EKONOMİ - 08 Ocak 2025 Çarşamba 19:03

Beyaz eşya yetkili servisinin tüketiciden aldığı ücreti faturalandırmadığı iddiası

A
A
A
Beyaz eşya yetkili servisinin tüketiciden aldığı ücreti faturalandırmadığı iddiası

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde bir vatandaş, beyaz eşya markası Beko yetkili servisinin, arıza tespit ücreti adı altında önceden para aldığını ve faturalandırma yapmadığını iddia etti.

Alınan bilgiye göre, beyaz eşya markası Beko’dan 4 yıl önce aldığı temizlik robotu arızalanan U.U. isimli tüketici, markanın Osmangazi ilçesi Heykel Postane arkasındaki yetkili servisine müracaat etti. U.U.’nun iddiasına göre, servisten kendisine arıza tespiti için 300 TL para vermesi gerektiği söylendi. Cihazın elektrikten çekilince kendiliğinden kapandığını belirten tüketiciden ’size geri döneceğiz’ denilerek kullandığı cihazı teslim alındı. Bir gün sonra yetkili servisten arayan bir kişinin cihazın bataryasının değişmesi gerektiğini, ücretinin 6 bin lira olduğunu, ücreti ödendiği takdirde cihazın açılıp açılmayacağına bakılacağı, açılmazsa başka bir arızası olup olmadığına bakılıp ona göre ücretlendirileceği söylendi. Bunun üzerine servisin yolunu tutan tüketici U.U., "Madem arızanın ne olduğunu bilmiyorsunuz neden 300 TL arıza tespit ücreti diye baştan para alıyorsunuz? Aynı modelden binlerce ürün satan firmanın hiç mi yedekte bataryası yok neden cihazı denemek için takacağınız bataryanın parasını benden alıyorsunuz" diye sordu. Sorulara "Şikayetiniz var ise ’şikayetvar’a yazın" diye cevap aldığını söyleyen tüketici, verdiği 300 TL karşılığında fatura bile düzenlenmeden servisten gönderildiğini öne sürdü.

"Arıza tespit için ayrı ve onarım için ayrı ücret tüketici haklarına aykırı bir uygulamadır"

Tüketicinin şikayeti üzerine konunun üzerine düşen Bursa Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, "Son bir iki yıldır servis hizmetlerinden ciddi şikayetler almaktayız. İşini düzgün yapan servisleri tenzih ediyorum. Ancak servislerle ilgili gelen şikayetlerin başında arıza tespit ücreti gelmektedir. Oysa servis sadece tespit için çağrılmamaktadır. Arıza tespiti ve arızanın giderilmesi bir bütün hizmet paketidir. Parça ücreti ve işçilik olarak faturalandırılan bir hizmet kapsamındadır. Bu nedenle arıza tespit için ayrı ve onarım için ayrı ücret tüketici haklarına aykırı bir uygulamadır" dedi.

"Faturalandırılmayan servis hizmetleri nedeniyle mağdur olan çok sayıda tüketici şikayeti ile karşı karşıyayız"

Yılmaz, servisin aldığı arıza tespit ücretini faturalandırmamasıyla ilgili olarak da mali olarak suç işlenmekte olduğunu belirterek, "Servisler genellikle verdiği hizmetle ilgili servis belgesi bırakmamakta, aldığı ücretle ilgili fatura ve fiş kesmemektedir. Bu durum tüketicinin hak arama yolunu engellemektedir. Zira uyuşmazlık durumunda faturanın ibrazı zorunludur. Servis takibi parça için garanti kapsamında sorumludur. Bu sorumluluktan kaçmak için fatura vermemektedir. Tüketici, servis hizmetinden yararlanırken servisin yetkili olduğuna, gelen elemanın servisin elemanı olduğuna dair sorgulamalı. Verdiği ücretin karşılığında mutlaka faturasını almalıdır. Arızalı ürünün servise götürülmesi durumunda ürünün hangi arıza nedeniyle götürüldüğü mutlaka servis belgesine yazılmalı, aksi takdirde ürün teslim edilmemelidir. Yetkili olmayan servislerle, yetkisiz servislere teslim edilen ürünlerle ilgili ve faturalandırılmayan servis hizmetleri nedeniyle mağdur olan çok sayıda tüketici şikayeti ile karşı karşıyayız. Bu durumlarda hakem heyetlerinde hak aramak da mümkün olamamaktadır. Bu nedenle devletin denetimi son derece önemlidir. Ayrıca tüketicinin de bu konularda son derece bilinçli davranması gerektiği hususunu her zaman dile getirmekte ve uyarmaktayız" ifadelerine yer verdi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Emlak sektöründe kiralık konutlarda rahatlama beklentisi arttı Konya’da kış sezonu, tayinlerin sona ermesi ve Suriyelilerin ülkelerine dönmeye başlamasıyla kiralık dairelerde nispeten bir rahatlama yaşandığını belirten Konya Emlakçılar Odası Başkanı Sedat Altınay, "Enflasyonun da aşağı doğru bir ivme kazanmasının önümüzdeki günlerde kiralarda çok büyük etken olacağı kanaatindeyiz” dedi. Boş duran kiralık dairelerine kış sezonunda aidat ve yakıt gideri ödemek istemeyen ev sahipleri, fiyatlarda indirim yaparak bir an önce kiraya vermek istiyor. Ülkelerindeki iç savaş sırasında Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi sonrasında geri dönmesinin de Türkiye’deki kira fiyatlarına olumlu yansımasının beklendiğine değinen Konya Emlakçılar Odası Başkanı Sedat Altınay, “Bugün itibarıyla Konya’mızda kiralık konut bulma problemi ortadan kalkmış durumda. Kiraya verilecek oldukça boş konut mevcuttur. Kış sezonunun başlaması, düğün sezonunun bitmesi, tayinlerin de tamamlanmasıyla kiralıklarda oldukça rahatlık söz konusu. Tabii Suriyelilerin kendi ülkelerine gitmeleri de buna etken oluyor. Ön araştırmalarını yapan Suriyeliler, oradaki uyum ortamına alışabileceklerine kanaat getirirlerse kendi ülkelerine tekrardan dönmeyi canı gönülden istiyor. Tabii bunun bizlerin de desteğiyle, hükümetimizin almış olduğu kararlar doğrultusunda geçişlerin hızlı bir şekilde olacağı kanaatindeyiz. Okulların açık olmasından dolayı bazı Suriyeliler okulların kapanmasını bekliyor. İnşallah onlar gittikten sonra kiralıklarda çok daha rahatlama söz konusu olacaktır” dedi. “Boş daire fazla miktarda” Emlak sektöründeki kiralama fiyatlarındaki artışın da durduğunu belirten Altınay, “Kiralıklarda fiyat artışlarının çok yüksek olması şu anda durmuş durumda, durağan bir seviyede seyrediyor. Çünkü kış sezonu olmasından dolayı kiraya verilemeyen konutları mal sahipleri yakıt gideri, aidat giderlerinden kurtulmak için kira geliri elde edebilmek için de uygun fiyatlara çekerek gayrimenkullerin kiralanmasını hedefliyorlar. Enflasyonun düşmesi de etken. Fakat şu anda kiralama yapacak kişiler yaz sezonunda kiralama işlemlerini yaptıklarından dolayı şu anda boş daire fazla miktarda elimizde söz konusu. Türkiye genelinde olduğu gibi Konya’mızda da kiralık bulmakta vatandaşlar problem yaşamıyor” şeklinde konuştu. “Enflasyonun da aşağı doğru bir ivme kazanmasının kiralarda çok büyük etken olacağı kanaatindeyiz” Önümüzdeki günlerde sektörde rahatlama olacağını söyleyen Altınay, “Enflasyonun da aşağı doğru bir ivme kazanmasının, önümüzdeki günlerde daha da inecek olmasının kiralarda çok büyük etken olacağı kanaatindeyiz. Gayrimenkul, konut olarak kiralamak isteyen vatandaşlarımız şu anda istediği bölgeden, ulaşımı kolay olan, okuluna, iş yerine yakın olan bölgeden ev bulmakta hiçbir problem yaşamıyor. Nedeni arz talep dengesinde farklılıklar söz konusu. Şu anda arz edilen gayrimenkul fazla olduğu için vatandaşlarımız bütçesine uygun, kalitesini tercih ettikleri, muhit olarak kendilerine uygun bölgelerden kiralıklar bulabiliyor. Kira fiyatları önceden çok alevliydi fakat düşme trendine girdi. Eski kiracıların yenilere biraz yaklaşması gerekiyor. Yenilerinki de çok fazla artış olduğundan dolayı, enflasyonun yüzde 60 gibi bir rakam çıkmasından dolayı kira sözleşmelerinde yenilemelerde tedirginlik söz konusu şu anda” diye konuştu.
Adana Kocasını önce ısırdı, sonra bıçakladı, yaşananlar kameraya yansıdı Adana’da bir kadın, çocuğunu göstermediğini öne sürdüğü boşanma aşamasındaki kocasına, kullandığı yolcu otobüsünde saldırıp önce kolunu ısırdı, sonra bıçakladı. O anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Seyhan polisi tarafından yakalanan kadın ev hapsi cezasına çarptırıldı. Olay, Seyhan ilçesine bağlı Kuruköprü Mahallesi Sefa Özler Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Sabriye (26) ve Mehmet A. (26) çifti şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanma kararı alıp evlerini ayırdı. Mehmet A., 2 yaşındaki oğlunu erkek kardeşine verdi. Durumu öğrenen Sabriye A., oğlunun kendisinden gizlendiğini düşünerek öfkelendi. Sabriye A., eşinin kullandığı yolcu otobüsüne bindi. Mehmet A. seyir halindeyken karısı Sabriye A. arkasından gelerek saldırdı. Önce biber gazı sıkan Sabriye A., daha sonra eşi Mehmet A.’nın kolunu ısırdı. Sabriye A. saldırmaya devam ederken cebinden bıçağı çıkartarak Mehmet A.’nın boynuna sapladı. O anlar anbean güvenlik kameralarına yansıdı. Yaralanan Mehmet A., kullandığı yolcu otobüsü ile Seyhan Devlet Hastanesine gitti. Mehmet A. tedavi altına alındı. Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, Sabriye A.’nın fazla kaçamayacağını öngörerek olayın gerçekleştiği bölgede yakalama çalışması başlattı. Ekipler çalışmalarının neticesinde Sabriye A.’yı bölgeye yakın yerde yakaladı. Sabriye A. emniyetteki ifadesinde, “Çocuğumu gizlediği için konuşmak için gitmiştim yanına fakat bir anlık sinirle saldırdım. Çok pişmanım” dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Sabriye A., ev hapsi cezası aldı.
Mersin Özhedef Sigorta ’sigorta ordusu’ kuruyor Özhedef Sigorta Genel Müdürü Abdulcelil Alkış, sigorta sektörünün büyümeye açık ve gelecek vadeden bir alan olduğunu belirterek, "Nitelikli gençlerimizi sektöre kazandırarak onlara sigorta alanında kariyer fırsatı sunmayı hedefliyoruz" dedi. Özhedef Sigorta yönetici ve çalışanları, bir otelde düzenlendikleri toplantıda 2024 yılını değerlendirdi, 2025 yılına ilişkin hedeflerini ortaya koydu. Şirketin yönetici kadrosu ve ekip liderlerinin katıldığı toplantıda, başarılar kutlanırken ekip liderlerine performanslarından dolayı ödüller takdim edildi. Toplantıda Özhedef Sigorta’nın özel projeleri olan Gurbet Kasko, ’kaskomerkezi.com’ ve diğer yenilikçi sigorta hizmetleri masaya yatırıldı. Sigorta sektöründe liderliği hedefleyen şirket, geleceğe dair vizyonunu çizdi. "Nitelikli gençlerimizi sektöre kazandıracağız" Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Özhedef Sigorta Genel Müdürü Abdulcelil Alkış, sigorta sektöründe bugüne kadar ciddi bir altyapı planı ve strateji eksikliğinin bulunduğuna dikkat çekerek, "Sigorta sektörü, büyümeye açık ve gelecek vadeden bir alan olmasına rağmen, bugüne kadar yeterince nitelikli yatırım yapılmadı. Sektörel zorluklar yatırımcıların geri adım atmasına neden oldu. Ancak biz genç ve dinamik ekibimizle gerekli altyapımızı tamamladık, sistemimizi kurduk ve pek çok sigorta şirketinin yetkili acentesi olarak tüm sigorta ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir kapasiteye ulaştık. Şu anda hedefimiz, nitelikli gençlerimizi sektöre kazandırmak ve onlara sigorta alanında kariyer fırsatı sunmak. Özellikle 4 yıllık üniversite mezunlarını sigorta sürecimize katılıp bu sektöre adım atmaya davet ediyoruz. Gerekli eğitimleri sunarak, gençlerimizi sadece trafik sigortası gibi dar kapsamda değil, yangın, konut, sağlık ve BES alanlarında uzman sigortacılar olarak yetiştirmek istiyoruz. Amacımız, sigorta sektörünü büyüyen bir ekonomi ve sosyal istikrar kaynağına dönüştürmek" diye konuştu. “Milyonlarca sigortasız ev ve vatandaş var” Deprem ülkesi olan Türkiye’de hala milyonlarca sigortasız ev bulunduğuna dikkat çeken Alkış, şu ifadeleri kullandı; "Bunun yanında sağlık sigortası olmayan milyonlarca vatandaşımız var. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal bir risk oluşturuyor. Sigorta sektörü her yıl rekorlarla büyüyor ve bu büyümeye ayak uydurabilecek yeni sigortacılara ihtiyacımız var. Özhedef Sigorta olarak, bu ihtiyacı karşılamak ve gençlerimize yeni kariyer fırsatları sunmak için hazırlıklarımızı tamamladık." 2025 yılında Türkiye genelinde daha geniş bir ağ ile hizmet vermeyi hedeflediklerini kaydeden Alkış, bu hedefe ulaşmak için yeni istihdamlarla teknolojik altyapıyı güçlendirmek ve mevcut çalışanları eğitimlerle desteklemek konusunda kararlı olduklarını vurguladı. Alkış, “Tüm vatandaşlarımızı sigortalarını yaptırıp tedbir almaya davet ediyoruz. 2025 yılının ülkemize barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyoruz. Sigorta yaptırmak, geleceğinizi korumanın en kolay yolu" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Dr. Mehmet Turan Çağlar: “Suriye’nin geleceği kimlik ve istikrar üzerine kurulacak” Ortadoğu Uzmanı Dr. Mehmet Turan Çağlar, Suriye ve Afganistan’ın siyasi ve sosyolojik dinamiklerini karşılaştırarak, “Suriye’nin tarihsî ve entelektüel birikimi, Batı ile ilişkileri ve heterojen yapısı, gelecekteki siyasi dönüşüm sürecini belirleyecek kritik unsurlar olarak öne çıkıyor” dedi. Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Dr. Mehmet Turan Çağlar, Suriye ve Afganistan’ın siyasi ve sosyolojik dinamiklerini karşılaştırarak iki ülkenin benzer ve ayrışan yönlerini değerlendirdi. Çağlar, Afganistan’daki merkezi otorite eksikliği ve kabile bağlarının ön planda olduğu yapı ile Suriye’nin farklı bir toplumsal dokuya sahip olduğunu belirterek, “Suriye’nin tarihî ve entelektüel birikimi, Batı ile ilişkileri ve heterojen yapısı, gelecekteki siyasi dönüşüm sürecini belirleyecek kritik unsurlar olarak öne çıkıyor” dedi. “Suriye’deki temel mesele, rekabet halindeki Suriye kimlikleri” Afganistan’da ulusal kimliğin güçsüz olduğuna, kabile ve aile bağlarının kimlik tanımında baskın olduğuna dikkat çekti. Buna karşın Suriye’de bir “üst Suriye kimliği” tartışmasının devam ettiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Suriye’deki temel mesele, rekabet halindeki Suriye kimlikleridir. Esad yönetimi bir kimlik tanımlarken, iktidara talip olan yeni aktörler farklı bir kimlik oluşturma çabasında. Bu durum, anayasa yazım sürecinde farklı kimliklerin nasıl entegre edileceği veya dışlanacağı gibi kritik soruları gündeme getiriyor. Afganistan’da ise yerel kimliklerin baskın olması, merkezi bir Afgan kimliğinin oluşmasını zorlaştırıyor. Fakat Suriye’de güç boşluğu olduğu sürece yani merkezi otorite sağlanmadığı sürece radikal gruplar oradaki varlıklarını koruyacaklardır. O yüzden Afganistan’a benzetilebilir.” Lübnan ve Irak örnekleri daha yakın Dr. Çağlar, Suriye’nin gelecekte Afganistan’dan ziyade Lübnan veya Irak gibi bir yapıya evrilebileceğini belirterek, “Irak’ta Şii, Sünni ve Kürtler arasında kimlik tartışmaları sürerken Lübnan’da farklı mezhep ve dini grupların anayasal olarak korunması, ancak ortak bir Lübnan kimliğinin inşa edilememesi, bu iki ülkeyi Suriye için daha yakın örnekler haline getiriyor” dedi. Radikal grupların rolü Suriye’de radikal grupların varlığına da dikkat çeken Çağlar, bu grupların güç boşluğu sürdükçe varlıklarını devam ettirebileceklerini belirtti. Ancak, Suriye’de uluslararası koalisyonların IŞİD’e karşı başarılı operasyonlar düzenlediğini hatırlattı. Çağlar, Afganistan’daki gibi bir dağlık coğrafya yerine, daha kolay askeri müdahalelere açık bir coğrafi yapının olduğunu vurguladı. Anayasal sürecin zorluğu Anayasa yazım sürecinin ise uzun ve karmaşık bir süreç olacağını ifade eden Çağlar, 2011’den beri gündemde olan yeni anayasa tartışmalarının Esad yönetiminin devrilmesiyle hız kazanabileceğini belirtti. Suriye’nin işe sıfırdan başlamadığını hatırlatarak şu değerlendirmeleri yaptı: “HTŞ veya şu anki yönetime talip olan güçlerin sıfırdan başlama gibi bir niyetleri yok. O yüzden devlet yapılarını korumaya çalışıyorlar. Bir kaosa sürüklenmek istemiyorlar. Eski yönetimden kalan devlet yapılarını yok etmek veya siyasi figürleri hemen cezalandırmak, yaptıklarının bedelini ödetmek gibi aceleci bir tavırları yok.” Temkinli davranarak yumuşak bir geçiş hedeflediklerini söyleyen Çağlar, "Bir Suriyeli üst kimliği var ama aynı zamanda ülke içerisinde çok farklı sosyolojiler var. Yani Rakka’nın kırsalındaki Suriyeli ile Lazkiye’de yaşayan Suriyeli veya Şam’da yaşayan bir Suriyeli arasında çok ciddi farklılıklar var. Üst kimliğin inşası hem anayasal hem de siyasal açıdan zaman alacak ve zorlayıcı olacaktır” tespitinde bulundu. Bu siyasi tartışmaların siyasi müzakerelerle çözülememesi durumunu da değerlendiren Çağlar, “Olay başka bir yere gider ama şimdiye kadar dikkatli ilerlediler gibi gözüküyor. Fakat sürecin farklı taraflarını rahatsız edecek her adım geriye dönüş veya kötüleşmeye yol açabilir” uyarısında bulundu.