EĞİTİM - 15 Ekim 2024 Salı 10:32

Bursa’nın 7’nci fen lisesinde eğitime geri sayım başladı

A
A
A
Bursa’nın 7’nci fen lisesinde eğitime geri sayım başladı

Hayırsever iş adamı Mümin Canbaz tarafından yaptırılan Mümin Canbaz Fen Lisesi’nin inşaatında sona gelindi. Yaklaşık bir ay içerisinde eğitim öğretim faaliyetine girmesi beklenen okulu Canbaz ve AK Parti Bursa yönetimi yerinde inceledi.


Bursa’nın 7’nci fen lisesi olacak Mümin Canbaz Fen Lisesi inşaatında sona gelindi. 24 derslikli ve kompleks içerisinde spor salonunun da bulunacağı okul yaklaşık bir ay içinde eğitim ve öğretime başlayacak. Hayırsever iş adamı Mümin Canbaz tarafından yaptırılan okul 750 öğrenciye eğitim verecek. Eğitim öğretime geri sayımın başladığı okulu Mümin Canbaz, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu yerinde inceleyerek okul hakkında bilgi aldı.



“Bu hafta 6 okulumuz eğitime başlayacak”


Bu hafta içerisinde 6 okulun daha eğitime başlayacağını müjdeleyen AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, “Öncelikle Bursa’daki hayırseverlerimizin milli eğitime yapmış olduğu katkılar bizim için çok kıymetli. O nedenle hayırseverlerimize çok teşekkür ediyoruz. Okullar açılmadan evvel 35 okulumuzun yılbaşına kadar açılacağını söylemiştik. Bunlardan 10 tanesini okullar açılmadan önceki hafta başlatmış olduk. Kısmetse bu hafta 6 okulumuz daha faaliyete geçecek. Önümüzdeki süreçte açılacak okullarımızdan birine geldik. Bursa’da 6 adet fen lisesi var. 7’ncisi de Mümin Canbaz Fen Lisesi olacak. Dolayısıyla bu süreçteki yatırımlar Bursa’ya katkı sağlayacak. Hayırseverlerimize çok teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki süreçte yaklaşık 11 hayırseverimizin yaptırmış olduğu okullarda 268 dersliğimiz faaliyete geçmiş olacak. Bugün Mümin Canbaz Fen Lisesi’ndeyiz, çok güzel bir yerde Bursa’nın girişinde, sosyal ve sportif faaliyetleriyle Bursa çok güzel bir okul kazanmış olacak. Biz hayırseverimiz Mümin Canbaz beye çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.



750 öğrenciye eğitim verecek


Mümin Canbaz Fen Lisesi’nin 24 dersliği ile 750 öğrenciye eğitim vereceğini söyleyen AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, “Bursa’da eğitim yatırımları anlamında çok ciddi mesafeler katettik, önemli projeleri hayata geçirdik. Eğitim öğretim yılı başlamadan 10 okulumuz hazırdı. Başladıktan sonra 7 okul faaliyete geçti ve inşallah yılbaşına kadar hedeflediğimiz okulları da tamamlamış olacağız. Bugünkü ziyaretimiz biraz daha anlamlı, Bursalı hayırseverlerimizin göstermiş olduğu ilgi için teşekkür ediyoruz ama bu farkındalığı da arttırmak istiyoruz. Bu çerçevede bugün Mümin Canbaz Fen Lisesi’ndeyiz. Gerçekten örnek bir okul olmuş ben Mümin Canbaz’a teşekkür ediyorum. Okulun mimarisindeki ferahlığı ve gençlerimizin içerisinde spor yapabilecekleri spor salonunun da bu kompleks içerisinde yer alması gerçekten önemli. Bu çerçevede bugün il başkanımız ve Bursa il milli eğitim müdürümüz ile birlikte inşaatı görme imkanımız oldu. Önümüzdeki ay içerisinde de eğitime başlamış olacak. Mümin Canbaz Fen Lisesi, 24 derslikli Bursa’nın 7’nci fen lisesi olarak faaliyete başlayacak. Burada yaklaşık 750 öğrencimiz eğitim görecek. Dolayısıyla bu eğitim yuvalarının artmasını talep ediyoruz” dedi.



“Ustalık eserimiz oldu”


Daha önce ilkokul ve ortaokul olmak üzere Bursa’ya 2 okul kazandıran iş adamı Mümin Canbaz ise, “Eğitime yaptığım katkılardan dolayı çok memnunum. İlkokul, ortaokul ve şimdi fen lisesi yaptım. Ülkemizin kurtuluşunun eğitimden geçtiğine inanıyorum. Gerçekten çok güzel bir duygu. Eğitime katkı yapmaya devam edeceğim. Bu okulla birlikte 3’üncü okulum benim. Ustalık eserimiz oldu. Diğer sanayici arkadaşlarıma da eğitime katkıda bulunmayı tavsiye ederim. Ayrı bir mutluluk ayrı bir heyecan” diye konuştu.



Bursa’nın 7’nci fen lisesinde eğitime geri sayım başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.