ASAYİŞ - 18 Aralık 2025 Perşembe 14:17

Damadını öldüren kayınpederin ilk duruşması görüldü

A
A
A
Damadını öldüren kayınpederin ilk duruşması görüldü

Burdur’un Bucak ilçesinde damadını öldüren kayınpederin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Kayınpeder Ali Ş.’nin tutukluluğuna devam kararı çıkan dava ileri bir tarihe ertelendi. Duruşmada konuşan acılı baba Şeref Top, oğlunun tasarlayarak öldürüldüğünü ileri sürerek, "Ali Ş. daha önce bana ’Oğlunu öldüreceğim, buradan cenazesini götüreceksin’ demişti. Olay günü de ’Oğlunu öldürdüm. Gel cenazeni götür’ dedi" diye konuştu.


Olay, 20 Ağustos’ta Fatih Mahallesi 1606. Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Ali Ş. (63) evinin önüne tırını park eden ve bahçe müştemilatına tıra ait malzemeler koyan damadı Deniz Top (35) ile tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayda Ali Ş., damadı Deniz Top’u av tüfeği ile vurarak ağır yaraladı. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı, ambulansla Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ali Ş. ise olayda kullandığı tüfekle yakalanarak gözaltına alındı. Hastaneye kaldırılan Deniz Top, doktorların yaptığı tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.



Olayla ilgili ilk duruşması görüldü


Burdur 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Ali Ş., Deniz Top’un babası Şeref Top, annesi Ümmahan Top, eşi Hülya Top ile taraf avukatları katıldı. Ali Ş., savunmasında, "10 sene önce görücü usulü evlendiler. İyi bir çocuktu ancak bir süre sonra çalışmamaya başladı. Kiradan kurtardım, kendi evim vardı, ona oturdular. Katiyen çalışmıyordu. Eviyle çoluk çocuğuyla ilgilenmiyordu. Boş geziyordu. Belediyede işe başlattım, 10 gün çalıştı, ayrıldı. Çimento fabrikasında işe başlattım, 2 ay çalıştı bıraktı. Babasıyla tır aldılar. Her yere borç takmaya başladı. Babasını aradım, ’Davranışları normal değil, gidişatı iyi değil, doktora götürün’ dedim. Kızıma, ’Sizi öldüreceğim’ dediği için uzaklaştırma kararı aldırdım. ’Uzaklaştırmayı kaldırmazsanız sizi öldürürüm, yaşatmam’ dedi. Kızım boşanmak istediğini söyledi. ’Kızım düzenin bozulmasın’ dedim. Benim söylememle devam etti. Kafama elindeki tüfeğin dipçiğiyle 3- 4 defa vurdu. Tüfeği boğazıma dayadı. Boğuşma sırasında nasıl olduysa tüfek elime geçti. Komşular araya girdi. Korkutmak amacıyla 1 el ayaklarına, 3- 4 el de havaya ateş ettim. 112’yi aradım. Polis geldi, tüfeği teslim ettim" diye konuştu.



"Bilerek ve tasarlayarak öldürdü"


Deniz Top’un babası Şeref Top ise sanığın yalan söylediğini ileri sürerek, "Oğlumu tasarlayarak öldürdü. Oğlum mayıs ayında kaza yaptıktan sonra işin içinden çıkamadı. ’Başka işte çalış’ dedim. Ali Ş. daha önce bana ’Oğlunu öldüreceğim, buradan cenazesini götüreceksin’ demişti. Olay günü de ’Oğlunu öldürdüm. Gel cenazeni götür’ dedi. Bilerek ve tasarlayarak öldürdü. Tüfek, oğlumun değildi. Kayınpederine aitti" şeklinde konuştu.



"Uzaklaştırma kararı aldırdım"


Hülya Top ise Deniz Top ile 10 yıl önce görücü usulü evlendiklerini belirterek, "5-6 yıl sıkıntı yoktu. Sonra tır sevdası başladı. Kredi çekip, tır aldılar. ’Almayın’ dedim. İşe gitmiyor, bu yüzden ceza yiyordu. Sürekli şiddet vardı ama katlanıyordum. Uyuşturucu batağına düştüğünü asla tahmin etmiyordum. Uzaklaştırma kararı aldırdım. ’Uzaklaştırma kararını kaldırmazsan seni öldürürüm’ diye tehdit etti" diye konuştu.


Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.



Damadını öldüren kayınpederin ilk duruşması görüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Park halindeki araçlara çarptı, pompalı tüfek ile işyeri sahibini yaraladı Antalya’nın Manavgat ilçesinde seyir halindeki hafif ticari araç, yol kenarındaki restoranın önünde park halindeki 2 araca çarparak büyük ölçüde zarar verdi. Kazanın sonrası restoran işletmecisiyle sürücü arasında çıkan tartışmada araç sürücüsü işletmeciyi pompalı tüfekle ayağından yaraladı. Asayiş Büro Amirliği ekiplerinin çalışması sonucunda yakalanan ve 2.17 promil alkollü olduğu belirlenen araç sürücüsü ve kardeşi tutuklandı. Sorgun Bulvarı üzerinde geçtiğimiz Salı akşamı saat 20:00 sıralarında Hasan K. kullandığı 07 LL 598 plakalı otomobil bir restoranın önünde park halindeki iki araca çarptı. Kazanın ardından kaza yapan sürücü ve çarptığı araç sahipleri aralarında anlaşmak için konuşurken restoran işletmecisi Aytaç K. da olay yerine geldi. Bu sırada otomobilde bulunan Hasan K. ve Mehmet K. ile Aytaç K. arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine Hasan K. otomobilinden aldığı pompalı tüfekle Aytaç K.’yi bacağından yaraladıktan sonra havaya ateş ederek olay yerinden kaçtı. Restoranda bulunan müşterilerin haber vermesiyle olay yerine sağlık ve çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Yaralı Aytaç K., 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla Manavgat’ta özel bir hastaneye götürüldü. Aytaç K.’nın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Olayın şüphelileri Hasan K. ve Mehmet K. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından kısa süre içerisinde yakalandı. Hasan K’nin yapılan muayenesinde 2.17 promil alkollü olduğu tespit edildi. Trafik Büro Amirliği ekipleri sürücüye 9 bin 268 TL para cezası uygularken sürücü belgesine de 6 aylığına el koydu. Polis merkezinde işlemleri tamamlanan şüpheliler adliye sevk edildi. İfadelerinin ardından Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan şüpheliler Hasan K. ve kardeşi Mehmet K. ‘Kasten Yaralama’, ‘Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması’ ve ‘Mala Zarar Verme’ suçlarından tutuklandı
Aydın Şap karantinası nedeniyle iptal edilen deve güreşleri sektörde sıkıntıya neden oldu Devecilik Kültürü ve Deve Güreşleri Federasyonu Başkanı Akın Pazarlıoğlu, şap karantinası dolayısıyla iptal edilen deve güreşlerinin birçok sektörü olumsuz etkilediğini belirterek ilgili kurum ve kuruluşların bu kararı yeniden gözden geçirmesini istedi. Tarih boyunca develerde şap hastalığı görülmediğini belirten Pazarlıoğlu, "Develer de çift tırnaklı hayvan olabilir ama, develerde şap hastalığı görülmez. Yasağı koyanlar bunu istedikleri bilim kurulundan ve veteriner fakültelerinden öğrenebilir" dedi. Federasyon Başkanı Akın Pazarlıoğlu, konuyla ilgili açıklamasında "Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ülkemizi etkisi altına alan şap hastalığı başta biz devecileri olmak üzere tüm hayvancıları derinden etkileşmiştir. Göktürk’lerden beri süregelen devecilik kültürü ve deve güreşleri Osmanlı Devletinden bu güne kadar süre gelen en eski geleneksel kültür mirasımızdır. Develerin şap hastalığı geçirdiği yönünde yazılı hiçbir vakaya rastlanmamaktadır. Başta şap enstitüsü olmak üzere hiçbir kurumun bu yönde araştırması da yoktur. Ülkemizdeki üniversitelerin veterinerlik fakülte arşivlerinde develerde hiçbir şap vakasına rastlanılmadığı araştırıldığında görülecektir. Sırf yönetmelikte çift tırnaklı hayvan kategorisine girdiğinden dolayı HAYGEM tarafından geleneksel kültür mirasımız olan deve güreşlerimiz iptal edilmektedir. Bu deve güreşlerinin sekretaryasını 2012 yılında kurulmuş olan Devecilik Kültürü ve Deve Güreşleri Federasyonu yürütmektedir" diyerek bu yasağın kaldırılmasını istedi. Federasyon olarak, başta Aydın milletvekilleri olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü ile gerek resmi yazışma gerekse yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiklerini kaydeden Başkan Pazarlıoğlu, "Bu geleneksel kültür mirasımız ‘Nakliye ve insan yoğunluğu göz önünde alındığında hastalığı yayma riski var" gerekçesi ile hastalık bahane edilerek yok edilmek istenmektedir. Tüm hayvan sevkiyatları devam ederken deve güreşlerinin iptal edilmesini anlamsız buluyoruz. Deve güreşlerinden ekmek yiyen, evine ekmek götüren ve sekiz ilde toplamda 15 milyon kişiye direkt hitap eden ülkemizin en büyük kültürel etkinliğinin maddi ve manevi boyutu ele alınarak karar verilmelidir. Bu dönem tertiplenen 80 adet deve güreşi festivali vardı. Bu festivallerde havutçusundan çulcusuna, golancıdan keçecisine kadar yaklaşık 15 milyon kişi mağdur olmuştur" diyerek alınan yasak kararının yeniden gözden geçirilmesini istedi. Bu arada güreşmeyen pehlivan develerin de rahatsız olduğunu belirten deveciler, kış sezonu boyunca arenaya çıkarılmayan develerin tabiatı gereği sıkıntılı olduğu belirtildi.
Eskişehir Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor ESKİŞEHİR(İHA) – Eskişehir’de bulunan Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Türkiye’de tek olan Engelliler Entegre Yüksek Okulu barındırdığı 4 bölüm ile işitme kayıplı öğrencileri çalışma hayatına kazandırıyor. Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nde bulunan Engelliler Entegre Yüksek Okulu, Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Grafik ve Seramik Anasanat Dallarının yer aldığı Güzel Sanatlar Bölümü, Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları olmak üzere 4 bölümde eğitim veren okul, çeşitli şehirlerden işitme kayıplı öğrencileri seçtikleri alanlarda eğitim ve çalışma hayatına hazırlıyor. Geçtiğimiz yıl 23 öğrenci mezun veren okulda, hâlihazırda 107 öğrenci bulunuyor. Sınıf kontenjanları en faza 11 kişiyle sınırlı ve özel eğitim için uygun sınıf, laboratuvar ve atölyelerde eğitim veriliyor. Alınan eğitim sonrasında staj programları ve çalışma hayatlarında da okul tarafından öğrenciye yardım ediliyor. Yüksekokulun yaptığı araştırmalarda mezun işitme kayıplı öğrencilerden 2021 yılında yüzde 80’i işe girdi. İşe başlayan bahse konu öğrencilerden yüzde 57’si alanlarında kariyerlerine devam ediyor. "Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumu" Okulun Türkiye’de tek oluşundan bahseden Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Zehranur Kaya, "Şu anda Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumunda bulunuyorsunuz İleri ve çok ileri derecede işitme kayıplı bireyler sınavlara girip diğer bölümlerdeki çok yüksek puanları almakta zorlandıklarında, o zaman bizim okulumuz devreye giriyor. En az 50 desibel işitme kaybı olan ve üniversite sınavına girip yüksekokulun taban puanlarını alan öğrencilere bir yükseköğretim fırsatı sunuyoruz. Yüksekokulda şu anda hâlihazırda 4 tane programda eğitimlerimizi veriyoruz. 2 programımız lisans düzeyinde eğitim veriyor: Grafik ve Seramik Güzel Sanatlar Bölümü altındalar. 2 programımız ön lisans düzeyinde eğitim veriyor: Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları. Yüksekokulun diğer yükseköğretim birimlerinden ayrılan bir yanı da Temel Türkçe hazırlık sınıfının bulunması. ‘Neden bu sınıf var?’ diye düşünebilirsiniz. Çünkü işitme kayıplı bireyler, bizim öğrencilerimiz özellikle doğuştan işitme engelli olup yeterli okuma, anlama, dil gelişim becerilerinde sınırlılıklar yaşıyorlar. Öğrencilerimizin Türkçe okuma, anlama, yazma, dinleme becerilerinin geliştirilmesi ve bölümlerde verilen mesleki bilgiyi anlayabilmeleri, onları içselleştirebilmeleri için Temel Türkçe Hazırlık Sınıfı çok önemlidir" dedi. "Toplam mezun sayımız ise 728" Okuldan mezun olan, mevcut ve iş hayatına atılan öğrenciler hakkında Doç. Dr. Kaya, "Şu anda hâlihazırda 107 öğrencimiz var. Geçen yıl 23 öğrenci mezun ettik. Toplam mezun sayımız ise 728. 32 yıldır yüksekokul eğitim-öğretim hayatına devam ediyor. "Öğrenci sayılarımız, geçen seneki mezun sayımız neden az" diye sorabilirsiniz. Neden az? Çünkü biz özel eğitim yükseköğretim kurumuyuz ve özel eğitim çerçevesi içerisinde derslerimizi yapıyoruz. Okul kontenjanları 11 ile sınırlı; yani her sınıfta maksimum 11 öğrencimiz var. Dolayısıyla mezun sayılarımız, öğrenci sayılarımız da bununla orantılı olarak değişiyor. Buradan çıkan öğrenci, kendi özgüvenine sahip, güçlü bir CV’si olan, kendini ifade edebilen birey olarak çıkıyor ve bu gözle görülür bir değişim. Sadece bizim bildiğimiz değil, dışarıdan da gözle görünür bir deneyim. Ailelerden aldığımız güzel dönütler, mezunlardan aldığımız güzel dönüşler. Bizim yaşadığımız birçok başarı hikâyesi var. Bunlar, öğrencilerimizin gözle görülür değişimini çok net gösteriyor" diye konuştu. "Çok şükür, ben de kazandım geldim" Aydın’dan Eskişehir’e gelen 19 yaşındaki işitme engelli öğrenci Selim Evren, "Sınava giriyorsun, geçiyorsun, kazanıyorsun. Çok şükür, ben de kazandım geldim. Çok mutluyum. Üniversite hocalarım bizlere derslerini anlatıyor ve başarılı olacağız. Hedefim; üniversiteden mezun olmak, memur olmak ve sporcu olmak. Branşım atletizm. Arkadaşlarımla, işiten insanlarla iletişim kurmak çok zor. Bazıları rahatsız hissediyor ama işitme engelli insanlarla konuşmak daha çok rahatlatıyor. Bilgisayarla ilgili dersleri, yazılım bölümünü çok seviyorum. Öğrencilerin hepsi bilmeyebilir, olsun. Pozitif yaklaşımlar ve yardımlar sayesinde hepimiz başarılı olacağız. Bilgisayarda birkaç arkadaşlarımız bilmiyor ama destek olacağız, başarılı olacağız" dedi.
Yozgat Yozgat Belediyesi’nin bakımını yaptırdığı konak hanımların eğitim noktası oldu Yozgat Belediyesi’nin günlük hayata kazandırdığı konaklardan Mehmet Ağa Konağı, Halk Eğitim Merkezi’nden eğitmenlerin ders vermesiyle ve kadınların becerilerini arttırmasıyla ön plana çıkıyor. İstanbulluoğlu Mahallesinde bulunan ve Çocuk Sanat Merkezi olarak da bilinen tarihi Mehmet Ağa Konağı, 2018 yılından itibaren hizmet vermeyi sürdürüyor. Kapılarını yapay çiçek ve pastacılık eğitimleri için kadınlara açan konakta eğitim alan kursiyerler, yeteneklerini geliştirme imkanı buluyor. Lateks evanın akrilik boyalarla boyanmasıyla yapay çiçekler elde ediliyor. Hem dekoratif hem de hediye amaçlı kullanılan bu ürünler gerçeği aratmıyor. Pastacılık eğitimi alan hanımlar, mutfak bilgilerini ve yeteneklerini daha ileri seviyeye taşıma fırsatı buluyor. "Çok neşeliyiz, kursumuz çok güzel" Kursiyerlerden Nuran Topuz, 1 buçuk aydır kursta olduğunu söyledi. Kursa gelip gelmemekte tereddüt yaşasa da geldiği için çok memnun olduğunu belirten Topuz, "Burada güzel arkadaşlıklar edindik. Çok neşeliyiz, kursumuz çok güzel. Psikolojik olarak da çok iyi geldi. Konaktan da çok memnunuz" dedi. "Mağazalarda hediye aramaktansa kendi yaptığımız ürünleri hediye ediyoruz" Kursiyer Ayşe Demircan, Yozgat Belediyesi’nin konağı tahsis etmesinden dolayı memnuniyet duyduğunu ifade etti. Demircan, "Burası Yozgat için çok güzel bir değer. Çiçek kursundayım, pastacılık kursuna da devam edeceğim. Yeni arkadaşlıklar edindim. Gidip mağazalarda hediye aramaktansa burada kendi yaptığımız ürünleri hediye ediyoruz. Burası bizim için terapi gibi, çok mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Yeni dönem kayıtlarımızı şimdiden doldurduk" Yozgat Belediyesi Sanat Koordinatörü Gülay Gümüş, kursların Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle gerçekleştirildiğini söyledi. Gümüş, "Kursiyerlerimizin 1 buçuk aylık katılımı ile gerçekleşen bazı ürünlerimizi tanıtmak istedik. Davetlerimiz olacak. Yapılan güzel işleri takdim etmek istiyoruz. Hanımlar, var olan yeteneklerinin üzerine biraz daha koymuş oldular. 15 kursiyerimiz pastacılık kursunda. Aşağı yukarı 15 kişi de yapay çiçek kursumuza geliyor. Yeni dönem kayıtlarımızı şimdiden doldurduk bile" diyerek kursa olan yoğun talepten söz etti. "Daha güzel çalışmalar yapmak için gayret içinde olacağız" Kursiyerlerin davetine katılan Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan, kursiyerleri tebrik etti. Başkan Arslan sözlerini şöyle sürdürdü: "Yozgat’taki tarihi evleri, konakları mümkün olduğu kadar koruyup geleceğe taşımak istiyoruz. Bunları restore ederken, yeniden yaparken bir taraftan da içinde normal hayatın devam etmesi gerekiyor. Bu konağımızı da yaklaşık 7-8 yıl önce restore ettiğimiz bir konak. Burada bu bölgedeki hanım kardeşlerimize yönelik olarak değişik kurslar faaliyet gösteriyor. İlk etapta pastacılık ve yapma çiçek kursu açıldı. İkisinde de çok güzel ve başarılı işler yapılıyor. Kursiyerler hem mekandan hem de hocalarından memnun. Öyle gözüküyor ki bunların sayısını arttırmamız gerekiyor. Halk Eğitim Merkezi’mize, hocalarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah daha güzellerini yapmak için gayret içerisinde olacağız."