POLİTİKA - 13 Kasım 2024 Çarşamba 21:59

Kuşadası’nda muhtarlar için istişare toplantısı

A
A
A
Kuşadası’nda muhtarlar için istişare toplantısı

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Aydın Valiliği tarafından düzenlenen ‘Kuşadası Muhtarlar İstişare Toplantısı’na’ katıldı. Toplantıda kentte görev yapan idari ve mülki amirlerle birlikte muhtarların sorun, talep ve önerilerini dinleyen Başkan Ömer Günel, “İkinci dönemimizde de sizlerle fikir alışverişinde bulunmaya devam edip, hizmet kalitemizi daha da ileriye taşıyacağız” dedi.



Kuşadası’nda Aydın Valisi Yakup Canbolat başkanlığında ‘Kuşadası Muhtarlar İstişare Toplantısı’ düzenlendi. Kuşadası Ticaret Odası (KUTO) Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya Kuşadası Kaymakamı İbrahim Keklik, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, kentte görev yapan idari ve mülkü amirler ile Kuşadası’nın 23 mahalle muhtarı katıldı.



Toplantının açılışında İl Tarım, Sağlık, Eğitim ve İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürlükleri tarafından protokol üyelerine, kendi sorumluluklarında olan alanlarla ilgili istatistiki ve demografik bilgiler içeren sunumlar yapıldı. Ardından Vali Yakup Canbolat, Kaymakam İbrahim Keklik ve Başkan Ömer Günel kentteki diğer idari ve mülkü amirlerle birlikte Kuşadası muhtarlarının sorun ve taleplerini dinledi. Çözüm önerileriyle ilgili fikir alışverişinin de yapıldığı toplantıda, muhtarlar Başkan Ömer Günel’e kendileriyle çok yakından ilgilendiği için teşekkür etti.



Göreve geldikleri günden bu yana Kuşadası için hiç durmadan çalıştıklarını belirten Başkan Ömer Günel, “Öncelikle hemşehrilerimizle aramızda köprü vazifesi gören muhtarlarımızla Aydın Valimiz Yakup Canbolat’ın başkanlığında düzenlenen toplantıda bir araya gelmekten mutluluk duydum. Toplantı her açıdan çok verimli geçti. Biz bir önceki görev dönemimizde de muhtarlarımızdan gelen talepleri incelikle değerlendirip çözüme kavuşturduk. İkinci görev süremiz boyunca da hizmet kalitemizi daha da ileriye taşımak için ilçemizdeki kurum müdürlerimizle ve muhtarlarımızla koordineli bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.



Kuşadası’nda muhtarlar için istişare toplantısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu’nda feci ölüm: Tamir etmeye çalıştığı asansör üzerine düştü Beyoğlu’nda tamir ettiği asansörün demirlerini sökmeye çalışan işçi, cihazın üzerine düşmesi sonucu feci şekilde can verdi. Talihsiz adamın yakınları olay yerine gözyaşlarına boğuldu. Edinilen bilgiye göre, Beyoğlu Sıraselviler Caddesi’nde bulunan Tevfik Paşa İş Hanı’nda saat 11.00 sıralarında meydana geldi. Bir grup işçi, iş hanındaki mühürlü olan asansörün tamiri için çalışma başlattı. Bu sırada asansörün altına giren Şahin Akyıldız (53) demirleri sökmeye çalıştı. Bu sırada asansör talihsiz adamın üzerine düştü. Arkadaşları asansörün düştüğü görünce, itfaiye ve sağlık ekiplerini aradı. Kısa sürede olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri Akyıldız’ı çıkarmak için çalışma başlattı. Ancak asansörün altında sıkışan Akyıldız’a ulaşılamadı. Ekipler bu sefer binanın alt katında bulunan gece kulübüne geçerek çalışmalarına orada devam etti. Gece kulübünün tavanını delen ekipler Akyıldız’ı sıkıştığı yerden çıkardı. Ancak talihsiz adamın hayatını kaybettiği belirlendi. Akyıldız’ın cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurum morguna götürüldü. Olay yerine koşan yakınları fenalık geçirdi Acı haberi alan Akyıldız’ın yakınları olay yerine koştu. Yere yığılan bir kadın, "Abicim bizi yalnız bıraktın" diyerek gözyaşı döktü. Acılı kardeşi yakınları ve sağlıkçılar sakinleştirmeye çalıştı.
Niğde Niğde’de kendi işini kurmak isteyen engelli ve eski hükümlüler için hibe desteği başvuruları sürüyor Niğde İŞKUR İl Müdürü Ali Bingül, kendi işini kurmak için hibe desteğinden yararlanmak isteyen engelli ve eski hükümlülerin proje başvurularını 6 Aralık’a kadar yapabileceklerini duyurdu. Projeleri kabul edilen engelli girişimcilere 400 bin, eski hükümlülere ise 300 bin lira hibe desteği verileceğini aktaran İŞKUR İl Müdürü Ali Bingül, korumalı iş yeri projelerinde de 500 bin lira kuruluş sermayesi desteği sağlanacağını ifade etti. Bingül, "İŞKUR olarak ilimizde kendi işini kurmak isteyen engelli ve eski hükümlü vatandaşlarımızın projelerini önemsiyor, daha fazla sayıda engelli ve eski hükümlü vatandaşlarımızın kendi işini kurma hibe desteğine başvuru yapmasını istiyoruz. İŞKUR, engelliler ile eski hükümlüleri kendi işini kurmaları yönünde hibe projeleriyle desteklemeye devam etmektedir. Kendi işini kurmak isteyen engelli girişimcilere 400 bin TL hibe desteği, kendi işini kurmak isteyen eski hükümlü girişimcilere 300 bin TL hibe desteği başvuruları devam ediyor. Bu destek, korumalı iş yeri projelerinde 500 bin TL kuruluş sermayesi desteğine kadar varabiliyor" diye konuştu. Engelli ve eski hükümlü çalıştırmayan işverenlerden tahsil edilen idari para cezalarından engellilerin mesleki eğitim ve rehabilitasyonu, işe ve iş yerine uyumlarının sağlanması ve engelliler ile eski hükümlülerin kendi işini kurmaları için hazırlanan projelerin desteklendiğini aktaran Bingül, kendi işini kurmak isteyen engelliler ile eski hükümlülerin bireysel proje başvurularını 6 Aralık tarihine kadar e-Devlet üzerinden online olarak yapmaları gerektiğini belirtti. İŞKUR proje için başvuruda bulunacak vatandaşlara rehberlik yapıyor Bingül, “Engellilere yönelik çalışma yapan bütün sivil toplum kuruluşları, iş yerleri, üniversiteler, belediyeler ve kamu kurumları, kurumsal projelerini hazırlayıp 6 Aralık 2024 tarihi mesai saati sona erene kadar bulundukları illerdeki Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine elden veya posta yoluyla teslim edebilirler. Ayrıca kendi işini kurmak isteyen eski hükümlülerin projelerini belirtilen tarihe kadar Adalet Bakanlığı’nın ilgili birimleri aracılığı ile bulundukları illerdeki Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine iletmesi gerekiyor. Proje başvurusunda bulunmak isteyen engelli ve eski hükümlü vatandaşlarımız kurumumuz internet adresinde www.iskur.gov.tr duyurular bölümünde yayınlanan başvuru rehberinden detaylı bilgi alabilirler. İl Müdürlüğümüz engelli ve eski hükümlü vatandaşlarımıza proje başvurusu ile ilgili rehberlik yapılmaktadır” dedi.
İstanbul Sağlıklı geleceğin temeli anne karnında oluşuyor Şeker tüketimini kontrol altına almak yalnızca çocukluk ve yetişkinlikte değil, anne karnından itibaren sağlıklı bir geleceğin temelini oluşturuyor. Türkiye’de 18 yaş üzeri diyabet hastası oranı yüzde 14,5 oldu ve 10 milyonu aşkın kişi diyabet hastası. Diyalize giren hasta sayısı da 65 bine yaklaştı ve bu kişilerin de yüzde 40’ı aynı zamanda diyabet hastası. Science dergisinde yayımlanan bu araştırmaya göre, şeker tüketimini kontrol altına almak yalnızca çocukluk ve yetişkinlikte değil, anne karnından itibaren sağlıklı bir geleceğin temelini oluşturuyor. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, böbrek hastalıklarının başlıca nedenlerinden biri olan diyabet riskine dikkat çekerek, şeker tüketiminin kontrol altına alınmasının önemini vurgulayarak, “Özellikle gelişme çağındaki çocuklarımızın ambalajlı gıdalardan uzak durması ve şeker tüketimini minimuma indirmesi için şehir şehir, okul okul gezerek eğitimlerle farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Dünyada bu konuda yapılmış en güncel araştırmalar da çabamızın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Güney Kaliforniya Üniversitesi araştırmacılarının annenin gebelik döneminde ve doğumdan sonraki ilk iki yılda düşük şeker tüketiminin diyabet ve hipertansiyon riskini nasıl azalttığını ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı’ndaki şeker karnesi uygulamasıyla yapılan karşılaştırmalı çalışmada, düşük şeker tüketimi olan bireylerin diyabet riskinin yüzde 35, hipertansiyon riskinin ise yüzde 20 oranında azaldığı görülmüş. Bu sonuçlar bize, şekerle mücadelenin anne karnından başlaması gerektiğini gösteriyor” dedi. Araştırma sonuçlarına göre, hamilelik döneminde ve bebeğin ilk iki yılında şeker tüketiminin azaltılması, diyabet ve hipertansiyonun başlangıcını geciktiriyor. Ayrıca, savaş sonrasında şeker karnesi uygulamasının sona erdiği dönemde İngiltere’de şeker tüketiminin iki katına çıkması, bu dönemde sınırlı şeker tüketen kişilerin yetişkinlikte daha sağlıklı bir durumda olduklarını kanıtlıyor. Erk, Tip 2 diyabetin kontrol altına alınmadığında böbrek hastalıkları, kalp-damar sorunları ve hastalıkları, sinir ve göz hasarları, uzuv kaybı gibi pek çok ciddi komplikasyona yol açabileceği konusunda uyarıda bulunarak, "Bu tür kronik rahatsızlıklarla mücadele, şeker tüketimini kontrol altında tutmakla başlar. Ülkemizin yeni diyabet hastalarına değil, sağlıklı ve genç bir nüfusa ihtiyacı var” dedi.
İstanbul Erzan’dan duruşma öncesi mahkeme heyetine mektup: Erzan iddiaları kabul etmedi, bir çok ismi tefecilikle suçladı Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan, yarın görülecek duruşma öncesi mahkeme başkanına bir mektup sundu. Erzan’ın el yazısıyla sunulan mektupta Erzan, “Müştekiler, sadece kendi hesaplarından Fatih Terim hesabına havale ve transfer yaparak, açıklamaya da fon katılım bedeli yazıp, dekont alarak bu fona katıldılar. Ayrıca müştekiler, bu fon için Fatih Terim’in rızasını da aldı. Arda Turan, anaparasının tamamını geri aldı. Buna rağmen 7.5 milyon dolar alacağı olduğunu iddia ediyor” dedi. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı davaya ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. Erzan, yargılandığı İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi el yazısıyla bir mektup sundu. Erzan, 27 sayfalık mektubunda kendisinin bir dolandırıcı olmadığını ispat etmeye çalıştığını ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini aktardı. “Çok yüksek faizleri kayıt dışı ve gayri resmi olarak ödemem için zorlandım” Mahkemeye sunulan mektupta Erzan, hiçbir zaman kendine ya da bir başkasına menfaat sağlamak kastıyla hareket etmediğini belirterek, “İnsanları kandırmak ve aldatmak amacında olmadım. Dosyada müşteki olarak ismi geçen kişilere bankada ya da özel bankacılık olarak ‘sizin adınıza hesap açacağım, paranızı değerlendireceğim, sizin adınıza bir fon kuracağım, sizi başkasının fonuna gayri resmi olarak katıp, karşılığında yüksek faizler kazandırma’ şeklinde vaatlerde bulunmadım. Ocak ayı itibariyle zorla Mert Zeydanlı, Bülent Çakır ve İbrahim Çağlar’ın da aralarında olduğu birkaç kişiye çok yüksek faizleri kayıt dışı ve gayri resmi olarak ödemem istendi. Kimsenin iradesini yanıltmadım. Bu kişilerin banka hesaplarındaki resmi kayıtlı paralarını nakit olarak elden çekip bu ödünç para alışverişi, çantalarla ve valizlerle kimi zaman odamda, kimi zaman sokak aralarında, kafelerde, otoparklarda, sitelerin güvenliğinden alıp vererek gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı. “Ömer Kahraman bankadaki masama mermi koydu” Mektupta, kimseye yüksek faizler almaları için bankadan bir işlem yapmanın ve birilerini bu işleme ekleme durumunun söz konusu olmadığını bu sebeple Mert Zeydanlı’nın kendisinden senet aldığını aktaran Erzan, “Ömer Kahraman, ‘paramın günü doldu, bankadan bağlayayım mı, sana mı göndereyim’ şeklinde bana mesaj attı. Kahraman, bankadan para çekti ve bu parayı da Nazlı Can’a teslim etti. Mesajlaşma sırasında Ömer, ‘yanımda Denizbank Bölge Müdürü Ahmet Çelik var’ diyerek yazışmayı kesti ve bu durumu arkadaşı olan bölge müdüründen sakladı. Kahraman, faizinin günü geçtiğinde arkadaşı Ahmet Çelik’i aramak yerine kafelerde bekleyerek faizlerini anaparası ile geri aldı. Ömer Kahraman bankadaki masama mermi koydu” diye konuştu. “Müştekilerin hepsi Fatih Terim’in rızasını aldı” Erzan, kendisi hakkında Fatih Terim fonuna katılmak ve karlara ortak olmak için kendisine bu paraları elden nakit para verildiği iddialarına ilişkin ise, “Müştekiler, sadece kendi hesaplarından Fatih Terim hesabına havale ve transfer yaparak, açıklamaya da fon katılım bedeli yazıp, dekont alarak bu fona katıldılar. Ayrıca müştekiler, bu fon için Fatih Terim’in rızasını da aldı. Arda Turan, anaparasının tamamını geri aldı. Buna rağmen 7.5 milyon dolar alacağı olduğunu iddia ediyor. Fatih Terim ile çalışıyordum. Bir şube müdürü olarak, Fernando Muslere, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Emre Çolak, Musa Mert Çetin, Selçuk İnan, Buse Terim, Volkan Bahçekapılı ve Nur Erkasap’a gitmedim. Ayrıca Erkasap, Terim’in çok yakın aile dostudur” dedi. “Güzel ve Akın, tefecilik maksadı ile hareket ettiler” Emre Çolak’ı aradığı iddialarını yalanlayan Erzan, “Çolak bana ulaştı ve ‘Arda Turan’a para gönderiyorum’ dedi. Bankadan müştekilerin kağıt aldıkları iddia ettikleri tarihte bankada değildim, suçlamaları kabul etmiyorum. Dosyada bulunan kişilerin ortak kesişim noktası Fatih Terim’dir. Pınar Güzel ve arkadaşı Tayfun Akın hiç bir vaatle ikna etmedim. Ellerinde garanti amaçlı bir kağıt bulunuyordu. Güzel ve Akın, tefecilik maksadı ile hareket ettiler. Benden fazlaca faizler aldıkları için mağdur edildim” ifadelerini kullandı. “Atilla Baltaş benim itibarımı kullandı, Merve ve Tanın Yılmaz tefecidir” Mektupta yer alan ifadelerde Erzan kimseye, ‘birden fazla işlem yapıyorum, gel paranı al’ şeklinde vaatte bulunmadığını, kimseyi kandırmadığını, bu para alışverişlerinde herkese fazla fazla ödeme yapmak amacında olduğunu belirterek, “Bunun için yakınlarımdan destek istedim. Malımı, mülkümü sattım ve borçlandım. Atilla Baltaş, 10 yıl boyunca türlü türlü kişileri, işlemleri bahane ederek benim itibarımı kullandı. Kişilere senet ve sözleşme imzaladı. Baltaş, benim bu kişilere ödeme yapmazsam, bankaya çökeceklerini, evime gidecekleri şeklinde tehdit etti. Atilla Baltaş, Süleyman Alan, Ali ve Atilla Yörük, Mojtabah Haghani, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Erkan Karaca, Merve ve Tanın Yılmaz tefecidir. Her biri benden zorla imzalı kağıtlar aldı. Birbirleri arasında para transferi yaptılar, dosyadaki kişiler adaleti yanıltıp, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini engelliyorlar” dedi. “Kimsenin 1 lirasına bile dokunmadım” Erzan, dosyada adı geçenlerin futbolcu, teknik direktör, tercüman ve iş adamı olduğunu, bu kişilerin kayıtlı paraları bankadan çekerek, çoğu zaman banka dışından elden alıp verdiklerini belirterek, “Bu işlem karşılığında belge olarak müsvedde kağıt aldılar. Her defasında işlem için bankaya gitmek yerine faizleri arttırarak, bu kağıtları banka dışında yenilettiler. Kimseyi yüksek faizle ikna etmedim, kimseye fon işlemi demedim, herkes bu durumun farkında. Hiçbir müştekiye zarar ettirip, kendime ya da bir başkasına menfaat sağlamadım, aksine kendime ait her şeyi sattım, kimsenin 1 lirasına bile dokunmadım” diye konuştu. “Banka ihmallerini örtbas etmek amacıyla, benim tutuklanmam için çabaladı” Erzan, 27 sayfalık mektubunda, kendisini tanımadığını ve şikayetçi olmadığını söylediği kişi hakkında bile iddianame düzenlendiğini belirterek, “Çalıştığım banka, mağduriyetleri bildiği halde ihmallerin ortaya çıkmasında yaşanacak baskıyı kırmak ve kamuoyunu yanıltmak amacıyla hiçbir hukuki destek olmadan banka kontrolünde hiç tanımadığım bir avukatı benim için görevlendirdi. Banka, ihmalleri örtbas etmek amacıyla gerçekleri ortaya çıkarma bahanesiyle benim tutuklanmam için çabaladı. Kime borcum varsa kapatmaya çalıştım, hiçbir yere kaçmadım, saklanmadım ve ödeme yapabilmek için süre istedim” ifadelerini kullandı. Erzan mektubunun sonunda kimseye kötülük yapma amacında olmadığını, yaptıklarının bedelini ödediğini ve ödemeye devam ettiğini belirterek, mahkemeden tahliyesini talep etti. Erzan 15 Kasım Cuma günü İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edilecek.