TEKNOLOJİ - 26 Mart 2025 Çarşamba 13:11

BUÜ’de mobilitenin geleceği konuşuldu

A
A
A
BUÜ’de mobilitenin geleceği konuşuldu

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ve Öğrenci Topluluğu UMAKİT tarafından düzenlenen etkinlikte, hava taşıtlarındaki son yenilikler ve geleceğin mobilite çözümleri üzerine sektörün önde gelen isimleri bir araya geldi.


Mete Cengiz Kültür Merkezinde gerçekleşen etkinliğe, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Baykar Technologies, Bosch Türkiye, FEV Türkiye, Harpax System Technologies, Mercedes-Benz Türk A.Ş., TAAC Havacılık Teknolojileri, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii temsilcileri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.


Rektör Yılmaz’dan tebrik ve teşekkür


Program açılışında konuşma yapan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, " Yarım asırlık bir araştırma üniversitesi olarak Mühendislik Fakültemiz, hem içinde bulunduğumuz yarışmadaki yerimiz, hem de üniversite-sanayi işbirliği diye ifade ettiğimiz o tılsımlı ilişki açısından son derece önem arz eden fakültelerimizden birisi ve bu dinamik fakültenin güçlü toplulukları var. Öğrenci topluluklarımız; kültürel, bilimsel, mesleki ve sportif faaliyetleriyle kampüs hayatının şekillenmesinde çok önemli bir yer tutuyor. Bu sebeple köklü topluluklarımızdan birisi olan UMAKİT’i, faaliyetleri dolayısıyla tebrik ediyorum. Öğrencilerimizle deneyimlerini paylaşacakları için sektör temsilcilerine de ayrıca teşekkür ediyor, konferansımızın hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.


"AR-GE, imalat ile başlar"


BUÜ Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Başkanı ve BATEG Yürütücüsü Prof. Dr. Gökhan Sevilgen, Batarya Teknoloji Araştırma Geliştirme Platformuna yönelik sunumunda, "Arge imalat ile başlar sözünden yola çıkarak yetenek, yetkinlik ve ana sanayi isterleri tedarikçilerle bir araya getirildiğinde yüksek katma değerli ürünü üretebilecek konuma gelebiliyorsunuz. Bizler de BATEG’i böyle kurduk ve 12 araştırma üniversitesi içerisinde 1 Aralık 2022’de 1. sırada desteklenmeyi hak kazandık. Hâlihazırda 2 yılı tamamlamamıza rağmen 1. sırada olduğumuzu da söyleyebilirim. Önümüzdeki sene bir tanesi alüminyum esaslı batarya paketi, diğeri ise kompozit esaslı batarya paketi ve ağırlığı yüzde 25 azaltılmış taşıt menziline olan katkısı olan iki ayrı yüksek katma değerli ürünle karşınıza çıkmak istiyoruz" dedi.


Konuşmacılar sektörü anlattı


Açılış töreninin ardından programa geçildi. Panelin ilk oturumu BUÜ Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı ve BATEG Yürütücüsü Prof. Dr. Gökhan Sevilgen moderatörlüğünde, Bosch Güç Çözümleri & Üretim Endüstriyelleştirme Departman Müdürü Ersin Ünal’ın, FEV Elektrik Güç Grubu & Ticari Araçlar Direktörü Serdar Özkan’ın ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Ar-Ge Adas Yöneticisi Cem Özgür Özdemir’in katılımıyla başladı. BUÜ Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve TÜBA Üyesi Prof. Dr Ali Rıza Yıldız’ın moderatörlüğündeki ikinci oturumda ise FEV Kıdemli Tasarım Mühendisi Seçkin Çakır’ın, Mercedes-Benz Türk Uzman Ar-Ge Mühendisi Ali Alev’in ve Motor Soğutma Sistemleri Mühendisi Emre Oruç konuşması olarak yer aldı. Etkinlik soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.



BUÜ’de mobilitenin geleceği konuşuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Ramazan Bayramında şehitlik ve mezarlık ziyaret edildi Erzincan’da Ramazan Bayramı arifesinde şehit aileleri ve kent protokolü şehitliği ziyaret etti. Vali Hamza Aydoğdu, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Murat Ataç, Belediye Başkanı Bekir Aksun, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Ahmet Koçdemir ile kurum müdürleri Terzibaba Mezarlığı’ndaki şehitliğe ve mezarlığa ziyarette bulundu. Şehit yakınlarıyla görüşen ve bayramlarını kutlayan protokol üyeleri, şehit kabirlerine karanfil bırakarak, dua etti. Ziyaretçiler, türbeler ile yakınlarının mezarları başında Kur’an-ı Kerim okudu. Vali Aydoğdu, ziyaret sonrasında gazetecilere açıklamada bulunarak şehitler için dua ettiklerini söyledi. Bayram süresince alınan tedbirlerden bahseden Aydoğdu şunları kaydetti: "Ramazan Bayramı biliyorsunuz 9 gün. Bu 9 günü Erzincan’da vatandaşlarımız huzur ve esenlik içinde geçirmesi için Valiliğimiz koordinasyonunda il ilgili kurumlarımızla gerekli tedbirlerimizi aldık. 176 polis ve jandarma ekibi olmak üzere 1465 kolluk personeli bayram süresince görev başında olacak. 297 sağlık personeli görev yapacak." Aydoğdu, 24 ambulans ile 13 evde sağlık hizmeti aracı ile kesintisiz sağlık hizmetinin sunulacağını ifade ederek, itfaiye ekiplerinin de yangın ve benzeri durumlara hazırlıklı olduğunu aktardı. Sürücüleri trafik kurallarına uymaya davet eden Aydoğdu, tüm vatandaşların bayramını kutladı.
Denizli Binlerce çocuk bayram coşkusunu 4 asırlık gelenekleriyle yaşadı Denizli’nin Serinhisar ilçesine bağlı Yüreğil Mahallesi’nde Ramazan ve Kurban Bayramı arifesinde gerçekleştirilen 400 yıllık ‘Çörek Derme’ geleneği bu yıl da yaşatıldı. Bayram coşkusunu birlikte yaşamak için farklı yerlerden mahalleye gelen binlerce çocuk, metrelerce uzunlukla oluşturdukları kuyrukla renkli görüntüler oluşturdu. Denizli’nin Serinhisar ilçesine bağlı, 24 Oğuz boyundan birisi olan Yüreğil Mahallesi yaklaşık 400 yıllık geleneği olan çörek derme bu Ramazan Bayramı Arifesinde de yoğun katılımla gerçekleştirildi. Serinhisar Belediye Başkanı Osman Kılıç’ın da katılımıyla mahallenin başlangıç noktasında Hacı İbrahim Camisi önünde Serinhisar İlçe Müftü Vekili Mehmet Çetin, tarafından okunan dua ile çörek derme etkinliği başladı. Çörek derme etkinliğine il merkezi ve çevre illerin yanı sıra Serinhisar ilçesinin Yatağan, Ayaz, Kuyucak ve Kocapınar mahallelerinden binlerce çocuk katıldı. Mahalle sakinlerin evlerinin önlerinde çörek derme etkinliğinde dağıtılacak ürünlerle bekledi. Sıra halinde ellerinde poşetlerle mahalle sokaklarını gezen çocuklar, çikolatadan, keke, şekerlemelerden, bisküvilere, tatlılardan, kuruyemiş çeşitlerine kadar yüzlerce ürünü topladı. Gelenekleri yaşatmanın önemine işaret eden Serinhisar Belediye Başkanı Osman Kılıç, "Uzun süredir gelen bu kültürümüzü yaşatmak için var gücümüzle uğraşıyoruz. Ve süreçte her geçen gün ilerliyor yani her geçen gün daha kalabalık bir şekilde ilerliyoruz. Ve daha fazla kişiyi buraya çağırmak için davet etmek için uğraşlarımızı yapıyoruz. Uzun süredir süre gelen çörek dermemizin yaşatılması için çalışıyoruz" dedi. 400 yıldır devam ediyor Geçmiş yıllarda çörek derme etkinliğine katılan çocuklara badem, ceviz, pişi verildiğini ancak günümüzde bunların yerine keklerin, şekerlerin, gazozların, şekerlemelerin dağıtıldığını anlatan Yüreğilliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı Başkanı Kemal Karababa da "Her yıl Ramazan ve Kurban Bayramı arifesinde olduğu gibi bu yılda Ramazan arifesinde beraberiz. Köyümüzün 400 senelik bir geleneği olan çörek derme yine bir ritüel olarak başladı. Bu ritüelde köyün her hanesi kapısının önüne gelerek kendi imkanları dahilinde, şu an günümüzde modernleşmiş haliyle şeker, çikolata, gofret, bisküvi dağıtıyor. Geçmişte bu badem, ceviz, katmer gibi şeyler dağıtarak devam ediyordu. Bu güzel bir gelenek, bu güzel bir imece, bu güzel bir toplumlaşma, sosyalleşme. Köyümüzün de çevremizin tüm çocukları arife günleri burada toplanarak bu güzellikleri bize yaşatıyorlar. Hem sosyalleşmeyi öğreniyorlar, hem yardımlaşmayı öğreniyorlar, hem de başarılı bir şekilde toplum içerisinde bir işi becermenin peşinde koşuyorlar. O yüzden tüm halkımızı, tüm Denizlileri, her arife günü Yüreğil’e bekliyoruz" diye konuştu. "Bayram sevincini hep birlikte yaşadık" Çörek derme geleneğiyle birlikte binlere çocukla birlikte bayram sevincini yaşadıklarını anlatan mahalle sakinlerinden Ayhan Soyfidan ise "Çörek derme etkinliğindeyiz. Bugün çocuklarımızın bir arada olduğu, yetişkinlerimizin de ikramlarda bulunduğu bir etkinlik düzenleniyor. Yıllara sahir bir etkinlik. Uzun yıllardır yapılan bir etkinlik malumunuz. Bu etkinlikte nasıl oluyor? Aslında Türk geleneğinin, göreneğinin bir imece kültürünün bir etkisi. Herkes elindeki imkanlar dahilinde. Burası çok önemli. Çünkü kimisi eskiden küçük bir badem verirmiş, kimisi çikolata, kimisi şeker. Tabi artık günümüzde bu biraz daha gelişti. Farklı şeyler, farklı ürünler de dağıtılır hale geldi. Bugün burada onlarca, yüzlerce, binlerce çocuk etkinlik içerisinde faaliyet gösteriyor. Yani çörek veriyorlar. Çörek verme işleminin bizdeki kültürünün yaşatılması için de özellikle köy içinde yaşamayan, Denizli’de yaşayan ya da farklı illerde yaşayan, bayram sebebiyle memleketine dönen insanlar bir arada buluşmuş oluyor. Tabi çocuklar ne kadar şekerden ya da aldıkları hediyelerden mutluysa biz büyükler de bundan mutlu oluyoruz. Yıl içerisinde görüşemediğimiz ya da konuşamadığımız, ne iş yaptığını bilmediğimiz, hayatındaki değişikliklerin farkına varmadığımız insanlarla, kendi yaşıtlarımızla, küçüklerimizle ve büyüklerimizle bir araya geliyoruz. Onlarla hasbihal ediyoruz. Bir dertleşme oluyor. Aslında Arife günü yapılan etkinlik bir nevi bayramlaşma oluyor. Çünkü malumunuz bayramda herkese ulaşmamız mümkün değil. Bire bir görmemiz mümkün değil. Çocukların o neşesine, o eğlencesine biz de bu şekilde bir katkıda bulunmuş oluyoruz. Biz hemen hemen her bayramda buradayız. Dediğim gibi bütün Denizli’de yaşayan köylülerimiz, hemşerilerimiz hatta artık öyle bir hal aldı ki hemşerilerimizin konu komşusunu da davet eder hale geldi. Onun için de günden güne bu güzel örf ve adet küçülmek yerine büyüyerek devam ediyor. Her Ramazan Bayramı Arifesinde ve Kurban Bayramı Arifesinde bu devam ediyor. Bir Yüreğilli ya da bir Yatağanlı, bu memlekette bir tanıdığınız varsa muhakkak bir gün siz de çoluk çocuğunuzla bu deneyimi elde edin isterim, bu deneyimi yaşayın isterim demiş olayım" ifadelerini kullandı.
Ankara 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü: "Yeteri kadar var" Türkiye’nin öncülüğünde dünya genelinde benimsenen Sıfır Atık Hareketi, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nde "Yeteri kadar var" sloganıyla farkındalık oluşturuyor. 2017 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan hareket, çevresel sürdürülebilirlik adına büyük kazanımlar sağladı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunuculuğunda kabul edilen karar ile 30 Mart, "Uluslararası Sıfır Atık Günü" ilan edildi. Türkiye, yedi yıldır yürüttüğü sıfır atık politikalarıyla dünya genelinde örnek teşkil ediyor. Rakamlarla sıfır atık hareketi Türkiye’de yürütülen sıfır atık çalışmaları kapsamında 205 bin bina Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ne geçti. 2017’de yüzde 13 olan geri kazanım oranı, 2024’te yüzde 36,08’e yükseldi. 2035 yılı hedefi ise bu oranı yüzde 60’a çıkarmak. Toplamda 74,5 milyon ton atık geri dönüştürülerek ekonomiye 256 milyar TL’lik katkı sağlandı. Geri dönüşüm sayesinde elde edilen kazanımlar arasında 1,71 trilyon litre su tasarrufu, 54,6 milyar litre petrol tasarrufu, 227,3 milyar kWh enerji tasarrufu ve 552,7 milyon ağacın kesilmesinin önlenmesi yer alıyor. Aynı zamanda, 150 milyon ton karbon salımı engellenerek çevreye olumlu etkiler sağlandı. 2019 yılında başlatılan Sıfır Atık Mavi Hareketi kapsamında deniz çöpleriyle mücadelede önemli adımlar atıldı. Son beş yılda, 245 bin ton çöp temizlenerek denizlerden 20 bin 500 kamyon dolusu atık çıkarıldı. 2025 itibarıyla devreye giren "İkinci 5 Yıllık İl Eylem Planları" ile bu mücadelenin kapsamı genişletilecek. Depozito Yönetim Sistemi ile yeni bir dönem Sıfır Atık Hareketi’nin yeni aşamalarından biri de Depozito Yönetim Sistemi (DYS) oldu. Türkiye Çevre Ajansı tarafından yürütülen bu sistem kapsamında, üzerlerinde "DOA" logosu bulunan plastik, cam ve alüminyum ambalajlar, iade makineleri aracılığıyla geri kazanılabiliyor. Depozito bedelleri dijital cüzdanlara aktarılırken, Emlak Katılım Bankası iş birliğiyle vatandaşlara nakit çekim imkanı da sunuluyor. Depozito Yönetim Sistemi’nin yıllık 520 milyon avro ekonomik katkı sağlaması bekleniyor. Bunun 120 milyon avrosu geri kazanım gelirlerinden, 250 milyon avrosu ikincil ham madde kullanımından, 50 milyon avrosu atık ithalatının azalmasından ve 100 milyon avrosu ise belediyelerin atık bertaraf maliyetlerinin düşmesinden kaynaklanacak. Deprem bölgesinde geri dönüşüm çalışmaları Türkiye, geri dönüşüm çalışmalarını sadece günlük atıklarla sınırlı tutmuyor. Kahramanmaraş ve Hatay’da yaşanan depremlerin ardından, yıkıntı atıklarının çevreye duyarlı bir şekilde yönetilmesi için "Deprem Enkazının Çevreye Duyarlı Yönetimi ve Tehlikeli Atıkların Güvenli Bertarafı için Hibe Yardımı Projesi" hayata geçirildi. Japonya’nın 4,8 milyon dolarlık hibesi ile bölgede geri kazanım tesisleri kurularak, enkaz malzemeleri yeniden değerlendirilmek üzere işleniyor. Türkiye’nin küresel liderliği Sıfır Atık Hareketi, Türkiye’nin uluslararası alandaki çevre politikalarında liderliğini pekiştirdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından 2023’te kurulan "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu"nun başkanlığı Emine Erdoğan’a teklif edildi ve Türkiye bu alanda global çapta söz sahibi oldu. Kurul, ilk toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdi ve dünya genelinde sıfır atık politikalarının güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, G20 Çevre ve İklim Bakanları Toplantısı’nda sıfır atık girişimlerinin teşvik edilmesi kararı oybirliğiyle kabul edilerek, küresel düzeyde bir örnek oluşturdu. Sıfır Atık Hareketi’nin aldığı ödüller Türkiye’nin sıfır atık projeleri birçok uluslararası ödüle layık görüldü. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün "Sıfır Atık, Sıfır Açlık" ödülü, BM Kalkınma Programı tarafından verilen "UNDP Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Ödülü", Dünya Bankası tarafından verilen "İklim ve Kalkınma Liderliği Ödülü" gibi önemli başarılarla taçlandırıldı. Türkiye, Sıfır Atık Hareketi’yle hem çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı hem de ekonomik kazanımları artırmayı hedefliyor. 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü vesilesiyle, bireylerden kurumlara kadar herkese daha duyarlı ve sorumlu bir tüketim anlayışı benimsemeleri çağrısı yapılıyor.
Hakkari 3 yıldır geleneği sürdürüyorlar: Bayram namazı öncesi ikramlık "doğaba çorbası" hazırlandı Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 3 yıldır gelenek haline getirilen "doğaba çorbası" bu Ramazan Bayramı’nda da unutulmadı. Mahalle kadınları bir araya gelerek sabah namazı öncesi doğaba çorbasını hazırlayıp cemaate ikram etmeye hazır hale getirdi. Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte vatandaşların bayram hazırlıkları hız kazandı. Mezarlık Mahallesi’nde yaşayanlar, 3 yıldır devam ettirdikleri doğaba çorbası gelenekleriyle dikkat çekiyor. Cami imamı Halil Akdoğan’ın 3 yıl önce mahalle sakinleriyle birlikte başlattığı bu geleneği, mahalle kadınları sahiplendi. Bayram öncesi kadınlar, yaklaşık 300 kişilik cemaate doğaba çorbası hazırladı. Cami içinde kurulan kazanlarda pişirilen çorba, cemaatin hizmetine sunuldu. "Mahallemizde 3 yıldır bu geleneği sürdürüyoruz" Ramazan Bayramı’nda doğaba çorbasını geleneksel hale getirdiklerini ifade eden H. Mehmet Özyılmaz Camisi’nin İmamı Halil Akdoğan, "Mahalle kadınlarının elleriyle hazırladığı 300 kişilik doğaba çorbasını 3 yıldır Ramazan Bayramı sabahında cemaate ikram ediyoruz. Bu geleneği, Ramazan boyunca teravih ve sabah namazlarında bir araya gelip ibadet eden cemaatimizi ödüllendirmek için devam ettiriyoruz. Bu geleneği mahalle cemaatimizin katkılarıyla sürdürüyoruz. Allah’tan razı olsun, herkesin bayramı mübarek olsun" dedi. "Allah rızası için yapıyoruz" Bu geleneği sürdürmekten mutluluk duyduklarını belirten mahalle sakinlerinden Büşra Akdoğan, "Cami imamı Halil Akdoğan’ın liderliğinde ve cemaatin desteğiyle 3 yıldır devam ettirdiğimiz bu güzel geleneği sürdürmekten mutluyuz. Sabah namazı öncesi camide hazırlıklarımızı yaparak cemaati bekliyoruz. Allah, tuttuğumuz ibadetleri kabul etsin. Herkesin bayramı şimdiden kutlu olsun" ifadelerini kullandı.