksalar da öldürselerdi, kızımın ölümüyle sınadılar. Salim senin başına silah dayadığında senin evladın evlat ise benim evladım değil miydi? Herkes oradaydı. Bin 700 tane personel vardı. Gelseydin onlara söyleseydin. Bugün ben Narin için canımı veririm. Eğer Salim ise, kim ise gelip beni öldürselerdi. Senin imanına davacıyım. Bunun üzerine Narin’in annesinin namusuyla oynadı. Tülin’imin gözü çok mükemmeldi. Rabbimin takdiri ya. Kızım gündüz uyurdu, gece ağlardı. Bu anne 8 yıl o kızına baktı. Anneyi kızıyla sınıyorlar. Allah var Allah. Bizim hayatımız dakikalara kalmış. Ben eşimin namusuna ve iffetine kefilim. Kimse kimsenin namusuna ve iffetine söz söyleyemez. Ben bugün bir ölüyorsam, kızım bin kez ölüyordur. Bir caninin ve bir katilin evime girmesiyle bu hale geldik. Ben dayanamıyorum. Dünyada öyle bir şey var mıdır ya. Hem bir insanın kızını öldüreceksin hem de ailesinin namusuyla oynuyorlar. Televizyonlarda namus dersi verenler neredeler. Kimse Narin için bir şey yapmamıştır. Narin için her şeyi yapan devlettir. Kızımın mezarını yaptılar. Ben her gün, her dakika, her saniye ölüyorum. Benim ciğerim gitti’’ ifadelerini kullandı. Arif Güran’ın konuşması sırasında Yüksel Güran ağlayarak ‘’Allah’ım sen bize yardım et’’ dedi. Enes Güran ise ayağa kalkarak jandarmaya dönüp, ‘’Bırak beni ben kalmak istemiyorum, bırak beni’’ dedi. Amca Hüseyin Güran, Nevzat Bahtiyar’a dönerek küfredip, ‘’Bize yalan söyledin. İftira attın bize’’ ifadelerini kullandı. Yaşanan kargaşanın ardından mahkeme salonu boşaltılarak, duruşmaya ara verildi. Aranın ardından duruşma tekrar başladı, sanık yakınları ise salona alınmadı.
Muğla Marmaris Belediyesi personeli yeni yıl yemeğinde buluştu Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’nün ev sahipliğindeki gecede bir yılın yorgunluğunu atan belediye çalışanları 2025 için enerji depolarken, Başkan Ünlü; “Hep omuz omuza, sırt sırta olduk. Birlik ve beraberliğimizin yeni yılda da devam etmesi dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum” dedi. Marmaris Belediyesi personeli yeni yıl yemeğinde bir araya geldi. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’nün ev sahipliği yaptığı yemeğe belediyenin tüm birimlerinde çalışan personel katıldı. Belediye Meclis Üyeleri ile CHP Marmaris İlçe Başkanı Ömer Bozdemir’in de katıldığı yemekte gönüllerince eğlenen belediye personeli yoğun geçen bir yılın yorgunluğunu atarak bir araya gelmenin keyfini yaşadı. Gecede bir konuşma yapan Başkan Acar Ünlü, 2024 yılının kendi hayatı için çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek “Hayatımın en önemli yıllarından birini yaşadım. Partimi temsil etmek için belediye başkanlığına aday adayı oldum. Partim bu görevi bana verdi ve CHP’nin belediye başkan adayı olarak yarışma fırsatı yakaladım. Bu kente 20 yıldan fazla hizmet eden ailemin ikinci kuşağı olarak belediye başkanı olup hizmet etmek bana nasip oldu. Bu onuru, gururu 2024 yılında yaşadım” dedi. “Hep yan yana, omuz omuza olacağız” Sorunları birlikte aşmaya devam edeceklerini ifade ederek özverilerinden dolayı personellere teşekkür eden Başkan Ünlü, “Marmaris’e hizmet etme fırsatını yakaladık ama bundan daha önemlisi sizlerle birlikte bu fırsatı yakaladık. Sizlerle çok uzun yıllardan beri tanışıyoruz. Mutlu günleri de hüzünlü günleri de birlikte yaşadık. Hep omuz omuza, sırt sırta olduk. Birlik ve beraberliğimizin yeni yılda da devam etmesi dileğiyle bu gece sembolik olarak 2025 yılına hep birlikte ilk adımı atıyoruz. 2025’in mutluluklar getirmesini diliyorum. Elbette zor günlerimiz de olacak. Ama biz hep yan yana, sırt sırta olacağız. Elimizden geldiğince sorunları birlikte aşmaya devam edeceğiz. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyor, yeni yılınızı kutluyorum” şeklinde konuştu. Gecede yapılan çekiliş sonucunda isimleri kurayla belirlenen personele de çeşitli hediyeler verildi. Ayrıca çalıştığı için geceye katılamayan personele de fazla mesai ücreti verileceği açıklandı. Canlı müzik eşliğinde gece boyunca eğlenen personele Başkan Acar Ünlü ve meclis üyeleri de eşlik etti.