ASAYİŞ - 18 Ekim 2024 Cuma 12:17

Yaşlı adamın polis rolündeki dolandırıcıdan kurtuluşu polisleri bile şaşırttı

A
A
A

Burdur’un Bucak ilçesinde kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcıların tuzağına düşmek üzere olan yaşlı adam, kuyumcudan bozdurup teslim aldığı 250 bin TL’yi polis merkezine götürdü. Yaşlı adam ’polisin kendisinden asla para istemeyeceğini’ öğrenince dolandırıcıların oyununa gelmekten son anda kurtuldu. Telefonla konuşurken yaşlı adamın karakola gittiğini ve görüşmelerin kaydedildiğini anlayan dolandırıcı, yaşlı adama “Sen benim işimi bozdun” diyerek bir de sitemde bulundu.

Olay, geçtiğimiz pazartesi günü Burdur’un Bucak ilçesinde meydana geldi. Bucak’ta yaşayan sanayi esnafından Abdül Vahap Erdoğmuş, saat 12.30’da sıralarında evinde otururken bilmediği bir numara tarafından arandı. Telefonda kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan dolandırıcılar, Erdoğmuş’un adına 17 farklı telefon numarası ve şirket açıldığını ve bunlara operasyon düzenleyeceklerini, evinde ne kadar altın ve para varsa fotoğraflarını çekip kendilerine atmalarını istedi. Dolandırıcıların tuzağına düşerek istediklerini yapan Abdül Vahap Erdoğmuş, dolandırıcıların isteği üzerine altınları kuyumcuya gidip bozdurdu. Yaklaşık 250 bin TL değerindeki altınlarını vererek parayı alan Erdoğmuş, kuyumcunun önündeyken düşünerek İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek parayı teslim etmek istedi. Polislerin durumu anlaması üzerine dolandırıcıların oyunu bozuldu.

Yaşlı adamın polis rolündeki dolandırıcıdan kurtuluşu polisleri bile şaşırttı

O sırada telefonu hiç kapatmayan dolandırıcılar yaşlı adama “Emniyete niye gittin biz polisiz zaten” diyerek kızıp telefonu kapattı. Dolandırıcıların eve gelmesi için sivil polislerin gözetiminde evine dönen ve kendisini tekrar aramalarını bekleyen yaşlı adam, arayan olmayınca çarşıya geri çıktı. Çarşıda tekrar arayan ve paraları hesabına atmasını isteyen dolandırıcılar o anların kaydedildiğini görünce telefonu kapatarak kayıplara karıştı.

"Telefonda konuşarak beni hipnoz ettiler"

Dolandırıcılara parasını kaptırmaktan son anda kurtulan Abdül Vahap Erdoğmuş hipnoz edildiği anları, “Pazartesi günü evde otururken bana yabancı bir numaradan telefon geldi. Telefonda konuşarak beni hipnoz ettiler. ’Biz polisiz senin hakkında 17 tane kayıtlı şirket var, Kıbrıs ile bağlantın var’ diyerek evdeki altınlarımı, paralarımı çıkarmamı istediler. Nasıl oldu bilmiyorum ama normalde sokaktan geçen biri benden bin TL istese ben yüz sefer düşünürüm ama bunlarla konuşurken ben evdeki altınımı paramı çıkarıp resmini çekip onlara attım. Daha sonra o altınları kuyumcuya gidip bozdurmamı istediler. ’Biz parayı sen kuyumcudan çıkınca buluşup alacağız senden’ dediler. Ben kuyumcuya giderek altınları verip 250 bin TL para aldım. Daha sonra dışarı çıkıp çay içerken aklım başıma geldi. Hemen emniyete gittim. Emniyete gidince polislere parayı uzattım, siz para istiyorsanız buyurun dedim. Polisler de bana biz senden para istemiyoruz nerden çıktı bu dediler. Ben de ’evde 2 kadın 2 erkek polis bekliyormuş dediler telefonda, ben de inanmadım ama eşimle beni telefonda görüştürünce öyle inandım da geldim’ dedim. Polisler de durumu anlayıp bana paramı zula etmemi, yerine başka bir şey koymamı söylediler. Ben de koyarak evimin önüne gittim. Sivil polisler de benim evimin etrafına geldiler. Ben evin etrafında kimseyi görmeyince hanımı aradım kimse var mı diye sordum, o da bana yok dedi. ’Eve gelen olmadı, sadece bana telefonda konuşmamı söylediler’ dedi. Ben o an konferans arama yaptıklarını anladım. Sonra evime girerek çay içtim, o sırada polisler de hala evin etrafında bekliyorlardı. Evdeyken beni tekrar aradılar ve ’Sen nasıl polise gidersin, biz polisiz zaten’ diye bağırdılar ve telefonu kapattılar. Daha sonra akşam üzerine doğru karakola gittik, polis ile ifademi verdim. Kuyumcuya geri gidip paraları verip altınları geri aldım. Akşam saat 21.00 civarında beni tekrar arayan dolandırıcılar bana ’Sen bizim işimize taş koydun’ diye kızarak küfrettiler" dedi.

Yaşlı adamın polis rolündeki dolandırıcıdan kurtuluşu polisleri bile şaşırttı

Kendilerini polis ve savcı olarak tanıtmışlar

Dolandırıcıların kendilerini polis ve savcı olarak tanıttıklarını söyleyen Abdül Vahap Erdoğmuş, "Bana kendilerini polis ve savcı olarak tanıttılar. Sürekli işte polise aktarıyoruz, savcıya aktarıyoruz diye birkaç kişiye aktardılar. Beni de konuşturdular. Ne kadar altının varsa çıkar, resmini çek, bize gönder dediler. Ben de gönderdim. Benden hanımımın numarasını da istediler, ben de verdim ama numarası dışında eşimin anne adı, baba adı gibi her şeyini biliyorlardı. Mesela evimde 4-5 yıl önce oturan bir kiracım vardı. Zildeki adını silmemiş, hala duruyor. Onun adını bile verdiler. Muhtemelen evi bilen veya gören bir bunlar" şeklinde konuştu.

"Beni hipnoz ettiler"

Telefonda konuşan dolandırıcıların kendisini hipnoz ettiğini söyleyen Erdoğmuş, "Bana üzerime kayıtlı 17 tane telefon numarası ve şirket olduğunu söyleyerek Kıbrıs ile bağlantım olduğunu söylediler. Bir tane paravan şirket kurduğumu söylediler. Bu şekilde beni hipnoz ettiler. Kuyumcuya git altınlarını bozdur dediler. Kuyumcuya gittiğimde telefon açıktı. Oradayken kuyumcuya bir şey söylememem için bana senin kuyumcun sahtekar, ona bir şey söyleme dediler. Kuyumcuya altınları emanet verdim ve 250 bin TL para aldım. Kuyumcudan çıkıp emniyete gittim, orada durum anlaşılınca beni sivil polislerin uzaktan gözetiminde eve gönderdiler ve dolandırıcıların gelmesini bekledik. Ama emniyete gittiğimi öğrendikleri için gelmediler" ifadesinde bulundu.

"Bir defa görüntülü arayınca yüzünü gördüm"

Dolandırıcıların ilk başta normal arama yaptıklarını, sadece bir sefer görüntülü aradıklarını dile getiren Erdoğmuş, "Biz ilk başlarda hep sesli aramadan konuşuyorduk ancak benim emniyete gittiğimi duyup kapattıktan yaklaşık 2-3 saat sonra beni görüntülü aradılar. O sıra bir an arayanın yüzünü gördüm ama hemen kapattı yüzünü. Arayan kişi sarı dik saçlı, saçlarının yan tarafları tıraş edilmiş birisiydi. Sonra hemen yüzünü kapatınca telefonun ekranında polis arması görünmeye başladı. Beni aynı numaradan sürekli aradılar ama hep farklı isimli biri konuştu benimle” dedi.

"Kimse bu tuzağa düşmesin"

"Kendini polis ve savcı olarak tanıtanlara kimse inanmasın" uyarısında da bulunan Abdül Vahap Erdoğmuş, "Kimse kendisini arayan, polis ve savcı olduğunu söyleyen yabancı numaralara itibar etmesin. Beni bir anda hipnoz ettiler. Telefonda uyuşturdular bildiğiniz. Emniyet olmasa benim param gitmişti. Gerçek polisler bana yardımcı oldu. Böyle durumlarda vatandaşlarımız ya emniyete ya da jandarmaya gitsin ve hemen durumu bildirsin. Ben ucuz kurtuldum, inşallah başkalarının başına gelmez" sözlerini sarf etti.

Kağan Onaran - Sercan Kurban

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de Sosyal Politikalar Çalıştayı düzenlendi Mersin Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde ’Kadına Yönelik Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bağlamında Sosyal Politikalar Çalıştayı’ düzenlendi. CHP’li büyükşehir ve il belediyelerinden bürokratların da katılım sağladığı çalıştayın ana gündemini, ’toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık çalışmaları’ oluşturdu. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, çalıştayda yaptığı konuşmada, açılışını gerçekleştirdikleri Sosyal Politikalar Ofisi ile kadın, çocuk, cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddeti de barındıran sosyal politikaları enine boyuna konuşacaklarını ve bu sorun alanları üzerine daha fazla neler yapılacağıyla ilgili çalışacaklarını söyledi. İnanç, coğrafya, aile, kültür, çevresel faktörler, ekonomik ve sosyal nedenler dolayısıyla Türkiye’nin her bölgesinde, sorun alanlarının her insan için farklı olduğunu belirten Seçer, "Her coğrafyanın kendine göre sorunları vardır. Güneydoğu coğrafyasının farklıdır, Marmara’nın, Trakya’nın farklıdır. Bir kadın için o bölgenin sorun alanı ayrıdır, bu bölgenin ayrıdır. Çukurova başkadır, Karadeniz başkadır" dedi. "Asıl iktidar yerel iktidardır" Faaliyete aldıkları Sosyal Politikalar Ofisi’nin çalışmalarının aslında aileye, kadına, çocuğa, yaş almışa, dezavantajlı bireylere dayandığını ifade eden Seçer, "Yaptığımız tüm bu uygulamaları, kadınların en büyük sorun alanı olan kadına yönelik şiddeti, aile içi şiddeti önleyecek temel çalışmalar olarak görüyorum. Belediyeler, kamu kurumları içerisinde halka en yakın, organize, manevra kabiliyeti yüksek, halka çok çabuk ulaşabilen ve efektif işler yapabilen kurumlardır. Asıl iktidar yerel iktidardır. Zaten yerel iktidar olamıyorsanız genel iktidar olamazsınız" diye konuştu. "Bir belediye haneye girmeli" Seçer, CHP’li belediyelerin doğru politikalar uyguladığını belirterek, "Bir belediye haneye girmeli. Sosyal politika dediğiniz budur. ‘Sosyal politika yapıyorum, gıda dağıtıyorum, hayvan dağıtıyorum’ demekle olmuyor. Bunun sürdürülebilirliği, takibi, geri dönüşü, halka teması yoksa; halkla gidip sohbet etmek yoksa, kalbini açmak, sevgini vermek yoksa bu projeler lafı güzaftır. Sadece şekil şartını yerine getirisiniz ama toplumu kandıramazsınız" dedi. "Biz tüccar değiliz, kamu yöneticisiyiz" diyerek konuşmasını sürdüren Seçer, hizmetleri yaparken kar amacı gütmediklerini kaydederek, "Biz kar amacıyla hizmet yapmayız. Mesele halka hizmet ve sosyal politika olduğu zaman bizim yönümüz bellidir; biz sosyal demokrat siyasi görüşe ve kimliğe sahip insanlarız. Bizim uygulamalarımız halkçı ve sosyal demokrat politikalardır. Bundan taviz vermeyiz" diye konuştu. "Öncelikli olarak ‘sosyal politikalar’ dedik" Yönetime geldiklerinde Mersin’in sosyo ekonomik ve kültürel yapısına bakarak öncelikli olarak ‘sosyal politikalar’ dediklerini belirten Seçer, Kadın ve Aile Hizmetleri, Sosyal Hizmetler, Kültür ve Sosyal İşler, Sağlık İşleri ve Tarımsal Hizmetler dairelerinin, hizmet ve projelerinin yolunun çalıştayın ana konusu olan kadın ve aileye çıktığını kaydetti. Uygulamada olan 158 projenin bu dairelerden çıktığına işaret eden Seçer, "Bu 5 dairemizin bu yılki bütçesi 914 milyon 520 bin TL. Bu da yüzde 90’ın üzerinde gerçekleşir. Gelecek yıl için yüzde 63,36 artışla 1 milyar 494 milyon liraya yükselttik. Direkt aileye, kadına, çocuğa, yaşlıya, dezavantajlı gruplara dokunan bu dairelerimiz, projelerini uygulasın diye yaklaşık olarak 1,5 milyar TL bütçeye para koyduk. Oysa Mersin Büyükşehir Belediyesinin bütçesi kümülatif anlamda bir önceki yıla göre yaklaşık olarak 19 milyar 750 milyondan 30 milyarlara yükseldi. Yani yüzde 51 artış olmasına rağmen, 2024-2025 tahmini bütçeleri arasında sosyal politikalarda biraz daha farklı davrandık. İşte bu politikalar her hali ile bir haneye giriyor. Sosyal politikaları hayata geçiren dairelere verilecek tüm bütçeler helaldir" dedi. "Belediyede kadın çalışan oranını yüzde 18’den yüzde 25’e çıkardık" Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kadın çalışan oranını yüzde 18’den yüzde 25’e çıkardıklarını belirten Seçer, "Daire başkanları içerisinde kadın daire başkanlarının oranı yüzde 22.4, şube müdürleri içerisinde yüzde 35. Gönül çok daha fazlasını istiyor. Kadın; siyasette, çalışma hayatında, sosyal hayatta ve kültürel hayatta olsun. Kadın, her yerde olsun" ifadelerini kullandı. Belediyelerin ailelere dokunacak projelere imza atması gerektiğine dikkat çeken Seçer, kadına şiddet, kadın cinayetleri gibi sorunların bugünden yarına çözümlenmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Seçer, "Ama bu projelerle kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanmalarına yardımcı olmak, onların yanında olarak, onlarla dost olarak, onlara psikolojik olarak ‘yanımızda devletin bir kurumu, belediyemiz, belediyemizin bürokrasisi ve başkanımız var’ hissiyatı vermeniz bile onların birçok üzüntülü olay karşısında özgüvenini artırır ve ayakta kalmasını sağlar" diye konuştu. CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da konuşma yaptığı çalıştayda, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Hülya Atila, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger ile Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Engin Yıldırım tarafından Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Yerel Yönetimlerde Kadın, Sosyal, Sağlık ve Kültür Politikaları’ hakkında sunum yapıldı. Çalıştay, basına kapalı olarak devam etti.
Antalya Aydem Enerji’nin yeni CEO’su Marangoz oldu Türkiye’nin öncü enerji şirketlerinden Aydem Enerji’nin üst yönetiminde bayrak değişimi yaşandı. Enerji sektöründe 20 yıla yakın tecrübesi bulunan ve son 15 yıldır Aydem Enerji grup şirketleri bünyesinde üst düzey sorumluluklar üstlenen Serdar Marangoz, Aydem Enerji CEO’su olarak atandı. Elektrik üretimi, dağıtımı ve perakende alanlarında faaliyet gösteren, Türkiye’nin en büyük entegre enerji şirketlerinden Aydem Enerji’nin üst yönetiminde görev değişimi gerçekleşti. Aydem Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Marangoz, 2018 yılından bu yana Aydem Enerji’de İcra Kurulu Başkanı (CEO) ve Aydem Yenilenebilir Enerji Yönetim Kurulu Başkanı olan İdris Küpeli’den 1 Kasım 2024 itibarıyla bayrağı devralıyor. 2009 yılından bu yana Aydem Enerji grubu içerisinde farklı pozisyonlarda üst düzey sorumluluklar üstlenen deneyimli isim, 1 Kasım 2024 itibarıyla yeni görevine başlayacak. Marangoz aynı zamanda, Aydem Yenilenebilir Enerji’deki Genel Müdürlük görevini de vekaleten sürdürecek. Serdar Marangoz kimdir? ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden mezun olan Serdar Marangoz, yaklaşık 20 yıllık enerji sektörü tecrübesi bulunan kariyerine 2006 yılında Siemens AG’de başladı. 2009 yılından bu yana Aydem Enerji çatısı altında farklı şirketlerde üst düzey yöneticilik görevleri üstlenen Marangoz, sırasıyla Aydem Elektrik Piyasası ve Regülasyon Müdürü, Adm Elektrik Dağıtım ve Gdz Elektrik Dağıtım şirketlerinde İcra Kurulu Üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü. 2019 yılında Aydem Enerji Ticaret Grup Başkanı (CCO) ve Aydem Yenilenebilir Enerji Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. 2019 yılında atandığı Aydem Perakende ve Gediz Perakende şirketlerinin yönetim kurulu üyeliklerinin yanı sıra 2021 yılından itibaren genel müdürlük görevini de üstlendi. 2023 yılına kadar perakende grup şirketlerinin genel müdürlük görevini yürüten Marangoz, 25 Ekim 2023 tarihi itibarıyla Aydem Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu.