GÜNDEM - 18 Ekim 2024 Cuma 17:19

Mersin’de Sosyal Politikalar Çalıştayı düzenlendi

A
A
A
Mersin’de Sosyal Politikalar Çalıştayı düzenlendi

Mersin Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde ’Kadına Yönelik Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bağlamında Sosyal Politikalar Çalıştayı’ düzenlendi. CHP’li büyükşehir ve il belediyelerinden bürokratların da katılım sağladığı çalıştayın ana gündemini, ’toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık çalışmaları’ oluşturdu.


Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, çalıştayda yaptığı konuşmada, açılışını gerçekleştirdikleri Sosyal Politikalar Ofisi ile kadın, çocuk, cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddeti de barındıran sosyal politikaları enine boyuna konuşacaklarını ve bu sorun alanları üzerine daha fazla neler yapılacağıyla ilgili çalışacaklarını söyledi. İnanç, coğrafya, aile, kültür, çevresel faktörler, ekonomik ve sosyal nedenler dolayısıyla Türkiye’nin her bölgesinde, sorun alanlarının her insan için farklı olduğunu belirten Seçer, "Her coğrafyanın kendine göre sorunları vardır. Güneydoğu coğrafyasının farklıdır, Marmara’nın, Trakya’nın farklıdır. Bir kadın için o bölgenin sorun alanı ayrıdır, bu bölgenin ayrıdır. Çukurova başkadır, Karadeniz başkadır" dedi.



"Asıl iktidar yerel iktidardır"


Faaliyete aldıkları Sosyal Politikalar Ofisi’nin çalışmalarının aslında aileye, kadına, çocuğa, yaş almışa, dezavantajlı bireylere dayandığını ifade eden Seçer, "Yaptığımız tüm bu uygulamaları, kadınların en büyük sorun alanı olan kadına yönelik şiddeti, aile içi şiddeti önleyecek temel çalışmalar olarak görüyorum. Belediyeler, kamu kurumları içerisinde halka en yakın, organize, manevra kabiliyeti yüksek, halka çok çabuk ulaşabilen ve efektif işler yapabilen kurumlardır. Asıl iktidar yerel iktidardır. Zaten yerel iktidar olamıyorsanız genel iktidar olamazsınız" diye konuştu.



"Bir belediye haneye girmeli"


Seçer, CHP’li belediyelerin doğru politikalar uyguladığını belirterek, "Bir belediye haneye girmeli. Sosyal politika dediğiniz budur. ‘Sosyal politika yapıyorum, gıda dağıtıyorum, hayvan dağıtıyorum’ demekle olmuyor. Bunun sürdürülebilirliği, takibi, geri dönüşü, halka teması yoksa; halkla gidip sohbet etmek yoksa, kalbini açmak, sevgini vermek yoksa bu projeler lafı güzaftır. Sadece şekil şartını yerine getirisiniz ama toplumu kandıramazsınız" dedi. "Biz tüccar değiliz, kamu yöneticisiyiz" diyerek konuşmasını sürdüren Seçer, hizmetleri yaparken kar amacı gütmediklerini kaydederek, "Biz kar amacıyla hizmet yapmayız. Mesele halka hizmet ve sosyal politika olduğu zaman bizim yönümüz bellidir; biz sosyal demokrat siyasi görüşe ve kimliğe sahip insanlarız. Bizim uygulamalarımız halkçı ve sosyal demokrat politikalardır. Bundan taviz vermeyiz" diye konuştu.



"Öncelikli olarak ‘sosyal politikalar’ dedik"


Yönetime geldiklerinde Mersin’in sosyo ekonomik ve kültürel yapısına bakarak öncelikli olarak ‘sosyal politikalar’ dediklerini belirten Seçer, Kadın ve Aile Hizmetleri, Sosyal Hizmetler, Kültür ve Sosyal İşler, Sağlık İşleri ve Tarımsal Hizmetler dairelerinin, hizmet ve projelerinin yolunun çalıştayın ana konusu olan kadın ve aileye çıktığını kaydetti. Uygulamada olan 158 projenin bu dairelerden çıktığına işaret eden Seçer, "Bu 5 dairemizin bu yılki bütçesi 914 milyon 520 bin TL. Bu da yüzde 90’ın üzerinde gerçekleşir. Gelecek yıl için yüzde 63,36 artışla 1 milyar 494 milyon liraya yükselttik. Direkt aileye, kadına, çocuğa, yaşlıya, dezavantajlı gruplara dokunan bu dairelerimiz, projelerini uygulasın diye yaklaşık olarak 1,5 milyar TL bütçeye para koyduk. Oysa Mersin Büyükşehir Belediyesinin bütçesi kümülatif anlamda bir önceki yıla göre yaklaşık olarak 19 milyar 750 milyondan 30 milyarlara yükseldi. Yani yüzde 51 artış olmasına rağmen, 2024-2025 tahmini bütçeleri arasında sosyal politikalarda biraz daha farklı davrandık. İşte bu politikalar her hali ile bir haneye giriyor. Sosyal politikaları hayata geçiren dairelere verilecek tüm bütçeler helaldir" dedi.



"Belediyede kadın çalışan oranını yüzde 18’den yüzde 25’e çıkardık"


Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kadın çalışan oranını yüzde 18’den yüzde 25’e çıkardıklarını belirten Seçer, "Daire başkanları içerisinde kadın daire başkanlarının oranı yüzde 22.4, şube müdürleri içerisinde yüzde 35. Gönül çok daha fazlasını istiyor. Kadın; siyasette, çalışma hayatında, sosyal hayatta ve kültürel hayatta olsun. Kadın, her yerde olsun" ifadelerini kullandı.


Belediyelerin ailelere dokunacak projelere imza atması gerektiğine dikkat çeken Seçer, kadına şiddet, kadın cinayetleri gibi sorunların bugünden yarına çözümlenmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Seçer, "Ama bu projelerle kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanmalarına yardımcı olmak, onların yanında olarak, onlarla dost olarak, onlara psikolojik olarak ‘yanımızda devletin bir kurumu, belediyemiz, belediyemizin bürokrasisi ve başkanımız var’ hissiyatı vermeniz bile onların birçok üzüntülü olay karşısında özgüvenini artırır ve ayakta kalmasını sağlar" diye konuştu.


CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da konuşma yaptığı çalıştayda, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Hülya Atila, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger ile Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Engin Yıldırım tarafından Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Yerel Yönetimlerde Kadın, Sosyal, Sağlık ve Kültür Politikaları’ hakkında sunum yapıldı. Çalıştay, basına kapalı olarak devam etti.



Mersin’de Sosyal Politikalar Çalıştayı düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bakan Tunç, Seydikemer’de cami, eğitim merkezi ve kütüphane açılışlarını gerçekleştirdi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eşen Ceza İnfaz Kurumu’nda yapılan Adalet Camisi, Adalet Mesleki Eğitim Merkezi ve Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz Kütüphanesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Muğla’nın Seydikemer ilçesindeki Eşen Ceza İnfaz Kurumu’nda yapılan Adalet Camisi, Adalet Mesleki Eğitim Merkezi ve Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz Kütüphanesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Törende yaptığı konuşmada Bakan Tunç, cezaevlerini birer eğitim ve rehabilitasyon merkezi haline getirme hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bakan Tunç’a, Muğla Valisi İdris Akbıyık, AK Parti Muğla Milletvekili Yakup Otgöz, Seydikemer Belediye Başkanı Önder Akdenizli ve il ve ilçe genelinden protokol üyeleri eşlik etti. “Camiler bizim medeniyetimizin, dinimizin bir sembolü” İlk olarak Adalet Cami’nin açılışını gerçekleştiren Bakan Tunç, “Cezaevi kampüslerinde cami sayıları artıyor. Hayırseverlerimiz bu caminin yapımını üstlendiler. Camiler bizim medeniyetimizin, dinimizin bir sembolü. Emeğe geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. “Mahkumların topluma yeniden kazandırılması hedefimizdir” Tunç, ceza infaz sisteminin amacının sadece cezayı çektirmek olmadığını vurgulayarak, "Mahkumların tahliye olduktan sonra topluma yeniden kazandırılması, suçtan uzak durmalarının sağlanması temel hedefimizdir. Bu nedenle cezaevlerimizde çok sayıda eğitim merkezi açtık ve şu anda 49 eğitim merkezi aktif olarak hizmet veriyor" dedi. Bakan Tunç, cezaevlerinde verilen mesleki eğitimlerin, mahkumların tahliye sonrası iş bulmalarına yardımcı olacağını ve topluma faydalı bireyler haline gelmelerini amaçladıklarını sözlerine ekledi. “Mahkumlar hem meslek öğreniyor hem de ekonomiye katkı sağlıyor” Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol kapsamında, cezaevlerinde dört Anadolu Lisesi’nin faaliyette olduğunu ve bugüne kadar 60 bin mahkumun örgün veya açık öğretim yoluyla eğitim aldığını ifade eden Tunç, "Cezaevleri aynı zamanda birer üretim merkezi olarak da hizmet veriyor. 60 bine yakın mahkum, 1700 atölye ve fabrikada çalışarak hem meslek öğreniyor hem de ekonomiye katkı sağlıyor" diye konuştu.
Mardin Mardin’de İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı yapıldı Mardin’de 2024 yılı 4. Dönem İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Tuncay Akkoyun başkanlığında yapıldı. Mardin Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, kaymakamlar, belediye başkanları, koordinasyon kurulunda bulunan kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı. Toplantının açılışında konuşan Akkoyun, kentte 2024 yılı 3. dönem itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından 354projenin uygulandığını kaydetti. Bunlardan 62 projenin tamamlandığını, 111 projenin devam ettiğini, 181’inin ise etüt proje aşamasında olduğunu aktaran Vali Akkoyun, bu projelerin toplam tutarının 49 milyar 788 milyon 80 bin lira olduğunu, 2024 yılı 3. dönem sonu itibarıyla 4 milyar 591 milyon 466 bin lira harcama yapıldığını belirtti. Kamu yatırımlarının koordineli bir şekilde hızlı ama kaliteli yapılması için talimat veren Akkoyun, kurumlardan bu noktada koordinasyona önem vermelerini istedi. Deprem ile ilgili denetimlerin arttırılması ve bilgilendirme çalışmalarının yapılmasını söyleyen Akkoyun, "Belki birinci derece deprem bölgesi değiliz ama birinci derece bölge ile komşuyuz. Dolayısıyla bir önceki görev yerimde de söylediğim gibi burada da hiç deprem olmayacak algısı var. Adıyaman’da depremin merkez üstü değildi fakat Adıyaman’ın nasıl etkilendiğini gördük. Yerel yönetimlerimize özellikle sesleniyorum inşaatların denetimi ve kaymakamlarımıza özellikle rica ediyoruz senin belli dönemlerinde halkımıza bilgilendirmeler yapılmasını rica ediyoruz” dedi. Toplantı, yatırımcı kuruluşların yöneticilerinin faaliyetleri hakkında bilgi vermesi ve koordinasyon gerektiren hususların görüşülmesi ile sona erdi.
İstanbul 1 Mayıs’ta terör örgütü propagandası yaptıkları iddia edilen 17 sanığa 10 yıl 6 aya kadar hapis talebi İstanbul Fatih’te 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde polisin uyarılarına rağmen dağılmayarak terör örgütü propagandası yaptıkları iddia edilen 17 sanığın yargılandığı davada esasa ilişkin mütalaa açıklandı. Mütalaada, 17 tutuksuz sanık hakkında, 3 suçtan ayrı ayrı 10 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. İstanbul Fatih’te 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde kısıtlama tedbirlerine ve polisin uyarılarına rağmen dağılmayarak terör örgütü TKP/ML’nin propagandasını yaptıkları iddia edilen 17 sanığın yargılandığı davada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Ahmet Hazar Yücel ve bazı sanıkların avukatları hazır bulundu. Yasağa rağmen toplanma çağrısı yapıldığı belirtildi Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, tüm açık ve kapalı alanlardaki etkinliklerin 1 Mayıs tarihinde 1 gün süre ile yasaklama kararı alınmasına rağmen bazı grupların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinliklerini Taksim Meydanı’nda gerçekleştirmek üzere Beşiktaş, Şişli, Beyoğlu ve Fatih’te toplanma çağrıları yaptıklarını belirtti. Mütalaada, yapılan çağrı üzerine 1 Mayıs 2024 günü saat 05.30’da Beşiktaş, Şişli, Kadıköy, Beyoğlu ve Fatih ilçe sınırları içerisinde oluşabilecek toplanma ve korsan gösterilere yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce gerekli emniyet tedbirleri alındığı aktarıldı. 17 sanığa 2’şer yıldan 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebi Mütalaada, 17 tutuksuz sanık hakkında, ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’, ‘direnme’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından ayrı ayrı 10 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Esasa ilişkin savunma yapan sanık Ahmet Hazar Yücel, “Önceki savunmalarımı tekrar ederim. Aleyhe hususları kabul etmiyorum” dedi. 3 kolluk görevlisi tanık sıfatıyla dinlenecek Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarının açıklanan mütalaaya karşı savunma yapabilmeleri için süre verilmesine ve 1 Mayıs günü kolluk yakalama tutanağında imzası bulunan üç kolluk görevlisinin bir sonraki celse tanık sıfatıyla dinlenerek beyanlarının alınmasına hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Fatih’teki Pertevniyal Lisesi’nin bulunduğu noktadaki arama noktasında 17 şüphelinin yanlarında terör örgütü TKP/ML’nin sözde kurucusu İbrahim Kaypakkaya’nın resminin bulunduğu flamalar, fotoğrafının olduğu 2 adet yelek ile Saraçhane Meydanı’na girmeye çalıştıkları kaydedildi. Hazırlanan iddianamede 17 şüphelinin ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘suçu ve suçluyu övmek’ suçlarından ayrı ayrı 3 yıl 6 aydan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.