EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 15:18

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz"

A
A
A
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz"

"Turizmin Değeri, Zeytinyağının Başkenti" sloganıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Sanayi Borsası, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ziraat Odası, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile ATO Duyusal Analiz Laboratuarı tarafından düzenlenen 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali’nin ikinci gününde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde gerçekleşen “Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü” panelinin açılışına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Hisarcıklıoğlu, "AB tescilli Ayvalık zeytinyağının katma değeri artacaktır" dedi.


"Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü" panelinin açılışına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Panelin açış konuşmasını yapan Hisarcıklıoğlu, "Zeytinyağının konuşulmasının nedeni Ayvalık ve Ayvalıklılardır. Geçmişten bugüne büyük emekleri olan belediye başkanlarımıza, kaymakamlarımıza, oda ve esnaf odası başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Doğru bir işe imza atıyorsunuz. Elinizdeki bu büyük nimetin hakkını nasıl daha iyi yaparız onun araştırmasını yapıyorsunuz. Zeytin ağacı 1000 yıl yaşıyor. Başka hiçbir ağaç bu kadar yaşamıyor. Zeytinin ana yurdu, bu coğrafyadır. Türkiye olarak dünya zeytin üretiminde ilk sırada yer almalıyız. 100’den fazla ülkeye zeytinyağı ihraç ediyoruz. Sofralık zeytin tüketiminde de dünyada ilk sıradayız. Zeytinyağı tüketimine gelince diğer ülkelere göre çok gerilerdeyiz. Bunu çok ileriye taşımalıyız. Eskiden zeytinyağı zararlı, margarin ve diğer yağlar yararlı gibi söyleniyordu. Çünkü onlar bizde yoktu ve zeytinyağı vardı. Ve onlar ürünlerini satmak için bize kendi ürünlerini sattılar. ‘Zeytinyağı yiyemem’ diye sipariş türkülerle zeytinyağı tüketiminin önüne geçtiler. 20 litre seviyesindeyken biz de uzun süre 1 litreye kadar düştü. Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz. Egeliler sayesinde zeytinyağı tüketimi artmaya başladı. Akdeniz tipi beslenmeyle bu tüketim yukarıya doğru çıkmaktadır. Bu tüketim tipiyle insanların ömrü uzamaktadır. Zeytinyağı tüketiminin pazarlama sorunu olmamalı. Bir hedefimiz dünyaya açılmak olmalı. Bunun önü markalaşmaktan geçiyor. Coğrafi işaret aslında bunun ilk adımıydı. Bunun ilk adımını siz attınız. AB tescilli 3 zeytinyağımız, 3 zeytinimiz bulunuyor. AB’de tescil ettikten sonra başka ad altında kullanamazsınız. Ayvalık Ticaret Odası’nın AB tescili olarak her türlü desteği veriyoruz. Ayvalık da böylece marka olarak fiyatı da artacak. Doğru düzgün hareket eden hem Ayvalık Ticaret Odamızı hem de Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar’ı tebrik ediyorum” dedi.



"Türk Ticaret Merkezi’yle 50 eyalete ulaşmak mümkün"


Hisarcıklıoğlu, aynı zamanda konuşmasında Chicago’daki Türk Ticaret Merkezi hakkında da bilgi verdi. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Kendi topraklarımızın değerini bilirsek bunu dünyaya anlatabiliriz. Markalaşamazsanız para kazanamazsınız. E-ticaret büyük bir şans, bunu değerlendirmeliyiz. Dünyanın en büyük ticaret pazarı ABD. TOBB olarak Chicago merkezleri 50 eyalete ulaşabilecek bir Türk Ticaret Merkezi açtık. Ayvalık’ta oturduğunuz yerden orada şirket kurabiliyorsunuz. Pazarı da size kurabiliyoruz. Sizler için yaptık bunu. Burası dünyanın en yaşanabilir yeri. Her gün burada yaşamaya şükretmelisiniz. Zeytin ağaçlarını koruyun ve bu çalışma düzenine devam edin" dedi.


TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB tarafından Ayvalık’ta inşa edilen okulun hizmete girecek olmasından da duyduğu memnuniyeti ifade etti.


Açılış konuşmasından sonra Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ve Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na panele katılımından dolayı plaket verdi.


Panele Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar ve STK başkanları katıldı.



TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Zeytinyağı kültürünü geliştirmeliyiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.