POLİTİKA - 25 Mart 2025 Salı 15:16

Konyaaltı’nda parklar 24 saat izlenecek

A
A
A
Konyaaltı’nda parklar 24 saat izlenecek

Konyaaltı Belediyesi, ilçedeki parkların güvenliğini artırmak amacıyla önlemler almaya devam ediyor. Parklara yerleştirilen kameralar sayesinde vatandaşlara güvenli bir ortam sunulurken, özellikle çocuklu aileler ve kadınlar kamera projesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.


Konyaaltı Belediyesi, seçim vaatlerinden biri olan parklara güvenlik kamerası yerleştirme projesine 23 Nisan Parkı’ndan başladı. Park içerisinde yaşanacak olumsuz olayların izlenebilmesi, özellikle çocukların ve kadınların güvenli bir ortamda vakit geçirmelerini amaçlayan proje vatandaşlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. 23 Nisan Parkı ile başlayan projenin, ilerleyen günlerde diğer parklarda da devam edeceği bildirildi.



23 Nisan Parkı’na 33 kamera yerleştirildi


Parkların güvenlik kameraları ile izlenmesinin, vatandaşın güvenliği açısından önemli bir adım olduğunu ve çalışmaların devam edeceğini belirten Konyaaltı Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü personeli İsmail Güleç, ‘‘Kamera hizmetine, Başkanımız Cem Kotan’ın talimatıyla başladık. Bugün Siteler Mahallesi içerisinde yer alan 23 Nisan Parkı’ndayız. Burada, parkın önemli noktalarında toplam 33 kamera kurulumu gerçekleştirdik. Montaj esnasında vatandaşların memnuniyetini de bizzat yerinde gözlemledik. Amacımız, çocuklarımızın güvenli bir ortamda koşup oynamalarını sağlamak’’ diye konuştu.



"Özellikle çocuklarımız için çok mutluyuz"


23 Nisan Parkı’nda hemen hemen her gün torunu ile vakit geçirdiğini belirten Münevver Yılmaz, kamera hizmetinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Özellikle çocukların güvenliği için çok güzel düşünülmüş bir proje olduğunu söyleyen Yılmaz, ‘‘Bu uygulama ile bu parka çok daha rahat geleceğiz. Parkımız artık çok daha güvenli’’ dedi.



Konyaaltı’nda parklar 24 saat izlenecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Kar nedeniyle seraları çöken çiftçinin 60 senelik emeği heba oldu Bayburt’ta yoğun kar yağışının ardından 50 küsur yıldır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz’ün seraları çöktü. 3 serası da tamamen yıkılan Öksüz’ün yaklaşık 60 senelik emeği heba oldu. Yıkılan seralarına uzaktan bakan 75 yaşındaki çiftçi Öksüz, duygusal anlar yaşadı. Bayburt’a 34 kilometre uzaklıktaki Aslandede köyünde sebze, meyve yetiştiriciliği yapan, yarım asrı aşkın zamandır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz’e ait 3 sera, karın ağırlığına dayanamayarak yıkıldı. Sabah uyandığında gördüğü manzara karşısında şoke olan Öksüz, gönül verdiği çiftçilik işini artık yapamayacağını belirterek, büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi. "Ata tohumu memleket meselesi" diyerek ata tohumlarının devamı için çabalayan Öksüz’ün ata tohumları da çöken seranın altında kaldı. Ata tohumundan 7-8 çeşit fasulyeyi, 6 çeşit biberi, 4 çeşit salata-domatesi, 3 çeşit karpuzu serasında deneme yanılma yoluyla yetiştiren Öksüz, en büyük üzüntüsünün tohumların sera altında kalması olduğunu söyledi. "İnsanın 60 yıl emek verdiği bir şeyi bir anda kaybetmesi ne kadar acıymış" Yıllardır verdiği emeğin bir anda yitip gitmesinden dolayı hüzünlü olduğunu aktaran Öksüz, yaşadığı hüznü şiir dizelerine sığdırdı. "İnsanın 60 yıl yaptığı bir şeyi bir anda bırakması ne acıymış, sanki ölüm gibi" diyerek, kısa bir şiirle üzüntüsü dile getiren Öksüz, şiirinde şu ifadelere yer verdi: "Geri dönmek istiyorum, yeniden yapmak istiyorum bu işleri. Seralar kurayım tohum ekeyim, zaman beni geri döndür bir daha." "Ata tohumlarının seranın altında kalması beni daha çok üzüyor" Seracılık üzerine çok sayıda denemeler yaptığını, ata tohumları üretmek için çaba gösterdiğinin altını çizen Öksüz, "Gelinen noktada 60 yıllık çiftçilik hayatımız bitti gibi görünüyor. 3 seram kardan dolayı çöktü, karın altında kaldı. Daha önemlisi depo diye kullandığım seralarımın birinin içerisinde ata tohumlarım vardı. Onlar da karın altında kaldı, onlar beni seraların çökmesinden daha çok üzüyor. Göründüğü gibi ben herhalde daha çiftçilik yapamam, seralarım çöktü bunları yapmaya benim daha fırsatım da yok, imkanım da yok. Benim için herhalde bu iş burada biter" dedi. "Bitmesini hiç istemezdim ama 60 yıllık serüven bitti" Seralarını tamir ettirmeye gücü yetmediğini vurgulayan Öksüz, "60 yıllık serüven bitti, bitmesini istemezdim. Ekip biçmediğim yaşam bana çok zor gelecek" dedi. Seracılık işine gönülden bağlı olduğunu söyleyen Öksüz, eski tarım uygulamalarını teknik tarımla birleştirip, denemeler yaptığını, iyi işlere imza attığını kaydetti. Fide, ata tohumu yetiştirdiğini sözlerine ekleyen Öksüz, "Gördüğünüz gibi her şey bitti. Kar tüm seraları çökertti. Yapamam daha, tamir edemem edebilsem bu işi sürdürürdüm. Çünkü tamir edilecek bir durum da değil, demirlerin hepsi kırılmış, masrafı da çok" şeklinde konuştu.
Erzurum İlçenin kurtuluşuna coşkulu kutlama Erzurum’un Oltu ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 107. yıl dönümünü büyük bir coşku içinde kutlandı. Kutlamalar, Efkan Ala Kültür Merkezi’nde Oltu Nenehatun Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı kurtuluş programıyla başladı. Buradaki programda devlet büyüklerinin tebrik mesajlarının okunmasının ardından, öğrencilerin düşman işgalinden kurtuluşu temsili olarak canlandırdığı göç sahnesi ile renkli görüntülerle devam etti. Günün anlam ve önemine değinen konuşmayı Oltu Belediye Başkanı Adem Çelebi yaptı. Etkinlikte, Oltu’nun geçmişine dair eski görüntülerden oluşan bir video gösterimi gerçekleştirildi, ardından şiirler okundu ve ront gösterisi yapıldı. Kardeşler Bar ekibinin yöresel barlar oynadığı gösteride, öğrenciler tarafından Oltu Türküleri seslendirildi. Kutlamalar, yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin takdim edilmesiyle devam etti. Ödüller, Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, Garnizon Komutanı Piyade Binbaşı Hakan Yay ve Oltu Belediye Başkanı Adem Çelebi tarafından verildi. Programın ardından, Atlı Milis Kuvvetleri, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı ve protokol üyelerinin katılımıyla büyük bir fener alayı düzenlendi. Efkan Ala Kültür Merkezi önünden başlayan fener alayı, kale etrafından dönerek Kale Meydanı’nda toplandı. Kutlamalar, Oltu Gençlik Merkezi’nin düzenlediği halk konseriyle devam etti. Kahramanlık türküleriyle başlayan konser, yöresel türkülerle halaylarla son buldu. Ayrıca, Oltu Kalesi’nden Oltu’nun kurtuluşunun 107. yılı şerefine 107 havai fişek atıldı. Etkinlik, coşkulu halaylar ve büyük bir katılımla son buldu. Oltu halkı, bu anlamlı günde hem geçmişi yad etti hem de birlik ve beraberlik içinde coşkulu bir kutlama gerçekleştirdi.
Bayburt Kar nedeniyle seraları çöken çiftçinin 60 senelik emeği heba oldu Bayburt’ta yoğun kar yağışının ardından 50 küsur yıldır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz’ün seraları çöktü. 3 serası da tamamen yıkılan Öksüz’ün yaklaşık 60 senelik emeği heba oldu. Yıkılan seralarına uzaktan bakan 75 yaşındaki çiftçi Öksüz, duygusal anlar yaşadı. Bayburt’a 34 kilometre uzaklıktaki Aslandede köyünde sebze, meyve yetiştiriciliği yapan, yarım asrı aşkın zamandır çiftçilikle uğraşan İsmail Öksüz’e ait 3 sera, karın ağırlığına dayanamayarak yıkıldı. Sabah uyandığında gördüğü manzara karşısında şoke olan Öksüz, gönül verdiği çiftçilik işini artık yapamayacağını belirterek, büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi. "Ata tohumu memleket meselesi" diyerek ata tohumlarının devamı için çabalayan Öksüz’ün ata tohumları da çöken seranın altında kaldı. Ata tohumundan 7-8 çeşit fasulyeyi, 6 çeşit biberi, 4 çeşit salata-domatesi, 3 çeşit karpuzu serasında deneme yanılma yoluyla yetiştiren Öksüz, en büyük üzüntüsünün tohumların sera altında kalması olduğunu söyledi. "İnsanın 60 yıl emek verdiği bir şeyi bir anda kaybetmesi ne kadar acıymış" Yıllardır verdiği emeğin bir anda yitip gitmesinden dolayı hüzünlü olduğunu aktaran Öksüz, yaşadığı hüznü şiir dizelerine sığdırdı. "İnsanın 60 yıl yaptığı bir şeyi bir anda bırakması ne acıymış, sanki ölüm gibi" diyerek, kısa bir şiirle üzüntüsü dile getiren Öksüz, şiirinde şu ifadelere yer verdi: "Geri dönmek istiyorum, yeniden yapmak istiyorum bu işleri. Seralar kurayım tohum ekeyim, zaman beni geri döndür bir daha." "Ata tohumlarının seranın altında kalması beni daha çok üzüyor" Seracılık üzerine çok sayıda denemeler yaptığını, ata tohumları üretmek için çaba gösterdiğinin altını çizen Öksüz, "Gelinen noktada 60 yıllık çiftçilik hayatımız bitti gibi görünüyor. 3 seram kardan dolayı çöktü, karın altında kaldı. Daha önemlisi depo diye kullandığım seralarımın birinin içerisinde ata tohumlarım vardı. Onlar da karın altında kaldı, onlar beni seraların çökmesinden daha çok üzüyor. Göründüğü gibi ben herhalde daha çiftçilik yapamam, seralarım çöktü bunları yapmaya benim daha fırsatım da yok, imkanım da yok. Benim için herhalde bu iş burada biter" dedi. "Bitmesini hiç istemezdim ama 60 yıllık serüven bitti" Seralarını tamir ettirmeye gücü yetmediğini vurgulayan Öksüz, "60 yıllık serüven bitti, bitmesini istemezdim. Ekip biçmediğim yaşam bana çok zor gelecek" dedi. Seracılık işine gönülden bağlı olduğunu söyleyen Öksüz, eski tarım uygulamalarını teknik tarımla birleştirip, denemeler yaptığını, iyi işlere imza attığını kaydetti. Fide, ata tohumu yetiştirdiğini sözlerine ekleyen Öksüz, "Gördüğünüz gibi her şey bitti. Kar tüm seraları çökertti. Yapamam daha, tamir edemem edebilsem bu işi sürdürürdüm. Çünkü tamir edilecek bir durum da değil, demirlerin hepsi kırılmış, masrafı da çok" şeklinde konuştu.
İstanbul Uzmanından, YKS’de zirveye çıkmak için altın kurallar YKS’ye hazırlık sürecinde düzenli bir çalışma alışkanlığı geliştirmenin, başarıyı artırmada önemli bir faktör olduğunu belirten Uzman Psikolog Gizem Açıkgöz "YKS süreci zorlu bir yolculuk olabilir, ancak doğru psikolojik stratejilerle bu yolculuk daha verimli ve başarılı bir hale getirilebilir" dedi. Ölçme, Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından açıklanan sınav takvimine göre 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2025-YKS) 21 - 22 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek. YKS sonucunda hedeflenen başarıyı elde etmek için izlenmesi gereken psikolojik stratejilerden bahseden İstanbul Gelişim Üniversitesine bağlı Uzman Psikolog Gizem Açıkgöz, "Bu stratejiler, öğrencilerin sınav sürecini daha verimli bir şekilde geçirmelerini sağlayacak önemli adımlar sunuyor. Öncelikle sınav kaygısını kontrol altına almaları gerekir. Bunun için doğru nefes teknikleri, rahatlama egzersizleri ve meditasyon gibi yöntemler kaygının kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir" dedi. YKS’de zaman yönetimi şart Sınavın süreli olması ve her bir testin uzunluğu ile soru sayısı göz önünde bulundurulduğunda özellikle zamanı yönetme konusunda öğrencilerin sorun yaşadığını ifade eden Gizem Açıkgöz, soruları hızla ve doğru bir şekilde çözebilmeleri için her adayın zaman yönetimi konusunda kendine göre bir strateji geliştirmesi gerektiğini belirtti. Prova niteliğinde deneme sınavları yapmanın bu stratejileri belirlemede önemli bir rol oynayacağını söyleyen Açıkgöz, "Sınavın başında kolay soruları çözerek ya da motive olacağınızı düşündüğünüz dersten başlayarak hız kazanmak, zamanınızı daha verimli kullanmanıza yardımcı olabilir" ifadelerini kullandı. "Programlı çalışmayla YKS’de başarılı olmak mümkün" YKS’ye hazırlık sürecinde düzenli çalışma alışkanlığı geliştirmenin başarıyı artırmada önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Psikolog Gizem Açıkgöz, "Çalışmalarınızı 45-50 dakika süreyle yapıp, ardından kısa bir ara vermek, konsantrasyonunuzu artmasını sağlayacaktır. Her öğrencinin ders çalışırken en verimli olduğu saat dilimlerini belirlemesi de sınav performansını yükseltme açısından oldukça önemlidir" dedi. İGÜ Koçun Olsun projesinden YKS rehberliği İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından başlatılan ve projenin başında yer alan Uzman Psikolog Gizem Açıkgöz, rehberlik uygulamalarının sınav başarısında önemli olduğuna değindi. Gizem Açıkgöz özellikle meslek seçimi noktasında öğrencilerin soru işareti yaşaması sebebiyle en çok mesleki yönelim envanterlerinin çözüldüğünü vurgulayarak, "İGÜ Koçun Olsun Projesi, YKS hazırlığındaki öğrencilerin yalnızca akademik değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik açıdan da güçlü bir şekilde sınav sürecine hazırlanmalarını sağlıyor. Üniversite, eğitimdeki başarılı yaklaşımını psikolojik destekle güçlendirmeyi amaçlıyor" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Adana Soğan hasadı başladı, verim ve fiyatı çiftçinin yüzünü güldürdü Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden Adana’da turfanda soğan hasadı başladı. Tarlada kilogramı 18-20 liradan satılan soğan, rekoltesiyle yüz güldürdü. Geçtiğimiz yıl sıcak havalar nedeniyle verimi düşen soğan bu sene soğuk hava nedeniyle çiftçinin yüzünü güldüren ürünler arasında yer aldı. Kent genelinde 36 bin dönüm alanda ekilen soğanda hasat başladı. Şu anda dönüme 7 ile 8 ton arası verim alınan soğandan şehir genelinden ortalama 250 bin ton rekolte hedeflendiği belirtildi. Erkenci soğanlar için Türkiye’nin farklı bölgelerinden kente gelen tarım işçileri erken saatlerden itibaren tarlalara girdi. İşçiler soğanların tek tek sökümünü yapıp çuvallara doldurarak ağzını da dikip satışa hazır hale getirdi. Soğan elçileri tarafından da soğanlar sayılarak kamyonlara yüklendi ve talebe göre başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına gönderilmeye başlandı. "Depolarda 50 bin ton kışlık soğan var" İhlas Haber Ajansı’na bilgi veren Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Erkenci soğanlar 3 boyuta ayrılıyor ve işçiler toplamaya başladı. Şu anda erkenci soğanın kilogram fiyatı 18-20 lira arasında. Depolarda yaklaşık 50 bin ton kışlık soğan halen var. O soğanların kilogram fiyatı da 12-14 lira arasında değişiyor. Bu yıl Adana’da geçen yıla oranla soğan ekimimiz fazla. Havaların sert ve soğuk geçmesi soğan için iyi oldu" dedi. "Yurt dışından ülkemize soğan girmesin" Ramazan Bayramı’ndan sonra hasadın hızlanacağını aktaran Doğan, "Ramazan Bayramı’ndan sonra hasat daha da hızlanacak. Çiftçimiz bu fiyatlara soğanı satmaya devam ederse para kazanacak. Adana’da soğan hasadı başladı ancak Mısır’dan taze, Özbekistan’dan kuru soğan ülkemize girmekte. Eğer bu soğanlar ülkemize girmeye devam ederse çiftçimiz para kazanamayacak. Soğan dışında hangi ürün hasada başlamışsa o ürün ülkemize girmesin" dedi. Öte yandan, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, soğan rekoltesinin fazla olduğunu, önümüzdeki günlerde ihracat izninin verilmesini beklediklerini ardından da yurt dışına ihraç edilebileceğini söyledi. "Soğandan yüzümüzün gülmesini umuyoruz" Soğan üreticisi Mehmet Kayalı ise, "Fiyat yüzümüzü güldürüyor. Dönüme de güzel verim alıyoruz. İnşallah yurt dışından soğan girmez, bu fiyatlara soğanı satarız. Patates de üretiyoruz, patatesi don vurdu ve ondan zarar ettik. Soğandan yüzümüzün gülmesini umuyoruz" diye konuştu.