SAĞLIK - 16 Ekim 2024 Çarşamba 10:56

Gebeler bilinçli anne olmaya hazırlanıyor

A
A
A
Gebeler bilinçli anne olmaya hazırlanıyor

Bursa Şehir Hastanesi’nde hizmet veren gebe okulunda anne adaylarının sağlıklı gebelik süreci geçirmeleri için doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası döneme yönelik eğitimler veriliyor.


Gebelerin doğum öncesi ve sonrası hakkında bilgi sahibi olmaları, normal doğum korkusunu yenmeleri ve doğum ağrısı gibi problemlerle baş etmelerini öğretmek amacıyla Bursa Şehir Hastanesi bünyesinde faaliyete geçirilen gebe okuluna anne adayları büyük ilgi gösteriyor. Gebe okulunda görev yapan; kadın doğum uzmanı, ebe, fizyoterapist, diyetisyen ve sosyal çalışmacıdan oluşan ekip, anne adaylarını sağlıklı bir şekilde doğuma hazırlıyor. Eğitimlere anne adaylarının yanı sıra eşleri, anneleri ve kayınvalideleri de davet edilerek süreç hakkında bilinçli olmaları sağlanıyor.


Gebe okulunda yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elif Öğe, eğitimler sayesinde gebelerde anksiyete azaldığını, normal doğum sıklığının ve isteğinin arttığına dikkat çekti. Eğitimlerin temel amacının gebelik, doğum ve lohusa dönemi hakkında gebelere bilgi sağlanması olduğunu belirten Uzm. Dr. Öğe, “Gebe okulumuzda verdiğimiz eğitimlerle gebelerimize ilk aylardan itibaren bilgilendirme yapıyoruz. Toplam 5 parçadan oluşan ders planımız var. Gebeliğin ilk haftalarından itibaren gebelerimiz, duygusal olarak anneliğe hazırlanıyor. Fiziksel olarak da egzersiz programlarıyla doğum ve doğum sonrasına hazırlıyoruz. Bu eğitimlerimiz alanında uzman kişiler tarafından verilmekte ve ilk ağızdan bilgiler almaktadırlar. Bu eğitimlerimiz kapsamında doğum ağrıları ile baş etmede ilaç dışı yöntemler, egzersizler, yoga ve gevşeme teknikleri etkili bir şekilde kullanılmaktadır” dedi.


Gebe okulunda kadın doğum uzmanı dışında; ebe, fizyoterapist, diyetisyen ve sosyal hizmetler uzmanının yer aldığı bilgisini veren Uzm. Dr. Öğe, “Tüm gebelerimizi gebe okuluna davet ediyoruz. Sağlıklı bireyler, sağlıklı doğumlar için gebe okulundaki derslerimize katılmalarını istiyoruz. Çünkü normal doğumun sağlıklı gelişmesi için eğitim şart” şeklinde konuştu.


Gebe okulunda görevli Ebe Kübra Çavuş ise, anne adaylarının yanı sıra eşleri, anneleri, kayınvalideleri ya da çevrelerinde onlara destek olacak kişilere de eğitimler verdiklerini vurguladı. Gebelik ve gebelikten sonraki süreçte etkin çevre şartlarını hazırlayarak bu süreci en iyi şekilde yönetmeyi hedeflediklerini belirten Çavuş, “Bunun için emzirme derslerimizde, yenidoğan eğitimlerimizde ya da doğum derslerimizde olabildiğince refakatçi desteğinin önünde duruyoruz. Bu gibi eğitimlerimizde sırf gebelerimizi değil, yakınlarını da davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Gebe okulunda eğitim alan ve 3 ay önce bebeğini kucağına alma mutluluğuna ulaşan Selcan Tokgöz ise, “Buraya geldiğimde ilk başta tedirgindim. Egzersizlere, teorik derslere katıldım. Burada eğitim alan diğer annelerle birlikte aslında süreçte yalnız olmadığımı, yaşadıklarımı benimle birlikte yaşayanların olduğunu bilmek bana ayrıca bir güven verdi. Öğrendiklerimi doğumda uygulamaya çalıştım. Üç aylık bir kızım var. Bu süreçte de ekibe her an ulaşabiliyorum ve onlardan sürekli destek alabiliyorum. Burasının büyük bir şans olduğumu düşünüyorum. Umarım, tüm ülke genelinde yaygınlaşır ve benim gibi şanslı anneler de bebeklerini kucağına alır” diye konuştu.


Eşiyle birlikte eğitimlere katılan Veli Tokgöz ise, “Ben de eşimin gebelik sürecinde okulumuza katılarak eğitimlerimi aldım. Burada öğrendiklerim sayesinde çocuğumla ilişkimiz daha sıkı oldu. Babasına çok yakın. Aldığımız eğitimlerde öğrendik ki bundan çekinmemize gerek yokmuş. Bebeğimle ilişkimiz çok sağlıklı bir şekilde ilerliyor. Gebe okuluna teşekkür ediyoruz” dedi.


Gebe okuluna doktorunun yönlendirmesi ile başladığını belirten anne adayı Zeynep Güngör ise, şu şekilde konuştu:


“Eğitimlere katılmaya başladım. Egzersiz eğitimine geldim. Bir hafta yoga, bir hafta pilates şeklinde ve çok faydalı oluyor. Daha sonrasında beslenme eğitimine katıldım. Nasıl beslenmem gerektiğini öğrendim ve ona göre beslenmeye başladım. Doğum eğitiminde doğum korkusunu yendim. Benim için çok faydalı oldu. Normal doğum düşünmeye karar verdim. Emzirme eğitiminde nasıl emzirmem gerektiği, neler yapmam gerektiğini detaylı şekilde öğrendim. Eşimle birlikte yenidoğan eğitimine katıldık. Bebeği nasıl yıkamamız, gazını nasıl çıkartmamız gerektiği ile ilgili her şeyi eşim de öğrendi. Bizim için çok faydalı oldu. Çok memnun kaldım. İyi ki gebe okulu var. Her şeyi çok güzel bir şekilde öğrendim. Kendimi daha güvenli bir şekilde hazırlamış bulundum.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Afrika Uluslar Kupası elemelerinde Fas’tan gövde gösterisi Fas Milli Takımı, 2025 Afrika Uluslar Kupası Elemeleri’nde Lesotho’yu 7-0 mağlup ederek grubu 6’da 6 yaparak tamamladı. Fenerbahçe’nin forveti Youssef En-Nesyri de sonradan girdiği mücadelede 1 gol kaydetti. 2025 Afrika Uluslar Kupası Elemeleri B Grubu’nda lider Fas, grubun son maçında Lesotho’yu konuk etti. Fas’ta Fenerbahçeli futbolculardan Sofyan Amrabat ilk 11’de sahaya çıkarken, Youssef En-Nesyri ise yedek başladı. Ev sahibi 5. dakikada Brahim Diaz ile 1-0 öne geçerken oyun üstünlüğünü tamamen eline aldı. Fas, müsabakanın ilk yarısını Brahim Diaz’ın 3, Soufiane Rahimi’nin 2 golüyle 5-0 üstün tamamladı. Maçta hat-trick yaparak yıldızlaşan Brahim Diaz, 62. dakikada yerini Ayoub El Kaabi’ye bıraktı. Youssef En-Nesyri ise Soufiane Rahimi’nin yerine girdi. En-Nesyri oyuna girdikten 5 dakika sonra şık bir kafa golüyle farkı 6’ya çıkardı. 70. dakikada ise Sofyan Amrabat’ın uzun pasında Ismael Saibari skoru 7-0’a getiren golü kaydetti. Karşılaşmanın kalan bölümünde başka gol olmadı ve Fas 7-0’lık galibiyet elde etti. Walid Regragui’nin öğrencileri grubun 6. karşılaşmasında da sahadan galibiyetle ayrılarak puanını 18’e yükseltti. Elemelerin en golcü takımı B Grubu’nda Gabon, Lesotho ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile mücadele eden Fas, rakip filelere 26 gol gönderirken kalesinde sadece 2 gol gördü. Kırmızı-yeşillilerde gol yükünü Real Madridli futbolcu Brahim Diaz çekti. Diaz forma giydiği 4 maçta da gol sevinci yaşarken, ülkesi adına 7 gol kaydetti. Fenerbahçe’nin forveti Youssef En-Nesyri ile Soufiane Rahimi 3’er gollük katkı sağlarken, Galatasaraylı Hakim Ziyech ile Ismael Saibari 2’şer gole imza attı. 2025 Afrika Uluslar Kupası 21 Aralık 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında Fas’ın ev sahipliğinde düzenlenecek.