EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 11:10

Bursa’nın devleri belli oldu

A
A
A
Bursa’nın devleri belli oldu

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Bursa 250 Büyük Firma Araştırması-2023 sonuçları açıklandı. En büyük 250 firmanın net satışları 2023’te yüzde 54,3 artışla 1 trilyon 25 milyar TL’ye yükseldi. 2023’te Bursa 250 Büyük Firma’nın faaliyet karı ise yüzde 37,16 büyüdü ve 96,74 milyar TL oldu. Net satışlar baz alınarak oluşturulan listede bu yıl zirve ise el değiştirdi. Oyak Renault 119,3 milyar TL ile ilk sırada yer alırken, zirvenin geçen yılki sahibi Tofaş 109,2 milyar TL ile ikinci, Bosch ise 42,4 milyar TL ile üçüncü oldu.


BTSO tarafından 1997 yılından bu yana hazırlanan, Bursa ekonomisine yönelik en uzun soluklu ve kapsamlı çalışma olan Bursa 250 Büyük Firma Araştırması-2023 sonuçları belli oldu. Buna göre Bursa 250 Büyük Firma’nın net satışları 2022 yılında 664,71 milyar TL iken 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 54 artışla 1 trilyon 25 milyar TL oldu. Bu rakam dolar bazında son 10 yıldaki en yüksek yıllık net satış rakamı olarak kayıtlara geçti. 2023 yılında Bursa 250 Büyük Firma içerisinde yer alan firmaların faaliyetler ile oluşturduğu net katma değer yüzde 102 oranında artarak 211,34 milyar TL değerine ulaşırken, şirket karlarının katma değer içindeki payı yüzde 54’ten yüzde 41’e geriledi.


250 büyük firmadan 13,4 milyar dolarlık ihracat


Bursa’da 250 büyük firmanın 2023 yılı ihracat rakamları da yavaşlayan küresel talepten olumsuz etkilendi. 2022 yılında yüzde 8,2 yükselen Bursa 250 Büyük Firma’nın ihracatı 2023 yılında ise bir önceki yıla göre yüzde 1 düşüş yaşadı. 2023 yılında 250 Büyük Firma’nın ihracatı 13,4 milyar oldu. İç talepte ve ihracatta yaşanan gelişmelere bağlı olarak 2023 yılında 250 firmanın istihdamında ise yüzde 3,8 artış gerçekleşti. Listedeki firmaların sektörel dağılımında ise 63 firma ile otomotiv yan sanayii başı çekiyor. Otomotiv yan sanayii sektörünü 37 firma ile tekstil, 30 firma ile gıda, tarım ve hayvancılık ve 25 firma ile perakende ticareti takip ediyor.


Bursa 250 büyük firmanın net satışları 1 trilyon lirayı aştı


BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, 2023’ün Türkiye ve dünyada yüksek enflasyonun getirdiği fiyat artışları ve buna bağlı olarak yavaşlayan dünya ekonomisi nedeniyle zorlu bir yıl olduğunu söyledi. Yıl boyunca devam eden sıkı para politikaları, jeopolitik gerilimler ve korumacılık önlemlerinin büyümeyi baskılayan unsurlar olarak öne çıktığını kaydeden Başkan Burkay, “Ülkemizde ise 104 milyar dolarlık bir hasara yol açan deprem afeti, seçimler ve seçimlerin ardından ekonomi politikalarında rasyonel zemine dönüş belirleyici unsurlar oldu. Bursa 250 Büyük Firma Araştırmamızı bu şartları dikkate alarak hazırladık. Küresel pazarlarda önemli yavaşlamaların ortaya çıktığı ve dünya mal ticaretinin daraldığı, finansman maliyetlerinin yüksek faizler dolayısıyla ile arttığı böylesine zorlu bir yılda firmalarımız daha az stokla çalışarak, üretim maliyetlerini kontrol altında tutmayı hedefledi. 250 Büyük Firmamızın net satışlarındaki büyüme bir önceki yıl yüzde 115,9 iken 2023’te yüzde 54,3 oldu. Ancak yılsonu tüketici enflasyon verilerinden arındırıldığında net satışlarda %1,56 ve üretimden net satışlarda ise %0,24 oranında reel bir artış gerçekleştiğini görüyoruz.” dedi.


Karlılıkta düşük artış


Araştırmada yer alan temel göstergelerinden karlılık düzeyine ilişkin verileri de değerlendiren Başkan Burkay, Bursa 250 Büyük firmanın faaliyet karının 2023 yılında yüzde 37,16 artarak 96,74 milyar TL olarak gerçekleştiğini ifade etti. 2021 yılında faaliyet karlarında yüzde 137,8 ve 2022 yılında yüzde 95,6’lık yüksek bir artış yaşandığını hatırlatan Başkan Burkay, 2023 yılında karlılığın nispeten zayıf kaldığına dikkati çekti. Faaliyet karının net satışlara oranının da yüzde 1,18 puan gerilediğini söyleyen Başkan Burkay, “2023 yılında faaliyet karının net satışlara oranı yüzde 9,43 olarak gerçekleşti. Bir diğer karlılık göstergesi olan faiz, amortisman ve vergi öncesi kar büyüklükleri ise yüzde 78,3 artarak 192,45 milyar TL’ye yükseldi. 2023 yılındaki piyasa şartları ve enflasyonun dünya genelindeki büyük etkisiyle FAVÖK haricindeki karlılık göstergelerinin reel olarak çok düşük bir oranda arttığını görüyoruz.” diye konuştu.


“Mekansal planlama hedeflerin yakalanmasında en kilit nokta”


Araştırmanın Bursa’daki teknolojik dönüşüme de ışık tuttuğunu ifade eden Başkan Burkay, katma değerin dolar cinsinden ortalama artışının 2023 yılında son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını söyledi. Burkay, “2013 yılında 4,4 milyar dolar olan katma değer, 2023’de 8,9 milyar dolara ulaştı. Net katma değer göstergesinde 2023 yılında ise yüzde 41’lik bir artış meydana geldi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak ilimizin teknolojik dönüşümünü tamamladığını, firmalarımızın oluşturduğu katma değeri daha da geliştirmek için öncelikle üretimi artırmamız gerektiğini vurguluyoruz. Bu kapsamda üretici firmalarımızın da talepleri doğrultusunda Bursa’da ölçek ekonomisine uygun, kapasite artışına imkân sağlayan ve ulaşım ağlarıyla entegre planlı yatırım sahalarına ihtiyacımız var. Mekansal planlama ve yeni iş modelleri kentimizin hedeflerini yakalamasında en kilit nokta olacak.” diye konuştu.


“Finansman giderleri artıyor, halka arz seçeneği değerlendirilmeli”


Finansman giderlerinin firmaların ve sektörlerin karlılıklarında ve mali yapılarında en önemli belirleyici unsurlardan biri olmaya devam ettiğini belirten Başkan Burkay, 2023 yılında Bursa 250 Büyük Firma’nın finansman giderlerinin yüzde 81,41 artışla 48 milyar TL’ye yükseldiğini kaydetti. Bir önceki yıl finansman giderlerinin 26,46 milyar TL olarak gerçekleştiğini hatırlatan Başkan Burkay, finansman giderlerinin reel olarak artış gösterdiğini, işletmelerin borçlanma ihtiyacını azaltacak, işletme sermayesinden aktif kullanıma kadar bir finansal planlama yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Bursa’da halka açık şirket sayısının çok az olduğuna dikkati çeken Başkan Burkay, “Nitelikli finansmana erişimde en etkin çözümlerden biri halka açılmadır. Bugün borsada işlem gören 678 firmanın sadece 15’i Bursa’dan. 250 Büyük Firma Araştırmamızda yer alan firmalarımız halka arz için gerekli şartları büyüme, karlılık ve sektörel trendler açısından sağlıyor. Bu noktada finansman ihtiyacının daha da artacağı gelecek seneleri firmalarımızın halka arzlar için iyi değerlendirmesi gerekiyor.” dedi. Burkay BTSO olarak da kent ekonomisinin ihtiyaç duyduğu büyük ölçekli projeleri hayata geçirmek için alternatif finansman modelleri üzerine yoğunlaştıklarını belirterek, girişim sermayesi yatırım fonlarıyla (GSYF) sektörlere değer katan çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti.


“Firmalarımız güçlü bir mücadele sergiledi”


Araştırma sonuçlarının tüm zorluklara rağmen Bursa iş dünyasının Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusunda güçlü bir mücadele sergilediğini gösterdiğini belirten Başkan Burkay, “Bu vesileyle kent ve ülke ekonomimize değer katan tüm firmalarımızı yürekten kutluyorum. BTSO olarak üretimi, ticareti, istihdamı, yatırımları geliştirmeye ve tüm firmalarımızı desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.


Bursa ekonomisine dair önemli bir referans kaynağı olan Bursa 250 Büyük Firma Araştırması’nın sonuçları www.ilk250.org.tr internet sitesi üzerinden de incelenebiliyor.



Bursa’nın devleri belli oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.