ASAYİŞ
15 Kasım 2024 Cuma - 14:43 18 yıl önce kaybolan adamın cinayet kurbanı olduğu ortaya çıktı, tutuklu sanıklar birbirini suçladı Antalya’da 2006 yılında ortadan kaybolan Ayhan Ağgedik’in cesedi 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’nde boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunmuştu. Olayla ilgili olarak yakalanan ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanan 4 sanık mahkemede birbirlerini suçladı. Side Mahallesi’nde 2006 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan ve Ayhan Ağgedik’e ulaşılamayınca kapatılan dosya, geçen yıl kasım ayında Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ayhan Ağgedik’in öldürüldüğüne dair yapılan ihbarın ardından yeniden açıldı. Başsavcılığın açtığı soruşturmanın ardından Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, 2006 ve 2024 yılları arasında ilçe genelinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerle ilgili bilgileri yeniden inceledi. Ayhan Ağgedik’in kaybolduğu dönemde ailesinin verdiği bilgileri değerlendiren ekipler, 18 Ağustos 2013’te Aksaz Mahallesi’ndeki boş arazide ağacın altında yarısı toprağa gömülü halde bulunan kemik parçalarındaki kıyafetle cesedin yanındaki eşyaların Ayhan Ağgedik hakkında verilen bilgilerle uyuşması üzerine, yakınlarından DNA örneği alındı. İncelemede, cesedin Ayhan Ağgedik’e ait olduğu belirlendi. Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ayhan Ağgedik’in öldürülmesi olayına karışanların 2022’de yaşamını yitiren A.A. ile B.O., M.A., İ.K., M.K. ve Y.A. olduğunu tespit ederken, M.A. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde, Y.A. Muratpaşa ilçesinde, B.O., M.K. ve İ.K. Manavgat’ta gözaltına alındı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.A., M.A., İ.K. ve B.O. çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından ’Töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek’ suçundan tutuklanırken M.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Cinayetle ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Olayla ilgili davanın ilk duruşması Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar İ.K., M.A., Y.A., B.O. ile tutuksuz sanık M.K. ve öldürülen Ayhan Ağgedik’in çocukları Faruk Ağgedik, Merve Ağgedik ile kardeşi Yasin Ağgedik ve tarafların avukatları hazır bulundu. "‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dedi" Mahkemede ifade veren tutuklu sanıklardan M. A., kendisinden A.A.’nın, Ayhan Ağgedik’i öldürülmesini istediğini, bunu kabul etmediğini bunun üzerine A.A.’nın ‘Benim işi sen yapmayacaksan ben birini bulacağım’ dediğini; kendisinin de ‘ben öldürme işine karışmam ama birini bulmaya çalışırım’ dediğini anlattı. Manavgat’a iş kurmak için geldiğini öne süren M.A.’nın, ilçede olduğu sırada köylüsü olan İ.K.’nin iş yerinde kaldığını söyledi. Başka bir iş için Adıyaman’a gelip, geriye Manavgat’a dönmesinden bir gün önce A.A.’nın kendisine 20 bin lira para verdiğini anlatan M.A., “’Bunu götür B.’ye ver, biz B. ile anlaştık’ dedi. A.A., D.D. ve Y.A. öncesinde Manavgat’a gelmişler ve B. ile detayları görüşmüşler, ben A.’ya ‘beni karıştırmayın’ dediğim halde beni tehdit etti, ben ‘Ayhan’ın kolunu bacağını kırdıracağım’ diye söyledi” dedi. M.A. olay gününü ise şöyle anlattı: “Saat 22.00 sıralarında B.O. beni aradı, ‘Ayhan ile scooter işi ile ilgili görüşmek istiyorum’ dedi, Ayhan’ı çağırmamı istedi, ben Ayhan’ı aradım. Ayhan gelmeden önce B. ile 5-10 dakika oturmuştum, Ayhan kardeşleri ile birlikte geldi, kardeşleri Ayhan’ı bıraktı. Ben de kısa bir süre süre Ayhan ve B. ile durduktan sonra N.’nin dükkanına gittim, bir saat kadar orada oturdum, B. telefonla beni arayarak bir restoranın önüne gel dedi, nedenini sorduğumda gelince anlatırım diye söyledi, ben yakında bulunan restoranın bulunduğu yere gittim, B. aracının yan kapısını açtı, bana Ayhan’ı gösterdi, Ayhan’ın göğsünden kan damlıyordu, suratını görmedim, onu bu şekilde görünce şok oldum, korktum ve panikledim. İ.’ye ait kaldığım yere gittim, ertesi günü de İstanbul’a gittim” dedi. M.A. mahkeme başkanının sorusu üzerine B.O. ile tanışmasını şöyle anlattı: “B. ile ağustos ayında daire satışı için gittiğim emlakçıda tanışmıştım. B.O. ile maktulün öldürülmesine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, sadece bisiklet alışverişine ilişkin olarak görüştüm. B. ile oturup dertleştim, birlikte alkol aldık, alkol aldığım sırada A.’nın bana yönelik tehditlerinden bahsettim, konuşma sırasında B., A.’yı kastederek iyi para verirse ben bu işe girerim diye söyledi, B. ile A. daha önceden tanışıyorlarmış, ben bu kişileri tanıştırmadım” dedi. "’4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ dediler" Sanıklardan B.O. ise bugüne kadar vermiş olduğu ifadelerinde tehdit nedeniyle korkup çekindiği için doğru söyleyemediğini bu nedenle önceki ifadelerini kabul etmediğini belirterek, M.A.’nın işlettiği apart otelde kaldığını, kendisini zengin biri olarak tanıdığını ve turizm yatırımı yapacağını düşündüğünü anlattı. M.A.’nın çeşitli turizm tesislerine götürdüğünü ve ona yardımcı olmak istediğini söyleyen B.O., “Olay günü saat 14.00 sıralarında M. ile birlikte bir dükkana gittik, burada maktul Ayhan ile tanıştım sonra iş yerinden çıktım, M. ve Ayhan konuştu. Daha sonra M. ile birlikte arabaya yürüdük, ben Ayhan’ın motosiklet ve bisiklet işi yaptığını gördüğüm için ‘bize yardımcı olur mu apartlarda kullanmak üzere motosiklet satışı yapar mı’ dedim, sonrasında M.’yi istediği yerde Side’de indirdim. Apartıma döndüm. Akşam iftar için eve gittim, teravih namazını kıldıktan sonra sanık M. beni aradı, Ayhan ile konuştuğunu kafede buluşma ayarladığını söyledi, ben kafeye gittim. Bir süre sonra M. onun arkasından da maktul Ayhan ve tanımadığım 3 kişi geldiler, M. ve Ayhan kafeye oturdu, Ayhan ile gelen kişiler gittiler, biz görüştüğümüz esnada kafe sahibi toplantısı olduğunu söyleyerek ayrıld. M.’ye de bir telefon geldi. M., telefon görüşmesinden sonra kafeden ayrıldı, biz Ayhan ile baş başa kaldık, en fazla yarım saat vakit geçirmişizdir, Ayhan ile kafeden çıktık, 10 metre kadar yürüdük, karşı kaldırıma geçtik, bu sırada Ayhan’a seslenildi, seslenen kişi Ayhan ağabeyim diye söyledi, Ayhan bu kişiye yöneldi, onunla tokalaşıp sarıldı. Bu esnada yolun karşısında sanık M.’yi gördüm, Ford transit marka pikapla gelmişti. Ben apartıma doğru yürürken sesler duydum, dönüp baktığımda Ayhan’ın koluna girmiş yürüyerek transite doğru götürüyorlardı. Ayhan’ın normal bir şekilde yürüdüğünü görünce ve yardım çığlığı olmayınca yoluma devam ettim. Ayhan’ı bahsettiğim araca bindirdiler” dedi. Kendisinin daha sonra kahveye gittiğini telefonunun şarjı bittiği için M.K.’nin telefonundan M.A.’yı aradığını anlatan B.O., “M.yi aradım, ‘siz ne iş karıştırıyorsunuz’ diye sordum, bana ’kapat kapat2 dedi ve telefonu suratıma kapattı. Daha sonra M.’nin telefonunu M. aradı, telefona ben cevap verdim, bana ‘sen ne gördün, ne duydun herhangi bir şey anlatırsan 4 ve 6 yaşında çocukların var, seni yaşatmayız’ diye tehdit etti, ben de bu adam 4-6 yaşında çocuklarım olduğunu nereden biliyor diyerek korkuya kapıldım. Daha sonra kendi numaramdan M.’yi aradım; bana ‘beni havaalanına götür’ diye söyledi. Ben tepki gösterdim, ‘beni arayıp sorma’ diyerek telefonu kapattım" ifadelerine yer verdi. Ayrıca B.O., kahvede birkaç saat kaldıktan sonra eve gittiğini ve Ayhan Ağgedik’in kardeşlerinin kendisini aradığını duyunca yanlarına gittiğini anlattı. Duruşmada ifade veren, öldürülen Ayhan Ağgedik’in kardeşi Yasin Ağgedik, “Olay tarihinde biz ağabeyimle teravihe gitmiştik, namazdan çıktıktan sonra ağabeyim bana, ‘M.A. sürekli telefonumu çaldırıp duruyor, 3-4 gündür peşimde, anlayamıyorum’ dedi. Ben de ‘Dışarılarda kalıyor, yardıma ihtiyacı vardır, köylümüz yardım edelim’ dedim. Kafeye ağabeyim, ben ve ayrıca iki kişi daha birlikte gittik. Biz içeriye girerken ağabeyim ‘M. benimle tek görüşmek istiyor. Ya siz araçla turlayın ya da N.’nin iş yerine gidin’ dedi, hava yağışlı olduğu için N.’nin iş yerine gittik, sonrasında M. yanımıza geldi, bize gözüktü ve yanımızdan ayrıldı. Ben evime gidip yattım, ertesi günü sabah da ağabeyimin kayıp olduğu haberi geldi. Ben bu olayı aydınlatmak için 17 yıl boyunca çalıştım, olayı organize eden M.A.’dır, B.O.’nun da aracı olduğu için bu işte kullanılmıştır. Hep birlikte eylemi gerçekleştirmişlerdir. B. buraları iyi bildiği için onunla birlikte götürüp gömmüşlerdir, minibüsünün müsait olması nedeniyle onun aracı ile götürülmüştür. Ağabeyimi minibüsün içindeyken arkadan boğup kalbine bir şey saplamak suretiyle öldürmüşlerdir. Parayı A.A. vermiştir, organize edenler Y. ve M.’dir, aracı kullanan B.’dir” dedi. Sanıklarının savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Şengül hemşirenin ölümüne neden olan kaza anı kamerada
14 Kasım 2024 Perşembe - 14:09 Şengül hemşirenin ölümüne neden olan kaza anı kamerada İstanbul Küçükçekmece’de yağışlı havada kayan otomobil o esnada kaldırımda yürüyen Şengül Ayyıldız isimli hemşireye çarptı. Hemşire hayatını kaybederken, kaza anı saniye saniye kameraya yansıdı. Olay anını anlatan Aile hekimi Gülcan Feza Kuşçu, “Benim hemşiremdi 15 yıldır birlikteydim. Çok tatlı çok iyi bir insandı. Görüşmediği tanışmadığı insan yoktu. Harika bir insandı ben halen daha inanamıyorum. Şoktayım hala gelecek gibi” dedi. Olay, dün saat 17.02 sıralarında İstanbul Küçükçekmece ilçesi Atakent Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, E.Ş.(19) isimli sürücü yağışlı havada direksiyon hakimiyetini kaybederek o esnada kaldırımda yürüyen Şengül Ayyıldız isimli hemşireye çaptı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri hemşireyi hastaneye kaldırdı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamayan Atakent 3. Etap Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Şengül hemşire hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından yakalanan sürücü E.Ş. bugün sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak ceza evine gönderildi. Feci kaza anı da saniye saniye kameraya yansıdı. Olay anını anlatan Aile hekimi Gülcan Feza Kuşçu , “Doktor arkadaş tarafından arandım. Güvenlik görevlisi arkadaş ona haber vermiş sizin hemşireniz yolda yatıyor diye. Koştum yanına gittim ilk önce ölü sandım. Ağzı açık gözü açık şekilde yatıyordu. Baktım solunumu yerinde kalbi çalışıyor. 112’yi aradım bu arada da bacağının ezik kopmuş olduğunu gördüm. Ambulans geldi biraz beklediler hangi hastaneye götürebiliriz diye. Sonra Kanuni hastanesine götürüldü. İç kanaması varmış kalp durması da olmuş. Ameliyata alındıktan sonra kanamayı durduramayıp hemşire hanımı kaybediyoruz” diye koştu. “Harika bir insandı ben halen daha inanamıyorum” Şengül hemşirenin çok iyi bir insan olduğunu söyleyen Feza Kuşçu, “Benim hemşiremdi 15 yıldır birlikteydim. Çok tatlı çok iyi bir insandı. Görüşmediği tanışmadığı insan yoktu. Harika bir insandı ben halen daha inanamıyorum. Şoktayım hala gelecek gibi. Çarpıp geri çekilmiş ve gövdeden çarptığı için büyük ihtimalle iç organ kanamaları ondan olmuş. Driftle gelen bir çocukmuş. Zaten bu bölgede tamamen driftler yapılıyormuş. Burada daha önce çok kazalar olmuş. Bunların engellenmesini istiyorum. Bizim canımız gitti başka canlar gitmesin” dedi.
Menekşe deresinde ölü bulunan genç kız, son yolculuğuna uğurlandı
14 Kasım 2024 Perşembe - 14:08 Menekşe deresinde ölü bulunan genç kız, son yolculuğuna uğurlandı Küçükçekmece’de 3 gün önce evinden çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan ve dün akşam saatlerinde Menekşe deresinde cansız bedeni bulunan 17 yaşındaki kız son yolculuğuna uğurlandı. Küçükçekmece’de 3 gün önce evinden çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 17 yaşındaki İnci Başaran için ailesi kayıp başvurusunda bulunarak aramaya başladı ancak aramalar ancak sonuçsuz kaldı. Dün akşam saatlerinde ise balıkçılar Menekşe deresinde cansız bir kişinin bulunduğunu polise ihbar etti. İhbar üzerine olay yerine gelen ekipler cansız bedeni dereden çıkarttı. Yapılan ilk inceleme sonrasında cansız bedenin kayıp İnci’ye ait olduğunu belirlendi. Genç kızın cenazesi otopsi yapılmak üzere Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu morguna kaldırdı. Burada yapılan incelemenin ardından İnci Başaran’ın cenazesi ailesine teslim edildi. İnci Başaran için Küçükçekmece Fatih Camii’nde öğle namazının ardından cenaze töreni düzenledi. Törende genç kızın ailesi taziyeleri kabul etti. Kılınan cenaze namazının ardından İnci’nin cenazesi toprağa verilmek üzere Gümüşyaka Mezarlığı’na götürüldü. "Olayın araştırılmasını istiyoruz" Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ağabey Mazlum Başaran "Kardeşim İnci pazartesi saat 16.00 itibariyle kayboldu. Normalde dışarıda 2 saatten fazla zaman geçiren birisi değildi. Dolayısıyla babam da bu durumdan şüphelenerek hemen karakola giderek kayıp başvurusunda bulundu. bütün aramalar başlatıldı. Dün geceye kadar bir sonuç elde edemedik. Bütün akrabalarımız, arkadaşlarımız ve polis ekipleri her yerde aradı ama bir sonuç elde edemedik. Belki ilk gece daha fazla aransaydı bulunabilirdi. Ama yaşanan olayı hiçbir şey geri getiremez. Biz olayın nasıl olduğu ile ilgili yetkililerden bir açıklama bekliyoruz. Bize herhangi bir şüpheli durumun olmadığını söylediler. Bize bilgi verilirse hepimizin içi rahatlar. Geçmişte ayağında bir rahatsızlığı oldu 7 ay kadar sürdü bu rahatsızlığı o süreçte fazla yürüyemedi ve dışarı çıkmadı onun dışında bir rahatsızlığı yoktu" dedi.