SAĞLIK - 16 Ocak 2025 Perşembe 12:26

Kepez Belediyesi’nden personeline kanser tarama hizmeti

A
A
A
Kepez Belediyesi’nden personeline kanser tarama hizmeti

Mobil Sağlık Merkezi ile ilçenin dört bir yanına kanser tarama hizmeti götüren Kepez Belediyesi, 40 yaş ve üzeri kadın çalışan belediye personeline meme kanseri taraması hizmeti sundu.


Antalya’nın Kepez Belediyesi, sosyal belediyecilik hizmetleri kapsamında ücretsiz kanser tarama hizmetlerini aralıksız sürdürüyor. Mobil Sağlık Merkezi ile kanser taraması hizmetlerini ilçenin 68 mahallesinde taşıyan Kepez Belediyesi, 40 yaş ve üzeri kadın belediye personeline de meme kanseri taraması hizmeti sundu. Belediye hizmet binası bahçesinde konuşlanan Mobil Sağlık Merkezi’nde gerçekleştirilen taramalarda önce personel, meme sağlığı hakkında bilgilendirilerek dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda uyarıldı. Kanserle mücadelede erken teşhisin hayati önemi bir kez daha vurgulandı. Sağlık ekipleri tarafından kansere karşı bilinçlendirilen 40 yaş ve üzeri kadın belediye personellerine daha sonra meme kanseri taraması yapıldı.



“Erken teşhis hayat kurtarır”


Kanserde erken tanının önemine dikkat çeken Kepez Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Vahap Alagöz, “Erken teşhis, kanserle mücadelede hayati öneme sahiptir. Belediyemiz olarak sağlık taramaları ile toplum sağlığına destek olmanın gururunu yaşıyoruz. Mobil sağlık merkezimiz sayesinde halkımıza en yakın noktada sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz” dedi.



Mobil sağlık merkezi


Merkezde, meme kanseri (40-69 yaş aralığı), rahim ağzı kanseri (30-65 yaş aralığı) ve bağırsak kanseri (50-70 yaş aralığı kadın ve erkeklere) tarama hizmetleri sunuluyor. Erken tanı tespiti yapılan hastalar tedavi süreci için hastanelere yönlendiriliyor. Kepez Belediyesi, kanserde erken teşhis ve farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalarını sürdürmeye devam edecek.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Anne-babasını darp eden adamı öldürmek için 8 yıl plan yaptı, 3 saniyelik görüntüden yakalandı Denizli’de pencereden ateş edilerek uyuyakaldığı sandalyede öldürülen yaşlı adamın katili, 8 yıl önce darp edip yaraladığı çiftin çocukları çıktı. Senelerdir cinayet planını yapan, silah temin edip atış talimleri gerçekleştiren katil, yakalanmamak için kar maskesi takması ve mahalledeki 18 kameranın yerini ezberleyerek tarla yollarını kullanmasına rağmen JASAT dedektiflerinin 180 saatlik kayıtta fark ettiği 3 saniyelik görüntüden yakalandı. Pamukkale ilçesine bağlı Kocadere Mahallesi’nde önceki gün sabaha karşı meydana gelen olayda; sabah işe gitmek için kalkan E.Ö., yan odada uyuyan kocasını kanlar içinde ölü olarak bulmuştu. Sandalyede uyuyakalan 63 yaşındaki Hasan Öztürk’ün pencereden açılan ateş sonucu sol eli ve yüzünden vurularak hayatını kaybettiği belirlenmişti. Hasan Öztürk’ün cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı morguna kaldırılırken, jandarma ekipleri Hasan Öztürk’ün 5 yıl önce evlendiği eşi E.Ö. ile mahalle sakinlerinden 10 kişinin ifadesine başvurmuştu. Mahalle abluka altına alındı Olayın ardından İl Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Suç araştırma Timi (JASAT), Pamukkale İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, mahallede bulunan 18 kamerayı saniye saniye izledi, mahalle sakinlerinin ifadelerine başvurdu. Sözlü ifadeleri alınan mahalle sakinlerinin bir kısmı ifade vermek üzere ikinci kez jandarma karakoluna götürüldü. 180 saatlik kamera görüntüsünü inceleyen jandarmanın dedektifleri olarak bilinen JASAT timleri, bir kameraya takılan 3 saniyelik bir görüntüden yola çıkarak bir isim üzerinde yoğunlaştı. Katil zanlısı 8 yıl boyunca kendisini eğitmiş İncelenen kamera görüntülerine 3 saniyelik görüntüsü yansıyan Veli Tugay S. (24), tüm şüpheleri üzerine çekti. JASAT timleri kimlik tespiti yaptığı şüpheli Veli Tugay S.’nin adresine operasyon düzenledi. Gözaltına alınan Veli Tugay S., JASAT timlerinin çabaları sonucunda cinayeti itiraf etti. 2016 yılında maktul Hasan Öztürk’ün babası ve annesiyle tartışma yaşadığını, bu sırada babasını ayağından vurduğunu, annesini ise darp ettiği gerekçesiyle kin beslediğini beyan etti. 8 yıl boyunda atış yaparak kendisini eğittiğini belirten şüpheli Veli Tugay S., cinayetten önce ise bölgede keşif yaptığını kameralara yakalanmamak için bahçe yollarından ve ara sokaklardan ilerlediğini söyledi. Cinayetin ardından bir tedbir daha alan zanlı, cinayet günü kullandığı kar maskesi, tüfek ve kıyafetleri de arkadaşının evine sakladığını ifade etti. Şüpheli Veli Tugay S. ve silahları sakladığı arkadaşının ikametinde yapılan aramalarda ele geçirilenler ise görenleri hayrete düşürdü. Yapılan aramalarda cinayette kullanılan av tüfeğinin yanı sıra 2 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet kuru sıkı tabanca, 40 adet fişek, 3 adet tabancalara ait şarjör, 4 adet ruhsatsız av tüfeği, 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek ve 257 adet tüfeklere ait fişek ele geçirildi. Çıkarıldığı mahkemece tutuklandı Jandarmadaki işlemlerinin ardından şüpheli Veli Tugay S., adliyeye sevk edildi. Katil zanlısı Veli Tugay S., adliyeye sevki sırasında basın mensupları tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapsız bıraktı. Şüpheli Veli Tugay S., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, farklı odada uyuduğunu ve olay esnasında silah sesini duymadığı iddiasıyla şüpheleri üzerine çeken maktul Hasan Öztürk’ün eşi E.Ö. ile katil zanlısının silahları sakladığı arkadaşı jandarmadaki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Sivas Uzmanı uyardı, yarıyıl tatilinde ekran bağımlılığına dikkat Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, çocuklara sunulan özgürlüğün ekran bağımlılığına neden olabileceğini söyledi. Medicana Sivas Hastanesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, eğitim ve öğretim kurumlarında ki yarıyıl tatilinde özellikle öğrencileri bekleyen ekran bağımlığı tehlikesine dikkat çekerek, “Teknolojiyle alakalı ilk önce şunu belirtmem gerekiyor ki teknolojik aletler bilinçli bir şekilde kontrollü ve gerçek hayattan kopmadan kullanılması gerekiyor. Çünkü teknolojinin hepimizin hayatında önemli bir yeri var. Ama gerçekliklerin farkında olarak sorumluluklarımızı yerine getirerek teknolojik aletlerini verimli kullanmamız gerekiyor. Yetişkin veya çocuk olması fark etmeksizin kontrol ve sorumluluklar bizim için ön planda. Şimdi çocuklar ara tatile girecekler. Bu çocukların sınırsız bir şekilde sosyal medya ve teknolojik alet kullanabilecekleri anlamına gelmiyor. Aslında o çocuklara sunduğumuz özgürlük bildiğimiz özgürlüğün dışında çocukların tamamıyla dürtülerin esiri olması haline geliyor. Bu da bizim ekran bağımlılığı dediğimiz bir psikolojik sorun haline geliyor. Ekran bağımlılığında bizim için önemli olan iki unsur ise ekrana maruz kalma süresi ve sıklığıdır. Ebeveynler olarak üzerimize düşen sorumlulukları biliyoruz ve bununla alakalı yapılan çalışmalar da hepimizin karşısına çıkmaktadır. Çocuklarımızın ekran bağımlılığı düzeyine gelmemesi adına kontrollü ve süreli bir şekilde sosyal medya ve teknolojik alet kullanmasına dikkat etmemiz gerekmektedir” dedi. “Odalarında teknolojik aletlerle baş başa kalıyorlar” Özkaya, çocukların odalarında teknolojik aletlerle baş başa kalmasını uygun bulmadıklarını ifade ederek, “ Bazen çocuklar eline telefon ve tableti alıp odalarına geçerek teknolojik aletlerle baş başa kalıyorlar. Bu kesinlikle uygun görmediğimiz bir durumdur. Ebeveynlerin sürekli olarak kontrol altına almaları gerekiyor. Süre, her ailede ve çocukta değişiklik gösterebilir. Ortalama olarak ise ilkokul düzeyinde 45 dakika, ortaöğretimde 1 saat ve lise düzeyindeki bir çocukta da 2 saat teknolojik alet kullandırılabilir. Eğer çocuğunuz sizin konuştuğunuz sürelere uymuyorsa otomatik kapatma programlarıyla bir şekilde halletmemiz gerekiyor. Veyahut ebeveynler bazen teknolojik aletlerini ödül ceza sistemini çocuklara uyguluyorlar. Bu uygulanmaması gereken bir sistemdir. Hiçbir teknolojik alet ödül veya ceza sistemine uymaz. Eğer sizin yaz veya ara tatillerde ki koyduğunuz kurallara uymuyorsa tekrar teknolojik aletleri kullanması konusunda çocuğu karşımıza alıp konuşmalıyız. Sosyal medyayı güvenilir kullananlar ve kullanmayanlar var. Özellikle çocuklar için anne babalar kontrol altında gerekli konuşmaları tekrar etmesi gerekiyor. Onlar da kimleler konuşuyor hangi oyunları oynuyor özel bilgilerinin aktarılmaması gerektiği konusunda çocuklarımızı bilgilendirmeliyiz” şeklinde konuştu. “Kaliteli zaman ve sosyal aktiviteler bizim için çok önemli” Özkaya, yarıyıl tatilinde çocukların kaliteli zaman geçirmesi ve sosyal aktivitelerinin önemine değinerek şunları kaydetti. “Ara ve yaz tatillerde çocuklarımızla geçirdiğimiz o kaliteli dönem kaliteli zaman ve sosyal aktiviteler bizim için çok önemli. Okul dönemi içerisinde ve tatillerde bol kitap okunması gerekiyor. Fiziksel aktiviteler bizim için çok önemli. Çocuğumuzun neye yatkınlığı varsa spor müzik resim fark etmeksizin en azından tatillerde çocuklarımıza bu yönlendirmeleri yapabiliriz. İnternet aşırı kullanıldığı zaman psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar bizim karşımıza çıkıyor. Özellikle yeme ve uyku problemleri, dikkat dağınıkları ve ders başarısında düşme yaşanıyor. Çocuklar depresyona giriyor kaygı bozuklukları yaşıyor. Sosyal medyadakilerin gerçek olduğunu düşünerek kendilerini farklı tanıtıp farklı gösteriyorlar. Kendilerini ister istemez demolize edebiliyorlar. Bu işin sonu intihara kadar gidebiliyor. Anne babalar bu konuda çok temkinli olmaları gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Sağlık-Sen açıkladı: “Sağlık çalışanlarının yüzde 87’si İstanbul’da çalışmak istemiyor” Beyoğlu’nda Sağlık-Sen tarafından ‘İstanbul’da Çalışan Sağlık ve Sosyal Hizmet Profesyonellerinin Yaşam Koşullarını Belirleme Araştırması’nın sonuçları için basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada, Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “İstanbul’daki sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin yüzde 87’si fırsat bulsa şehri terk edeceğini ifade etmiştir” dedi. Sağlık-Sen tarafından ‘İstanbul’da Çalışan Sağlık ve Sosyal Hizmet Profesyonellerinin Yaşam Koşullarını Belirleme Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Beyoğlu’nda bulunan Sağlık- Sen Otel toplantı salonunda basın toplantısı düzenlendi. Araştırmaya ilişkin basın açıklamasına Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Sağlık-Sen Genel Sekreter Durali Baki, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Irgatoğlu ve İstanbul Şube Başkanları katıldı. “Çalışanların 75,2’si geçtiğimiz yıllara göre ekonomilerinin geriye gittiğini bildirmişlerdir” Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Yapılan devasa yatırımlar, sağlık sistemimizde büyük değişim ve gelişimi beraberinde getirmiş, sağlık alt yapımızı dünya sıralamasında üst lige taşımıştır. Bugün burada toplanmamızın nedeni sağlık çalışanlarımızın emeğini yeterince görememiş olmalarıdır. İstanbul’da sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin ekonomik durumları 2020’den bu yana dramatik bir şekilde geriye gitmektedir. İhtiyaç kredisi çekenlerin oranı 2020’de yüzde 36,4 iken, 2024’te yüzde 57,25’e yükselmiştir. Kredi kartı takibine alınma oranı yüzde 16,5’ten yüzde 18’e çıkmıştır. Sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin yüzde 75,2’si geçtiğimiz yıllara göre ekonomilerinin geriye gittiğini bildirmişlerdir. Bu veriler, çalışanların geçim sıkıntısı nedeniyle borçlanmaya ve ekonomik anlamda daha fazla zorlanmaya başladığını net bir şekilde ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. “Barınma masrafları, çalışanların maaşlarının büyük bir kısmını tüketiyor” İstanbul’daki kira fiyatlarındaki artışların sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerini derinden etkilediğine dikkat çeken Doğan, “Sağlık profesyonellerinin yüzde 65’i kirada oturmakta ve bu arkadaşlarımızın yüzde 70,5’i 22 bin TL ve üzerinde kira ödemektedir. 2025 yılı itibarıyla kiralara yüzde 58,5 oranında zam yapılması beklendiği de unutulmamalıdır. Barınma masrafları, çalışanların maaşlarının büyük bir kısmını tüketmekte ve onları ekonomik bir çıkmaza sürüklemektedir” dedi. “Trafik ve ulaşım sorunları tükenmişliğe yol açıyor” İstanbul’daki trafik ve ulaşım sorunlarının sağlık profesyonellerinin hem maddi hem de zamansal olarak kayıplar yaşamasına neden olduğuna vurgu yapan Doğan, “2020’de araç sahibi olanların oranı yüzde 62,4 iken, 2024’te bu oran yüzde 54,6’ya gerilemiştir. Bu, araç sahibi olmanın maliyetinin çalışanlar için artık karşılanamaz hale geldiğini göstermektedir. Sağlık profesyonellerinin yüzde 65’i toplu taşıma kullanmakta ve bu arkadaşlarımızın yüzde 60’ı çalıştıkları hastaneye ulaşmak için 2 veya daha fazla araç değiştirmektedir. İşe gidip gelmek için trafikte harcadıkları süre de ise 1 saati aşanların oranı yüzde 65,6’dır. Trafik ve ulaşım sorunları yalnızca maddi bir yük değil, aynı zamanda ciddi bir zaman kaybına ve tükenmişliğe yol açmaktadır” diye konuştu. “Ekonomim ‘çok iyi’ diyen çalışan kalmadı” Ekonomik sorunların çalışanların aile hayatını olumsuz etkilediğini ifade eden Doğan, 2020’de ekonomik sebeplerle aile içinde sorun yaşadığını belirtenlerin oranının yüzde 46,4 iken, 2024’te bu oranın yüzde 69’a yükseldiğini söyledi. Doğan, “2024 yılında ekonomik durumunu ’kötü’ ve ’çok kötü’ olarak tanımlayan çalışanların oranı, 2020’ye göre belirgin bir artış göstermiştir. Ekonomisini ’çok kötü’ olarak nitelendirenlerin oranı yüzde 4,1’den yüzde 7,2’ye yükselirken, ’kötü’ olarak tanımlayanların oranı yüzde 16,2’den yüzde 33’e çıkmıştır. En çarpıcı veri ise, 2024 yılına gelindiğinde ekonomisini ’çok iyi’ olarak nitelendiren sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin artık hiç kalmamış olmasıdır. Bu veriler, sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin ekonomik sıkıntılarının derinleştiğini ve bu durumun çalışma motivasyonlarını ve yaşam kalitelerini ciddi şekilde etkilediğini açıkça ortaya koymaktadır” dedi. “Sağlık ve sosyal hizmet profesyonelleri İstanbul’da çalışmak istemiyor” Sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin İstanbul’da çalışmak istemediğini belirten Doğan, “İstanbul’daki sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin yüzde 87’si fırsat bulsa şehri terk edeceğini ifade etmiştir. Bu oran çok dikkat çekicidir. Bu çok vahim bir tablodur. Göz ardı edilecek, görmezden gelinecek bir durum değildir” diyerek sorunun büyüklüğüne dikkat çekti. “Metropol ödeneği ve kira desteği verilmeli” Araştırmaya ilişkin değerlendirmeleri tamamlayan Doğan, İstanbul’daki sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerinin yaşadığı sorunlara ilişkin Sağlık-Sen’in çözüm önerilerini paylaştı. Doğan, “İstanbul gibi yüksek maliyetli bir şehirde çalışan sağlık profesyonellerine özel tazminat yani Metropol Ödeneği ve Ek Destekler verilmelidir. İstanbul’da görev yapan çalışanlara kira desteği sağlanmalıdır. Kentsel dönüşüm projeleri içinde lojman olanaklarına yer verilmesi, lojman sayısının artırılması gerekmektedir. Sosyal konut projelerinde, TOKİ tarafından yapılan toplu konut projelerinde sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerine öncelik verilmelidir. Çalışanların maaşları yaşam maliyetlerine uygun şekilde artırılmalı, teşvik ve taban ödemeleri güncellenmelidir. Toplu taşıma masraflarının düşürülmesi için toplu taşımada indirim uygulanmalı, servis imkanı sağlanmalıdır. Aşırı iş yükünü hafifletmek için yeni hemşire, ebe, sağlık teknisyeni alımları gerçekleştirilmelidir” dedi.
Samsun Thomas Reis: “Samsunspor tarihinin en iyi sezonlarından bir tanesini yaşamak istiyoruz” SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, Süper Lig’de kalmaya yetecek puanı elde ettikten sonra hedeflerinin kulüp tarihinin en iyi sezonuna imza atmak olduğunu söyledi. Trendyol Süper Lig’in 20. haftasında deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Samsunspor’da Teknik Direktör Thomas Reis, kulüp tesislerinde basın toplantısı düzenledi. Takımın son durumu hakkında bilgi veren Reis, daha sonra soruları yanıtladı. “Samsunspor tarihinin en iyi sezonlarından bir tanesini yaşamak istiyoruz” Şu anda 36 puan topladıklarını, 42 puana ulaştıktan sonra diğer hedefler için çalışacaklarını dile getiren Thomas Reis, “2 puan ortalamasını devam ettirebilirsek bu bizim adımıza çok iyi olur. Kesinlikle bunu başarmak zor ancak başarmak istiyoruz. Her karşılaşma zor geçiyor. Geçen hafta Kayserispor maçı da zor geçti. İnsanlar Avrupa kupalarını hayal ediyor olabilirler. Herkesin hayal etmesi normal. Birincil hedefimiz ligde kalmak. Ligde kalmayı garantiledikten sonraki hedefim ise Samsunspor tarihinin en iyi sezonlarından bir tanesini yaşamak istiyoruz. Hedefimiz bu olacak. İkinci devrenin tamamlanmasına 18 maç var. Buna da zorlu Beşiktaş maçı ile başlayacağız. Sezonun geri kalan kısmında da elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız” dedi. “İkinci yarı, ilk yarıya göre daha zor geçecek” Ligin ikinci devresinin daha zorlu geçeceğini ifade eden Reis, “Topladığımız 36 puandan çok mutluyuz. İkinci yarı, ilk yarıya göre daha zor geçecek. Biz de nasıl bir performans göstereceğiz, ona bakacağız. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız. İlk devre Beşiktaş maçını iyi oynayarak kaybetmiştik. O günden bugüne çok güzel bir gelişim gösterdik. İkinci yarının ilk maçını Beşiktaş’a karşı oynayacağız. Zor bir karşılaşma olacak ama takım olarak yeteri kadar özgüvenimiz var. En iyi sonucu almaya çalışacağız. Umarım istediğimiz sonuçla sahadan ayrılırız” diye konuştu. “Sezon başı kimse bizden böyle bir başarı beklemiyordu” Alman teknik direktör, sezon başında kimsenin beklemediği bir başarıya imza attıklarından bahsederek, “Şu anki başarıyı yakalamak güzel bir duygu. Belki de sezon başı kimse bizden böyle bir başarı beklemiyordu. Transfer yasağımız var. Bugünlere gelmek kolay olmadı, bundan sonrası da zor olacaktır. Bugüne kadar çok iyi performans gösterdik ve ikinci yarıda da bunu devam ettirmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz konum nedeniyle baskı olacaktır ama bu baskıyı da doğru yönetmemiz gerecek. Bu baskının kendi adımıza iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. İkinci yarıda güzel sonuçlar almaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Reis, şu anda takımda sakatlığı olan futbolcunun bulunmadığını da sözlerine ekledi.